10 Ekim 2019 Perşembe

*ABDEST MUCİZESİ* İnsan vücudu üzerinde yaklaşık 700 Biyolojik Aktif Nokta (BAN) bulunur. Bunların 66 tanesi Agresi noktası olarak adlandırılan ekstra aktif noktalardır. 66 Agresi noktasından 61 i abdest azalarında yer almaktadır. Abdestte azalar yıkanırken BAN faliyete geçer. Agresi noktaları denge kazanır. Bu sebepten abdestteki sıra çok önemlidir. YÜZ YIKANIRKEN Mide, bağırsaklar, safra kesesi, idrar yolları, sinir sistemi ve üreme organları. KOLLAR YIKANIRKEN Bağırsaklar, kalp , akciğerler, üreme organları, idrar yolları ve kan dolaşımı uyarılır. *KULAKLAR YIKANIRKEN* Yaklaşık 100 BAN ın yer aldığı ve hemen hemen bütün organlarla bağlantılı olan bir komuta merkezidir. Kulak mesh edilirken bütün organlar uyarılmış olur. *AYAKLAR YIKANIRKEN* Hormon dengesini sağlayan büyüme ve üremeyi kontrol altında tutan hipofiz , böbrekler ve hemen hemen bütün organların faaliyetini etkileyen BAN uyarılır. Abdestte akupunktur noktalarının uyarılmasıyla vücutta enerji ve kan dolaşımı kolaylaşır, vücudun direnci artar, bağışıklık sistemi güçlenir. Ateş yükselince soğuk suyla abdest almak ateşi bir buçuk 2 derece düşürür. Ayrıca Abdest; -tansiyonu düşürür, -başağrısını hafifletir, -uyuklamayi giderir, -yorgunluğu ve öfkeyi giderir. Soğuk su kullanmak abdestin ve guslün faydalarını arttırır. Ancak akciğer ve karaciğer hastası olanlar, ağır ameliyat geçirenler, yaşlılar ve ishal olanların ılık su kullanması daha faydalıdır. Kaynak:HEKİME AİDİN SALİH Nazar. Sahib-i zaman (k.s.) hazretlerinin tavsiyesi; "Nûn ve'l-kalem" suresinin son iki âyetini hastaya 7 (yedi) defa okumaktır.

Nazar. Sahib-i zaman (k.s.) hazretlerinin tavsiyesi; "Nûn ve'l-kalem" suresinin son iki âyetini hastaya 7 (yedi) defa okumaktır.

Hasan Bozkurt ---------- Nazar'dan / 'isâbet-i ayn'dan, halk deyimiyle 'göz değmesi'nden korunmak için âlimlerimizin, Allah dostlarının, bâhusus sahib-i zaman (k.s.) hazretlerinin tavsiyesi; "Nûn ve'l-kalem" suresinin son iki âyetini hastaya 7 (yedi) defa okumaktır. Veya yazılıp su geçmemek şartıyla, üç kat muşambaya (ya da günümüzde en pratik şekliyle muşamba benzeri sentetik maddelerle, mesela geniş naylon koli bantları ile) sararak kişinin üzerinde taşıması kâfidir (yeterlidir). Bu dua ile insan, Allah'ın izniyle her türlü kötü nazardan korunur. Sözünü ettiğimiz iki ayetin metni:
. وَإِنْ يَكَادُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَيُزْلِقُونَكَ بِأَبْصَارِهِمْ لَمَّا سَمِعُوا الذِّكْرَ وَيَقُولُونَ إِنَّهُ لَمَجْنُونٌ . وَمَا هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِلْعَالَمِينَ
Meali: O inkâr edenler / kâfirler Zikr'i (yani Kur'an'ı) işittikleri zaman, neredeyse seni gözleriyle devirivereceklerdi! Hâlâ da (kin ve hasetlerinden dolayı) 'Muhakkak ki o, bir delidir' derler.' Halbuki o (Kur'an), âlemler için ancak bir zikirdir / nasihattir / öğüttür." [Kalem suresi, 51-52] ...Rabbim cümlemizi ve bilcümle Ümmet-i Muhammed'i ve evladını her türlü kem nazardan / kötü niyetli bakışlardan hıfz u himaye ve vikaye buyursun. Amin...

📌Üzerlik Tohumu ve Yağı📌 🍃 Üzerlik bitkisi 3. dereceden kuru sıcak tıbbi bir bitkidir. 1. ve 2. dereceden kuru sıcak bitkileri herkes kullanabilir fakat 3. dereceden bitkileri dikkatli kullanmak gerekir. Günümüzde hastalıklar çok derin olduğu için 3. dereceden bitkileri kullanmak gerekiyor. Bu yüzden yağı çıkarılır. Zeytinyağı negatif etkisini azaltır. Acıkavun yağı, üzerlik yağı çok tesirli yağlardır.

📌Üzerlik Tohumu ve Yağı📌
🍃 Üzerlik bitkisi 3. dereceden kuru sıcak tıbbi bir bitkidir. 1. ve 2. dereceden kuru sıcak bitkileri herkes kullanabilir fakat 3. dereceden bitkileri dikkatli kullanmak gerekir. Günümüzde hastalıklar çok derin olduğu için 3. dereceden bitkileri kullanmak gerekiyor. Bu yüzden yağı çıkarılır. Zeytinyağı negatif etkisini azaltır. Acıkavun yağı, üzerlik yağı çok tesirli yağlardır.
🍃 Peygamber Efendimiz sav Hadisi Şerif’lerinde “Bazı kokuların melekleri çekip cinleri ittiğini, bazı kokuların ise cinleri çekip melekleri ittiğini” buyurmuştur. Kainatta boşluk yoktur. Bir gülün yaprakları gibi iç içe yaratılmış alemler vardır. Cinlerin mizacı ateştir. İnsanın vücuduna yerleştirdiğinde, kanında dolaştığında insanın enerjisini, ateşini kullanır, sömürür. Şeytan kendisine mühlet verilenlerdendir. Dolayısıyla kanda dolaşmaya şah damarında dolaşmaya hakkı vardır. Korkmayın çünkü Allah şeytana müsade etmiş olabilir ama Allah kullarını zayi etmez. İnsanoğlu hastalandığı zaman muhakkak bir hakedişi var ki o hastalığa yakalanmaktadır. Ya hayatında bir ölçüde eksiklik yapıyor ya nefsine zulmediyor ya aşırılık yapıyor ya karışık yiyor ya da başka şeyler yapıyor. Bazı insanlar vardır ki ne kadar doktora giderlerse gitsinler bir türlü hastalıkları teşhis edilemez, iyileşemezler, bir yeri yapılırken başka tarafı daha kötü bozulur. Modern tıp insanı parçalara ayırırken geleneksel tıp bütün halde bakar. Yani insanın hastalıkları manevi sıkıntılarından da kaynaklanabilmektedir.
🍃 Üzerliğin manevi koruyucu etkisi vardır. Daha doğrusu, negatifi (süfliyatı) defedici özelliği vardır.
~ Psikolojik rahatsızlığı, manevi sıkıntısı, uyku problemi olan insanlar uyumadan önce ayak tabanlarına sürdüklerinde rahatlarlar. Üzerlik tütsüsü yapılır.
~ Panik atak, vesvese, depresyon, irade eksikliği, psikolojik rahatsızlıklar için; 1 dolu çay kaşığı çörekotu
1 çay kaşığı üzerlik tohumu
1 çay kaşığı toz udihindi
1 dolu çay kaşığı misvak tozu
karıştırılarak suyla yutulur. Sabah akşam 3 ay kullanılır. Ara sıra udihindi buruna çekilir.
~ Muayyen günlerde negatif enerjiye maruz kalıncada baş ağrısı olabilmektedir. Okuma yapılamadığı için bu zamanda okunmuş çay içmek, adaçayı veya üzerlik + günlük + çörekotu tütsüsü yapmak, buruna çörekotu yağı damlatmak rahatlatır.
~ Epilepsi hastalığının bir sebebi de manevi sıkıntılardan kaynaklanmaktadır. Üzerlik yağı başa, eklemlere, ayak altına, kulak arkasına sürülür. Üzerlik tütsüsü yapılır.
~ Nazar için bir çay bardağı ılık suya 5 damla üzerlik yağı damlatılarak içilir.
~ Hiperaktivite tedavisinde haftada 1-2 defa tütsü yapılır. Yatmadan önce ayak altına üzerlik yağı sürülür.
~ Tiroid rahatsızlıklarında tiroid üzerine üzerlik yağı sürülür.
🍃 Kistlerde, milyomlarda, yağ bezelerinde kullanılır.
~ Polikistik over hastalarının rahim ve yumurtalıklarının üzerine ve ayak tabanlarına (bütün vücut organlarının geçtiği yer) yatmadan önce üzerlik yağı sürülür.
~ İnsanın kanında dolaşan varlıklar bir sebeple bloke olduklarında ya da öldüklerinde yağ bezesi oldukları rivayet edilir. Bu bilginin doğruluğu tam olarak bilinmemektedir. Yağ bezelerinin üzerine üzerlik yağı sürmek küçültür. Üzerlik yağını 15 gün boyunca sürekli masaj yaparak uygulamak yağ bezelerini iyice yumuşatır ve sonrasında yanlarına sık aralıklarla ama az sayıda sülük uygulanır.
~ Taş gibi sert olan kistlere sürekli üzerlik yağı sürerek sık aralıklarla az sayıda sülük uygulaması yapıldığında kistler küçülür, zamanla kaybolur. Beslenmeye dikkat edilmezse aynı hatalar yapılmaya devam edilirse bir süre sonra o bölge tekrardan dolmaya başlar.
~ Kistlerde iltihabı dibinden çekmesi için 1 hafta acıkavun yağı sürülür. İltihabı yumuşatmak için 1 hafta üzerlik yağı uygulanır. Haftada bir dönüşümlü olarak kullanılır. Acıkavun yağı kisti patlatıp boşaltır. Sonrasında kalıntıların temizlenerek yeniden çıkmaması için sülük uygulaması yapılır.
~ Miyom tedavisinde dışarıdan üzerlik yağı sürülür ve sülük uygulaması yapılır.
🍃 Gaz, kabızlık, bağırsak problemlerinde kullanılır.
~ Gaz sancısına iyi gelir. Emziren anneler kullanabilir. Sabah aç karnına bir çay kaşığı yutulur.
~ Kireçleme için üzerlik yağı sürülerek masaj yapılır, tuz kürü uygulanır, sülük yapılır.
~ Balgami mizaçtan kaynaklanan kabızlık tedavisinde kullanılır. Çocukluğunda zayıfken sonradan herhangi bir sebepten ötürü kilo alan, gazı olan, kabızlığı olan bir kişinin kolonlarındaki temel sıkıntının kaynağı balgamın çok yoğun olmasıdır. Yoğun balgamdan dolayı bağırsak kolonları sarkar, cepler oluşur. Gaita ceplerde sıkışıp taşlaşır. Ceplerden çıkmadığı için de kişiyi zorlar ve kronik kabızlık oluşur. Önce kişinin mizacını toparlayabilmesi içi dışarıdan ısıtılmalı, içeriden ısıtıcı bitkilerle balgamının azaltılması gerekir. Beş damla üzerlik yağı bir çay bardağı ılık suya damlatılarak içilir.
🍃 Parazit uygulamalarında üzerlik tohumu kullanılır.
~ Gece yatarken bir çay kaşığı üzerlik tohumu yutmak diş sıkmalarına iyi gelir.
~ Tohum ve yaprakları kaynatılarak içildiğinde parazitleri öldürür.
🍃 Kaşıntı tedavisinde kullanılır.
~ Vücutta bir bölgenin çok kaşındığında (genital organ, bacak araları, ayak parmağı, kulak arkası gibi tek noktada kaşıntı) üzerlik yağı sürmek rahatlatır.
~ Sülük sonrası oluşan kaşıntıya üzerlik yağı sürülebilir.
~ Mantar kaşıntısında üzerlik yağı ve kantaron yağı karıştırılarak sürülebilir.
🍃 Alerjik hastalıklarda kullanılır.
~ Mevsimsel alerji için;
1 çay bardağı çörekotu
1 çay bardağı keten tohumu
1 çay bardağı üzerlik tohumu
Karıştırılarak her sabah aç karnına 1 tatlı kaşığı yutulur.
~ Alerjik burun akıntısı ve hapşırma için 1 tatlı kaşığı kadar üzerlik tohumu ve kırkkilit otu çay olarak demlenip sabah akşam birer kupa içilir.
🍃Eklem ve kas hastalıklarında kullanılır.
~ Siyatik ağrılarda 1 hafta boyunca sabah akşam üzerlik tohumu yutulur.
~ Eklem romatizmasında vücuttaki balgam soğuduğu zaman iltihaba dönüşür. Vücuttaki iltihabı kurutmak gerekir.
1 çay bardağı çörekotu
1 çay bardağı keten tohumu
1 çay bardağı üzerlik tohumu
Karıştırılarak her sabah aç karnına 1 tatlı kaşığı yutulur. Üzerine ılık su içilir.
🍃 Varis ve basur tedavisinde kullanılır.
~ İç basur için pamuğa üzerlik yağı çokça batırılarak koyulur. Yağ en az bir yıllık olmalıdır. ~ Varise tedavisinde üzerlik yağı sürülür.
🍃 Diğer hastalıklarda kullanımı
~ Düşük yapan kadınlara yabani anason, üzerlik, yabani kekik, beyaz hardal verilir. Kanamayı hafifletir, ağrıyı dindirir.
~ Alt ıslatma için; yeni öğütülmüş üzerlik tohumu sabah akşam yarım çay kaşığı aç karnına içilir.
~ Huzursuz bacak sendromu için uyumadan önce üzerlik tohumu çiğnenir.
Derleyen: M.H.YILDIZ

SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN EFENDİNİN İRTİHALİ RABBİM ŞEFAATİNE NAİL KILSIN. 16-9-1959 .....ŞU İBRETLİK TABLOYU OKUYALIM. 1945 yılı idi. İstanbul Emniyet Müdürlüğünde Komiser olarak görev yapıyordum. O tarihlerde emniyetteki “tabutluk” çok meşhur idi. Bunu herkes bilir. Bir gün Emniyet Müdürümüz kapıdan: -Komiser!.. diye seslenerek beni makam odasına çağırdı. Odasına girdiğimde bana:


Mehmet Panaz
SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN EFENDİNİN İRTİHALİ RABBİM ŞEFAATİNE NAİL KILSIN.
16-9-1959 .....ŞU İBRETLİK TABLOYU OKUYALIM.
1945 yılı idi. İstanbul Emniyet Müdürlüğünde Komiser olarak görev yapıyordum. O tarihlerde emniyetteki “tabutluk” çok meşhur idi. Bunu herkes bilir.
Bir gün Emniyet Müdürümüz kapıdan:
-Komiser!.. diye seslenerek beni makam odasına çağırdı. Odasına girdiğimde bana:
-Bu bekçi ne diyor?.. Bir bak bakalım! dedi.
Bekçi ile birlikte giderken, “Mesele nedir?” diye sordum.
Bekçi, bodrumu işaret etti. Yani meşhur tabutluğu göstermişti.
Merdivenleri inerek “mahzen” denilen yerin uc kısmındaki beton kuyunun yanına
geldik. Bir metrekare genişliğinde dört tarafı perde betonla çevrili kuyunun yüksekliği 2,5 metre kadardı. Hiçbir tarafında su sızdıracak bir delik ve kapağı yoktu.
Bekçi bana dedi ki:
-Komserim, bu kuyunun içinde sakallı bir zât var. Kuyuya üstündeki musluktan su
akıyor. Kuyu su ile dolduğunda Müdür Beye haber vermek üzere görevlendirilmiştim. Belli bir zaman sonra merdivene çıkıp kuyunun içine
baktığımda musluktan, devamlı su aktığı halde, kuyuda su olmadığını gördüm.
Müdür Beye gidip durumu haber verdim ama, inanmak istemedi. Onun üzerine sizi çağırdı” dedi.
Merdiveni tırmanıp üstten kuyunun içine baktım. Takrîben 60 yaşlarında sakallı, nur
yüzlü bir zât, boynu bükük ve düşünceye dalmış bir halde, ayakta dikiliyordu. Bir
taraftan da üstten su akıp duruyordu. Kuyunun altı ıslak fakat, bekçinin anlattığı gibi,
hakikaten kuyunun içinde hiç su yoktu.
Dehşete kapıldım. Korku içinde ve elim ayağım titrer vaziyette merdivenden indim.
Gidip vaziyeti müdür beye anlattım. Bu defa Müdür:
-Görelim bakalım! dedi. Beni de yanına alarak mahzendeki beton kuyunun yanına
gittik ve kendisi merdivenleri çıkarak, üstteki musluğundan devamlı su akan kuyuya
yukarıdan bakıp, içinde hiç su olmadığını görünce, tam bir korkuya kapılıp odasına
doğru ilerlerken bir taraftan da bize talimat veriyordu:
-Salın salın!.. Başımıza bir felâket gelmesin, bırakın evine gitsin!..diyordu.
Bu hâdiseden şahsen, çok etkilenmiştim. Kendimi toparladıktan sonra hemen
dosyasını inceledim. Beton kuyuya konulmuş olan zâtın, Fâtih dersiâmlarından
Süleyman Hilmi Tunahan olduğunu öğrendim. Kısıklı’da Kur’an kursu açıp Arapça
din dersleri verdiği için gözaltına alınmıştı.
Dosyasından, ikametgâh adresini aldım ve ilk fırsatta gidip kendisini ziyaret etmeyi
kafama koydum.
Pazar günü en iyi elbiselerimi geyip, kendimi ruhen de hazırlayarak, Kısıklı’daki
hânesine gittim ve kendisini ziyaret ettim. Mübarek elini öptüm. Kendisine yapılmak
istenen muâmeleden duyduğum üzüntüyü ifade ederek özür diledim.
Ama o, sanki hiçbir şey olmamış gibi tatlı bir tebessümle:
- Olur mu evladım?.. Senin ne kabahatin var!. Sonra bizim hiç kimseye kırgınlığımız yoktur. Bunlar normal şeylerdir” dedi.
Sanki hiçbir şey olmamış gibi güleryüzü ve tatlı tebessümü ile beni hayrette bıraktı. O
güzel tavrı ve sözleri karşısında sanki erimiştim.
Yanına gelenler vardı. Ama uzun müddet beni göndermedi. Mahremiyete de son
derece ehemmiyet veriyordu. Benim kimliğimi kimseye açıklamadı. Çay içirdi,
ikramlarda bulundu. Bana, lâyık olmadığım çok güzel duâlar yaptı. Öyle haz
duymuştum ki, yanından hiç ayrılmak istemiyordum.. Nihayet:
-Efendim, ara sıra ziyaretinize gelip elinizi öpmeme izin lütfeder misiniz? diye sorma
cesâreti buldum.
-Pek tabii, her zaman gelebilirsiniz evladım!. dedi.
Buna çok sevindim ve daha fazla yormamak için artık izin alıp büyük bir şevkle tekrar
elini öperek, huzurlarından ayrıldım.
O günden itibaren vefâtına kadar fırsat buldukça hep kendisini ziyaret edip mübarek
elini öptüm. İstanbul Emniyet Müdürlüğüm sırasında da gidip ziyaret ettim.
16 Eylül 1959 günü vefatında Kayseri’de idim. Defnine yetişemedim fakat, sonra gelip,
mübarek hânesine taziyede bulundum.
Hep gittiğim misafirhanede bu defa, artık hizmetleri üstlenen Kemâl Kacar Beyi
ziyaret ediyordum. Ayrılırken elini öpmek istedim fakat Kemâl Bey müsâde etmedi.
Üstelik hiddetlendi.
-Benim öyle bir şeye hakkım yok, dedi. Elini öpemediğim için şahsen
üzüldüm. Ama kendisi bunda kararlı görünüyordu.
Son bir ümit ile kendisine şöyle dedim:
-Kemâl Bey, ben sizin elinizi değil, Süleyman Efendi Hazretlerinin elini öpmek
istiyorum. Yıllarca buraya gelip, huşû ile mübarek elini öpmekten büyük haz
duyduğum o mübarek zâtı, artık bulamayacağım. Onun için, sağlığında
kendisini ziyaret ettiğim o zat’ın yerine, bundan sonra sizi ziyaret edip, onun
adına, sizin elinizi öpmek istiyorum. Buna izin verirseniz çok sevinirim!” dedim.
Bu sözlerimi dinleyen Kemâl Bey’in sîmâsı değişti. Sonra bana dönerek dedi ki:
-Benim elimi sen, Hz. Üstâzımın niyetiyle mi öpmek istiyorsun?..
-Evet, aynen onu demek istiyorum” dedim.
Bunun üzerine Kemâl bey, sanki başka bir Kemâl Bey oldu. Bir anda tavrı değişti,
şekli tebeddül etti. ”Süleyman Efendi” deyince Kemâl Beyin sanki kimyâsı değişti.
Bir an düşünceye daldı ve sonra bana dönerek
Hayrettin Bey!... Elini öptürmek, bu yolda sâdece O’nun hakkıdır. Ben, O’nun
hakkına ve bana âit olmayan bir şeye aslâ tecavüz edemem.. Ancak şimdi iş
değişti. Benim elimi, O’nun adına öpeceksen, işte ona itiraz edemem” dedi.
Hayrettin Nakiboğlu-
Eski Trabzon ve Niğde Valisi - Eski İstanbul Emniyet Müdürü
****
SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN (K.S) HAZRETLERİ:
Evladlarım, keramet peşinde koşmayınız.
En büyük keramet, Ümmet-i Muhammed'in evladının hidayetine vesile olmaktır.

EL VE AYAKLARINIZDAKİ NASIRLARINIZDAN KURTULUN sağlığımızın müthiş şifreleri sayfasında bilgileri m.ulaş El ve Ayaklarınızdaki nasır için 5 litre yakmayacak kadar sıcak suya 1 su bardağı karbonat koyun eritin nasırlı el veya ayaklarınızı kayun suyun içine 1 saat dursun çıkarın günde 2 sefer sabah akşam 3 gün yapın suyu dökmeyin ısıtın kullanın gidiyor şifa Allah tan m.ulaş ... SİNÜZİTİNİZDEN KURTULUN

SİNÜZİTİNİZDEN KURTULUN
Sağlığımızın müthiş şifreleri
At kestanesini kurutun un haline getirin az az burun deliklerinden çekin hızla gözleriniz yaşaracak lavaboya yakın durun müthiş akıtıyor peçete yetişmiyor günde 1 sefer yapın 3 gün uygulayın sinizütünüzden eser kalmaz. şifa olsun
M.ULAŞ

“İstanbul Boğazı, daha meşhur ismiyle Boğaziçi nasıl oluştu?”


Akincibay Arslan
“İstanbul Boğazı, daha meşhur ismiyle Boğaziçi nasıl oluştu?”
Bu soru yüzyıllardır bilim dünyasını meşgul etmiştir. Günümüzde uzmanlar, İstanbul Boğazı açılmadan önce Karadeniz’in küçük bir tatlı su gölü olduğunu belirtmektedirler. Ama İstanbul Boğazı’nın insan gücüyle mi yoksa kendiliğinden mi oluştuğu sorusuna henüz bir cevap verilememiştir. İnsan gücüyle açılan Süveyş Kanalı ve Panama Kanalı, uzun mesafeleri kısaltmıştır; ancak İstanbul ve Cebelitarık boğazının açılması daha eski çağlarda olduğundan bunlar hakkında arkeolojik çalışmalar yapılmaktadır.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde, İstanbul Boğazı’nı ve Cebelitarık Boğazı’nı İskender-i Zülkarneyn ve onun ordusunda bulunan Hızır Aleyhisselam’ın açtırdıkları anlatılmaktadır. Ayrıca, Üsküdar ile Sarayburnu arasında çok mamur bir şehrin olduğu ve bu şehrin İstanbul Boğazı’nın patlamasıyla sular altında kaldığı da aktarılır. Evliya Çelebi, İstanbul ve Cebelitarık boğazlarının açılışını şu şekilde anlatmaktadır:
“Allahü Teâlâ, yeryüzünü bu­günkü şekline koymak için İskender-i Zülkarneyn'i yarattı. Zira “Cenâb-ı Al­lah bir şey murad ederse, sebebini hazır eder.” âyeti üzere, Âdem (a.s.)'ın dünyaya gelişinden 5079 yıl sonra yeryüzünde İskender-i Kübra pa­dişah oldu. Bütün hükümdarlar ona itaat ettiler. Fakat Yunanlı­ların Makedonya ve İzmirne sahibi Kaydâfe, İskender'e itaat etmeyip, kuvvetli bir hasım/düşman oldu. İskender, Kaydâfe'ye bir türlü galip gelemiyordu. Sonunda İskender, seyahat maksadıyla gizlice Kaydâfe'nin ülkesine ayak bastı. Kaydâfe’nin divanına girdi. Onun hal ve hareketini araştırırken, Allah'ın hikme­ti, Kaydâfe’nin askerleri İskender'i tanıdılar. Onu yakalayıp Kaydâfe’nin huzuruna getirdiler. Kaydâfe, daha önce İskender'in res­mini yaptırmış olduğundan, onu hemen tanıdı ve hapse attırdı. İs­kender, uzun zaman hapiste kaldı. Sonra Kaydâfe, İskender’i ha­pisten çıkarttı. Kendisi ile savaş etmeyeceğine ve kılıç çekmeyece­ğine dair İskender’e yemin ettirip onu serbest bıraktı.
“İskender, oradan Elburz Dağı eteğinde hükümet merkezi olan Irak Daviyân'a geldi. Bütün bilginleri toplayıp bir görüşme yaptı. Vezirleri: ‘Pâdişâhım, Kaydâfe denilen o kadının ne haysiyeti ola! Denizler gibi asker ile üzerine gidip vilâyetini harab edip, halkını kılıçtan geçirip, ciğerlerini kebap edelim’ dediler. İskender onlara: ‘Kerim olan verdiği sözünde durur. Kaydâfe beni hapisten çıkar­dığında, üzerine asker göndermemeye ve kılıç çekmemeye söz verip yemin ettim. Buna bir çare verin ki, Kaydâfe’den intikam alalım.’ diye cevap verdi. O anda hemen Hızır (a.s.): ‘Ey İsken­der! Eğer Kaydâfe’den intikam alalım dersen, savaş yapmaya bile lüzum yok. Hemen Karadeniz'i Makedonya yakınından kesip, Akdeniz'e akıtalım. Kaydâfe’nin bütün ülkesini suya boğar ve intika­mını alırsın. Böylece ettiğin yemin ve verdiğin sözünde de durmuş olursun.’ dedi. İskender'in bütün bilginleri: ‘Allah mübarek eyleye, Allah'ın ilhamı ile en güzel çare bu ola.’ diyerek karar verdi­ler. Derhal bilginler, hocalar ve mühendisler Karadeniz ile Akde­niz'in yüksekliğini ölçtüler. Karadeniz daha yüksek idi. Yedi yüz bin, dağ deviren işçi toplandı. Karadeniz'in suyunun kesilmesine baş­landı. Bütün bu işlere Hazret-i Hızır bakıyordu. Zira Hazret-i Hızır, İskender-i Zülkarneyn’in ordusu­nda asker idi.
“İskender ile karanlıklara varıp, âb-ı hayatı (Hayat suyu = ölümsüzlük) içmek Hızır'a nasib oldu. Hâlâ zinde durumdadır. Hazret-i Musa ile arkadaş olduğuna dair Kur'an-ı Kerim'de âyet var­dır. Hâlâ deniz işlerinde memurdur. Karadeniz'in Akdeniz'e karıştırılmasına sebep, Hızır Ne­bî olmuştur. Bu çalışma, üç sene sürdü. Neticede boğaz açıldı ve Kaydâfe'nin şehirlerinden Makedonya'yı, Es­ki İstanbul'u, Yoruz Kalesi’ni ve yedi yüz kadar şehri su basıp askerinden bir kişi bile kurtulamadı. Bu meşhur kıssa daha sonraları bir beyitte şöyle yer almış: Fırsatında düşmana veren amân / Kaydâfe gibi olıser bî-güman
“O asırda Karadeniz ile Akdeniz arasında binlerce köy ve kasaba ve büyük şehirler vardı. İstanbul'un Sarayburnu ile Üs­küdar arasında Makedonya şehri vardı. Yedi yüz ılıcalı büyük bir şehir idi. Suda kaybolmuş, İskender-i Kübra da böylece Kaydâfe’den intikam almıştı. Sarayburnu'nda Makedonya şehrini hemen onarmaya başladı. O zamandan beri Macar ülkeleri Sirem ve Semendire sahraları, Leh, Çeh, Kırım, Kamer el-Kam, Kıpçak ve Heyhat vadileri denizden uzaklaştı. Hepsi İrem bahçeleri gibi gönül açıcı yerler oldu. İnsanoğlu ve hayvanlar için otluk ve ekilir yerler oldu.
“Büyük İskender, Makedonya'yı hükümet merkezi yaptı. Sonra yine Allah'ın emri ile Akdeniz'in Septe Boğazı (Cebelitarık) olan yeri de açıp, Akdeniz'i okyanusa akıttı. Yunanca'da Okyanus Denizi derler. Arap dilinde Muhit Denizi (Bahr-i Muhit) denir.”
Yedikıta Dergisi
(9.sayı, Mayıs 2009)

SİNÜZİTİNİZDEN KURTULUN

SİNÜZİTİNİZDEN KURTULUN
At kestanesini kurutun un haline getirin az az burun deliklerinden çekin hızla gözleriniz yaşaracak lavaboya yakın durun müthiş akıtıyor peçete yetişmiyor günde 1 sefer yapın 3 gün uygulayın sinizütünüzden eser kalmaz. şifa olsun
M.ULAŞ

karaciğerimiz yılların birikim olan toksinleri zehirleri hemen 1 ayda atacağını düşünmeyelim tıkanmış olan filitreler hemen açılır diyede beklemeyin tedavi süresi en uzun olan hayati organımız karaciğerimiz hemen çabucak

KARACİĞERİMİZ NEDEN ÇOK ÖNEMLİ VE 3 AYDA TEDAVİ EDİYORUZ İLK ETAPTA OKUYALIM m.ulaş
karaciğerimiz yılların birikim olan toksinleri zehirleri hemen 1 ayda atacağını düşünmeyelim tıkanmış olan filitreler hemen açılır diyede beklemeyin tedavi süresi en uzun olan hayati organımız karaciğerimiz hemen çabucak iyileşecek bir organımız değil bu sebeble en uzun tedavide karaciğerimizde sürüyor yılların birikmiş toksinlerinden kurtulmak hemen olmuyor kirli yağlı kan vucudumuzda dolaştığı sürece sağlık beklemiyelim kendimizde kirlilik arttıkça hastalıklarda çoğalarak devam ediyor organlarımızı bir bir kaybediyoruz böbrek bitmiş at troid gitmiş at dalak gitmiş at 3 filitreden birinide at ve safra kesesini atmak doğru değil bunlarsız yaşarsınız ama nasıl yaşarsınız düşünün kılcal damarlar hangi organda tıkanmaya başlıyorsa sorunlarda ordan başlıyor sırayla geliyor sorunlar yumağı büyür ve asidoza doğru gidiyor her şey gizlide bekleyen hastalıklar sırayla geliyor karaciğeri düzeltmekte hemen olmuyor ilk uygulama 3 aya kadar sürüyor sonraki yıllar 1 ay olarak uyguluyorum bende her yıl 1 ay bu 5 bitkiyi uygularım faydasını çok çok büyük görüyorum kolay kolay hasta dahi olmuyorum yaşam kalitem artıyor ve sağlığım mükemmel oluyor 20 yıldırda yaparım göz ve karaciğer bakımlarımı çok şükür Rabbime araştırın inceleyin sizde göreceksiniz ama araştırın derim sağlığımız birilerine emanet edilecek kadar ucuz ve basit değil Allah akıl vermiş irade vermiş araştırın her şeyi birileri benim için düşünür benim sağlığımı korur düşüncesi çok çok yanlış bunu sağlığımızı kaybedince anlıyoruz ben bunun bedelini ödedim ve gördüm yaşadım Şifa Allah tan saygılar m.ulaş