11 Ekim 2019 Cuma

Onlar karanlığın sakinleri

Onlar karanlığın sakinleri birr insaqna ya büyi yoluyla yasa bir sebepten musallat olurlarr ve kurtuılmak çok zordur.

Muska yazarak musallatttan kurtulmaz kişi ancak paranızla kandırılırsınız.

Tedavi
İki yolla olur ya dini bütün evradı ezkar sahibi hakkı hak bilip haakka uyan batılı bqtılı bilip batkldan kaçan keşif sahibi havvas olan zatların nefesi mubarekelrri ile yada cin ilmini bilen cindar ile...

Kandırılmayın bu zamanın medyum vs kişileri zaten iblis taifesine hizmet eden maşalardır tedavi etmez anlık rahatlama verip yollar kurtulduğunuzu sanırsınız ama varlık gitmez karşılıklı anlaşma vardır.

Selam ve dua ile
Fotoğraf açıklaması yok.

Cin Çarpma Belirtileri 1. Geceleri Uzun zaman sağa sola döner uyuyamaz. 2. Sebepsiz yere devamlı üzülür ve gece boyu devamlı sıkılır. 3. Bazı insanları görür onlardan çok sıkılır, korkar. 4. Çok korkunç rüyalar görür. 5. Rüyasında kedi, köpek, kurt, tilki, aslan, inek, fare gibi hayvanlar görür. 6. Dişlerini sıkar. 7. Uykuda çok ağlar veya güler veya çığlık atar. 9. Uykuda şuursuz olur, kalkıp yürür. 10. Yüksek bir yerden düşüyormuş gibi olur. 11. Kendisini kabirde, pis yerlerde, korkunç yollarda görür. 12. Garip insanlar görür, siyah, çok kısa boylu, çok uzun boylu. 13. Çizgi gibi çok garip şeyler görür.

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi

HZ SÜLEYMAN MÜHÜRÜ VE VE FAYDALARI 1..Cin şeytan iblis yaklaşamaz 2..Kötü niyetli şeytanlaşmış insanlar yaklaşamaz 3..Unutkanlık vesveseye iyi gelir taşıyanda bulunmaz 4..Kazaya belaya karşı vaydası vardır. 5..Gece kötü rüya görmez. 6..Korma hali ortadan kalkar. 7..Lafı dinlenir DAHA SAYILMAYACAK ÇOK FAYDASI MÜŞADE EDİLMİŞTİR.BU SÜLEYMAN MÜHRÜNÜ YAZDIRMAK İSTEYEN BİZE WHATSAP VEYA MSN DEN ÇEKİNMEDEN ULAŞABİLİR

Fotoğraf açıklaması yok.

dikkat safer ayındayız

Görüntünün olası içeriği: yazı

Dinen yasak olmasına, yemek kültürümüze aykırı bulunmasına rağmen neden domuz cazip bir konu?

DOMUZ ETİ YEDİRMEKTEKİ ESAS AMAÇLARDAN BİRİDE MÜSLÜMANLARA HARAM YEDİRMEK HARAM YİYEN BİR MÜSLÜMAN HELE DOMUZ ETİYSE YEDİĞİ O MÜSLÜMANIN HER ŞEYİNİ ALIP GÖTÜRÜYOR YALAN SÖYLEME DİNİ HAFİFE ALMA BENİM NE GÜNAHIM VAR SATANLAR GÜNAHINI ÇEKSİN GİBİ KISKANMA DUYGUSUNUN AZALMASI BİTMESI YANİ MÜSLÜMAN YEDİGİNEDE IÇTİĞİNEDE DİKKAT ETMELİDİR Domuz eti üretimi tüketiciyi endişelendiriyor
Dinen yasak olmasına, yemek kültürümüze aykırı bulunmasına rağmen neden domuz cazip bir konu? Tüketicinin domuz üretiminin nerede kullanıldığını bilmek hakkı...
Haber-Analiz/ TİMETURK
Gaziosmanpaşa Hacımaslı köyü domuz çiftliği'nin suları ve katı atıkları 300 metre mesafedeki Sazlıdere Barajına akıyor. Baraj on milyon kişinin su ihtiyacını karşılıyor. Çiftlikte 5 bin domuz var.
Türkiye'deki domuz çiftliklerinde iyillik 3 milyon kg. civarında et üretiliyor. Bu rakam neredeyse kırmızı et üretiminin yarısı. Üretilen domuzlar otellere, yemek fabrikalarına ve marketlere 'kıyma' şeklinde satılıyor. Domuz etini Salam, sosis olarak da piyasaya sürmek en sık kullanılan yöntem.
NEDEN DOMUZ ÜRETİMİ BU KADAR CAZİP?

'Dinen yasak olmasına, Türk yemek kültürüne aykırı bulunmasına rağmen neden domuz cazip bir konu?'
Çünkü domuz yetistiriciligi kârlı bir iş. Domuz üretken bir hayvan. Cinslerine ve yaşına göre yılda bir, iki, bazen de üç kez ve her batında 15-20'ye kadar varan yavru dünyaya getirebiliyor. Bir domuz yılda iki kez dogum yapsa, her batından 10 yavru yaşasa, 20 sene yaşayan bir domuzun 400 yavrusu oluyor. Ve dahası yeni doğmuş bir domuz 4-5 ayda 100 kiloya kadar çıkabiliyor.
Normal şartlarda evcil bir domuzun yüzde 30'u yağ olarak ayrılabilmekte iken bu rakam bazen yüzde 50'yi bulabiliyor.Yani 150 kg'lik bir domuzdan 75 kiloluk yağ elde edilebiliyor. Bu da dana yada koyuna göre tercih edilmesinde önemli bir etken.
Beslenmesi kolay, cam dışında -leş dahil- her şeyi yiyebiliyor. Her domuz da ortalama 80-100 kiloya ulaştığı zaman kesiliyor. Kaba bir hesapla sadece bu çiftlikten yılda yaklaşık 1 milyon kg. et çıkıyor.
Bu etlerin hangi kanalla, nerelere satıldığı meçhul. Diğer çiftlikler de göz önüne alındığında Türkiye'de yaklaşık 3 milyon kg domuz etinin piyasaya değişik yollarla sürüldüğü ortaya çıkıyor.
Türkiye'deki toplam kırmızı et tüketiminin de 6 milyon kg. olduğu göz önüne alınırsa tablonun vahameti daha da netleşiyor. Kilosu 1 ile 3.5 milyon lira arasında satılan bu domuz etlerinin agırlıklı olarak kıyma, sucuk, salam ve sosis olarak satıldığı dile getiriliyor. Çiftlik çalısanlarından İsmail Türk'ün verdigi bilgiye göre kesilen etler toplu olarak büyük otellere, yemek fabrikalarına kıyma ve sosis gibi ürünler olarak satılıyor.
Domuz konusunda herkes topu başkasına atıyor. Bu noktada tüketicinin yapması gereken Şeyi Çevre Sağlık Il Müdürlüğü Gıda ve Çevre Kontrol Şubesi Müdürü İrfan Yılmaz özetliyor; - Piyasadaki etleri denetlemek mümkün olmuyor.'
Türkiye?de Domuz Çiftlikleri, Kesimhaneleri ve Kullanma Yerleri
GİMDES derneğinin araştırmasına göre, Bugün ülkemizde ne acıdır ki 80?nin üzerinde domuz çiftliği faaliyet göstermekte. Ülke coğrafyasında dağılımı ise şöyle: Eskişehir, Çorum, Kastamonu, Manisa, Isparta, Kayseri, Mersin, Bilecik, Erzincan, Adana, Denizli, Bursa (Karacabey,Ertuğrul köy, Hançerli Köy, Çınarlı Köy) Burdur, Gökçeada, İzmir (Menemen, Kısıklı Köyü) Balıkesir, Afyon (Emirdağ), Kütahya, İstanbul (Arnavutköy, Ayazağa, Acımaşlı köyü, Habibler, Kemerburgaz, Beykoz, Terkos, Cendere, Halkalı, Polonezköy, Zeytinburnu, Çorlu) vs.
YILDA 1 MİLYON DOMUZ KESİLİYOR
Bu çiftliklerde yılda 1 milyonun üzerinde domuz, kesimhanelere gitmektedir. Kesimhanelere gelince,bir çoğu sucuk,salam, sosis imalat hanelerinin bünyesinde bulunmakta bir kısmı kaçak kesimhanelerde, çok azı da Belediyelerin kontrolunda olan kesimhanelerde kesiliyor. İstanbul?da Sütlüce Belediyesinin kesim hanesi en meşhurlarındandır.
Tüketici Hakları ve Din Özgürlüğü Açısından Önemli Bir Sorun
Kesimhanelerde kesilen domuzlar daha sonra nerelere gidiyor? Etler ve yağlar sucuk, salam, sosis fabrikalarına,otellere, tatil köylerine, büyük, küçük marketlere, büfelere, iç yağları sabun fabrikalarına, ilaç fabrikalarına, kozmetik imalatına, bazı margarincilere; kıllar fırça imalatçılarına; işkembe, bağırsak, ciğer gibi sakadatları kozmetik ve ilaç sanayiine, göz ve bazı iç organları hastahanelere; bazı artıklar yem sanayiine; deriler dericilere dağıtılmaktadır.
İşte böyle yılda 1 milyondan fazla kesimi yapılan domuzun her eczası hayatımızın çeşitli kademesinde farkına varmadan, bilgimizin dışında karşımıza çıkabilecek durumdadır. Ve bunu kontrol edecek, müslüman halka bildierecek hiçbir resmi ve sivil merci bulunmamaktadır. Sucuk, salam, sosis ürünlerinde etiketlerinde kullanılan katkı ve yardımcı maddelerin hangi hayvan cinsine ait olduğu yazılması kanuni bir zorunluluk olmasına rağmen, etiketleride bu bilgileri bulmak mümkün olmamakta. Hatta sosisler etiketsiz bile satılabilmektedir.
Sosis, salam, sucuk imalathanelerine gelince; bunu kontrol etmek hemen hemen hiç mümkün değildir. Çünkü bunu aleni yapan çok az firma var. Çoğu bu işi bile bile ve gizli yapıyor.
DOMUZ ÜRETEN İMALATHANELER
Şişli?de Foti-Onur-Fomar
Ayazağa?da Çerkezo-Sifko imalathaneleri
Ayazağa?da Adela
Gourmet
Arnavutköy yakınlarında Karlıbayır mevkiinde Marmara salam imalathanesi
Pepço, Şütte, Artem, İdeal, Özarzum imalathaneleri
Bu imalathaneler gibi ülkemizde 100?ün üzerinde imalathane var. Bu imalathanelerde markalı, markasız, etiketli, etiketsiz, domuz eti ve yağı katılmış çeşitli salam, sosis, sucuk ve jambon üretilmekte ve maalesef bunlar müslüman halka yedirilmektedir. Sadece ıstanbul?a günlük giren domuz eti miktar 30-40 ton civarındadır. Bu etlerden yapılan ürünleri gayri müslümler değil, bilerek veya bilmeyerek müslüman inancına sahip vatandaşlar tüketmektedir.
?Türkiye?de Domuz Gerçeği? Kitabının yazarı Reşit Haylamaz'ın bir imalathanede karşılaştığı Şişli Belediyesine mensub görevlilerle yaptığı bir söyleşide şu ifadelere yer veriliyor:
Yazar -Nasıl buldunuz?
Görevli-Sağlık açısından gerekli şartları yerine getirmişler.
Yazar -Üretimde domuz kullanılmasına ne diyorsunuz?
Görevli-O mesele bizi ilgilendirmiyor. Görevimizin dışında.
Hayır efendim, müslüman tebanın reyleri ile işbaşına gelen belediyelerin ve onların görevlilerinin domuz katılmış sucuk, salam, sosis, jambon üretimi yaparak, etiketinde dahi belirtmeye lüzüm görmeden, müslüman tabaaya haberi olamadan yedirmeye kalkma olayı, mutlaka görevinin içinde olmalıdır. Bütün dünyada böyledir. İnsanları alenen ve sürekli olarak aldatma ne zamandan beri görev dışı kabul ediliyor?
İslam inançları kesinlikle domuz eti tüketimini yasaklıyor. Bu sebeple Halkının çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede tüketicinin inançlarına aykırı bir tüketim mamülünün bilgisi dışında satılmaması gerekiyor. Tüketici soruyor; Türkiye'de her yıl kesilen 1 Milyon domuz nerede kullanılıyor?

10 Ekim 2019 Perşembe

*ABDÜLHÂLIK GUCDUVÂNÎ HAZRETLERİNİN NASÎHATLERİNDEN..!*

*ABDÜLHÂLIK GUCDUVÂNÎ HAZRETLERİNİN NASÎHATLERİNDEN..!*
 *Oğulcuğum*!
🔘 Sana bütün hallerde *ilim, edeb ve takvâ* öğrenmeni tavsiye ederim.
🔘 *Ehl-i sünnet ve cemâatten* ayrılma.
🔘 *Fıkıh ve hadîs* öğren.
🔘 *Câhil* mutasavvıfdan uzak dur.
🔘 Namazları *dâimâ cemâatle* kıl.
🔘 Şöhretten sakın, çünkü *şöhret âfettir.*
🔘 Kimseye *kefîl olma,* insanların vasiyet mesuliyetini üzerine alma.
🔘 *Sultanlara ve sultan çocuklarına* yakın olma.
🔘 Az *konuş*, az *ye*, az *uyu*.
🔘 *Çocuklar ve kadınlarla* arkadaşlık yapma.
🔘 *Bid’atçılar ve kibirli zenginlerle* arkadaş olma.
🔘 *Helalden* ye, *şüphelilerden* sakın.
🔘 *Çok gülme*, çünkü çok gülmek kalbi öldürür. Kahkaha ile gülme.
🔘 Herkese *şefkatle bak*, kimseyi *hakir* görme.
🔘 Dışını *süslemekle* uğraşma. Çünkü zâhiri süslemek bâtının harap olduğunu bildirir.
🔘 *Halk ile* mücâdele etme.
🔘 Kimseden *bir şey isteme*.
🔘 Kimseye hizmet *emretme*.
🔘 *Hz. Peygamberin vârisi olan âlimlere malınla, bedeninle ve ruhunla hizmet et, onların fiillerini, yaptıklarını beğenmemezlik etme. Çünkü onların kusurlarını gören ebedî iflâh olmaz.*
🔘 *Dünyaya ve dünya ehline* aldanma.
🔘 Gözün yaşlı, *amelin ihlaslı* olsun.
🔘 Allâhü Teâlâ’ya *yalvararak* dua et.

CENNETİN KESTİRME YOLU zikrullah mı? Eshabı kiram peygamber efendimize sordular, ya Resulellah cennet ve cemale ulaşmak için bir sürü âmâli salihat var,bunun daha kestirme kısa yolu yokmu diye? Efendimiz (s.a.v.); "Evet vardır,bir yolu,o da zikir yoludur." buyurdular. Zikr yolu : Cehri;,Açık zikir , Hafii; gizli zikir ,yolu diye ikiye ayrılıyor, Cehri ,Açık zikrin piri, başı hz.Ali efendimiz dır. Efendimiz hz.(s.a.v.) Ali(R.a)ya zikri hafiyi tâlim buyurdular, lihikmetin tektazî yapamadılar, Efendimiz(s.a.v.) zikri cehriye devam etmelerini tavsiye buyurdular. Zikri cehrinin son murşidi Abdülkadir geylani hz.leridir,ondan sonra zikri cehri yolunun temsilcisi,ehil zat bulunamadığı için nuru munkati' olup,o görevde efendimizin son varisi zikri hafi yolunun son murşidine verilmiş,her iki yolun hatmini kadirii ve nakşî olarak onlar okur ve devam ettirirler,doğru olan budur,Allah'u âlemu bissavaab. Zikri hafi yolunu piri ise Hz.Ebu bekr (R.a.) dır. Gizli zikrin kalb zikrinin tarifini ğari Sevr de müşriklerin mağaranın ağzına gelince,Hz,Ebu Bekir Resulullah a zarar gelir endişe ve korkusunu gidermek sekinete çevirmek için Ebu bekr (R.a.)ya efendimiz (s.a.v.) zikri hafiyi (dizini dizime daya dilini damagina yapıştır, kalbinden Allah de) diye talim ve tarif buyurdular, (ve sadrinda olanı Ebû Bekr'in sadrina boşalttılar.Ebu Bekr'in r.a. üstünlüğü ve efdalül beşer insanların nebilerden sonra en faziletli kişi olması) buradan geliyor)Allah sekine indirdi,korku ve endişe zail oldu. La tahzen innellahe meanâ buyruldu. İla yevmina Haza imamı bahauddini nakşibendi hz.lerinden nakşii ismini alan zikri hafi yolu son varisi nebinin tasarruf ve salahiyyetinde kıyamete kadar nasibdar olan ümmeti muhammed'e hizmet himmet ve feyzlariyla,şefaatlariyla,irşad ve hidayete sevk etmeye,imanı kamil ile ahirete gitmelerine vesile olmaya devam edeceklerdir. Her asır da Vârisinnebî' bir adet gelir,onu bulmak bilmek nasip işidir,yarabbi vârisi hakiki ve murşidi kamili kim ise bana bulmayı bilmeyi nasip et diye geceleri niyazda bulunmak gerekir nadipde ve listede ismimiz varsa vakti gelince bildirilir,buldurulur. Bilmeyen anlamayan nasibi olmayan,inkar ve hakaret yoluna girmemeli,bilmiyorum,anlamıyorum demeli, Hakâret yolu çok tehlikeli, Erenlerin kılıcı, arşa değer bir ucu, Erenlerin kılıcı havada durur kimseye kılınç çekmezler, ama ölümü helaki mukadder olan inkarcilar gelip o kilinca çarparlar. Ayrıca, dilin zikri açık ve sesli zikirdir malûm, amma ve lakin bu cehrininde gizlisi vardır şöyleki; Allah Allah veya La ilahe illellah diye zikir yaparken bunlarda dudak harfi olmadığından içerde dil hareket eder ama dudak hareket etmediği için dışardan bakan sizin zikrinize vakıf olamaz,bu da dilin gizli zikridir. Şunuda unutmayalım cehri zikr ehlinin çıktığı en son makam,gizli zikr ehlinin başlangıç makamıdır. (Mektubati rabbani)

BENDE MÜSLUMANİM ANCAK NAMAZ KILMAYI BİLMİYORUM,
NAMAZ NASIL KILINIR ?
Teferuâtiyla şekliyle tarif eder misiniz, hatasız kılmak istiyorum!
Namaz kılacağım yerin ve üzerimin temiz olmasına dikkat ederim. Abdest alıp, kıbleye dönerim. Niyet ederim. Hangi namazı kılıyorsam ona niyet ederim. Niyetimi kalbimle yapıp, dilimle tasdik ederim.
Şimdi sabah namazının sünnetini kılacağım. "Niyet ettim Allah rızası sabah namazının sünnetini kılmaya"
Tekbir
"Allahüekber" diyerek tekbir alınır.
Erkek
Gözler secde yerine bakıyor. Ellerin içi kıbleye dönük, başparmak kulak yumuşağına değiyor. İki ayak birbirine parelelel, kıbleye bakıyor sağa sola değil, ayaklar arasında 4 parmak sığacak kadar mesafe var.
Kız
Hanımlar tekbir alırken ellerimizi omuz hizalarına kadar kaldırır. Ayaklar az açık. Vücudumuz diktir. Eller göğüs üstünde, gözler secdeye bakar durumdadır.
Tekbir alırken ellerimizi kaldırmanın hikmeti
Allah'ın huzuruna girmek için izin istemek, O'nun rızasından başka her şeyden elleri çekip, yalnız O'nun kapısına yaklaşmanın bir işaretidir. Ayrıca tekbirde hanımların ellerimizi az kaldırmamızın hikmeti örtünmeye daha uygun olduğu içindir.
Kıyam
Eller bağlandıktan sonra "Sübhaneke" okunur. Sonra Euzu Besmele çekilir ve Fatiha-i Şerife okunur. Sonunda "Amin" denir. Peşinden kısa bir süre okunur. Eller yana salınarak "Allahuekber" denerek ruküa eğilinir.
Erkek
Gözler secde yerine bakıyor. Eller göbek altına bağlanmış vaziyette. Sağ elin küçük parmağıyla başparmak, sol elin bileğini halka gibi kavramış şekilde. İki ayak arası 4 parmak kadar açık ve birbirine parelel.
Kız
Eller göğüsler üzerine bağlanır. Sağ el sol el üzerindedir. İki el beraberce göğüs üzerine konur. Ayaklar az açık, vücudumuz diktir. Gözler secdeye bakar.
Hanımların ellerini göğüsülerine bağlamalarının hikmeti
Azalarımızı belli etmemek ve daha iyi örtünmek.
Rükû
Rükuda üç kere "Sübhane rabiye'l azıym" denir. "SemiAllahü limen hamideh" ve "Rabbena lekel hamd" diyerek doğrulunur. Peşinden "Allahu Ekber" diyerek secdeye varılır.
Erkek
Gözler iki ayak ucuna bakıyor. Baş ile sırt aynı hizada, sırt düz vaziyette ve yere parelel durumda. Bacak ve kollar gergin. Parmaklar açık, sıkıca dizkapaklarını kavramış durumda.
Kız
Ayaklar az açık. Baş sırt hizasına gelmeyecek kadar az eğik. Dizler ve dirsekler hafif bükük. Eller dizlerin üzerinde. Gözler ayak ucuna bakıyor.
Rukuda eğilmemizin hikmeti
Cenab-ı Hakk'ın zatını saygıyla anıp, O'nun huzurunda eğilip, acizlik ve ihtiyacı bildirerek O'nu tesbih etmektir.Hhanımların az eğilmesinin nedeni ise, azaları belli etmemek ve daha güzel örtünmek içindir.
Secde
"Allahüekber" diyerek secdeye varılır. Secdede üç defa "Sübhane rabbiye'l âlâ" denilir."Allahuekber" diyerek secdeden kalkılır, dizler üstünde kısa bir müddet durulur. "Allahüekber" deyip secdeye tekrar varılır. Yine secdede üç defa "Sübhane rabbiye'l âlâ" denilir. "Allahuekber" diyerek ikinci rekata kalkılır.
Erkek
Baş iki el arasında. Alın ve burun yere değiyor. Parmaklar kıbleye doğru. Dirsekler yere değmiyor ve vücuda yapışık değil. Karın oyluklardan ayrı. Ayak parmakları kıbleye dönük, topuklar bitişik. Kız
Alın ve burun yere değiyor. Baş iki el arasında, parmaklar kıbleye doğru. Dirsekler yere değiyor ve vücuda yapışık, oyluklar da karna bitişik durumda. Ayakların üstü yere gelmiş şekilde ve her iki ayak sağa yatık.
• İkinci rekatta yalnız "Bismillahirrahmanirrahim" denilir.
• Birinci rekatta olduğu gibi aynen kılınır, ancak ikinci secdeden sonra ayağa kalkılmaz. Oturulur.
Ka'de
"Ettehiyyatü, Allahumme salli, Allahumme barik ve Rabbena âtina"gibi dualar okunur.
Erkek
Gözler oyluklara bakıyor. Eller oyluklar üzerinde, parmaklar kendi halinde. Sol ayak yatık ve üzerinde oturulmuş. Sağ ayak dik ve başparmağı kıbleye dönük.
Kız
Son oturuşta, eller dizler üstünde serbest. Ayakların her ikisi de sağa çıkarılmış. Ayaklar üzerine değil, yere oturulur. Gözler dizlere bakmakta.
Namaz sonunda oturmanın hikmeti
Allah'ın divanından çıkmak için izin istemek ve saygıyla huzurdan ayrılmak içindir.
Selam
Önce sağa sonra sola dönülerek "Es-selâmü aleykum ve rahmetüllah" denir. Namazdan çıkılmış olur.
Erkek
Eller oyluklar üzerinde, parmaklar kendi halinde. Sol ayak yatık ve üzerinde oturulmuş. Sağ ayak dik ve başparmağı kıbleye dönük. Baş önce sağa çevrilmiş ve gözler omuza bakıyor, sonra sola çevrilmiş ve gözler omuza bakıyor.
Kız
Gözler oyluklara bakıyor. Eller oyluklar üzerinde, parmaklar kendi halinde.Her iki ayak sağa çıkarılmış vaziyette Baş önce sağa çevrilmiş ve gözler omuza bakıyor, sonra sola çevrilmiş ve gözler omuza bakıyor.
Selamı sağ ve sol omuzda ki kiramen katibîn melekleri ve sağ solumuzda cemâat varsa onlara vermiş oluyoruz.
Selam vererek namazdan çıkmanın farz ve 13. Farzı olduğunu söyleyen âlimler olmuştur.
Buna namaz bittiği için "huruc bil'irade" isteyerek namazdan çıkmak ismini vermişlerdir.
Dua
Farz namazları bitirip selam verdikten sonra
"Allahumme ente's-selamu ve min-ke's-selam tebârekte yâ ze'l celali ve'l-ikram" denilir.
Sünnet varsa kılınır. Sonra "Ala Resulinâ salâvât" diye salâvat-i şerife getirilerek arkasından:
"Sübhanellahi ve'lhamdü lillahi ve lâ ilâhe illAllahu vellahu ekber ve lâ-havle ve lâ-kuvvete illâ billâhil aliyyi'l-azim" denilir.
Bundan sonra, bir "Ayete'l-kürsi" okunur.
Ardından, 33 kere "Sübhanellah", 33 kere "Elhamdülillah", 33 kere "Allahu Ekber" dedikten sonra,
"Lâ ilahe illAllahu vahdehu lâ şerike leh lehül-mülkü ve lehü'l,hamdü ve hüve alâ külli şeyin kadîr" diyerek eller kaldırılır, dua ve niyazda meşru makul herşey istenilir, HAMDELE ve salvele getirip,kildigimiz namazın eksiksiz kabulü istenilir,sonra kendin ailen ana baba ve hacaların için ve diğer ümmeti Muhammed'in Hidayet ve memleketin selameti için dua yapılır.