11 Kasım 2019 Pazartesi

Tüylerimizi diken diken eden emir / “Saliha kadınlar gönülden itaat ederler.” Allah (c.c) “İyi kadınlar kocalarına itaatli ve saygılıdırlar.” buyuruyor. Tüylerimizi diken diken eden bir emir. “Kocaya itaat”

Tüylerimizi diken diken eden emir /
“Saliha kadınlar gönülden itaat ederler.” Allah (c.c) “İyi kadınlar kocalarına itaatli ve saygılıdırlar.” buyuruyor.
Tüylerimizi diken diken eden bir emir. “Kocaya itaat” Bu iki kelime yan yana geldiğinde biz kadınları çok fazla rahatsız ediyor. Allah’a itaat “tamam” seve seve başım üstüne; ama kocaya itaat “olmaz.” Oysa kocaya itaat Allah(c.c) ın emri olduğu için aslında Yaradan’ına itaat etmiş oluyor kadın.
Sevgili peygamberimiz de pek çok Hadis-i Şerif ile kadının kocasına itaatinin önemine dikkat çekiyor.
“Kadın, beş vakit namazı kılar, orucunu tutar, kendini yabancılardan korur ve kocasına itaat ederse, cennete girer.” buyuruyor bu hâdis-i Şeriflerin birinde.
Öyle kaçılmak isteniyor ki bu âyeti kerîme’nin emrinden, âyet inkar edilemiyor fakat bu âyeti destekleyen bazı Hadis-i Şerîfleri inkar noktasına gelebiliyor kadınlar.
“Erkekler kadınlar üzerinde kavvamdır.”(yönetici ve koruyucudur) Nisa sûresi 34. âyete geçen hafta başlamıştık. Kaldığımız yerden devam ediyoruz, âyet bitene kadar inşallah.
Kadın erkeğin evde reisliğini, yönetici ve koruyuculuğunu kabul ettikten sonra ne olacak? Doğal olarak evin reisine saygılı olacak. Âyet şöyle devam ediyor:
“Saliha kadınlar gönülden itaat ederler.” Allah (c.c) “İyi kadınlar kocalarına itaatli ve saygılıdırlar.” buyuruyor.
Tüylerimizi diken diken eden bir emir. “Kocaya itaat” Bu iki kelime yan yana geldiğinde biz kadınları çok fazla rahatsız ediyor. Allah’a itaat “tamam” seve seve başım üstüne; ama kocaya itaat “olmaz.” Oysa kocaya itaat Allah(c.c) ın emri olduğu için aslında Yaradan’ına itaat etmiş oluyor kadın.
Sevgili peygamberimiz de pek çok Hadis-i Şerif ile kadının kocasına itaatinin önemine dikkat çekiyor.
“Kadın, beş vakit namazı kılar, orucunu tutar, kendini yabancılardan korur ve kocasına itaat ederse, cennete girer.” buyuruyor bu hâdis-i Şeriflerin birinde.
Öyle kaçılmak isteniyor ki bu âyeti kerîme’nin emrinden, âyet inkar edilemiyor fakat bu âyeti destekleyen bazı Hadis-i Şerîfleri inkar noktasına gelebiliyor kadınlar.
” İnsanın insana secde etmesini emredecek olsaydım, kadının kocasına secde etmesini emrederdim.”
Mesela bu hadisi şerifi pek çok kadın “sahih değildir” diyerek kabul etmiyor. Oysa Hadis-i Şerîf sahih, kaynakları da sağlam. Riyazussalihin’ de aldığım Hadis-i Şerîf kaynak olarak Tirmizî Radâ 10; Ebu Davud Nikah 40; İbni Mace Nikah 4 te yer alıyor.
Buradaki secde kelimesinin tabii ki Allah’a secde etmekle alakası yok. Peygamberimiz bu Hadis-i Şerif’le ailede mutluluk için kadının kocasına saygı duymasının ne kadar önemli olduğuna dikkat çekmiş.
“Ne yani, şimdi biz kocalarımıza itaat edeceğiz, onlarda bizi paspas gibi ezecek mi?”
Allah’a karşı ne kötü bir zan. Rabbim kadının ezilmesini ister mi? Yaradan’ımız kadının kocasına itaatini emretmişse elbette pek çok da hikmetler vardır. Kadına itaat emredilirken, erkeğe de ezme kadını hakkı verilmemiş. Karşılıklı haklar var.
Bakara 228. Âyeti Kerîme’de:
“Erkeklerin kadınlar üzerinde ma’ruf (meşru olan) hakları olduğu gibi, kadınlarında onlar üzerinde hakları vardır. Yalnız erkeklerinki onlara göre (aile reisliği ve görevleri bakımından) bir derece fazladır. Allah mutlak galiptir hüküm ve hikmet sahibidir.”
Kadına kocasına itaat emredilmiş fakat kadını ezmek için değil korumak için. Kadın kendinden güçlü yaratılmış erkeğin karşısında ancak ona yumuşak davranarak kendini koruyabilir. “Yumuşak ipeği en keskin kılıç bile kesemez.”
İtaatten ne anlamlıyız?
“Kadın erkeğin her istediğini yapacak, erkek emredecek kadın ezilecek.” Böyle anlayanlar var. Ben böyle anlamıyorum. Benim erkeğe itaatten anladığım, “Kadın kocasına saygısızlık etmeyecek, onunla mücadeleye girmeyecek, erkeğin ailedeki otoritesini kabul edecek.”
Kadın istediklerini kocasına tatlı tatlı yaptırabilir. Kadın yine itaat etmiş olur. Kadının sözleri önemsiz olacak, kadının istedikleri yapılmayacak diye bir şey yok. Kadının erkeğin karşısına dikilmesi, bağırması çağırması, kavga etmesi, inatlaşması yasaklanmış. Kadın psikolojisini düşündüğünüz zaman bu tavır, öncelikle duygusal yaratılmış kadını yorar, yıpratır.
Fakat günümüzde maalesef ki kadınların çoğu, erkeklerle mücadele etmeyi bir maharet zannediyorlar. Erkeğe itaat bir geri kalmışlık gibi addediliyor. Bu da aile kurumuna ciddi zararlar veriyor. Sonuç kadınlar mutsuz, erkekler kırgın.
Erkekler sert yaratılmışlar, fakat kaba değil. Arada çok büyük bir fark var. Günümüz kadını erkeğin sert tabiatını, filmlerdeki romantizm sosuna batırılmış erkeklere bakarak kabalık olarak yorumluyor ve erkeklere kızgınlık besliyor.
Biz kadınlar, bir şey işimize gelmezse içimizi rahatlatmak için çıkış yolları ararız.
Allah’ın emrini inkar edemeyeceğimize göre ahrete kadar kendimizi oyalayacak sebepler bulmamız lâzım ki iç sesimiz bizi dürtüp rahatsız etmesin.
Bulmak isterseniz bahane tükenmez: “İtaat etmiyorsam sebebi var canım. Allah bu kocaya itaati emretmemiştir herhalde. Bu adam geçmişte bana şöyle şöyle haksızlık yapmıştı. İlmî ehliyeti yok. Namazını ancak kılıyor. Gelsin peygamberimiz gibi bir erkek ona itaat edeyim.”
Allah(c.c) âyette “İyi kadınlar, iyi erkeklere itaat ederler.” buyurmuyor. İtaat edilmesi gereken erkeklerin vasıfları sayılmamış. Kadının koca olmasını kabul ettiği erkek itaati hak etmiş oluyor bu durumda.
Kadın ya kocasına itaat edecek ya da onu koca olacak vasıflarda görmüyorsa boşanacak. “Hem yaşarım hem de adamı adam yerine koymam, süründürürüm” gibi üçüncü bir alternatif dinimizde yok.
Pek çok dindar kadın kocasını beğenmiyor, takvalı bulmuyor. Kimi kocasının nafile oruç tutmamasından, kimi televizyona bakmasından, kimi müzik dinlemesinden, kimi kocasının çok kitap okumamasından dolayı dertli.
Kocalarını kendileri kadar asil bulmadıkları için onları basit zevkleri olmakla suçlayıp aşağılayan ve kocalarından daha fazla ibadet ettikleri için de kendilerini pek bir takvalı ve saliha hanım zanneden kadınlar çok.
Oysa Allah (c.c) “Sâliha hanımlar kocalarına gönülden itaat ederler.” buyuruyor. “Kocalarını kendilerinden aşağı görürler.” demiyor.
Kadınlar bildikçe öğrendikçe koca beğenmemeye başlıyorlar. Erkekler işle güçle uğraşırken kadınların bilgi edinmek için pek çok kaynağı var. Televizyonda pek çok konuda uzman kişiler çıkıyor, pek çok konu konuşuluyor. Geçenlerde bir teyze gördüm, televizyonda şifalı bitkilerle ilgili program izlemekten konuya epeyce vâkıf olmuş etrafına tavsiyelerde bulunuyordu.
Sonra internet var, kitaplar var ve kadınların okumak için zamanları var. Ayrıca sürekli seminerler, konferanslar düzenleyen belediyeler, vakıf ve dernekler var. Buralara da kadınlar daha çok katılıyor.
Bilgi güzel bir şey. Fakat her güzel şeyin düşmanı vardır. İlmin düşmanı da kibirdir. Şeytan da âlimdi fakat ilminin getirdiği kibir ile Allah’a isyan etti ve rahmetten kovuldu.
Materyalist bir çağda egolarımız sürekli dürtüldü için en çok kendimizi beğenir olduk. Kibir insanları Allah’ın rahmetinden ve insanların gönlünden kovduran, gözden düşüren en tehlikeli huydur. Kibir şeytanın en sevdiği günahtır. Kibir, gurur ve inatla da yakın kardeştir. Sakınmak lâzım. Kibir konusunu kitaplardan çok okumak lâzım.
Velev ki erkek bilgi, zenginlik, eğitim gibi konularda kadından daha geride olsa bile mademki Rabbimiz aileye yönetici olarak seçmiş, her hal-u kârda kadın kocasına itaatli ve saygılı olmak zorundadır.
Teşbihte hata olmaz derler, üniversite mezunu bir çalışanın ilkokul mezunu diye patronunu beğenmeyip istediklerini yapmaması, isyankar olması mümkün müdür?
Ya orda çalışmayacak ya da patron olarak onu kabul ediyorsa saygılı olacak.
Çalışan kadın iş yerinde patronuna gayet saygılı, onun eğitimini sorgulamıyor. Maaşını alabilmek için patronun emirlerini yerine getiriyor ve kendini ezik falan hissetmiyor. Fakat aynı kadın eve gelince kocasının iki sözüne tahammül edemeyip saygı sınırlarını aşıyor.
Allah’ın emrine karşılık, patronun parası daha öne geçebiliyor maalesef. Halbuki eşi de ailenin maddi manevi sorumluluklarını taşıyor.
Bizden önceki nesilde erkeğe saygı vardı; fakat bu gönülden bir saygı değildi genellikle. Kadınlar erkeklerden korktukları için zoraki saygı duyarlardı. Erkek düşmanlığının üzerine güzel bir saygı inşa etmek zaten zordur. Kadın kocasının karşısında konuşmaz; ama bunu kendine dert eder, içinde biriktirir. Mutfağa gitse, çocuklarına kocasının ardından konuşur, çocukları babasına düşman eder, komşuya gider, kocasını çekiştirir. Ezik psikolojisi içinde yaşar.
Oysa Allah zoraki bir itaatten bahsetmiyor. Gönülden yapılacak bir itaat istiyor. “Gönülsüz aş ya karın ağrıtır ya baş.”
Allah (c.c) bu ayette saliha kadınları “kanitat” olarak vasıflandırmıştır. “Kunut” severek isteyerek itaat üzere olmak, demektir. Zoraki, hoşlanmayarak, içinde sıkıntı duyarak ara sıra yapılan bir ita­at değil, tam aksi isteyerek, severek, içinden gelerek itaat edilmesi Rabbimizin emridir.
Bu da ancak nefsine tapınmayan ve Allah’ın rızasını isteyen mü’min hanımlar için mümkündür. Çünkü evin reisini erkek olarak Allah(c.c) tayin etmiştir. Sonuçta kocaya itaat Allah (c.c) itaattir.
Âyeti Kerîme itaat emrinden sonra şöyle devam ediyor:
“Hem de Allah’ın korunmasını emrettiği şeyleri gizlide de (kocalarının olmadığı yerde de ırzlarını ve kocalarının mallarını) koruyanlardır.”
Kadınlar, namuslarını ve kocalarının mallarını korur, kocalarının sırlarını ifşa etmez ve kocalarıyla kendileri arasında gizli halleri başkasına anlatmazlar. Allah’tan korktukları için kocaları olmadığı zaman bile onların haklarını korurlar.
Maalesef ki günümüzde itaatin tam aksi eşitlik davası ile karı koca arasında mücadele körükleniyor. Ne de olsa bir toplumu yıkmanın en iyi yolu aileyi yıkmaktır. Biz de bu tuzaklara çok çabuk düşüyoruz. Bir türlü mutlu olamıyoruz.
Oysa elimizde Yaradan’ımızın mutluluk reçeteleri var, daha niçin mutsuzuz ki? Kadınlar için ilaç biraz acı gibi görünüyor; ama o ilacı almadan şifa mümkün değil.
Sema Maraşlı

KIYAMETE YAKIN OLAN ÂHİR ZAMANIN ALÂMETLERİ Hepsi varmı çıkmış mı oku,karar ver!

KIYAMETE YAKIN OLAN
ÂHİR ZAMANIN ALÂMETLERİ
Hepsi varmı çıkmış mı oku,karar ver!
• İnsanların başına bir zaman gelecek ki, onlardan faiz yemeyen kalmayacak, yemese bile tozu onlara bulaşacaktır.
• *Birçok kişi, az bir dünyalık karşılığında dinini feda edecek.*
• Kazanç, belirli kişiler arasında dolaşacak, dar gelirliler açlık ve sıkıntıya düşecek.
• Kabirler süslenecek ve Kur’an, kazanç getiren bir meta hâline gelecek…
• *Fitne her eve girecek ve tecrübesiz gençler başa geçecekler.*
• Kur’an’dan bir resim, İslâm’dan bir isim, Müslüman’dan bir cisim kalacak.
• Üç şey çok kıymetlenecek; Helâl para, kendisiyle amel edilen sünnet ve candan bir dost.
• *Ecnebiler çoğalacak ve Müslümanlara galebe edecekler.*
• Sonradan gelen nesiller, önceden gelenlere sövüp sayacaklar.
• Mihnet, belâ, musibet artacak, rahat ve huzur kalmayacak, kimse eliyle bunları önleyemeyecek.
• *Bir Müslüman, koyundan daha âciz olacak,hor ve hakîr görülecek.*
• İlim azalacak, cehalet, anarşi ve cinayetler artacak, adam öldürmek, hafif bir suç sayılacak.
• Hilesiz iş yapılamayacak, tacirler ve yazarlar artacak kalem bollaşacak.
• *Kişi, elbisesini koruyup sakındığı kadar dinini sakınmayacak ve fakirler de namaz kılmayacak.*
• Akrabalık bağları kopacak ve selâm, sadece tanıdık olanlara verilecek.
• Zenginler ticaret için, hafızlar riya ve gösteriş için hacca gidecekler.
• *Büyükleri merhametsiz, küçükleri hürmetsiz olacak. Çocukları terbiye, köpekleri terbiyeden daha zor olacak.*
• İnsanlar, kötülüklerden birbirlerini sakındırmayacaklar ve iyiliği emretmeyecekler.
• Minareler çoğalacak, camiler süslenip ziynetlenecek (kilise ve havralar gibi) ve içlerinden yüksek sesler gelecek.
• *Hâinlere emin, emin olanlara hâin denilecek ve “şurada emin bir insan vardır” denilecek kadar emin insan sayısı azalacak.*
• Kişiye, şerrinden korkulduğu için ikramda bulunulacak. Görünüşte dost fakat esasında düşman insan sayısı artacak, sözler hep yalan ve birbirine muhalif olacak, amir ve memur çok, doğru iş yapan az olacak.
• Yıldızlar (fal) doğrulanacak ve kader yalanlanacak.
• *Allah-u Teâlâ (C.C.) apaçık inkâr edilecek.*
• Âlicenaplık, izzet-ikram ve cömertlik duyguları kaybolacak ve haklar para karşılığında satılır hâle gelecek.
• *Cemaatin inancı zayıf, ibadeti taklit olacak, hafızlar çok, ama âlim bulunmayacak.*
• Zenginlere itibar edilecek, cimrilik artacak, zekât ağır bir borç olarak kabul edilecek.
• Âlimler, para ve dünyalık karşılığında ilim öğretecek, ahiret ameli ile dünyalık talep edecekler.
• *Dinden başka-gayrı hususlar için öğrenim yapılacak.*
• Erkekler kendilerini kadınlara, kadınlar da erkeklere benzetecekler.
• Erkekler erkeklerle, kadınlar kadınlarla münasebetsiz alâkalar kuracak.
• *Her tarafta şarkıcı ve çalgıcı kadınlar zuhur edecek.*
• Söz kadınlarda olacak ve zina yaygınlaşacak.
• Kadınlar, saçları deve hörgücü gibi, sokaklarda dolaşacaklar.
• *Haram işlemeyi kolaylaştıran imkânlar artacak, gençler günah işlemeye ve kötülük yapmaya çok meyledecekler.*
• İmanı kalpte tutmak, kor ateşi elde tutmak kadar zor olacak, kişi gece mü’min yatacak, sabah kâfir olarak kalkacak veya bunun tersi olacak.
• Dünya işlerine dalınıp ahiret unutulacak, Allah’ın kitabıyla hükmetmek, ayıp sayılacak.
• *Büyük ve gösterişli binalar yapılacak ve bunlardan dolayı sokaklar daralacak.*
• Yırtıcı hayvanların derileri tabaklanarak çeşitli giyim eşyası yapılacak. (Kürk, manto ve benzeri…)
uzun olduğundan ikiye böleceğim
Diğer yarısı sonra inşaAllah
Alıntı ismail yılmaz.
*Çoğunu yaşıyormu/yaşamıyor muyuz?!..

HARAM YİYENİN İBADETİ KABUL OLUNMAZ

HARAM YİYENİN İBADETİ KABUL OLUNMAZ
Ebu Huzeyfenin (r.a.) azatlı kölesi Salim (r.a.)
anlatıyor:
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Kıyamet günü, Tihame dağları kadar sevapları olan top-
luluklar gelecek. Onlar Hz. Allahın huzuruna getirildiğinde, Allahü Teala onların sevaplarını heder (iptal) edecek ve onları cehenneme ata-
caktır." buyurdu.
Salim (r.a.): "Anam babam sana feda olsun ya Rasülellah! Bu toolulukların kim olduğunu bize bildir, biz de bilelim. Seni Hak peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, ben onlardan olmaktan korkuyorum" dedi.
Rasülüllah (s.a.v.):
"Ey Salim! Onlar namaz kılarlar ve oruç tutar
lardı. Ancak kendilerine haram bir şey verildiği zaman hemen atılıp onu alırlardı. Bundan dolayı
HZ.Allah onların amellerini kabul etmedi" buyurdu.
[İHYAİ-ULUMİDDİN-İMAMI GAZALİ]
Alıntı Necmi gürses.

GÖĞÜS BÜYÜTME

SAĞLIĞIMIZIN MÜTHİŞ ŞİFRELERİ
BAYANLARIN GÖĞÜS BÜYÜTME VE DİKLEŞTİRME PROBLEMLERİNE KESİN ÇÖZÜM
Göğüslerinize estetik yapın kendi ellerinizle basitceboşuna estetik ameliyatı olmayın marketten yediğimiz çemeni alın 2 yemek kaşığı içinden alın 2 yemek kaşığıda zeytinyağı na karıştırın göğüslerinize sürün 1 saat beklesin sonra yıkayın günde 1 sefer yapın 30 gün devam edin büyür ve dikleşir toplanır göğüsleriniz saygılar m.ulaş

MS HASTALIĞININ TEDAVİSİ

MS HASTALIĞININ TEDAVİSİ
Ms hastalığınız için 25 gün sabah akşam 1rer tatlı kaşığı karbonat hazırlayın için karbonatı kullanırkende sayfamdaki karaciğer tedavisinide aynen okuyun uygulayın çaylar acı pelin otu çayı 15 gün için bırakın ve ısırgan çayı yapın 20 gün için bırakın için bunları gün içine yayarak kullanın süreç uzun ama sonuç alıyorsunuz bilin erimiş kaslarınıza hazır çemen kahvaltılık çemen alın 2 kaşık çemen 2 kaşık sızma zeytinyağı karıştırın kaslarınıza sürün 30gün 30 dakikada beklesin kaslarda çemen sonra yıkayın 30 gün devam edin çemene. Karaciğer tedaviniz 3 ay devam edin perhiziniz karaciğer tedavisinin içinde var perhizde çok önemli yasakları kesinlikle yemeyin yinede yazayım ekmek unlu gıdalar tatlılar hazır gıdalar pakete girmiş ürünler hayvansal ürünler yasak ÇOK TİTİZ UYGULAYIN Rabbim şifa versin GEÇMİŞ OLSUN saygılar
M.ulaş

Çemen otunun faydaları nelerdir?

TC Ali Tunç - Alternatif tıp
efsane otlar...Çemen otunun faydaları nelerdir?
Çemen otu son senelerde yaygınlık kazanan bitkiler arasında yer alıyor ve onun pek çok tarifte adının geçtiğini görebilirsiniz.
Bilhassa tohumları çeşitli detoks içeceklerinin üretiminde kullanılıyor ve bu nedenle insan sağlığına pek çok faydasının olduğundan bahsedilebilir.
Çağlar boyunca Kuzey Afrika ve Hindistan’da yetiştirilmiş olan bu ot, hem yaprakları hem de tohumları ile pek çok fayda sunuyor. Dilerseniz bu faydalara hemen geçiş yapalım.

SİNDİRİM PROBLEMLERİ

Çemen otu, özelliğe zayıf karaciğer fonksiyonları ve dispepsi tedavisi konusunda oldukça etkili. Aynı zamanda mide ve diğer bağırsak problemlerine de ciddi bir katkısı var. Dizanteri ve ishalin tedavisinde de kullanılan ot, toz formuna da getirilebiliyor ve böylece alerjiler, tıkanmalar gibi solunum yolu rahatsızlıklarına da iyi geliyor.
Ağız kokunuzu tazelemek için de onu kullanabiliyorsunuz. Tek yapmanız gereken yapraklarını gölgede kurutmak ve ezip bir toz haline getirmek. Üstüne bir kaç damla limon suyu sıkabilir ve bir sos tavasında bir kaç dakika çevirdikten sonra soğutabilir, ağız kokunuzu yenilemek için bu karışımı kullanabilirsiniz.

KOLESTEROL

Çemen otu kan lipid düzeyleri üzerinde hayli etkili ve bu nedenle damar tıkanıklığı vakalarında da kolesterol düzeylerinin ve trigliseritlerin düşürülmesini sağlayabiliyor. Bu esnada iyi kolesterolü arttırıyor. Yapraklarını gece boyu suda bıraktıktan sonra ertesi gün bu suyu süzebilir ve içebilirsiniz.

DİYABET

Çemen otunun iyileştirici özellikleri tarçına oldukça benziyor. Diyabet karşıtı nitelikleri nedeniyle glukoz metabolizmasının kontrol edilmesini sağlıyor ve tip-2 diyabet gelişimine engel oluyor.

KALP PROBLEMLERİ VE KAN LİPİDLERİ

Çemen otu, kan lipid düzeyleri üzerinde etkiye sahip ve damar tıkanıklığı riskini de oldukça azaltıyor. Kötü kolesterol ve trigliserit düzeylerini azaltabilen yapısının yanında damarlarda plak oluşumuna da engel oluyor ve böylece kalpte kan pıhtılaşması kaynaklı problemlere engel olarak inme ve kalp krizi riskini azaltıyor. Diğer pek çok baharat gibi güçlü antioksidanlara da sahip ve böylece iç organları oksidanların yarattıkları hasardan koruyabiliyor. Vücudu pek çok kronik hastalıktan da koruyabiliyor.

LEKELERİ AZALTIR

Cildinizdeki lekelerin varlığından şikayetçiyseniz, çemen otu kesinlikle işinize yarayacaktır. Bir kaşık çemen otu tohumu tozunu bir kaç damla suyla karıştırın ve daha sonra bu macunu yüzünüze sürün, bu şekilde on beş dakika bekleyin ve sonra yumuşak ve ıslak bir pamuk ile temizleyin.

UZUN VE GÖSTERİŞLİ SAÇLAR

Bir önceki maddede yarattığımız macunu saç derinize sürüp kırk dakika bekleyebilirsiniz. Ardından onu soğuk suyla durulayabilirsiniz. Bu işlem haftada bir iki defa uygulanabilir. Böylece şampuan ve bakım kremlerindeki zararlı kimyasallara maruz kalmadan saçlarınıza ve derisine bakım yapabilirsiniz.

Mehmet Yetkin _ Gafletten uyan