17 Mayıs 2019 Cuma

Hiç bir özrü olmaksızın farz olduğuna inandığı halde, kasten ramazan orucunu tutmayanlar hakkında azap vardır.

 Hiçbir özrü olmaksızın farz olduğuna inandığı halde, kasten ramazan orucunu tutmayanlar hakkında azap olduğuna dair haberler vardır. Hadis-i Şerif: Cebrail (as) bana şöyle anlattı. Kıyamet günü bir genç üzüntülü ve ağlayarak, ellerinde ateşten demir topuzlar olan melekler tarafından sürüklenircesine götürülür. Genç: “El eman! El eman! Diye feryat eder. Ancak kendisine eman verilmez. Allah-ü Tealâ’nın huzuruna götürülür, huzurda durur, Hz. Allah azap meleklerine: “Onu yüzüstü cehenneme atın” diye emir buyurur. “Ey Cebrail bu kimdir?” Dedim. “Ümmetinden bir gençtir” dedi. “Günahı nedir?” Diye sordum. “Ramazan ayına ulaştı, oruç tutmadı. Sonra istiğfar da etmeden aniden öldü” diye cevap verdi. Ey Allah’ın kulları! İhlâsla oruç tutun, insanlar uyurken gece namaz kılın. (Galiyet’ül-Mevaiz)

H.Ş : "Acve hurması zehire şifa’dır." ...(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:258)

Fotoğraf açıklaması yok.

14 Mayıs 2019 Salı

ASHAB- I KİRAM EFENDİLERİMİZ HAKKINDA İLERİ GERİ KONUŞMAK HİÇ KİMSEYE BİR ŞEY KAZANDIRMAZ KESİNLİKLE ÇOK DİKKATLİ OLALIM MÜSLÜMANLAR ÇOK (Eshabım arasında fitne çıkacak, o fitnelere karışanları, Allahü teâlâ benimle olan sohbetleri hürmetine af ve mağfiret edecektir. Sonra gelenler, bu fitnelere karışan Eshabıma dil uzatarak Cehenneme girecektir.) [Müslim] (Eshabımın hiçbirine dil uzatmayın. Onların şanlarına yakışmayan bir şey söylemeyin! Allah’a yemin ederim ki, bir kimse, Uhud dağı kadar altın sadaka verse, eshabımdan birinin bir avuç arpası kadar sevap alamaz.) [Ebu Davud]

HIZIR (A.S.) KİMLERLE BULUŞUR? ...Ali Darîri hazretleri, Hızır aleyhisselâmın dünyada bir kimseyi dost edinip, onun ziyaretine gelmesi için dört şart vardır, buyuruyor:
1. O kimse, her halükârda Rasûlüllah’ın sünnetine uyan biri olacak.
2. Kalbinde dünyaya karşı bir his ve ihtiras asla olmıyacak.
3. Bütün Müslümanlar için temiz bir duyguya ve kalbe sahip olacak.
4. Hile, haset, kin gibi duygular içinde asla olmıyacak. Devamla buyurdular ki: Bu şartlar kendinde olmıyan insan, ibadetle melekleşse bile, yine Hızır (a.s.) ona uğramaz ve onunla arkadaşlık te’sis etmez...Tabakatü’l-Kübra, C. 4, S. 1683.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “İnciyi, köpeklerin ağzına atmayın.”. “Mücevherleri hınzırların boynuna takmayın.” Çünkü hikmet mücevherlerden daha kıymetlidir.

Ezan duası fazileti, Peygamber Efendimiz (asm) bizlere öğrettiği dualardan bir tanesidir ve bazı hadislerde bu duanın faziletlerinden bahsedilmiştir. Abdullah bin Amr bin As (ra) bildirmiştir: Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki : 'Müezzinin ezanını işittiğiniz vakit sizde ezanı tekrar ediniz. Sonra bana salat ve selam okuyunuz. Çünkü her kim bana bir salat okursa, Allah ona on defa rahmet nazarıyla teveccühte bulunur. Sonra Allah'tan benim için bir vesileyi isteyiniz. Çünkü vesile Cennette bir derecedir ki o Allah'ın kullarından yalnızca birine layık olur. Benim o olduğumu umuyorum. Her kim benim için vesileyi isterse ona şefaatim ulaşır.'' Cabir bin Abdullah (ra) dedi ki: Resulullah Efendimiz (asm) buyurdu ki: ''Her kim ezanı işittiği zaman 'Allahümme Rabbe hâzihi’d-da’vete’t-tâmmeti ve’s-selâti’l-kâimeti âti Muhammedeni’l-vesîlete ve’l-fadîlete ve’b’ashü mekâmem-mahmûdeni’llezî veadtehû.' (Manası:Ey bu mükemmel davetin ve namaz duruşu emrinin sahibi Allah'ım! Efendimiz Muhammed'e (asm) vesileyi ve yüksek dereceleri ver. Ve ona vaad ettiğin Makam-ı Mahmud'a ulaştır.) diye dua ederse benim şefaatim kıyamet günün de ona hak olur. Ezan duası ayetten iktibas edilen 'İNNEKE LÂ TUHLİFU’L-MÎ’ÂD' (şüphesiz sen sözünden dönmezsin) denilerek bitirilir. Vesile üstteki hadiste de belirtildiği gibi cennette çok üst bir makamdır. Makam-ı Mahmud ise her lisanın övgü ve yüceltmesine layık makam demektir. o makamda olana ilk yaratılan insandan son yaratılacak insana kadar tüm insanlık över ve yüceltir. Makam-ı Mahmut şefaat makamıdır. Bu makam Resulullah Efendimiz (asm) 'e ihsan olunmuştur. Ezan İslam'ın temel prensiplerini kendinde taşıyan kutsal bir çağrıdır. Ezan okunan vakitler ise duaların kabul olduğu önemli zaman dilimleridir. Bu önemli zamanları bizzat Peygamber Efendimiz (asm)' in bizlere öğretmiş olduğu ezan duasını okuyarak onun sünnetine uymak ve bu duayla inşallah kıyamet günü Peygamber Efendimiz (asm)'nin şefaatine nail olmak biz müminler için son derece önemlidir.

Hazret-i Mehdî, vilâyetin en yüksek derecesinde olacağına göre, o da bu yoldan yetişmiş ve bu yolu düzeltmiş olacaktır.

 İmamı Rabbani (k.s.) hazretleri Mektubatının 250. Mektûb-u Şeriflerinde bu yol ile alakalı olarak buyuruyorki: "Evliyâlık yolları arasında Silsile-tüz zeheb yolu, Sıddîk-i ekberin yolu olduğundan, bu yolun yolcuları uyanık olur. Onun için de, yolların en üstünüdür. Başka yoldaki Evliyâ, bunların kemâlâtına nasıl yetişebilir? Onların içyüzünü nasıl anlıyabilir? Bu yolun yolcularının, bu işte kârları müsâvîdir demek istemiyorum. Belki milyonda biri böyle olabilirse nîmettir, saadettir. Peygamberimizin haber verdiği Hazret-i Mehdî, vilâyetin en yüksek derecesinde olacağına göre, o da bu yoldan yetişmiş ve bu yolu temâmlamış ve düzeltmiş olacaktır. Çünki bütün vilâyet yolları, bu yoldan aşağıdır ve ulaştıkları vilâyetlerde, Peygamberlik makamının kemâllerinden az birşey vardır. Bu yoldan kazanılan Evliyâlıkta ise, Sıddîk-ı ekberin yolu olduğu için, o kemâlâttan pek çok bulunur."

Bu (kuran, ehl-i sünnet) hizmet peygamber hizmetidir. Cenab-ı hakk sevdiği kullarını dinine hizmet ettirmek için sevkeder. Bu hizmetler sevkullahtır, sevkullahtır... (emetli Hacı Süleyman Dede)

Gece Allâhü Teâlâ’ya âşık olanların perdesidir. Gece devam etse, hiç bitmese, diye temennî ederler.

Gece Allâhü Teâlâ’ya âşık olanların perdesidir. Gece devam etse, hiç bitmese, diye temennî ederler. Peygamberler ve evliya büyük tecellîlere ve makamlara gece karanlığında yaptıkları duâ ve ilticâlar ile kavuşmuşlardır. Nitekim Mûsâ aleyhisselam kırk gece kelâm-ı sübhanîye nâil olmuş, Allâhü Teâlâ ile konuşmuştur. İbrahim aleyhisselam Halîlullah makâmına gece kavuşmuştur. Melekler Yûnus aleyhisselamın duâ ve ilticâsını gece vaktinde işitmişlerdir.Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de Mi’râç’ta yüksek mânevî mertebelere gece vaktinde nâil olmuştur.