6 Ekim 2019 Pazar

Vücudumuzdaki karaciğerimiz dünyanın en iyi labaratuarı olduğunu biliyormusunuz bu gükü hastane labaratuarlarının nasıl çalıştığını okuyun şahit olun

İŞTE HASTANEDE LABARATUAR TAHLİLLERİNİN NASIL ÇALIŞTIĞINI OKUYUN VE KENDİZİ DÜŞÜNÜN NEDEN HASTAYIZ ACABA HALA
Vücudumuzdaki karaciğerimiz dünyanın en iyi labaratuarı olduğunu biliyormusunuz bu gükü hastane labaratuarlarının nasıl çalıştığını okuyun şahit olun
Niye hastanede sağlığımızı muayene ettirdiğimizde hepsi iyi çıkıyor ama vücut yinede rahatsız hissediyoruz?
Acı bir hakikat söyleyim:
1. Karaciğer 50% işten çıktığında bile, hastanede muayene ettirdiğimiz de yine normal gözüküyor. 90% işten çıktığından sonra karaciğer sertleşmesi, karaciğer karın süyü, karaciğer kanseri gibi teşhis çıkıyor.
2. Kan damarlar 30% tıkandığında, sonuç aynı normal gösteriyor. 50% tıkandığından sonra yüksek tansiyon diye teşhis ortaya çıkıyor.
3. Böbrek 50% iltihaplandığında yine normal gösteriyor. İki böbrek aynı işten çıktığından sonra idrardan zehirlenme teşhis veriliyor ve hemen tedavi edilmesi gerektiğini söylüyor.
Bizim vücut hastanenin en yüksek teknolojik makinelerinden daha sezgisi artıdır. O yüzden vücudunuzda meydana gelen gayrı değişmeler size vücudun verdiği en iyi sağlıklı olup olmadığı belirtileridir.
LÜTFEN İYİ OKUYUP ANLAYALIM NEDEN HASTA GEZİYORUZ İYİLEŞMİYORUZ AMA HASTANE TAHLİLLERİNDE SAĞLIKLI GÖRÜNÜYORUZ

Kuzenimin alkol problemi var tiksinmesi için ne yapabiliriz .... M.ulaş bey? Krem tartar sabah öğlen akşam içsin 1 rer tatlı kaşığı tiksinir

KARACİĞER BAKIMI İÇİN NE YAPMALIYIZ DİYENLER OKUSUN
Karaciğer bakımımı bende her yıl yaparım drvedikeni enginarla. Karahindibağ otu ve sinirli otla çok büyük faydasını görüyorum ağız mide ve bağırsak bakımıda çok önemli diş macunu yerine kendi el yapımı macunumuzu kullanalım sayfamda var bilgisi kantaron yağını yemeklerden önce 1 yemek kaşığı içmeli üzerine ılık su içmeli 3 gün yeterli bu bakım ağız yaraları boğaz yaraları mide ülseri gastrit bağırsak yaraları ve böbrek yaralarını 3 günde iyileştiriyor bunun çok faydalı olduğunu gördüm daha geniş bilgiler sayfamda var okuyun bilinçlenin derim Rabbim şifa versin tüm hastalara diyorum.
Az bakımla çok sağlık derim saygılar M.ulaş

GÜNÜN TAVSİYESİ..çtiginiz kola meyve suyu ve soğuk çay yüksek oranda şeker katkılıdır. şeker vucudun düşmanıdır. aynı zamanda şeker tiryakilik yapan bir besindir. bunlardan kurtulun, sofranızda içecek arıyorsanız alışınca vazgeçemiyeceginiz bir sağlık iksiri bulundurun. ŞALGAM SUYU

TC Ali Tunç - Alternatif tıp

Severek Tükettiğimiz Şalgam Suyunun Faydaları Nelerdir Biliyor Musunuz?

ŞALGAM SUYUNUN FAYDALARI NELERDİR? ŞALGAM SUYU A, C, B VİTAMİNLERİ, KALSİYUM, DEMİR, FOSFOR, POTASYUM, MAGNEZYUM GİBİ BİRÇOK MİNERAL AÇISINDAN OLDUKÇA ZENGİN BİR İÇECEKTİR.

Şalgam suyunun faydaları nelerdir? Şalgam suyu A, C, B vitaminleri, kalsiyum, demir, fosfor, potasyum, magnezyum gibi birçok mineral açısından oldukça zengin bir içecektir. Şalgam ülkemizde kış aylarında sıklıkla tüketilir. Vücut sağlığı için oldukça faydalıdır ve birçok hastalığa iyi gelir. Aynı zamanda içeriğinde afrodizyak özelliği de bulunur.

PEKİ, NEDİR ŞALGAM SUYUNUN FAYDALARI?

  • İştah açıcı özelliği ile kilo almaya yardımcı olur.
  • İçeriğinde bulunan laktik asit sayesinde sindirimi kolaylaştırır.
  • Kan dolaşımı için faydalı ve iltihaplanmaların azalmasına yardımcıdır.
  • Sağlıklı hücrelerin kanserli hücrelere dönüşmesini engeller ve kanseri önler.
  • Mide ve karaciğere için faydalıdır.
  • Zengin kalsiyum, potasyum ve demir kaynağı olduğu için kemik ve dişleri kuvvetlendirir.
  • İnflamasyonla mücadeleye yardımcıdır.
  • Afrodizyak özelliğine sahiptir.
  • İçerdiği A-B-C vitaminleri sayesinde kalp, damar, göz sağlığı ve göz tansiyonu için faydalıdır.
  • Vücuttaki toksinleri atar.
  • Kolesterolden uzak tutar.
  • İdrar söktürücü özelliği vardır.
  • Sigara kullananlarda A Vitamini eksikliğini gidermeye yardımcı olur.
  • Akciğer ve bronşları temizler.
  • Boğaz iltihaplarına iyi gelir.
  • Amfizem ve diğer akciğer rahatsızlıkları gibi ciddi durumların önlenmesine yardımcı olur.
  • Böbrek taşının düşürmeye yardımcı olur.
  • Güçlü bir antioksidan özelliği bulunan ve tam bir C vitamini deposu olan şalgam suyu vücut bağışıklığını güçlendirir.
  • Beyaz kan hücre oluşumunu arttırır.
  • Apse, dolama, kan çıbanı ve egzamaya iyi gelir.

ŞALGAM SUYUNUN ZARARLARI NELERDİR?

Her şeyin olduğu gibi şalgam suyunun da azı karar çoğu zarar. Fazla içilmesi yarardan çok zarar getirebilir. İçeriğinde fazla tuz bulunması nedeni ile tansiyon hastaları için zararlıdır. Tiroit, mide ve bağırsak hastalarının dikkatli tüketmesi tavsiye edilir. Bünyesi hassas olanların kontrollü içmesi gerekir. Midede yanma ve ağrıya neden olabileceği için gastriti olanların dikkatli tüketmesi gerekir.

ŞALGAM SUYU ZAYIFLATIR MI?

Acılı şalgam suyu göbek bölgesindeki yağları eritmekte oldukça etkilidir. Şalgam içerisinde bulunan siyah havuç ve sarımsak yağı, yağ yakımına katkı sağlar. Göbek yağlarından kurtulmak için sabah aç karnına 1 bardak acılı şalgam suyu içmek yeterli olacaktır. Ayrıca zengin lif kaynağı olan şalgam midede tokluk hissi oluşturarak zayıflamayı hızlandırır.

Isırgan Otu ve kanser tedavisi

TC Ali Tunç - Alternatif tıp
Isırgan Otu ve kanser tedavisi
Şifalı Bitkiler ile insanları iyileştirmeye hayatını adamış Maria Treben (1907-1990) 3 videoluk konuşmasında şifalı otları, hangi hastalıklara iyi geldiklerini ve tedavi yöntemlerini anlatıyor.
Bu açıklamalar ve kendi yapacağınız incelemeler doğrultusunda sofranızdan eksik etmemeniz gereken şifalı bitkileri tek tek anlayacağız.
ISIRGANOTU
Video Çevirisi (dakika 1-18 arası):
Birçok tedavisi olmayan hastalık mevcut. Bunu nereden biliyorum, çünkü doktorların yardımcı olamadığı noktalarda bana gelip çare arayan birçok hasta ile karşılaşıyorum. Çok şükür ki elimizdeki şifalı otlar sayesinde en çözümsüz hastalıklarda bile yardımcı olabiliyoruz.
Tanrımız bize bu şifalı bitkileri ayaklarımıza serdi, bahçelerimize ekti. Bu şifalı bitkilere inanan kişilerin hiçbir inancı kalmayıp şüphe ile yaklaşan kişilere göre çok daha hızlı iyileştiklerine defalarca şahit olduk. İnancınızı yitirirseniz yardım da alamazsınız.
Şifalı bitkiler sayesinde kansere gerçekten savaş açabiliyoruz. Kanser virüsü diye birşey olmadığı için herhangi bir kanser virüsü bulunamamaktadır. Bu bizim kimyasal beslenmemizin sonucundan başka birşey değildir.
1942 senesinde bir çiftçi bana “bakın bayan Treben, şimdi tarım arazilerimizde kimyasal ilaçlama yapmaya başladık ve göreceksiniz ki kanser hortlayacak” O dönemlerde kanser neredeyse hiç duyulmamıştı. Bugün her 3 Avusturyalıdan biri kansere yakalanıyor, Almanya’da 2 milyon kanserli mevcut. Sanırım ailesinde kanser vakası olmayan bir aile kalmadı gibi. Bir günden diğerine sağlıklıyken ertesi gün kansere yakalanmış oluyorsunuz.
Bir defasında okumuştum: İnsanlık ısırgan otunun ne kadar şifalı olduğundan haberdar olsa başka hiçbir şey yetiştirmezdi. Şu anda ise en tedavi edici güce sahip ısırgan otu çeşitli kimyasallar ve zehirler ile yok edilmekte. Gün gelecek bizi tedavi edecek hiçbir bitki kalmayacak, insanlık kendi kendisini yok edecek.
ISIRGANOTUCAYI
Isırgan otu o kadar şifalı bir bitkidir ki vücudumuza ait olmayan herşeyi dışarı atar. Her ne hastalığınız olursa olsun, tedavinize ısırgan otu ile başlayın. Isırgan otunu içmekle başlayın ve hemen göreceksiniz ki ya hastalığınızda bir duraksama olacaktır ya da yavaş yavaş geçecektir.
ICORGANLAR
ISIRGAN OTU NEYE İYİ GELİR?
Isırgan otu: Pankreas, mide, bağırsaklar, karaciğer, böbrekler, idrar torbasını tedavi eder. Bu organların sağlığı diğer organlara baskı uygulamalarını engeller. Karaciğerin baskısı sebebi ile genelde hasta olan tiroidler de dahil. Çok ağır hastaların ısırgan otu tedavisi ile tekrar sağlıklarına kavuştuklarını aldığım mektuplar sebebi ile çok iyi biliyorum.
Isırgan otu kanı temizler, kana ait olmayan herşeyi dışarı atar. Biliyorsunuz, vücudunuzda bir enfeksiyon olduğunda veya grip olduğunuzda ilaçlara boğuluyorsunuz. Kanda olan yabancı maddeler yanında ayrıca ilaçlardan vücudunuzda arda kalanlar da ısırgan otu ie dışarı atılmakta.
Bazen griplerden sonra uzunca bir süre bazen aylarca kendinizi toparlayamazsınız, sürekli bir halsizlik our, o gibi durumlarda derhal ısırgan otu ile tedavinize başlayın.
Avuç içi kadar Isırgan otunu yarım dakika demleyin, açık sarı renkli bir çay elde edersiniz. Termosa doldurursanız akşama kadar açık sarı renkte kalır. Hiç koyulaşmasına gerek yoktur. Isırgan otu çayı ile sürekli yenilenen kan hücreleriniz sayesinde yorgunluk ve bitkinliğiniz sona erer.
Isırgan otu şeker hastalığını da tedavi eder, neden? Çünkü pankreası tedavi eder. Pankreas insülin üretim merkezidir.
Mide kanseri olup ameliyat masasından eve gönderilen yaşlı bir kadın her gün içtiği taze ısırgan otu çayı sayesinde mide kanserinden tamamen kurtulmuştur.
Kan dolaşımı ile ilgili rahatsızlıklarda müthiş bir tedavi aracıdır. Birçok insan soğuk eller, soğuk ayarlar ile dolaşırlar. Aslında buna hiç gerek yoktur. Isırgan otu banyosu ile hepsi geçer. Gece boyunca oda sıcaklığındaki suda bekleteceğiniz ısırgan otu suyu ile ertesi gün 2-3 veya 4 kez ısıtarak duş alabilirsiniz. Ve birden tüm şikayetlerinizden kurtulursunuz.
Aşırı sıgara içen bir hastamın kangren olmuş amputasyon (kesilmesi gereken) gereken bacağında, 14 günlük ısırgan otu kökü ve ısırgan otu banyosu uygulamasından sonra artık bu işleme gerek kalmamıştı.
Kalp kasları hasarlarında, kalp spazmlarında, kan dolaşımı ile ilgili herşeyde ısırgan otu banyosu ile bunları sona erdirebilirsiniz. Tam banyo almanıza gerek yoktur, neresi hastalıklı bölge ise oraya banyoyu soğuk veya ılık uygulayabilirsiniz.
Kalp damarından birisi tıkalı olan bir hastam vardı. Bacağından alınacak bir damar ile kalbindeki tıkalı damarı değiştirilecekti. Isırgan otu banyoları ile bu sıkıntı çok kısa bir sürede sona erdi. Ameliyata gerek kalmadı.
Göz arkasındaki damarlarda da tıkanıklık olabiliyor. Ya ısırgan otu banyoları ya da gün içersinde göz bölgesine uygulayacağınız kompresler ile bunu geçirebilirsiniz.
Hastanelerin ağzına kadar dolu olduğu bu dönemlerde evimizin bahçesinde yetişmekte olan basit bir otun şifasına inanmak güç olabilir ama Tanrı’nın bir bildiği vardı ki dağ taş ısırgan otu dolu.
Bağırsaklarla ilgili sorunlara, ishale, kabızlığa ısırgan otu iyi gelir,
Karaciğer, pankreas, böbrek, böbrek taşları, safra kesesi taşı sorunları, yani kısaca ısırgan otunun iyi gelmeyeceği hiçbir şey yoktur.
Karaciğerin baskısı kalp astımını yaratır. Karaciğerin baskısı akciğer amfizemini yaratır. Akciğer amfizemi akciğerden kaynaklanmaz. Astım çeşitleri karaciğerden kaynaklar.
Karaciğerinizi araştırdınız mı? Ciddi nefes darlıkları hastalanmış ve zarar görmüş karaciğerden kaynaklanır.
Isırgan otu içtiğiniz zaman ne hasta bir karaciğeriniz ne de hasta bir böbreğiniz olmaz. Böbreğiniz sağlıklı olursa depresyonunuz da olmaz.
Nobel ödüllü Avusturyalı doktor Wagner Jauregg : ‘’ hastanelerdeki sinir hastaların 2/3’si böbrekleri sağlıklı olsa hastanelere yatmak zorunda kalmazlardı’’ Demiştir. Akıl hastanelerine yatırılan hastaları korkunç bir hayat beklemektedir. Burada tedavi gören hastaları dinleyince tedavilerin bir işe yaramadığı görülmektedir. Elektroşok uygulamalarına maruz kalmaktadırlar. Tüm bu ruhsal haller böbreklerin uyguladığı baskı ile beyni etkilemesinden kaynaklanır.
Doğum yapan kadınlarda böbreklerin doğumdan dolayı etkilenmesi veya zarar görmesi olası bir durumdur. Yine ısırgan otu içilince böbrek sorunları sona erer.
Isırgan otu hayat boyu kullanacağınız bir içecektir. İster hasta ister sağlıklı olun her gün 1 bardak ısırgan otu çayı için. Hasta olduğunuzda günde 3-4 veya 5 bardak ısırgan otu çayı içebilirsiniz. Kendinizi çok farklı hissedeceksiniz......
DİKKAT. BU BİTKİYİ HAMİLELİKTE KULLLANMAYIN. KAN
SÖKTÜRÜCÜ OLDUGUNDAN DÜŞÜGE SEBEP OLABİLİR..

kürler...- Sağlıklı Kemikler için kırkkilit otu:


TC Ali Tunç - Alternatif tıp
kürler...- Sağlıklı Kemikler için kırkkilit otu:
Kırkkilit otu yüksek bir silikon içeriğine (kemik sağlığı için gerekli bir mineral) sahiptir ve bu nedenle kemiklerin, saçların ve tırnakların güçlendirilmesine yardımcı olmak için kullanılmıştır. Osteoporoz için olası bir tedavi seçeneği olarak bile önerilmiştir. Çalışmalar, kırkkilit otu kemik hücrelerinin üretimini doğrudan artırdığını ve artan kemik dokusu oluşumuna yol açtığını göstermiştir.
2- Bağışıklığı hızlı bir şekilde güçlendirmek için kırkkilit otu:
Ek olarak, kırkkilit otu bitkisindeki yüksek silika içeriği, aşırı kanama riskini azaltmaya yardımcı olur ve sağlıklı kan hücrelerinin inşasına katkıda bulunur. Araştırmalar, kırk kilit otunun, tüm bağışıklık sistemini iyileştiren fagositlerin sayısını, mikroorganizmaları ve diğer yabancı maddeleri yok eden beyaz kan hücrelerinin sayısını artırdığını göstermiştir. Ayrıca, kırkkilit otu toksik kalıpların büyümesini engelleyebilir.
3- Eklem ağrılarını yok eden kırkkilit otu:
Kırkkilit otu tıpkı kemiklerde olduğu gibi zengin slika içeriği sayesinde eklem ağrılarının da kısa süre içerisinde azalmasına yardımcı olmaktadır. Osteoporaza bağlı eklem ağrılarının azaltılmasında kırkkilit otu önemli bir yere sahiptir.
Ayırca kırkkilit otunun iyi geldiği hastalıkları şu şekilde sıralayabiliriz:
4- Böbrek ve mesane taşları tedavisinde
5-boğaz ağrısı tedavisinde
6- Kilo vermek için
7- Saç dökülmesi ve güçlendirilmesi tedavisinde
8- Tırnak güçlendirilmesi tedavisinde
9- Gut hastalığı tedavisinde
10- Ağır adet dönemlerinde
11- vücudun sıvı tutma durumunda ve ödem atma tedavisinde
12- İdrar yolu enfeksiyonları tedavisinde
13- İdrar kaçırma tedavisinde
14- Açık yaraların çabuk iyileşmesi tedavisinde
15- Eklem çatlamaları tedavisi
16- Kemik romatizmaları tedavisi
17- Dölyatağında meydana gelen poliplerin tedavisinde
18- Genital bölge iltihaplarında
19- Böbrek taşı tedavisinde
20- Kepekli saç derisi şikayetleri tedavisinde kırkkilitotu kullanılabilir.
Kırkkilit otu çayı nasıl demlenir
Kırkkilit otu yaprakları kullanılarak çayı yapılmaktadır.
Malzemeler
2 tutam kırkkilit otu
1 bardak su
Kırkkilit otu çayı nasıl demlenir?
Kırkkilit otu bir bardak klorsuz su ile kaynatılır. Daha sonra 5 dk demlenmesi beklenir. Ilınınca aç karnına 2 bardak öğünlerden önce soğutulmadan içilir.
bel fıtığına kırkkilit otu:
Malzemeler
2 tutam kırkkilit bitkisi
1 bardak su
Nasıl hazırlanır?
Kırkkilit otunu bir bardak suyun içerisinde 5 dk boyunca kaynatın. Ilıdıktan sonra bu karışımı 1 yoğurt kâsesine boşaltın. Normal sıcaklıkta olan bir odada yatağın üzerine uzanın. Masajı yapacak kişinin 5 parmağını kırkkilit suyuna batırarak ense kökünden kuyruk sokuma kadar 15 20 defa karışıma 5 parmağını batırarak uygulamalıdır. Karışımı sürdükten 1 sonra bu bölgeye aynı şekilde ardıç yağı ile masaj yapılmalıdır. 3. Gün ise kırkkilit karışımı ile aynı masaj uygulanmalıdır. 4. Gün ardıç yağı uygulanmalıdır. 1 ay boyunca uygulanan bu karışım ağrıları ve bel fıtığı şikâyetinin tedavi edilmesine yardımcı olmaktadır.

GÜNÜN KÜRÜ Böbrek taşını düşürmek için Kaynamakta olan bir bardak (yaklaşık 150 ml) klorsuz suya bir tatlı kaşığı (2-3 gr) kurutulmuş avokado yaprağı ilave edilir. Kısık ateşte sekiz dakika kaynatılır (demlenir). Demleme süresi tamamlandıktan sonra sıcakken süzülür. Ilıyınca akşam yemeğinden iki saat sonra içilir. Her beş gün kullanımdan sonra üç gün ara verilir. Damak tadına uygun hiçbir şey ilave edilmemelidir. Bu kürü 20 günden fazla uygulamayınız. Tekrar uygulamak için en az 20 gün ara verilmelidir. Astım krizine en etkili bitkisel çözüm!


TC Ali Tunç - Alternatif tıp

Astım krizine en etkili bitkisel çözüm!

HER GÜN TÜKETECEĞİNİZ LİMON SUYU KÜRÜ İLE ASTIMA KARŞI SAVAŞ AÇMANIZ MÜMKÜN. LİMON KÜRÜ AYNI ZAMANDA ASTIM TEDAVİSİNİN EN DOĞALI!

Astım, solunum yollarının süregelen bir iltihap sonucu aşırı derecede duyarlı olmasına ve bazı etkenlerle zaman zaman daralmasına neden olan bir solunum yolu hastalığıdır. Bu iltihap hasta olan kişinin nefes almasını zorlaştırabilir ve bazı atak durumlarında kişinin nefes alması neredeyse imkansız hale gelir.

Limon dünyada en çok sevilen ve mutfaklarda en fazla kullanılan yiyeceklerden biri. Çiğ limon suyu ise antioksidan ve anti-kanser özelliği ile biliniyor ve yüzyıllardır pek çok hastalık için ve vücudu arındırmak amacı ile kullanılıyor. Limon suyunun kullanımının vücuda sayısız katkısı var, ayrıca astım ataklarını da kontrol altına alabiliyor.
Peki limon suyu astıma nasıl iyi geliyor?
Araştırmalara göre C vitamini bağışlılık sisteminizin güçlenmesine yardımcı oluyor ve bu sayede vücudunuz astım atağını tetikleyen dış faktörlere daha dayanıklı bir hale geliyor. Limon suyunun pek çok astım hastasına iyi geldiği gözlemlenmiş.

Limon suyu, ayrıca akciğerin güçlenmesini ve daha rahat nefes almasını da sağlıyor. Güçlü bir antioksidan olan limon suyu, ciğerlere dolan herhangi bir zararlı madde ile savaştığı için de ataklara iyi geliyor.
Astım için limon suyunu nasıl kullanmalıyız?
Yarım çay kaşığı taze limon suyunu bir bardak su ile karıştırıp yemeklerden önce tüketmek vücuda iyi geliyor. Bu dozu yatmadan önce ve uyandıktan hemen sonra da içerseniz olumlu sonuçlar elde edeceksiniz. Zencefil de bu tarz iltihaplara karşı iyi gelen besinlerden biri. Tıkanmış olan havayollarını açmaya yardımcı oluyor.
Limon suyunun diğer faydaları
–pH alkali durumunu dengeler.
– Kanın temizlenmesine yardımcı olur.
– Kan şekerini dengeler.
– Kilo kaybına yardımcı olur.
– Kemik erimesine karşı savaşır.
– Bağışıklık sistemini güçlendirir.
– Öksürük ve soğuk algınlığına iyi gelir.
Limon suyu tarifi
İki gün boyunca sadece limon suyu ve suyu karıştırarak için. Her sabah uyandığınızda yarım litre suya bir tam limonun suyunu sıkıp tüketin. Sindirim sisteminize de yardımcı olması ve daha fazla enerji alabilmeniz için suyu ılık olarak da tüketebilirsiniz.

Kuşluk namazına devam edenlere cinler musallat olmazlar! (İmâm Şârânî) Çaresiz kanser kalmayacak

TC Ali Tunç - Alternatif tıp

Çaresiz kanser kalmayacak


BİLİM ADAMLARI İMMÜNOTERAPİ ADI VERİLEN VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN KANSER HÜCRESİNİ BULARAK YOK ETMESİNE YARDIMCI OLAN ÇEŞİTLİ TEDAVİLERLE, BAZI KANSER TÜRLERİNDE SON EVREDE BİLE TAM ŞİFA SAĞLAMAYI BAŞARDI.

Kanser tedavisinde son yıllarda baş döndürücü gelişmeler yaşanıyor. Moleküler alanda meydana gelen gelişmelere paralel olarak bağışıklık sistemi ve kanserin biyolojisi hakkında bilinenler arttıkça, bağışıklık sisteminin tümörle mücadelesinde elini güçlendiren metotlar tedaviye katıldı. İmmünoterapi adı verilen bu yöntemler, bazı kanser türlerinde dördüncü evre denilen ve hasta için yapacak hiçbir şeyin kalmadığı aşamada tam şifa sağlıyor.

KANSER ARAŞTIRMACILARI TÜRKİYE’DE
Türkiye’de ilk defa düzenlenen ve dünyanın önemli kanser araştırma merkezlerinden uzmanlarının bir araya geldiği PRİMO 2018 Kongresi Nevşehir’de gerçekleştirildi. ABD’den Katar ve İtalya’ya, Belçika ile Slovenya’dan Türkiye’ye kadar dünyanın pek çok ülkesinden araştırmacı doktor bağışıklık sisteminin kanser hücreleri ile savaştığı “immünoonkoloji” tedavilerindeki gelişmeleri paylaştı.

SON EVRE HASTALIKTA TAMAMEN İYİLEŞME SAĞLANDI
İmmünoonkoloji kavramı ile beraber kanser tedavisinde hastalık evresi ne olursa olsun kişiye tam şifa sağlama kavramının gündeme geldiğini söyleyen Kanser İmmünoterapisi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Ege Üniversitesi Medikal Onkoloji Bilim Dalı’ndan Doç. Dr. Burçak Karaca kanser tedavisinin başarısının evresine bağlı olduğunu hatırlatarak “Erken evre olursa bazı kanserlerde tam iyileşme sağlanır. Ancak bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde kanser genellikle ileri evrede yakalanır. İleri evrede yakalandığında bizim temelde şimdiye kadar yaptığımız şey, hastanın kalan ömrünü mümkün olduğunca kaliteli şekilde yaşamasını sağlamaktı. Ancak immüno onkoloji ile artık bambaşka bir kavram hayatımıza girdi girdi. Hastalık evresinden bağımsız olarak bizim bütün kanser tedavisine bakışımız değişti, yeniden şekillendi. Kanser ileri evre bile olsa hastaya tam şifa sağlayabilecek, bağışıklık sistemini hedef alan bir grup tedavi gündeme geldi. Bu tedavi şu anda melanom (deri kanseri), akciğer, mesane, böbrek hücreli kanser, üçü negatif meme kanseri, hodgin lenfoma, beyin tümörü ve lösemilerin bazı tiplerinde son derece iyi çalışıyor” dedi.
Elektro kemoterapi
Avrupa’nın en fazla melanom hastası gören saygın merkezlerinden birisi G. Pascale Tümör Enstitüsünden Prof. Dr. Antonio Grimaldi özellikle melanomda (öldürücü bir deri kanseri türü) yenilikçi tedaviler üzerinde çalıştıklarını belirtti. Bu tedavilerden birinin de, İtalya’da geliştirilen ve Avrupa’da 45 merkezde 20 yıldır kullanılmakta olan elektro kemoterapinin, immünoterapi ile birlikte uygulanması olduğunu söyleyen Dr. Grimaldi “Melanomda 4. evre yani hiçbir tedaviye cevap vermemiş, tıbbın ‘artık yapacak bir şey yok’ dediği hastalarda tam şifa elde ettik” dedi. Elektro kemoterapinin özel olarak geliştirilmiş bir cihazla uygulandığını anlatan Dr. Grimaldi “Hastaya kemoterapi ilacı verdikten 8 dakika sonra elektroporasyon cihazının probu ile kanserli bölgeye yüksek voltajlı elektrik veriliyor. Bu uygulama kemoterapi ilacının ilgili bölgede 10 bin kat yüksek konsantrasyonda toplanarak tümörü tamamen tedavi etmesini sağlıyor. Elektro kemoterapi, özellikle melanom, kaposi sarkomu, skuamoz hücreli cilt kanseri ve her türlü kanserin deriye metastazında cilde uygulanarak yapılıyor. Elektro kemoterapi deneysel olarak Slovenya’da organ tümörlerinde de kullanılıyor. Cerrahi olarak uygulanan yöntem böbrek kanserinde, karaciğerin birincil tümörlerinde, pankreas kanserinde ve kolon kanserinin karaciğer metastazında etkili oluyor” dedi.
Millî kanser ilacı üretebiliriz
Bağışıklık hücresinin çeşitli mekanizmaları kullanarak saklanan ve büyüyen kanser hücresini bularak yok etmesi mantığına dayanan immünoterapinin çeşitli yöntemlerle yapıldığını anlatan Doç. Dr. Burçak Karaca, bunları şöyle sıraladı:
∂ Vücudumuzda bağışıklık sisteminin T hücreleri, kanserle mücadele ediyor. Bazen T hücrelerinin tümörü tanımasını sağlayan mekanizmalar el freni çekilmiş araba gibi etkisiz hâle gelir. T hücrelerinin üzerindeki fren mekanizmalarını etkisiz hâle getiren antikorlar üretildi. Bunları damardan vererek, bağışıklık sisteminin tümörü tanımasını sağlıyoruz. Bu ilaçlar ülkemizde var.
∂ Bu metotta kişinin tümörünü alıyor ve içerisinden özel bir proteini ayrıştırıyoruz. O proteini kişiden aldığımız bir bağışıklık sistemi hücresi ile birleştirerek, bağışıklık sisteminin tümörü tanımasını sağlıyoruz. Daha sonra bir solüsyonla bunu kişiye geri veriyoruz. Bu tedaviler aşı olarak adlandırılıyor. Ülkemizde uygulanmıyor.
∂ Bu tedavide sitokin adı verilen ve bağışıklık sistem hücrelerinin sayısının artmasına yol açan bazı büyüme faktörlerini damar yoluyla dışarıdan veriyoruz. Bunlar interferon ve interlökin 2 tedavileri deniyor.
∂ CAR T CELL: Bu metot, genetiği ile oynanmış ve tümörün dış yüzeyindeki bazı belirteçleri görmek için kodlanmış T hücrelerinin kişilere verilmesi ile kanseri tedavi ediyor. Tamamen mühendislikle, laboratuarda yapıları değiştirilmiş hücreler tümörle savaşıyor. ABD’de ve Avrupa’da uygulanan bu tedavi henüz ülkemizde yok. CAR T CELL, özellikle ALL adı verilen lösemi türünün kaderini tamamen değiştirmiş durumda.
BİLGİ EKSİĞİMİZ YOK
Doç. Dr. Karaca “Kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar çok pahalı. Yurt dışında geliştirilen antikorları alıyoruz. Eğer bu ilaçlarda dışa bağımlı yaşarsak bir süre sonra ekonomimizin bunu çevirmesi mümkün değil. Mutlaka kendi milli ilacımızı geliştirmek ve üreterek kendi kendimizi idame ettirmek durumundayız. Teorik bilgi anlamında eksikliğimiz yok, fiziki altyapımız ve yeterli kaynağımız var. Tek eksiğimiz yeterince liyakatli insanı bir araya getirip çalıştıramamak” dedi.
Akciğer kanserinde ilk seçenek olarak deneniyor
Amerika St. Luke’s Kanser Merkezi ve Temple Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sanjiv Agarwala immünoterapi tedavilerinde şu ana kadarki en büyük başarıyı cilt kanseri melanomda elde ettiklerini belirterek. “Geçmişte metastatik dediğimiz yayılmış melanom tümörüne sahip hastalar kesinlikle ölüyorlardı, sağ kalış başarı oranı sıfırdı. Artık metastatik melanoma sahip hastalar 15 yıldan fazla yaşayabiliyorlar. İmmunoterapinin yan etkileri kemoterapiye göre daha az ve hastaların hayat kalitesi çok daha yüksek” dedi.
İmmünoterapinin her yaşta kullanılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Agarwala “Geçmişte akciğer kanseri olan hasta önce kemoterapi ile tedavi ediliyor ve işe yaramazsa bir daha kemoterapi alıyor, bu da hastanın durumunu iyice ağırlaştırıyordu. Artık kemoterapi işe yaramazsa alternatif olarak immunoterapi uygulanıyor. Hatta daha deneysel bir çalışma olarak akciğer kanserinde kemoterapi yerine doğrudan immunoterapi tedavisine başlanması söz konusu. Böylece, kemoterapinin getirdiği tüm yan etkiler yok oluyor. Çalışmalarımız akciğer kanserinde immunoterapinin kemoterapinin yerini alabileceğine dair ümit vaad ediyor” dedi.
Deneysel tedavi hayatını kurtardı
Türk doktorların cilt kanserinin son evresindeyken iyileştirdiği 37 yaşındaki İzmirli Alper Kurt’un kanserle tanışması 2011 yılında oldu. Sol ayak bileğinde fark ettiği benden şüphelenen Kurt şirket doktoruna gitti. Doktoru onu 9 Eylül Üniversitesine gönderdi, testler yapıldı ve son derece öldürücü bir kanser olan malign melanom teşhisi kondu. Kurt, hemen ameliyat edildi, lenf bezleri temizlendi, kalçadan ve bacaktan deri nakli yapıldı. 48 hafta tedavi gördükten sonra testler iyileştiğini gösterdi. Alper Kurt’a 3 ayda bir kontrole gelmesi söylendi. Ancak 2015 yılında sol ayak bileğinde aynı bölgede yeniden ben oluştu. Kanser nüksetmişti. Hemen ameliyata alındı. Kemoterapi uygulandı. Her şey başta iyi giderken, bacağındaki benler birden çoğalmaya başbaşladı. İlk defa dizinin üzerine ve ayak tabanına da sıçramıştır. Sol bacağının üzerinde sayıları yüzü aşan benler, ona büyük acı veriyordu. Tek başına hareket edemez hâle gelmişti. Alper Kurt, cilt kanserinin son evresindeydi ve artık yapılacak bir şey kalmadığı, bazı hastaların tedaviye cevap vermediği söylenmişti. En azından acılarının azalması için ayak tabanındaki tümörlerin alınması için estetik cerraha gitti. Yapılan operasyonla ayak tabanındaki benler alındı. Durum o kadar umutsuzdu ki alınan lezyonlar patalojiye gönderilmedi. Gözünün önünde çöpe atıldı.

HAYATA BAĞLANDI
Bunun üzerine “Havlu atmaya niyetim yok” diyen Kurt, internette bütün tedavi imkânlarını araştırdı. Bu süreçte onkologları Alper Kurt’a Doç. Dr. Burçak Karaca tarafından uygulanan deneysel bir tedavi olan elektrokemoterapiden bahsettiler. Kaybedecek bir şeyi olmadığını düşünen Alper Kurt, tedaviye başladı. Üç tedavi aldıktan sonra kanseri tamamen temizlenmişti. Yeniden hayata bağlanan Kurt yaşadığı süreci şöyle anlattı: “SGK’dan özel izinle kullanılan bu ilacı almak için ilk 2 seansta birer gece hastanede kaldım. Üçüncüsü lokal anestezi ile yapıldı. Tek başıma gittim ve tedaviden yarım saat sonra da arabama bindim evime döndüm. Şu anda çok iyiyim. Umarım bundan sonra da her şey yolunda gider.”