6 Temmuz 2019 Cumartesi

Geçenlerde LGBT dedikleri gayların,homoseksüellerin tüm yurtta gösteri yürüyüşü ve buna alet olan bazı sivil toplum kuruluş ve Belediyeler vardı.Şimdi bir anımı anlatmak istiyorum



Celalettin Oyanik
 1998 yılında Hakkari Çukurca'da sınır karakolunda Asteğmen olarak askerliğimi yaparken karakolumuzda 15 kadar Asteğmen vardı. Bir asteğmen arkadaşımın hal ve hareketleri garip ve acayipti. Sohbet ederken konuyu değiştirip durup dururken bana çok af edersiniz ibne olduğunu itiraf etmiş ve söylemişti.
Şaka yapıyor sandım kendi kendime bunun şakası bile kötü dedim ve söylediklerine bir anlam verememiştim. Daha sonra diğer rütbeli bazı arkadaşların yanında yaptığı sulu şaka ve hareketlerden dolayı gerçekten de söylediği gibi GAY olduğuna karar verdim. Kısa bir süre geçmişti ki kendinin GAY olduğunu söyleyen rütbeli arkadaştan Allah tarafından bir koku gelmeye başladı tarif etmem mümkün değil. Rütbelilerin banyo olduğu yerde akşama kadar belki 4-5 defa girip çıkıp banyo oluyordu ve bırakın yanına yaklaşmayı BANYOLUĞA BİLE O İĞRENÇ KOKUDAN GİRİLMİYORDU. Üstelik bu rütbeli arkadaş teyzesinin dini sohbetler falan verdiğini söylemişti. O koku dün gibi aklımda olup ne lağım kokusu ne de başka bir kokuydu,öyle iğrenç bir kokuydu tarif etmem mümkün değil. İŞTE LUT KAVMİ ALLAH'IN LANETİNE UĞRAMIŞTIR VE BİR İNSANIN GAY OLABİLMESİ İÇİN ZERRE KADAR İMANIN OLMAMASI GEREKİYOR. Bu milletin imanını kalbinden çaldılar. Kiminde zerre kadar iman yok,kiminde biraz iman var,kiminde de gerçek hakiki iman var. ALLAH HEPİMİZİ SAĞLAM YIKILMAZ İMAN SAHİBİ KULLARINDAN EYLESİN.

Kuran'da helak edildikleri bildirilen "Ad Kavmi", adını Hz. Nuh'un torunlarından birinin adından almaktadır. Hz. Nuh'un tufanından sonra 800 yıl daha yaşadıkları söylenir. Bu kavim, bolluk ve şatafat içerisinde yaşamış olmaları

Mehmet Panaz
Kuran'da helak edildikleri bildirilen "Ad Kavmi", adını Hz. Nuh'un torunlarından birinin adından almaktadır. Hz. Nuh'un tufanından sonra 800 yıl daha yaşadıkları söylenir.
Bu kavim, bolluk ve şatafat içerisinde yaşamış olmalarıyla bilinir. Güzel ve yüksek binaları diktikleri İrem isimli güzel şehirde zenginlik içerisinde yaşamışlardır. Zaman geçtikçe dünya malına tapmaya başlamışlar ve sonrasında kötü davranışlar göstererek zalimleşmişlerdir. Kendilerinden zayıf olanı ezmiş, hor görmüşlerdir.
Hem bu sebepten hem de tufandan sonra puta tapmaya devam etmelerinden dolayı Allah'ın gazabına uğrayarak helak olmuşlardır. 7-8 gün süren şiddetli kasırga sebebiyle bu kavimden tek bir iz bile kalmamıştır.

Allahu Teala nın 4000 bin ismi vardır 1000 i Kuran'da 1000 i Tevratta 1000 i Zeburda 1000 i ise İncildedir.

İnsan ve meleklerin ruhu ulvi Şetan ve cinlerin Ruhu suflidir.
Fatih Çakır

Kara ila deniz
Ay ila güneş
Hayat ila ölüm

H.Ş : Lutilik mubah sayılmadıkça kıyamet kopmayacak. [Deylemi]

 H.Ş : Hacca, hükümdarlar gezi için, zenginler ticaret, fakirler dilenmek, din görevlileri de gösteriş için gidecekler.
[Hatib]

H.Ş : Köpek beslemek, evlat yetiştirmekten daha cazip olacak. [Hakim]
 Biz insanın dindarlığını sözleriyle değil,
Fiiliyatıyla anlarız...


Hasan-ı Basri (rah.)

Maaş ödenerek bir makama getirilen kimsenin, vazifesini yerine getirirken, herhangi bir hediye almasını yasaklamıştır.

 Herhangi bir devlet memurunun-görevlisinin; işi sebebiyle, tanımadığı kimselerden hediye alması caiz değildir. Zira Fahr-i Kâinat Efendimiz (s.a.v.); kendisine maaş ödenerek bir makama getirilen kimsenin, vazifesini yerine getirirken, herhangi bir hediye almasını yasaklamıştır. [İmam Şâtıbî, el –Muvâfakât, İstanbul, 1990, 2, 387; Ayrıca bkz. A. Ziyaüddin Gümüşhanevi, Râmûzü’l-Ehâdîs, İst., 1982, 2, 454]

'Bor' ile kanser hücresini öldürdüler!

Türkiye Kemik İliği Transplantasyon Vakfı (TKİTV) Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan, "Kanser hücrelerine borla ilgili bir madde ya da element eklediğiniz anda kanser hücresinin öldüğünü görüyoruz" dedi.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Tıp Fakültesi öncülüğünde, kentte görev yapan doktorlara yönelik kemik iliği kanseri hastalığı, bulguları, belirtileri, teşhis ve tedavi yöntemleri konulu toplantı düzenlendi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve TKİTV Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan başkanlığındaki toplantıya, Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hematoloji Kliniği Şefi Prof. Dr. İmdat Dilek, YYÜ Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Öğretim üyeleri Doç. Dr. Cengiz Demir ve Yrd. Doç. Dr. Uğur Türktaş, konuşmacı olarak katıldı.
Prof. İlhan, yaptığı konuşmada, Türkiye'de her yıl bin 500 kişinin kemik iliği kanserine yakalandığını belirterek, hastalığın ortaya çıkmasında beslenme alışkanlıkları, tarımsal ilaçlama, sigara ve bağışıklık bozukluğu gibi faktörlerin etkisini anlattı. Hastalığın, yaşlanmayla doğru orantılı olduğuna dikkati çeken İlhan, Türkiye'de özellikle kanser ilaçlarının kullanımında ücret alınmamasının ve 45 ayrı merkezde ilik naklinin yapılmasının hastalar için avantajını vurguladı.
"BOR EKLEDİĞİMİZDE KANSER HÜCRELERİ ÖLÜYOR"
İlhan, hastalığın genel itibarıyla kemik kırıklarıyla ortaya çıktığına ve ülke açısından azımsanamayacak seviyeye ulaştığına değinerek, şöyle konuştu:
“Ülkenin değişik bölgelerindeki bilim insanlarıyla 'bu hastalığa nasıl erken tanı koyarız ve nasıl tedavi yaparız?' diye iş birliği yapıyoruz. Aynı zamanda Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü'nde de bir toplantı yaptık. 'Bor madeni kullanılarak herhangi bir çalışma yapabilir miyiz' konusunu tartıştık. Bana gelen dosyalara bakıldığında, kanser hücrelerine borla ilgili bir madde ve element eklediğiniz anda kanser hücresinin öldüğünü görüyoruz. Ama tam tersine siz bu bor maddesini gereksiz yere kullanırsanız belki de yan etki yapacaktır. Şu da gösteriyor ki araştırmalar ilerledikçe yurdumuzdaki metaller ve elementlerden daha fazla faydalanacağız. Bor Enstitüsü bununla ilgili laboratuvar çalışmalarına başladı.” Laboratuvar çalışmaları kapsamında elde edilen bulguların, yakın zamanda hayvanlar üzerinde test edileceğini anlatan İlhan, söz konusu deneylerde olumlu sonuçların ortaya çıkmasının beklendiğini söyledi.
İlhan, kemik iliği kanserinin halsizlik, kemik kırıklığı, kemik ağrıları, böbrekte iltihap, idrarda sorun ve kansızlık gibi belirtilerle ortaya çıktığını belirterek, bu tür sorunları olan vatandaşların dahiliye doktoruna görünmesi tavsiyesinde bulundu.
Kemik iliği kanserinin yaşlılarda görülmesine karşın Türkiye'de genç nüfusta da rastlandığını anlatan İlhan, şöyle konuştu:
“Ben bunu maalesef düzensiz ve gereksiz tarım ilaçlarının kullanılmasına bağlıyorum. Bakanlık da bu konuda birkaç yıldır farklı çalışmalar yapıyor. Örneğin Meclisimizde bir kanser araştırma komisyonu kuruldu. Artık Tarım Bakanlığımızın genetiği ile oynanmış gıdalara, özellikle tarımda gereksiz hormon ilaçlarının kullanılmasına dikkat etmesi gerekiyor. Böceklere karşı ilaçlanan tarım ürünleri yıkanmadan yenildiği zaman da kanser riski ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle daha dikkatli olmamız şart. Çünkü bu kansere yakalanma riski batı toplumlarında 65 yaş ve üzeri iken ülkemizde 30 yaşa kadar düşmüş durumda.”
İlhan, uygulanacak yöntemlerle genç yaşta kansere yakalanma riskinin ortadan kalkmasıyla Türkiye'deki 65 yaş ve üzeri nüfusta artış yaşanacağını vurguladı. İlhan, Sağlık Bakanlığınca başlatılan aile hekimliği uygulamasının da yaşlı nüfusun artmasına olanak sağlayacağını sözlerine ekledi.
Kaynak:

"Hz. Ali (r.a) anlatıyor: Resûlullah Efendimiz (s.a.v) bir gün: "Ümmetim on beş şeyi yapmaya başlayınca ona büyük belâlar iner!" buyurdu. Yanındakiler:

"Hz. Ali (r.a) anlatıyor: Resûlullah Efendimiz (s.a.v) bir gün:
"Ümmetim on beş şeyi yapmaya başlayınca ona büyük belâlar iner!" buyurdu.
Yanındakiler:
"Ey Allah'ın Resûlü! Bunlar nelerdir?" diye sordular.Resûlullah Efendimiz (SAV) şöyle buyurdu:
1- Millî servet\beytûlmal, fakir fukaraya uğramadan sadece zengin ve mevki sahibi kimseler arasında gidip gelen paylaşılan bir metâ haline gelirse,
2- Emanet, ganimet ve fırsat bilinip hıyanet edildiği zaman,
3- Zekât (ödemeyi ibadet bilmeyip bir angarya ve haraç, ceza telâkki ettikleri zaman.)
4- Kişi, karısının kötü (şer) olan emirlerine itaat ettiği zaman,
5- Annelerin hukuku sıkça çiğnendiği zaman,
6- Babaların hukuku sıkça çiğnendiği zaman,
7- Arkadaşın kötü (şer) olan emirlerine itaat arttığı zaman,
8- Mescitlerde (rızay-ı İlâhî gözetmeyen husûmet, alış-veriş, eğlence, malayani gaflet ve siyaset vs. ile ilgili) sesler yükseldiği zaman.
9- Kavme, onların en alçağı lider reis olduğu zaman;
10- Zorba kişiye; zararı dokunmasın diye hürmet edildiği zaman;
11- Şarap\içki yasaksız meşru sayılarak alenen içildiği zaman,
12- İpek (haram bilinmeyip erkekler tarafından) giyildiği zaman;
13- Şarkıcı kadınlar arttığı zaman;
14- Türlü türlü çalgı âletleri arttığı ve sıkça çalınır olduğu zaman,
15- Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri, önceden gelip geçenlere [ sahebe tabiin, müctehid, ulema, evliya] (çeşitli ithamlar ve bahanelerle) hakaret ettiği zaman artık kızıl rüzgârı, zelzeleyi, yere batışı veya suret değiştirmeyi ya da gökten taş yağmasını bekleyin."
(Kütüb-ü Sitte, 14/494; Tirmizî, Fiten 38, (2210 )
Görüntünün olası içeriği: yazı