https://yukarikayalar.wordpress.com/2008/05/14/dondurma-diye-icerigini-bilmediginiz-buzlari-yemeyin/?fbclid=IwAR0o5B6XvKnBRlPWYS7InrK-hj-sprT9rd4ew_ubWLDRImPOUuQGRBc75JQ
“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
28 Nisan 2019 Pazar
Vefât eden anne-baba adına iyilikte bulunmak
Ebû Übeyd Mâlik bin Rebîa es-Saîdî (r.a.) bir gün, “Ey Allâh’ın Resûlü, anne ve babamın vefâtlarından sonra da onlara iyilik yapma imkânı var mı, ne ile onlara iyilik yapabilirim?” diye sormuştu. Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz, “Evet vardır. Onlara duâ, onlar için Allâh’tan istiğfar (günahlarının affedilmesini) talep etmek, onlardan sonra vasiyetlerini yerine getirmek, anne ve babanın akrabalarına karşı da sıla-i rahmi îfa etmek, anne ve babanın dostlarına ikramda bulunmak” (1) cevabını vermiştir.
İbn Abbas’tan (r.a.) rivâyet olunan bir hâdis-i şerifte şöyle buyrulmuştur: “Bir adam gelerek, ‘Ey Allâh’ın Resûlü! Annem vefât etti. Ben onun için tasaddukta bulunsam ona faydası olur mu?’ diye sordu. Resûlüllah Efendimiz (s.a.v.), ‘Evet’ buyurunca, adam; ‘Benim meyveliğim var. Sizi şâhit kılıyor ve onu annem için tasadduk ediyorum’ dedi.” (2)
Sa’d bin Ubâde (r.a.) hadîsinde ise, ölünün arkasından yapılacak sadakanın hangisinin daha efdâl olduğu beyan edilmektedir. Hz. Sa’d (r.a.) şöyle anlatıyor: ‘Ey Allâh’ın Resûlü, dedim. Annem vefat etti. (Onun adına) yapacağım sadakanın hangisi faziletlidir?’ Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz, ‘SU’ buyurdular. Bu cevap üzerine Sa’d bir kuyu kazdı ve, ‘Bu kuyu Sa’d’ın annesi için’ dedi.” (3)
Dünyaya gelmemize vesîle olan, bizleri büyüten, yetiştirip adam eden, üzerimizde çok büyük hakları olan anne – babalarımıza; hayatta iken hizmet edip itaatte bulunmak, öf bile demeyip gönüllerini kırmamaya gayret göstermekle mükellef/yükümlü olduğumuz gibi, vefatlarından sonra da unutmamak boynumuzun borcudur. Onlar için Kur’an okumalı, duâ, istiğfar, hayır ve hasenâtlar yapıp ruhlarına hediye etmeliyiz. Mü’mine yakışan budur. Hayırlı evlat buna denir.
* * *
VEFAT EDEN ANNE-BABA HAKLARININ ÖDENMESİ İÇİN BİR BAŞKA USÛL
* * *
VEFAT EDEN ANNE-BABA HAKLARININ ÖDENMESİ İÇİN BİR BAŞKA USÛL
Anne-babanın haklarının ödenmesi için, çarşambayı perşembeye bağlayan gece, akşamla yatsı arasında, 2 rek’at namaz kılınır. Her rek’atte:
7 Fâtiha-i şerife, 7 Âyetü’l-Kürsî, 5 İhlâs-ı şerif, 5 Felak sûresi, 5 Nâs sûreleri okunur. Bu namazın sevabı anne-babaya gönderilir. (4)
7 Fâtiha-i şerife, 7 Âyetü’l-Kürsî, 5 İhlâs-ı şerif, 5 Felak sûresi, 5 Nâs sûreleri okunur. Bu namazın sevabı anne-babaya gönderilir. (4)
Halis Ece ( Rahmetli )
DİPNOTLAR
(1) Ebî Dâvud, Sünen, Edep 12
(2) Buhârî, Sahîh, Vesâyâ, 15
(3) Ebû Dâvud, Sünen, Zekât 42
(4) Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neştiyat, İstanbul, 1983, s. 57
(1) Ebî Dâvud, Sünen, Edep 12
(2) Buhârî, Sahîh, Vesâyâ, 15
(3) Ebû Dâvud, Sünen, Zekât 42
(4) Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neştiyat, İstanbul, 1983, s. 57
ABDÜLHAMÎT HANIN TAHTTAN İNDİRİLİŞİNİN 110. SENE-İ DEVRİYESİ..
🥀ABDÜLHAMÎT HANIN TAHTTAN İNDİRİLİŞİNİN 110. SENE-İ DEVRİYESİ..
⚠️Zalimlere beddua millete dua!⚠️
👉 İşte Ulu Hakan Sultan Abdülhamid Han'ın Duası:
☝️Allahım helal etmiyorum!☝️
🔹️Şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere, hakkımı helal etmiyorum!
Beni, benim için lif lif yolsalar, cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar, sarayımı yaksalar, hanümanımı, hanedanımı söndürseler, çoluğumu gözümün önünde parçalasalar helal ederdim de Sevgili'nin (SalAllahu Aleyhi ve Sellem) yolunda yürüdüğüm için beni bu hale getiren ve milletimi ateşe atan insanlara hakkımı helal etmem!
☝️Allahım! Mukaddes isimlerine kurban olduğum Allahım!☝️
☝️Ya Âdil!☝️
🔹️Bana"Kızıl Sultan" adını takan ve devrilmem için ellerinden geleni yapan Ermenileri, şimdi beni devirenlere parçalatıyorsun!
Bu cellatları da, kim bilir, kimlere parçalatacaksın?..
Fakat ☝️Yâ Rahman!☝️
🔹️Adaletinle tecelli edersen hepimiz kül oluruz!
Bize acı!
Resûlünün, Sevgilinin, Kainatın Efendisinin nurunu kaydeder gibi olduğu için bu hale gelen millete, rahmetinle, fazlınla, lütfunla tecelli et!
☝️ Yâ Kâdir!☝️
Kundaktaki yavruyu gagasına almış, kaçıran leş kuşunu düşürüp çocuğu kurtarmak ancak senin kudretine sığabilir. Leş kuşlarının gagasında kundak çocuğuna dönen milletimi kurtar Allahım!
☝️Ya Ma'bud !..☝️
🔹️Ömrümde tek vakit farz namazı kaçırdığımı hatırlamıyorum!
Ama tek vakit namazım olduğunu iddiaya da nefsimde kuvvet bulamıyorum!..
Huzurunda eğileceğime kaskatı kalıyorum ve duada ruh teslim edeceğime yatağımda kıvranıyorum! Sana kulluk gösteremeyen bu kulunu affet Allahım!Eğer, yılları tesbih dizisince süren hükümdarlığımda Seni bir kere anabildim, Resûlüne bir an bağlanabildimse, duamı, o bir kere ve bir an yüzü suyu hürmetine kabul et!
☝️Yâ Sübhan!☝️
🔹️Şu titrek elleri, Kıyamet gününde sana"Ümmetim, ümmetim!" diye yalvaracak olan Habibinin eteğinde, şimdi"Milletim, milletim!"diye dilenen bu ihtiyarın duasını geri çevirme! Milletimi evvelâ"Ba'sü ba'de'l-mevtsiz" bir ölümle yok etmeye götüren sahte kurtarıcılar ve sahte kurtuluşlardan kurtar; ve ona bir gün gelecek kurtarıcıları, gerçek kurtuluşu nasib eyle!..
🔹️Benim artık bu dünya gözüyle görebileceğim hiçbir saadet ümidim kalmadı.
Bari felâketi olsun bana daha fazla gösterme Allahım!
Ayakta duramaz, haldeyim!
Vadem ne gün dolacak Allahım?..
Necip Fazıl ve Türkçe Kur’an meselesi
“1943 yılında, Ankara’ya gitmiştim. Ankara’da beklenmedik bir haberle karşılaştım:
-‘Diyanet İşleri Başkanı, Kur’anı türkçeye çevirip, hakiki Kur’anı ortadan kaldırmak için bir kanun çıkartmak istemektedir.’
Diyanet Reisi’yle bir iki kez görüşmüşlüğümüz vardı, fakat, Allah’ın kitabını Türkçeye çevirip onu Kur’an ismiyle resmi ibadete sokmak gayreti derecesinde açık ve muazzam bir küfründen haberim yoktu.
-‘Diyanet İşleri Başkanı, Kur’anı türkçeye çevirip, hakiki Kur’anı ortadan kaldırmak için bir kanun çıkartmak istemektedir.’
Diyanet Reisi’yle bir iki kez görüşmüşlüğümüz vardı, fakat, Allah’ın kitabını Türkçeye çevirip onu Kur’an ismiyle resmi ibadete sokmak gayreti derecesinde açık ve muazzam bir küfründen haberim yoktu.
Bu haberi duyduktan birkaç gün sonra, bir toplantıda, Diyanet Reisiyle karşılaştık, kendisine:
‘Duyduğuma göre, Kur’anı türkçeye çevirmek ve bunu resmen ibadet dili haline getirmek şeklinde bir düşünceniz varmış. Sapıklık ve hüsranların en büyüğü olan böyle bir hadiseyi, bizzat sizin ağzınızdan duymadan inanılır şey telakki edemiyorum. Lütfen hakikati bildirir misiniz?’
Uçuk benzi bir kat daha uçarak ve soluk dudakları bir kat daha solarak bana şu cevabı verdi:
‘Evet Necip Fazıl Beyefendi! Sizin dini bakımdan imkansız gördüğünüz bu işi, Mezhep İmamlarının kabul ettiğini bilmiyor musunuz? Mezhep İmamları Kur’anın başka bir dille okunabileceği ve bununla ibadet edilebileceği hakkında görüş belirtmişlerdir.’
Bu cevabı alır almaz, bütün kanımın, beynime dolduğunu hissettim. Bu adam, sade Allah kelamının yok edilmesinden doğan küfürle iktifa etmiyor, dinin büyük şahsiyetlerine, mezhep sahiplerine, resmen ve açıkça iftira atıyordu.
‘Duyduğuma göre, Kur’anı türkçeye çevirmek ve bunu resmen ibadet dili haline getirmek şeklinde bir düşünceniz varmış. Sapıklık ve hüsranların en büyüğü olan böyle bir hadiseyi, bizzat sizin ağzınızdan duymadan inanılır şey telakki edemiyorum. Lütfen hakikati bildirir misiniz?’
Uçuk benzi bir kat daha uçarak ve soluk dudakları bir kat daha solarak bana şu cevabı verdi:
‘Evet Necip Fazıl Beyefendi! Sizin dini bakımdan imkansız gördüğünüz bu işi, Mezhep İmamlarının kabul ettiğini bilmiyor musunuz? Mezhep İmamları Kur’anın başka bir dille okunabileceği ve bununla ibadet edilebileceği hakkında görüş belirtmişlerdir.’
Bu cevabı alır almaz, bütün kanımın, beynime dolduğunu hissettim. Bu adam, sade Allah kelamının yok edilmesinden doğan küfürle iktifa etmiyor, dinin büyük şahsiyetlerine, mezhep sahiplerine, resmen ve açıkça iftira atıyordu.
Kendisine şu cevabı verdim:
‘Sadece küfürle kalmıyor, bir de küfrünüze ortak arıyorsunuz! Kur’anın Allah kelamı olduğuna inanan her fert, Allah kelamının, nazil olduğu lisan kalıbından ayrılmayacağını, ayrılacak olursa, artık onun Allah kelamı olmayacağını bir hamlede kavrayacak bir anlayışa sahiptir. Bakın, Diyanet İşleri Reisi Efendi, Ben, Necip Fazıl, sizin elinizdeki icra vasıtalarına karşı, bir kamyonu durdurtmak isteyen bir piliç kadar zayıf bir ferdim; fakat size açıkça haber veriyorum, eğer sapıklığınızın büyüsü altında şuurunu körletip sizi destekleyecek bazı fertler bulacak ve bu niyetinizi tatbik mevkiine çıkaracak olursanız, bir piliçten hiç farkı olmayan bu zayıf cüssemi, kamyonun tekerlekleri altına atmakta tereddüt göstermeyeceğim!’
‘Sadece küfürle kalmıyor, bir de küfrünüze ortak arıyorsunuz! Kur’anın Allah kelamı olduğuna inanan her fert, Allah kelamının, nazil olduğu lisan kalıbından ayrılmayacağını, ayrılacak olursa, artık onun Allah kelamı olmayacağını bir hamlede kavrayacak bir anlayışa sahiptir. Bakın, Diyanet İşleri Reisi Efendi, Ben, Necip Fazıl, sizin elinizdeki icra vasıtalarına karşı, bir kamyonu durdurtmak isteyen bir piliç kadar zayıf bir ferdim; fakat size açıkça haber veriyorum, eğer sapıklığınızın büyüsü altında şuurunu körletip sizi destekleyecek bazı fertler bulacak ve bu niyetinizi tatbik mevkiine çıkaracak olursanız, bir piliçten hiç farkı olmayan bu zayıf cüssemi, kamyonun tekerlekleri altına atmakta tereddüt göstermeyeceğim!’
Evet bütün İslam düşmanlarına parmak ısırtacak bu imansıza bunları söyledim ve çıkıp gittim.”
Allahü teâlâ, tarafından sevilen kimse, faziletli vakitlerde faziletli amellerle meşgul olur.
Mübarek vakitlerde, günahlardan titizlikle uzak durmalı, taatları, ibadetleri ve her çeşit hayratı artırmalıdır. Zira Allahü teâlâ, tarafından sevilen kimse, faziletli vakitlerde faziletli amellerle meşgul olur. Buğzettiği kul ise; faziletli vakitlerde kötü işlerle meşgul olur. Kötü işlerle meşgul olanın bu hareketi azabının daha şiddetli olmasına ve Allahü teâlânın, ona daha çok buğzetmesine sebep olur. Çünkü o, böyle yapmakla vaktin bereketinden mahrum kalmış ve onun hürmet ve şerefini çiğnemiş olur.... (Mev'iza-i hasene)
Ramazan-ı Şerifte nafilelere farz sevabı var. Farzlarada yetmiş farz sevabı var. Ramazan-ı Şerifte amellerin sevabı bire bindir.
-Ramazan-ı Şerif Umresi.................
Peygamber Efendimiz (sav); “ Ramazan ayında yapılan umre,
benimle birlikte yapılmış bir hac gibidir. ”
Peygamber Efendimiz (sav); “ Ramazan ayında yapılan umre,
benimle birlikte yapılmış bir hac gibidir. ”
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)