15 Ağustos 2020 Cumartesi

İSLAM'IN İLK TALEBELERİ "ASHÂB-I SUFFE" Mescid-i Nebevî’nin giriş kısmına kalacak yerleri olmayan sahâbîlerin barınması için yapılan mekâna “suffe”; burada kalan ve çoğunluğu muhacirlerden oluşan topluluğa “ashâbü’s-suffe” denilmiştir. Allah yoluna kendilerini vakfetmiş bulunan Suffe Ehli’nin güzide sahâbîleri, Sevgili Peygamberimizin yanında daima hazır bulunmuş, onun söz ve fiillerini hıfzederek sonraki nesillere aktarmışlardır. İslâmî esasların ve dinî hükümlerin korunmasında ve bütün âleme yayılmasında bu ilim ve fazilet ehlinin hizmet ve gayretlerinin payı çok büyüktür. Karşılaştıkları türlü sıkıntılara ve imkânsızlıklara rağmen ilim talebinden geri kalmayan bu talebeler, sonraki dönemlere de güzel bir örnek teşkil etmişlerdir. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) Mescid-i Nebevî’deki bu uygulaması tüm islamî eğitime örnek olmuştur. Hz. Peygamber’in gözetiminde irfan ve ahlâk eğitimi alan Suffe Ehli, Allah’a ve Resûlü’ne olan bağlılıkları, dünya malına karşı müstağni davranmaları sebebiyle hem ilmin hem zühdün hem de takvanın önder ve örnekleri olmuşlardır. Bu günümüzde de bu uygulama halen devam etmekte, fiziki şekil farklı olsa da muhtevası aynı olarak ümmeti muhammed'e sunulmaktadır. Ne mutlu bu hizmeti devam ettiren gariplere.

 

Görüntünün olası içeriği: ‎ağaç, gökyüzü, açık hava ve doğa, ‎şunu diyen bir yazı '‎Her gün 100 defa selavat getiren münafıklıktan ve cehennem ateşinden uzaklaşır ve kıyamette șehitlerle beraber olur (Hadis-i Serif יהשה‎'‎‎
Ilim Irfan Sofrası

Bir bedevi Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e:

"Kıyamet ne zaman kopacak?" diye sordu.

Efendimiz: “Kıyamet için ne hazırladın?” buyurdu.

"Allah ve Resûlünün sevgisini." dedi.

Bunun üzerine Hz. Peygamber:

“O halde sen, sevdiğin ile berabersin.” buyurdu. [Müslim, Sahih, Birr ve Sıla,45/50 (III; 2032)]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder