16 Haziran 2019 Pazar

Misyonerlerin çeşitli taktiklerini okuduktan sonra günümüzde bunları yakinen müşahede ettiğinize bizzat şahit olacaksanınız. İçimiz deki tehlikenin farkında mıyız? Müslüman bilinçli ve uyanık olmalıdır

Misyonerlerin çeşitli taktiklerini okuduktan sonra günümüzde bunları yakinen müşahede ettiğinize bizzat şahit olacaksanınız.
İçimiz deki tehlikenin farkında mıyız? Müslüman bilinçli ve uyanık olmalıdır
1- Cemaatlerin arasına düşmanlık sokup, kötü zannı aşılamak.
2- Yakılması ve yok edilmesi mümkün olan din kitaplarını yakmak, yok etmek.
3- Din adamlarından Müslümanları soğutmak için, onlar hakkında muhtelif iftiralar uydurmak, gerekirse onlar kılığına girerek, halkın gözü önünde çirkin fiiler işlemek, böylelikle Müslümanların, çocuklarını, dînî mekteplere göndermekten vazgeçirmek ve cahil kalmalarını temin etmek.
4- “İslam ibadet dinidir, dünyaya ait meselelerle alakadar olmaz” inancını yerleştirmek.
5- İdarecileri kadın, içki, kumar gibi kötü alışkanlıklara müptela kılmak, rüşvete ve beytülmali, kendi şahsi işlerinde harcamaya alıştırmak.
6- Gizli-aşikâr şu dört şeyi yaymak: İçki, kumar, zina ve domuz eti.
7- Camilerin açılmasına mani olmaktansa, orada misyonerleri ve mezhepsizleri konuşturarak, camileri kendi hizmet mahallimiz haline getirmek.
8- “Peygamberlerin İslam’dan kastının, mutlak din olduğu, Hıristiyanlık, Yahudilik gibi dinlerin de ona ulaştıracağı” inancını yerleştirmek.
9- Müslümanların inanç esaslarına bid’atler sokup, İslamı gericilik ve terör dini olmakla itham etmek.
10- “Dinde zorlama yoktur” diyerek, bilhassa kadınlara, hürriyet sevdası aşılamak ve emr-i bi’l-mâruf, nehy-i ani’l-münker vazifesini unutturmak.
11- Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerin dili olan Arapça’yı, öğrenmekten men etmek, yabancı dil olarak diğer dillerin öğrenilmesine teşvik etmek.
Görüntünün olası içeriği: yazı

Ömer b. Abdülaziz vefat ettikten sonra ona olan hayranlığını gizlemeyen Roma İmparatoru; “Bir insanın, imkânsızlıkları dolayısıyla ruhbanca bir yaşantıya sahip çıkması, dünyadan el-etek çekmesi çok kolaydır. Çünkü onun zaten terk edeceği herhangi bir dünya malına sahipliği yoktur. Fakat bu halife gibi, dünyanın en büyük devletinin yöneticisi için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Onun elindeki hazinelere rağmen, bunların hiçbirine aldırmayıp, sıradan bir fakirin yaşantısına sahip çıkmasına hayran olmamak doğrusu elden gelmiyor” demiştir


EKMEĞİMİZ AŞIMIZ HELAL OLSUN , YİYENE İÇENE .AMA HAKKIMIZ HELAL DEĞİL;DOST GİBİ GÖRÜNÜP KUYUMUZU EŞENE ...

Görüntünün olası içeriği: yazı

H.Ş : “Ümmetimin fesada gittiği bir devirde, kim benim sünnetime tam yapışırsa, ona yüz (100) şehit sevabı vardır.

Hasan Bozkurt ------ H.Ş : “Ümmetimin fesada gittiği bir devirde, kim benim sünnetime tam yapışırsa, ona yüz (100) şehit sevabı vardır. Diğer rivayette ise, iki yüz (200) şehit sevabı vardır” buyrulmuştur. (Beyhaki, Sünen; Hâkim, Müstedrek; Taberani. ) ..Neden bu kadar sevap? Çünkü bir mü’min bir fenalık görerek, o devirde onu ortadan kaldırmazsa, çok üzülür ve keşke ölse idim de bugünlere şahit olmasa idim ve bu kötülüklerin alenen işlendiğini görmeseydim, der. İşte Hz. Allah, böyle zamanda alenen işlenen kötülükler karşısında kahrolup bunu söyleyen kuluna, sanki o kötülükle mücadele etmiş, ama ortadan kaldıramamış da, o yolda şehit olmuş gibi sevap ihsan eder. Ve bunu ömründe yüz kere diyene yüz, iki yüz kere diyene iki yüz şehit sevabı verileceğini müjdeliyor, Peygamberimiz.

BİR’İ BİN SAYILAN SALAVÂT ....Garibin biri rüyada Rasûlallah’ı (s.a.v.) görüyor. Çok fakir ve o günlerde darda olan bu garip, Rasûlüllah’a halini arz edip, yalvarıyor. Rasûlüllah Efendimiz ona, meşhur Türk Sultanı Gazneli Mahmud’un huzuruna çıkmasını, halini arz etmesini emrediyor. Garip, Rasûlüllah’a soruyor: “Ya Rasûlellah! Eğer Gazneli senin beni gönderdiğini inkâr ederse, ona ne diyeceğim?” diyor. Rasûlüllah Efendimiz de, “Her akşam yatarken üç bin (3000), her sabah kalktığında da üç bin (3000) salât u selam okuduğunu ve o salât u selamların bana ulaştığını söyleyeceksin” buyuruyor. Garip, Gazneli Mahmud’un huzuruna çıkarak, “Size Rasûlüllah Efendimizin selamı var” deyince, Gazneli heyecanlandı ve, “Ale’r-re’si ve’l-ayn” diyerek ayağa fırladı. Yani başım gözüm üstüne, dedi. Garip devam etti: “Benim bin (1000) dirhem borcum var, onu ödeyemiyorum. Rasûlüllah (s.a.v.) Sultan Mahmud’a git, ödesin buyurdu. Ben de ya Rasûlellah Sultan Mahmud benim sözüme inanmazsa, benden alamet isterse ne diyeyim dedim. Rasûlüllah da senin akşam yatarken üç bin (3000), sabah kalktığında da üç bin (3000) salât u selam okuduğunu… Ve o salât u selamların kendisine ulaştığını, alamet olarak söyledi” deyince, Sultan Mahmud gözyaşlarına boğuldu ve adamın sözünü tasdik etti… Ona bin (1000) dirhem borcu için, bin (1000) dirhem de Rasûlüllah’tan selam getirdiği için harçlık verdi. Yanındaki devlet ricâli (adamları), “Nasıl bu adamın sözünü tasdik ediyorsunuz… Siz gece boyu hiç uyumadan salât u selam okusanız, yine sabaha kadar üç bin salât u selam okuyamazsınız. Kaldı ki siz, gece-gündüz bizimle berabersiniz. Biz böyle bir şeye şahit olmadık” dediler. Gazneli Mahmud, “Ben âlimlerden işittim ki; kim, “Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ma’htelefe’l-melevâni ve teâkabe’l-asrâni ve kerrare’l-cedîdâni ve’s-takbele’l-ferkadâni ve belliğ rûhahuu ve ervâha ehli beytihî minna’t-tehıyyete ve’s-selâme” salavatını bir kere okursa, bin (1000) defa okumuş sevabını alır. Ben de her gece yatmadan üç kere, sabah kalkınca da üç kere mutlaka bu salavatı okurum. Ne mutlu bana! Demek ki okuduğum salât u selamlarım Allah’ın Rasûlüne ulaşıyor, bana bundan büyük müjde mi olur?” dedi. (Harputî, Abdullatif, S. 56.)

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi ve yazı

Kur'an-ı Kerim'de “Allah'ın yaratışını (fıtratı) bozanlar, şeytanın dostu olup hüsrana uğrayanlar..." (Nisâ 4/119)

Hasan Bozkurt ----------- Kur'an-ı Kerim'de “Allah'ın yaratışını (fıtratı) bozanlar, şeytanın dostu olup hüsrana uğrayanlar..." (Nisâ 4/119) olarak nitelendirilir. Genetiği değiştirilen bir gıdanın vereceği zararın derecesine göre, bunu yapmak mekruh veya haram olur. Bu nedenle Allah'ın kulları için yarattığı helal nimetleri zararlı hale getirmek, hem Allah hakkını hem de kul hakkını ihlal etmek anlamına gelir.

Allah Teala buyurdu ki: “Ey İsrafil! İzzetim ve celalim, cömertliğim ve keremim hakkı için, kim, ‘Bismillâhirrahmanirrahîm’i Fâtiha’ya bitişik olarak (Yani "Bismillâhirrahmanirrahîm'il-hamdü lillâhi....şeklinde) bir kere okursa; şahit olun ki, ben onu mağfiret ederim. İyiliklerini kabul eder, kötülüklerini afveder, dilini ateşle yakmam. Onu kabir azabından ve büyük korkudan (kıyamet günü fezau’l-ekber’den) kurtarırım…” [Bkz. Tefsîru Ruhu'l-Beyan, Mukaddime, 1, 10-11]