19 Kasım 2019 Salı

ÇOCUĞU OLMAYANLARIN DİKKATİNE

ÇOCUĞU OLMAYANLARIN DİKKATİNE
Sağlığımızın müthiş şifreleri sayfamda mevcut okuyun tüm bilgiler
Günde sabah akşam 1 rer talı kaşığı karbonatı sıcak suda eritin için
15 gün karbonat kullandıktan sonra Çakşır kökü erkeklere ayrı bayanlara ayrı oluyor erkek ve dişi olarak alın kullanın çobançökerten azgın teke otu çaylarını için arı sütü fındık kadar dil altına koyun erisin yutun bunlar her iki cinstede kullanılacak. 45 gün kadar Çocuğu olmayanların mükemmel ilacı tüm bunlara rağmen olmuyorsa karaciğerinizi tedavi edin sağlığımızın müthiş şifreleri sayfamda var okuyun Rabbim hayırlı evlatlar nasib etsin saygılar
M.ulaş

ASLAN PENÇESİ OTUNUN RAHİM DÜŞÜKLÜĞÜNE FAYDALARI

Dört fincan Aslanpençesi Otu çayı bir gün boyunca yudum yudum içilmelidir. Her fincan kaynar su başına 1 tatlı kaşığı dolusu bitki konur. Sapından çiçeğine kadar ufak ufak kesilmiş Çobançantası Otunu bir şişenin boğazına kadar doldurun, üstüne % 38-40 alkollü kanyak veya votka dökün. On gün güneşte veya sıcak bir yerde bekletin.

Sonra bu hülasayı günde birkaç kere vajenden kasıklara doğru masajla yedirin. Aynı zamanda haftada 3 Civanperçemi yarım banyosu da yapın: Geceden 100 gr Civanperçemi Otunu soğuk suya koyup, ertesi günü ısıtıp, 20 dakika süzerek bir banyo yapın. Banyo suyunu iki defa daha otların üstüne dökerek kullanabilirsiniz.

KURT AYAĞI OTUNUN VEYA KURT PENÇESİ OTUNUN FAYDALARI Her zaman yeşil kalan bu yosunumsu bitki, ormanlarda, yerde bir-iki metre kadar uzanarak, zarif ve ince kökleri ile kendisini belli eder. Bu kollardan, yedi ile on santim uzunluğunda ele yumuşak gelen çatallı dallar çıkarır. Dört yaşma gelen bitki, sarımsı renkte mısırı andıran çiçekler verir. Çiçeğin tozuna Kurtayağı tozu denir ve bazı eczanelerde deri tozu olarak satılır. Radyum içeren bu bitki, çok çeşitlilik gösteren ip benzeri kollarıyla ve çiçek salkımından dökülen sarı tozuyla kolayca ayırt edilir. Dünyanın dört bir ' yanında, yüksek irtifalı ormanların kuzey yamaçlarında bulunur. Eğer ormanlar kesilirse, bitki sararır ve kurur çünki doğrudan güneşte yaşayamaz. Gut ve romatizma hastalarına (hatta mafsallarda form değişmeleri oluşmaya başlamışsa bile), kronik hemoroit ve kabızlık çekenlere Kurtayağı çayı hararetle tavsiye edilir. Ancak ishalden mustarip kişiler bu çayı, büyük bir dikkatle içmelidirler çünki bağırsak krampları meydana gelebilir. Kurtayağı hiçbir zaman kaynatılmaz, ancak kaynamış su ile demlendirilir. Böbrek kumu, böbrek koliti, husye ağrıları veya sertleşmesi ile cinsel organ hastalıklarında da kullanılır. Karaciğer iltihaplanması ve karaciğer dokularındaki şişlikler için, hatta habis olanlar için bile Kurtayağı bire birdir. Onun yardımıyla hasta kısa sürede toparlanır. Bir yakınımın kocası, yıllardan beri nefes darlığı çekiyordu ve astım olduğu düşünülerek tedavisi yapılıyordu. Bir gece gene yakalandığı nöbet esnasında gelen doktor, "Çalışmayı bırakmazsanız bir hafta sonra ölebilirsiniz." demiş ve onu hastaneye kaldırmış. Karısından öğrendiğime göre, son safhadaki bir karaciğer sirozu teşhisi konmuş ve birkaç gün sonra ümitsiz olarak evine gönderilmiş. Gece bastıran nefes darlığı, karaciğer sirozunun tipik bir göstergesidir. Tavsiyem üzerine kadıncağız Kurtayağı bularak kocasının hayatını kurtardı. Daha ilk fincan çayı içtiği zaman, yıllardan beri sıkıntısını çektiği gece nöbeti gelmemiş. Kulağa mucize gibi geliyor değil mi? Civarınızda karaciğer sirozuna yakalanmış, hatta ağır durumda bir kimse varsa, ona hemen Kurtayağı çayı içiriniz; radyum içeren bu bitki, şifalı bitki tıbbında çok önemli bir yer tutar. Bir dağ gezisinde beraber olduğumuz botanikçi Dr. Bruno Wein-meister, Kurtpençesi'nin bilhassa siroz ve karaciğer kanseri üzerindeki etkisini anlatırken şu olayı da aktardı: Genç bir öğrenci iken, arkadaşlarıyla bir dağ kulübesine doğru yol alırlarken, çok güzel bir Kurtayağı görünce dayanamayıp koparmış ve şapkasının etrafına birkaç kere dolamış. Sonradan arkadaşlarının birinin ayağına fena bir kramp girmiş, çocuğun ayağı dizine belli bir açıyla kaskatı kesilmiş. Herkes yardımcı olmaya çalışmış. Hatta kulübenin sahibi "Franzbranntwein" (sulandırılmış şarap ve bitki özlerinden yapılan bir ilâç) ile masaj yapmış ama nafile. Birinin önerisi üzerine genç öğrenci Kurtayağı'nı şapkasından çıkararak arkadaşının bileğine aşağıdan yukarıya doğru sarmış. Birkaç dakika içerisinde ayak normal hâline dönmüş. Bunun bir tesadüf olabileceğini düşünmüş. Belki de kramp, Kurtayağı olmasa da geçecekti, diye düşünmüş. Geri dönerlerken, bacak kramplarından mustarip olan evsahibesi için bir avuç Kurtayağı toplamış. Kadın kramplardan kısa zamanda kurtulmuş. Birkaç yıl sonra bunu bir uzmana anlatmış ve ondan Kurtayağı'nın radyum içerdiğini öğrenmiş. O zamandan beri birçok kişi ayaklarındaki ve bacaklarındaki kramplardan bir Kurtayağı bitki yastığı ile kurtulmuş. Bir başka arkadaşım, idrar tutukluğundan dolayı hastaneye kaldırılmıştı. Kolunun üst tarafı iyice şişmişti. Hastaneden çıkınca her şey yeniden başladı. Neyse ki, 86 yaşındaki kayınvalidem ayak kramplarından acı çektiğinden evde Kurtayağı çayı vardı. O anda aklıma, sidik torbası krampı yüzünden acı çekiyor olabileceği ihtimali geldi. Bunu denedik. Bir ufak torbacığın içine kuru Kurtayağı koyup, mesane civarına koyduk. Beş dakika sonra arkadaşım normal olarak idrara çıktı. Hatta bu küçük torbacığı mesanesinin üzerinde birkaç gün daha taşıdı. Ben yıllarca yüksek tansiyondan şikâyetçi idim. Bu, genellikle iyi çalışmayan böbreklerden ileri gelir. Ben de, Kurtayağı dolu minik bir torbayı böbrek civarına yerleştirdim ve gece öyle yattım. Sabah kalktığımda, yirmi olan tansiyonum on altıya düşmüştü. O zamandan beri arada bir, minik bir torba taze Kurtpençesi'ni böbrek bölgeme koymayı âdet edindim. Baldır kramplarında Kurtayağı bir beze konularak baldırın etrafına sarılır. Ayak banyoları, hatta mesane kramplarında yarım banyo da yapılabilir. Savaş veya kazalarda alınan yaralar da bazen kramplara neden olur. Bir gazinin sırtında, kocaman bir yara yeri vardı. Bu yara mütemadiyen acılı kramplara sebep oluyor ve ardından bütün bedeni ter içinde kalıyordu. Ağrılar kafasına kadar çıkıyordu. Kurtayağı pansumanları ve banyoları ile bu adamcağız 30 yıldır çektiği bu dertten kurtuldu. Bazı eczanelerde satılan Kurtayağı tozu, yatalak hastalarda sık görülen yatak yaralarını kısa sürede iyileştirir. Tozu açık yaranın üstüne serpiştiriniz. Genelde daha ilk kullanımdan sonra rahatlama görülür. KULLANIM Çay: 1/4 litre kaynar suyun içinde bir silme tatlı kaşığı Kurtayağı kısaca demlendirilir. Günde sadece bir fincan, sabah aç karnına, kahvaltıdan yarım saat önce yudum yudum içilir. Siroz veya habis karaciğer hastalığında günde iki fincan içilebilir. ALINTI

DAMKORUĞU OTUNUN ZONA HASTALIĞINA ETKİSİ

Damkoruğu (Sempervivum tectorum) suyu zonanın derin ağrılarını hemen hafifletir. Dört, beş etli yaprağı uzunlamasına keserek birbirinden ayırıp bir tabağa koyun. Yaprağın üstte kalan kısmına suyu çıkar; bunu birkaç kere ağrıyan yerinize sürün. Yaprakların, el sıkacağında suyu da çıkarılabilir. Daha ilk sürmede ağrılarınız dinmeye başlar. İşte size eski bir şifalı bitkiler kitabından bir zona reçetesi:

25 gr Meşe kabuğu

10 gr Aslanpençesi

20 gr Yulaf

10 gr Papatya

25 gr Adaçayı

10 gr kokulu Sarı Yonca

Bir litre suya 4 yemek kaşığı, iyice karıştırılmış otlardan koyun, kaynama derecesine kadar getirin, ateşten çekin ve üç dakika demleyin. Bu su ılınınca, ağrıyan yerlerinize günde birkaç kere tampon yapın. Kalan ılık otları gece ağrıyan yerin üstüne kompres yapıp, sabaha kadar bırakabilirseniz yararını görürsünüz.

Düğün Çiçeğinin Faydaları

Düğün Çiçeği Bitkisi ve Faydaları
Düğün çiçeği, düğün çiçeğigiller (Ranunculaceae) familyasından Ranunculus cinsini oluşturan yaklaşık 400 kadar türü bulunan, 30-60 cm. boyunda, uzun ömürlü otsu bir bitkidir. Diğer isimler Giritlalesi, Şekayıklalesi ve Ranunculus olarak bilinir.
Kökleri ipliksidir. Nisan – Haziran aylarında çiçek açar. Zehirlidir. Yaprakları çok küçüktür ve üç parçalıdır. Hekimlikte nadiren kullanılır.
Düğün Çiçeğinin Bilinen Yararları
Basur memelerinin şikayetlerini giderir. Zehirli ve yakıcı bir bitki olduğu için tedavi amacıyla kullanımı çok sınırlıdır. Bazı türleri tedavi için haricen kullanılır. Romatizmaya iyi gelir.
Düğünçiçeği Nasıl Kullanılır?
Kullanılan yeri köküdür ve haricen kullanılır. Kavak merhemi ile birlikte basura karşı faydalıdır. Zehirli olduğu için çayı yapılmaz ve dahilen kullanılmaz. Dikkatli olunmalıdır. Zehirlenme halinde kusma, ishal ve baş dönmesi gibi belirtiler görülebilir. Kesinlikle bir uzman kontrolünde kullanılmalıdır.
Düğün Çiçeğinin Faydaları

SOLUCAN VE KURTLARDAN KURTULMANIN YOLLARI

Eskiden beri bilinen en iyi kurt ilâcı kabak çekirdeğidir. Bağırsak solucanları için çocuklara günde 10-15, büyüklere 20-30 kabak çekirdeği verilir. Çekirdek kabuğu ile beraber çok iyi çiğnenmelidir. Bir saat sonra yarım tatlı kaşığı hint yağı içilir.

Tenya solucanları için de kabak çekirdeği en iyisidir. Sıkı bir perhiz ile 80-100 kabak çekirdeği kabuğu, dört öğünde iyice çiğnenerek yenir. Bir saat sonra yarım kaşık hint yağı içilir. Bu kürü tekrarlamak gerekirse hiçbir yan etkisi olmaz.

Askarit için, Havuç ve Pancar kullanılır. Lahana turşusu suyu kurt dökmekte etkilidir, Soğan ve Bayırturbu ya da sütte pişmiş sarımsak da yararlı olur.

ŞİFALI BİTKİLERDEN KARA HİNDİBANIN FAYDALARI Arslandişi, Gelingöbeği, Keklik Otu, Radika, Şeytanarabası

Diğer adları: Arslandişi, Gelingöbeği, Keklik Otu, Radika, Şeytanarabası

Çayırlarda işe yaramaz bir ot gibi görünen bu bitki, doğanın insanlara sunduğu olağanüstü bir şifa aracıdır. Nisan ve Mayıs aylarında çiçeklenir ve her yerde büyür. San çiçekleri ile sanki hah gibi etrafı süsler. Çok ıslak toprağı sevmez. Belli başlı iki niteliği vardır: Safra kesesi ve karaciğer hastalıklarında eşsizdir.

Yaprakları, çiçeklenmesi başlamadan; sapları, çiçekli iken; kökleri ise, ilkbahar veya sonbaharda toplanır. Bitkinin tamamı şifalıdır. İlkbaharda tüm bitkiyi toplayıp salata hâline getirmeyi, bazen de haşlanmış yumurta ve patates ilâvesi ile bir akşam yemeği olarak yemeyi âdet edindim. Yugoslavya'ya bir kür için gittiğimde, klinikte her gün muntazaman Kara Hindiba salatası veriyorlardı. Nedenini sorduğumda, ünlü bir karaciğer uzmanı olan doktorum, Kara Hindiba'nın karaciğer üstündeki faydasından dolayı onu devamlı kullandıklarını anlattı. Bugün, günde beş-altı parça taze Kara Hindiba sapı çiğnemenin kronik karaciğer iltihabına (sağ kürek kemiğinin alt ucundaki bölgede keskin sancılar) derhal şifa verdiğini biliyorum. Şeker hastaları ise, günde on Kara Hindiba sapını, bitki çiçekli kaldığı sürece yemelidirler. Çiçekli saplar yıkanır ve ondan sonra çiçekli kısmı koparılıp yavaş yavaş çiğnenir. İlk başta acı gibi gelir, ama bir hindiba (Frenk salatası) yaprağı gibi taze ve suludur. Kendilerini sürekli yorgun ve hâlsiz hisseden hasta insanlar, taze Kara Hindiba saplarıyla on dört günlük bir kür yapmalıdırlar. Etkisi çok şaşırtıcıdır.

Yararları saymakla bitmez; kaşıntı, egzama, mayasıl gibi deri hastalıklarına yardımcıdır. Mide suyunu iyileştirerek mideyi tüm atık maddelerden temizler. Taze saplar safra kesesi taşlarının ağrısız, sızısız düşmesine yardım edebilir; karaciğeri ve safra kesesini çalıştırır.

İçindeki mineral tuzlarının yanı sıra kanı temizlemesi dolayısıyla gut ve romatizmaya faydası olur. Gudde şişkinliği, üç-dört hafta boyunca taze sap kürleri yapıldığında iner. Sarılık ve dalak hastalıklarına aynı derecede faydalıdır.

Kökleri çiğ olarak yenir veya kurutularak çay hâlinde içilirse, kanı temizler ve vücuttan fazla suyu atar, hazmı kolaylaştırır.

Eski şifa kitaplarında, kadınların eskiden bir güzellik ürünü olarak bu bitkinin kök ve yapraklarından çay hazırlayıp, bununla gözlerini ve yüzlerini yıkadıkları anlatılır. Yaprakları, yılın soğuk zamanlarında bile büyür.

Her ilkbaharda Kara Hindiba çiçeklerinden bir şurup hazırlarım, hem tadı güzeldir hem de besleyicidir. Yılbaşlarında hazırladığım zencefilli kurabiyelerime bu şuruptan katarım.

Annem bir keresinde, önlüğüne Kara Hindiba çiçekleri doldurmuş bir kadınla karşılaşmış. Nedenini sorduğunda ise, kadın anneme bu harika şurup için şu tarifi vermiş:

Dört avuç dolusu Kara Hindiba çiçeği, 1 litre soğuk suya konur ve yavaşça kaynamaya bırakılır, taşar gibi olunca ateşten çekilir ve gece soğumaya bırakılır. Ertesi sabah kevgirden geçirilir, çiçekler iyice sıkılarak suları çıkarılır. Bu suyun içine 1 kilo kara şeker, dilimlenmiş, kabuğu çıkarılmış yarım limon koyun ve kapağı açık olarak ateşe oturtun. Fazla limon koymak, şurubu ekşi yapar. Tüm vitaminleri muhafaza edebilmesi için tencerenin kapağı kapatılmaz ve kısık ateşte kaynatılır. Kıvamına bakılır. Çok koyu olmamalıdır, aksi takdirde bir süre saklandığında şekerlenir; çok sulu da olmamalıdır, yoksa ekşir. Tam kıvamında, koyu ama akıcı bir şurup hâlinde olmalıdır, tereyağlı sıcak ekmeğin üstüne sürüp yendiğinde lezzetine doyulmaz.

Bir gün, evimizde tamirat yapan marangoza akşam üzeri bir sandviç hazırlamıştım, aile üyelerine de taze yaptığım şuruptan sürülmüş tereyağlı ekmek vermiştim. Marangoz da bu ekmekten rica etti. Bir arı yetiştiricisi olduğundan, bu "balı" benim hazırladığıma inanmakta zorluk çekmişti. Çok şaşırdı ve bal ile bu şurup arasında pek de fark olmadığını söyledi. Şunu eklemeliyim, böbrek hastaları bal içindeki asitten dolayı zorluk çekebilirler ama bu Kara Hindiba çiçeklerinden yapılmış şurubu kolayca hazmedebilirler.

Bu değerli tıbbî bitkinin, şifalı bitki hekimliği alanında önemli bir yeri var. Ne yazık ki, nüfusun büyük çoğunluğu bu bitkiyi tanımıyor ve onu baş belâsı, yabanî bir bitki sanıyorlar. Bir keresinde yüzü akne ile kaplı bir genç dikkatimi çekti. Annesine Kara Hindiba'nın ve Isırgan Otu'nun kan temizleyici özelliğini anlattım. Büyük şehirden olmayan, bizim küçük kasabamızda yetişen biri olmasına rağmen kadın Kara Hindiba'yı bilmiyordu. Bitkiyi ona tarif ettiğimde, oğluna böyle yabanî otları veremeyeceğini söyledi.