20 Ağustos 2019 Salı

Falanca beni sadece işi düştüğünde arar' deme! 'İnsanların ihtiyacini görmeyi bana ikram eden ALLAH'a hamd olsun.' de

قَالَ اللهُ تَعَالَى: وَاَنَّ السَّاعَةَ اٰتِيَةٌ لَا رَيْبَ فِيهَا وَاَنَّ اللهَ يَبْعَثُ مَنْ فِى الْقُبُورِ. (سورة الحج، 7) Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “Ve muhakkak ki o sâat (kıyâmet) gelecektir, onda şüphe yoktur. Ve muhakkak Allâhü Teâlâ, kabirlerde olanları diriltip kaldıracaktır.” (Hac Sûresi, âyet 7)


Fotoğraf açıklaması yok.




Fotoğraf açıklaması yok.



MUHTEŞEM BİR YAZI... Hazreti Peygamberimiz (s.a.s.) Selman-ı Farisî Hazretlerine: — Ya Selman! Seninle garipleri ziyarete gidelim, buyurdular. Selman-ı Farisî Hazretleri: — Garipler kimlerdir ya Resûlallah? dedi. Peygamberimiz: — Garipler o kimselerdir ki, dünyadan göçüp gitmişler ve arkalarından da rahmet okuyacak kimseleri kalmayan ölülerdir, buyurup beraberce Medine kabristanlığına gittiler.

MUHTEŞEM BİR YAZI...
Hazreti Peygamberimiz (s.a.s.) Selman-ı Farisî Hazretlerine:
— Ya Selman! Seninle garipleri ziyarete gidelim, buyurdular. Selman-ı Farisî Hazretleri:
— Garipler kimlerdir ya Resûlallah? dedi. Peygamberimiz:
— Garipler o kimselerdir ki, dünyadan göçüp gitmişler ve arkalarından da rahmet okuyacak kimseleri kalmayan ölülerdir, buyurup beraberce Medine kabristanlığına gittiler.
Kabristanlığa vardıklarında, Peygamber Efendimiz bir kabrin başına varınca göz yaşlarını dökmeye, hatta hırka-i saadeti ıslanıncaya kadar ağlamaya başladılar. Selman-ı Farisi Hazretleri bu ağlamanın sebeb-i hikmetini anlayamamıştı:
— Ya Hayrelbeşer! Ağlamanızın sebebi nedir? Vahiy mi nazil oldu, yoksa başka bir sebep mi var? dedi. Hazreti Resûl-ü Ekrem Efendimiz:
— Hayır Ya Selman! Vahiy nazil olmadı, bu kabirde yatan bir delikanlıdır; ona şiddetli azap olunmaktadır. Onun azabının şiddeti beni ağlatıyor, buyurdular.
Daha sonra da meseleyi şöyle izah ettiler:
— Kardeşim Cebrail bana geldi. Ben bu ehl-i kabre neden bu kadar azap edildiğini sordum. Cebrail bana anasına asî olduğunu ve anasının da ona hakinı helâl etmediğini ve böylece kıyamete kadar azap olunacağını söyledi. Sen git Medine'ye, Bilâl'a söyle, nida edip bütün Medine halkını buraya çağırsın, buyurdular.
Selman-ı Farisî Hazretleri gidip Bilâl Hazretlerine, emri peygamberi tebliğ etti. Bilâl-i Habeşi Hazretleri yüksek bir yerden Peygamberimizin emrini bütün Medine ehline duyurdu. Medineliler bölük bölük kabristana gelmeye başladılar. Peygamberimiz, gelenlere ve herkese sahibi olduğu kabrin başına varın, buyurdular. Kendileri de o azap gören kabrin başında beklemeye başladılar. Herkes gelip bir kabrin başına vardığı halde o azap gören kabrin başına kimse varmıyordu. Nihayet hayli zaman geçtikten sonra elinde asası olduğu halde yaşlı bir kadın geldi, Peygamber Efendimizin başında beklediği kabrin yanına yaklaşıp durdu.
Efendimiz:
— Burada yatan senin neyin olur? diye sordu. Kadın, «oğlu» olduğunu söyledi. Peygamberimiz:
— Oğluna dargın mı idin? diye sordu.
Kadıncağız dargın olduğunu söyledi ve oğlunun kendisine yaptığı eziyeti şöyle anlattı:
— Birgün eve gece geç gelmişti. Kapıyı birkaç defa çalmış, ben kapıyı açtığım zaman geç açtığım için beni eliyle itti, kolumu ve gönlümü incitti, Ondan sonra da iflah olmayıp bu dünyadan göçüp gitti. Ben ona hakkımı helâl etmemiştim, dedi.
Peygamberimiz, tekrar ona analık hakkını helâl etmesini, oğlunun kabir azabı çektiğini söyledi ise de kadın, ona karşı kalbinin kırık olduğunu ve helâl etmeyi gönlünün istemediğini söyledi.
Bu kerre Hazreti Resûl-i Ekrem Efendimiz ihtiyar kadına:
— Ana bak oğlunun hâline, eğer sen hakkını helâl etmezsen oğlun kıyamete kadar bu azabı çekecek, ondan sonra da cehennem azabı çekecek, diyerek gözlerinden dünya perdesini kaldırdı.
Kadın kabre baktıki oğlu dört yandan hücum eden ateşler içinde kıvranmakta ve:
— Ah anneciğim neredesin! Beni kurtar! diye bağırmakta. Oğlunun bu halini görünce ana yüreği dayanamadı:
— Ya Rabbi! Oğlumu affet, ben ona analık hakkımı helâl ettim, diye Allah'a yalvarmaya başladı.
Cenab-ı Allah da o andan itibaren hemen ondan kabir azabını kaldırıp, başka bir günahı olmayan bu gencin kabrini, cennet bahçesine çevirdi.
Hazreti Peygamber Efendimiz:
— Siz kabri ne zannettiniz, kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe, ya cehennem çukurlarından bir çukurdur, buyurdular.
Görüntünün olası içeriği: bitki, ağaç, açık hava ve doğa

ÇOBANÇÖKERTEN OTUNU KULLANARAK BÖBREK TAŞINI ERİTEN HASTANIN HİKAYESİ okuyalım yazıdaki bitki ismi yöre ismi bilginiz olsun literatür ismi çobançökerten ismi Böbrek taşını düşüren bir dikenin hikâyesi Böbrek taşı ağrısından müzdarib olanlar, bu yazıyı dikkatle okuyun… Dikenden nimet olur mu? Diken elbette bir nimet de, faydalı diken olur mu? Hemen cevap vereyim… Vallahi de oldu billahi de oldu… Bir diken yaşama sevincimi artırdı… Ve şu an Seydişehir çevresinde bilmeyenler olabilir diye burada anlatalım istedik. Bu dikenle tanışmama sebep olan bir köylü kardeşim var ki! Belki haberi yoktur ama yüzlerce hastaya derman olmuştur.. Rabbim ondan razı olsun… ... Seydişehir yakınlarında bir köy... Bir gariban vatandaş… Ortalama yılda bir kere böbreklerinden ameliyat oluyor. Sebebi sürekli taş yapması... Tabiî ki basit bir olay değil ameliyat olmak… Ve sevgili dostumuz korkmaya başlıyor ama korkunun bir faydası yok ya bir çare bulacak ya da ameliyat olacak… Üçüncü bir şık yok. Ameliyat korkulu ve riski çok, tedavi süresi uzun… Çaresiz köylü kardeşim… Ve çözümü kendince bulmaya çalışıyor… Bunun doğada mutlaka bir ilacı var. Konu komşudan bir sürü tavsiye alıyor ve bilinen şeylerden ayrık kökünden mısır püskülüne kiraz sapından yoğurt suyuna, Çiğil suyundan meyan köküne kadar hepsini denemiş belki düşürmesine faydalı olabilir, ağrıyı dindirmeye faydalı olabilir ama taşlar büyük düşmesi mümkün değil. Bitmedi ya Yüce Rab’bimin verdikleri… Araştırmaya devam… Ameliyat sonucu doktorun bir şişede teslim ettiği taşlar elinde… Bir taşlara bakar bir de ameliyat olmayı düşünür, sonu acı. Ve karar verir “Ben bunun ilacını bulacağım…” Köyün etrafında önüne gelen bütün otları toplar ve ayrı ayrı hepsini kaynatır, taşı içine atar bekletir olmaz, o olmaz, bu olmaz derken sıra kuşkonmaz dikenine gelir ve bunun faydası olur mu olur deyip, ayakları ile üzerine basarak kökünden keser ve dibinden tutarak alır getirir eve… Bir kaba koyarak kaynatır ve soğuduktan sonra şöyle bir tadar “eh fena değil” der. Bir kavanozun içine doldurduğu suya “ya Allah” deyip taşları bırakır ve sabah ne görsün taşlar erimiş “Rab’bime binlerce şükür” der ve sonrası gidip evininin köyünün önünde hayvanların bile yemediği, kuşların konmadığı dikenlerin hepsini toplar ve kaynatıp içer ve sonuç… Taşlar erimiştir ve ameliyat yoktur artık. Hikâye bu… Bendeniz böbrek taşı olanlardan biriyim… Bbu hikâyeyi duyunca denize düşen yılana sarılır hesabı etkilendim. Ve kullandım çok olumlu sonuçlar elde ettim… Denize düşen bir dostuma da tavsiyede bulundum… Tıp Fakültesi’ne lazerle kırdırmak için giderken karşılaştık. Bu dostum dikeni on beş gün kaynatıp içti, baktı ki taş küçülmüş. Bir on beş gün daha içti taş diye bir şey kalmamış yüzde yüz sonuç.ALINTIDIR

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, oturan insanlar ve yazı
Şeytan Ayrıntıda Gizlidir
Allah katından kovulan şeytan yeryüzünde gezinirken yolu bir köye düşmüş.
Keyfi yerinde olan şeytan sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı olan ineğini sağan genç bir kadını uzaktan izlemiş.
Şeytan kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetmiş.

Buzağı da az ileride annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla dayanamamış debelenmiş ve boynundaki ip çözülmüş.
Koşarak annesini emmeye giden buzağı süt kovasını devirmiş.
Sağdığı süt ziyan olunca sinirlenen genç kadın eline geçirdiği odunu buzağıya vurunca yavru yere yığılmış.
Yavrusuna saldırılan inek kayıtsız kalamayıp bir tekmede kadını yere serip öldürmüş.
Uzaktan geçmekte olan kadının kayınpederi, ineğin´gelinini öldürdüğünü görüp ineği tüfekle vurmuş.
Silah sesini duyan koca, karısını yerde cansız yatar babasını da elinde tüfekle görünce silahını çekip babasını öldürmüş.

Kısa bir süre sonra gerçeği öğrenen genç adam, bu kadar acıya dayanamayıp intihar etmiş.
Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan;
“BU FELAKETİ DE BANA YÜKLERLER, BUZAĞININ İPİNİ GEVŞETMEKTEN BAŞKA BEN NE YAPTIM ŞİMDİ” demiş.
Evet Şeytan ayrıntıda gizlidir. Buzağının hakkı olan sütü üstelik buzağı aç iken alırsan, şeytana koz verirsin. Önce buzağıyı doyurup sonra kovanı dolduracaksın.
Kesilmeyen kan ve idrar akarken, Abdest alıp namaz kılınacak hiçbir hastalık mazeret değildir.

KARBONAT KULLANIMINDA PH9 YAPMAK VE KARBONATIN DOZUNU AYARLAMAK tansiyon ve böbrek ve ülser sorununuz yoksa kullanın vatsa kullanmayın doktorunuzada danışın danışmadan sakın kullanmayın

KARBONAT KULLANIMINDA PH9 YAPMAK VE KARBONATIN DOZUNU AYARLAMAK
tansiyon ve böbrek ve ülser sorununuz yoksa kullanın vatsa kullanmayın doktorunuzada danışın danışmadan sakın kullanmayın
Bende sağlığım için araştırdım kullandım sizde araştırın banada inanmayın sağlık çok önemli araştırın doktorunuza sorun sormadan sakın kullanmayın
İdrardan ph 9 yapmak için ph ölçer kağıt ph ölçer diye N11 sitesinde var satılıyor 10 tl ile 20 tl arası fiyatları ucuz pahalı değil marka tercihi sizin
Ph idrardan ölçülüyor günde beş defa ph ölçerden bir adet kağıt koparıyorsunuz lavaboda idrarınızı yaparken kağıdın ucunu değdiriyorsunuz idrara renk dönüşümü başlar hemen onuda renk skalası var aldığınız ph ölçerin içindeki renk skalasından karşılaştırın hangi rengi tutuyor ve kaç olmuş rakamıda yazıyor ona görede karbonatı artırıp ph 9 ayarını yapıyoruz gün boyu ölçümle ph 9 da olacak ph9 yaptığınız karbonat ölçüsü sizin günlük kullanmanız gereken ölçüdür vücudumuz 30 gün devam edecek düşürmeden ph 9. şifa olsun m.ulaş

SAYFAMDAKİ BİLGİLERİ DOKTORUNUZA DANIŞMADAN SAKIN KULLANMAYIN SİZDE ARAŞTIRIN BANADA İNANMAYIN ARAŞTIRIN M.ulaş


KALP DAMAR SORUNLARIMIZIN ÇÖZÜMÜ

KALP DAMAR SORUNLARIMIZIN ÇÖZÜMÜ
Kalp ve damar sorunlarında çoban çökerten otu tek başına yetiyor alıç çiçeği çayıyla kullanılırsa sabah akşam çayı içilir 1 su bardağı kadar 3 ay yeterli kalp ve damar tıkanıklığı olanlarda
Bununla beraber kalp ve damar tıkanıklığının asıl sebebi karaciğerimiz filitrelerimiz tıkanınca kan kirli dolaşıyor işte burda tıkanmalar başlıyor karaciğer onarımıda temizliğide yapılmalı yoksa her seferinda açılır bir zaman sonra tıkanır devedikeni ve enginar kullanılır 3 ay kadar karaciğer çalıştırılır ve asli görevlerini yapmaya başlar işte sağlığın şifresi burda başlıyor Allah sağlık sihhat vetsin cümlemize saygılar
M.ulaş