27 Nisan 2019 Cumartesi

Mevlid-i Şerif'in müellifi Sultan Birinci Murâd Hanın vezîrlerinden Ahmed Paşanın oğlu, Şeyh Mahmûd Efendinin torunu Süleyman Çelebi'dir.

Mevlid-i Şerif'in bulunduğu "Vasilet'ün-Necat" adlı eseri 60 yaşında yazdığı rivayet edilir. Eserini yazmasının sebebi olarak gösterilen hâdise hakkında; Künh-ül-Ahbâr, Güldeste, Tezkire-i Latîfî ve başka kaynaklarda geniş bilgi vardır. Süleymân Çelebi'nin vefâtı için düşürülen târih, "Râhat-ı ervâh"tır. Mezarı, Bursa'da Çekirge yolu üzerindedir. İyi bir tahsîl gören Süleymân Çelebi, Bursa'daki Ulu Câminin baş imâmlığına getirildi. Bu câmideki imâmlığı sırasında, birgün İranlı bir vâiz, vâz ve nasîhat ederken, Bakara sûresinin iki yüz seksen beşinci âyet-i kerîmesinin; "Biz Allahü teâlânın peygamberlerinden hiç birinin arasını ayırd etmeyiz (hepsine inanırız). Duyduk ve itâat ettik." meâl-i şerîfini tefsîr ederken de; "Hazret-i Muhammed ile hazret-i Îsâ arasında hiçbir farklılık, üstünlük yoktur." diye, kendi kafasına, bozuk şia inanışına göre tefsîr etti. Cemâat arasında bulunan bir kimse dayanamayıp, ayağa kalktı ve; "Ey câhil! Kendi kafana göre nasıl tefsîr edebilirsin? Sen bu ilimde çok gerilerdesin. Hiç peygamberler (aleyhimüsselâm) arasında üstünlük farkı olmaz olur mu? Elbette peygamberimiz Muhammed (aleyhisselâm), bütün peygamberlerden daha üstündür. Burada fark yoktur demek, nübüvvet ve risâlet yönünden fark yoktur demektir. Üstünlükler, mertebeler yönünden değildir. Burada; "Birinin peygamberliğini kabûl edip, diğerini kabûl etmiyerek aralarında bir ayrılık gütmeyiz. Herbirini kendi derecelerine göre peygamber olarak kabûl ederiz" buyurulmaktadır. Bundan, derece ve fazîletleri aynıdır anlamı çıkmaz. Bunun isbâtı ise, yine Bekara sûresinin iki yüz elli üçüncü âyet-i kerîmesidir. Burada meâlen; "Bu (sûrede sözü geçen) peygamberlerin bir kısmını, kendilerine verilen özelliklerle diğerlerinden üstün kıldık." buyurulmaktadır. Görüldüğü gibi, bu iki âyet-i kerîme, bizim âlimlerimizin tefsîr ettiği gibi birbirlerini doğrulamaktadır. Hâlbuki, senin bozuk düşüncene göre birbirlerini tekzib etmektedir ki, hâşâ bu olamaz!" gibi pekçok sözler söyledi, pekçok delîller getirdi. Neticede İranlı vâiz, yanlış düşündüğünü kabûl etti. Bütün bunlara şâhid olan Ulu Câmi baş imâmı Süleymân Çelebi, bu hâdiseden dolayı çok duygulanmış ve meşhûr Mevlid-i Şerîfini yazmıştır. Mevlid-i Şerîf'inde, hep Ehl-i sünnet îtikâdını anlatmıştır..... ihya forum...
Görüntünün olası içeriği: çiçek ve bitki

YALNIZ KUR'AN DİYENLER MÜSLÜMAN DEĞİLDİR..

 İmam-ı Süyuti diyor ki: “Şunu bilesiniz ki, usül ilminde maruf olan şartları taşıyan -kavlî olsun fiilî olsun- hadisler hüccetdir. Resulullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) bu hadislerini inkar eden kimse küfre girer ve İslam dairesinden çıkar, yahudilerle, hıristiyanlarla veya Allahü teâlânın murad ettiği diğer kâfir fırkalarla beraber haşrolunur.”..(Miftahu’l-cenne, s.18)

Peygamberimiz sav : “Benim Firavun’um, Musa’nın firavunundan daha şiddetlidir”

Firavun’u su yutunca suya gark olunca : “Ben de iman ettim” dedi. Ebu Cehil öldürüleceği sırada ise: “Biraz aşağıdan kes Muhammed gerdan görsün” dedi. Kılıcın parıltısını gördüğü zaman bile küfrüne davam etti.

KADERE, KAZAYA. HAYIR VE ŞERRİN ALLAHÜTEALADAN GELDİĞİNE; KISACA AMENTÜYE İNANMAK FARZ. ŞART.

KADERE, KAZAYA. HAYIR VE ŞERRİN ALLAHÜTEALADAN GELDİĞİNE KISACA AMENTÜYE İNANMAK FARZ.ŞART. Câbir b. Abdullah’dan rivâyet edildiğine göre Resûlullâh (s.a.v.) şöyle dedi: “Bir kul, kadere, hayır ve şerrin Allâh’tan olduğuna, başına geleceği takdir edilen şeyin mutlaka geleceğine ve gelmeyeceği takdir edilen şeyin de kesinlikle gelmeyeceğine inanmadıkça mü’min olmaz.”..(Tirmizi,Kader,10)

YA EHL-İ SÜNNET (hanefi, şafii, maliki, hanbeli), YA EHL-İ SÜFLİYAT ( şii, vehhabi cehennemlik 72 itikadi sapık fırkalar)

Görüntünün olası içeriği: yazı

-İkinci binin Alimi, Ahmed Faruki Serhand-i Hazreti İmam-ı Rabbani Müceddid el-Fisani (kuddise sırrahu); "-Nice namaz kılanlar ve oruç tutanlar vardır ki, cennete giremeyeceklerdir. Bunlar Ehl-i Sünnet ve Cemaat'den(Fırkayı Naciye)den ayrılanlardır!" buyurarak bu konun ehemmiyetini dile getirmiştir.

Görüntünün olası içeriği: yazı

Ayet-i Kerime : "Habibim! Onlar senin gibi iman etmedikleri sürece asla amelleri makbul olmayacaktır..."

Ehl-i Sünnet ve Cemaat İtikadı çok önemli bir hadise olduğundan dolayı, ulema titizlikle üstünde durmuş ve bunun itikadi bir hal olduğunu dile getirmiştir. Kişi dilediği kadar mürekkep yalasın, senelerce medrese tahsili yapsın, İlahiyat Fakültesinde Profesör olsun durum değişmez, çünkü ameli mevzularda Allahu Teala (celle celalühu)'nun affı vardır fakat, itikadi bir meselede affı yoktur. Nitekim Ayet-i Celile'de mealen beyan buyrulduğu üzere, "Habibim! Onlar senin gibi iman etmedikleri sürece asla amelleri makbul olmayacaktır..." buyurulmaktadır.