Zeyd b. Sâbit (r.a.) ata biniyordu. Yanında bulunan Abdullah b. Abbas (r.anhümâ) hemen koşup atın üzengisine sarıldı ve binmesine yardım edip hizmetinde bulundu. Bu manzara karşısında Zeyd hazretleri:
— Ne yapıyorsun ey Resûlüllâh’ın amcasının oğlu? diyerek, itirazvâri bir tarzda söylendi.
Abdullah b. Abbas (r.anhümâ) ise:
— Biz büyüklerimize hizmet ve hürmetle emrolunduk, diye karşılık verdi. [Zeyd ibn-i Sâbit hazretleri, Abdullah b. Abbas hazretlerinden yaşça büyüktü.]
Bunun üzerine Zeyd b. Sâbit (r.a.):
— Eline bir bakayım ey Abdullah, dedi ve Abdullah b. Abbas hazretleri elini uzatınca hemen dudaklarına yapıştırıp tekrar tekrar öpmeye başladı. Sonra da şöyle dedi:
— Biz de Resûlüllüh (s.a.v.)’ın yakınlarına hürmet ve ta‘zimle emrolunduk ey Abdullah!
Evet, Resûlüllah Efendimiz’in ashâbı yani ilk Müslümanlar böyleydi... Bugünün Müslümanlar’ı olan bizler hangi durumdayız? Karşılıklı münasebetlerimizde sevgi-saygı, ülfet-ünsiyet ve muhabbet mi hâkim, yoksa aksi yönde davranışlar mı?..
***
***
Unutmamalıyız ki;
Sevgi ve saygının yapamayacağı bir kırık gönül, nefret ve saygısızlığın da yıkamayacağı bir kalp yoktur.
Atalarımız boşuna söylememiş; "Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır!" O bakımdan saygı duyamayacağımız, tasvip etmeyeceğimiz durumlarda bile, en azından karşımızdaki insana saygısızlık etmemeyi öğrenelim, uygulamaya gayret edelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder