“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
2 Aralık 2019 Pazartesi
KASİDE-İ BÜRDE 1- Son nefeste iman ile gitmek için her Cuma gecesi okunur.
1- Son nefeste iman ile gitmek için her Cuma gecesi okunur.
2- Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) hazretlerini rüyâ’da görmek için her Cuma ve Pazartesi geceleri Kasîde-i Bürde okunur. Bu şekilde hatm-i kebiri olan yüz bir (101) kere okuyan kişi, Efendimiz (s.a.v.) hazretlerini rüyasında görür.
3- Uzun ve huzurlu ömür için okunur.
4- Rızık genişliği için günde on beş kere bir hafta boyunca okunur.
5- İstihare için yatsıdan sonra okunur.
6- Herhangi bir niyetle yatsıdan sonra üç kere okunursa; niyet ettiği şeyi rüyasında görür.
7- Makam, mevki ve rütbe için kırk bir gece üst üste okunur.
8- Stres ve sıkıntılar için her Cuma gecesi okunmalıdır.
9- Hastalıklardan Şifa için (en az) yedi kere okunmalıdır.
10- Bulaşıcı hastalıkların yayılmaması için kırk bir kere okunur.
11- Yüksek zekâ ve iyi bir hâfızaya sahip olmak için (Nisan yağmuru suyu, zemzem suyu veya herhangi bir su üzerine) üç defa okunur ve aç karna o sudan içilir.
12- Ticarette kâr etmek için bir hafta boyunca kırk bir kere okunmalıdır.
13- Cinlerin şerrinden korunmak için okunur.
14- Kendisine cin musallat olmuş kişinin üzerine okunur.
15- Deniz felaketlerinin olduğu zaman en az bir defa okunmalıdır.
16- Karada belâ, musibet, felaket ve kazalar olduğu zaman okunmalıdır.
17- Deprem anlarında okunur.
18- Mal ve mülkün muhafazası için okunur.
19- Mal ve mülkü tehlikelerden korumak için Cuma geceleri okunmalıdır.
20- İnsanlar arasında sevginin yerleşmesi için okunur.
21- Yolculukta sağ salim dönmek için okunur. Ve Maddi ve manevi bütün dertler için okunur.
beyitler ne maksatla okunur
- 1, 2, 3, numaralı beyitler kekemeliğin gitmesine vesiledir.
- 4, 5, 6. beyit stres ve bunalıma şifa için vesiledir. Hâcet için okunur.
- 9, 10, 11, zalim birine hakkı söylemek (ve tesirli olması) içindir.
- 13, 14, 15. beyitler tevbe etmeye yardımcıdır.
- 15, 16 ve 17. beyitlerin kötülüğü yok etmeye faydası vardır.
- 24 ve 25. beyitler nefis ve şeytana galip gelmek için okunur.
- 34’den 46. beyite kadar olan beyitleri savaşa giden kişi üzerinde taşırsa çok faydasını görür.
- 69, 70 ve 71. beyitler düşmandan korunmak içindir.
- 82 ve 83. beyitler zihin açıklığı içindir.
- 84 ve 85. beyitler cinleri kovmak içindir.
- 86, 87 ve 88. beyitler tarla ve bahçelerin bereketi için okunur.
- 89 ve 90. beyitler güzel konuşmak içindir.
- 108. beyit bağlı erkeği çözmek içindir.
- 105. beyitten 115. beyite kadar olanlar zalimlere karşı okunur.
- 116. beyitten 126. beyite kadar olan beyitler yolcuğun rahat geçmesi içindir.
- 127. beyitten 134. beyite kadar olan beyitler hırsızdan korunmak içindir.
- 140'tan 147'ye kadar olan beyitler, hastalıklardan şifa bulmak içindir.
- 149, 150 ve 151. beyitler akrep ve yılan gibi zehirli hayvanlara karşı tesirlidir.
- 152’den 163’e kadar olan beyitlerin ölü üzerinde çok faydaları vardır.
- Bu beyitler hangi maksatla okunursa okunsun salavât-ı şerife ile birlikte ve en az 10 veya 20 kereokunmalıdır.
EVRAD-I BAHAİYYE
(Şâh-ı Nakşibend Muhammed Bahauddin k.s. hazretlerinin evrâdı)
Bu Evrâd-ı Şerif, hayırların, menfaatlerin celbi (temini-getirilmesi) ve kötülüklerin giderilmesi için okunabilir. Fakat unutmamak gerekir ki; günah veya dinen memnu’ ve mahzurlu olan birşey için okunmasında, dua kabul edilmeyeceği gibi okuyan da günahkâr olur, zarar görür.
“Şâh-ı Nakşibend hazretleri, ‘Bana bu evrâdı Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) âlemi mânâda öğretti. Her gece bana ders verip talim ederdi. Hatta yanında ezberledim’ buyurmuştur”. [Hamza bin Şemsad, Menbau’l-Esrar]
Ve yine aynı zat: ‘Evrâdın içinde ism-i Azam'ın 2 kere zikrolunduğunu ve bu ismi 40 kere tecrübe ettiğini söyleyerek, ne zaman ki kitabımda bu ism-i şerifin hangi yerde olduğunu beyan etmek murad ettiysem, her seferinde elim tutmaz, dilim lâl (konuşamaz) oldu. Anladım ki bu mevzuda bana izin verilmiyor’ demiştir.
Şeyh Ebu Ahmed (k.s.) şöyle buyurdu: ‘Evrâdın içinde bir ism-i şerif vardır ki, yer ile gök hazinelerinin kapıları bu isimle açılır’.
Muhammed Dımeşkî’den (k.s.) rivayet olundu ki, ‘Kim bu evrâdı hâlis bir niyet ile okursa, bedeninden bütün hastalıklar Allah Teala'nın izni ile kalkar’.
Bazı rivayetlerde ise Evrâd-ı Bahaiyye hakkında şu dikkat çekici açıklamaları görüyoruz:
‘Kim bu evrâdı okursa, Allah Teala ona nûr, hikmet ve yakîn ihsan eder. Sihirden, hasetten, nazardan korur; onun bütün sıkıntı ve üzüntülerini giderir. Ona izzet kapısı açılır’.
‘Bir kimse bu evrâdı okursa, ehl-i beyti arasında (ailesi içinde) kavgası olmaz, dirlik ve sevgi içinde geçinir. Ve onun üzerine nûrdan bir çadır kurulur, cinler ve şeytanlar o çadırı geçip eve giremezler’.
‘Her ne murad (hayırlı bir istek) için okunursa, Allah Teala'nın izni ile kabul olunacağı bildirilmiştir’.Evrâd-ı şerifeler, bâhusus ayet ve hadislerden derlenmiş me’sûr duâlar, tazarrû, niyaz ve ilticalar, istiğfar, salavât-ı şerife, kelime-i tevhid ve sair zikirlerden ibarettir. Muhteviyatında geçen ezkârın fazileti-ecri-mükâfatı, Efendimiz’in (s.a.v.) hadisleri ve evliyaullah’ın (k.esrarahum) ifade ve icma’larıyla sabittir. Akıl ve hafsalanın alamayacağı derecede büyüktür. "Ehl-i zikrin yanında 70 bin rûhânî bulunur. Evrâd-ı Şerif okuyanın yanında, 700 bin rûhânî bulunur." [Amme Cüz'ü Tefsir Notları, s. 113] O bakımdan öyle meclisleri kaçırmamaya, oralardan gafil olmamaya gayret etmek gerekir.Okunmasının hikmeti: Maneviyat erbabının bâtınî yolda terakkisi içindir. Bütün tarikatlerde, bâhusus Nakşî tarikatında bu yolun büyükleri tarafından Evrâd-ı Şerife tilâvetine büyük ehemmiyet atfedilmiştir. Kıymetini bilmek lazım...
Bu Evrâd-ı Şerif, hayırların, menfaatlerin celbi (temini-getirilmesi) ve kötülüklerin giderilmesi için okunabilir. Fakat unutmamak gerekir ki; günah veya dinen memnu’ ve mahzurlu olan birşey için okunmasında, dua kabul edilmeyeceği gibi okuyan da günahkâr olur, zarar görür.
“Şâh-ı Nakşibend hazretleri, ‘Bana bu evrâdı Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) âlemi mânâda öğretti. Her gece bana ders verip talim ederdi. Hatta yanında ezberledim’ buyurmuştur”. [Hamza bin Şemsad, Menbau’l-Esrar]
Ve yine aynı zat: ‘Evrâdın içinde ism-i Azam'ın 2 kere zikrolunduğunu ve bu ismi 40 kere tecrübe ettiğini söyleyerek, ne zaman ki kitabımda bu ism-i şerifin hangi yerde olduğunu beyan etmek murad ettiysem, her seferinde elim tutmaz, dilim lâl (konuşamaz) oldu. Anladım ki bu mevzuda bana izin verilmiyor’ demiştir.
Şeyh Ebu Ahmed (k.s.) şöyle buyurdu: ‘Evrâdın içinde bir ism-i şerif vardır ki, yer ile gök hazinelerinin kapıları bu isimle açılır’.
Muhammed Dımeşkî’den (k.s.) rivayet olundu ki, ‘Kim bu evrâdı hâlis bir niyet ile okursa, bedeninden bütün hastalıklar Allah Teala'nın izni ile kalkar’.
Bazı rivayetlerde ise Evrâd-ı Bahaiyye hakkında şu dikkat çekici açıklamaları görüyoruz:
‘Kim bu evrâdı okursa, Allah Teala ona nûr, hikmet ve yakîn ihsan eder. Sihirden, hasetten, nazardan korur; onun bütün sıkıntı ve üzüntülerini giderir. Ona izzet kapısı açılır’.
‘Bir kimse bu evrâdı okursa, ehl-i beyti arasında (ailesi içinde) kavgası olmaz, dirlik ve sevgi içinde geçinir. Ve onun üzerine nûrdan bir çadır kurulur, cinler ve şeytanlar o çadırı geçip eve giremezler’.
‘Her ne murad (hayırlı bir istek) için okunursa, Allah Teala'nın izni ile kabul olunacağı bildirilmiştir’.Evrâd-ı şerifeler, bâhusus ayet ve hadislerden derlenmiş me’sûr duâlar, tazarrû, niyaz ve ilticalar, istiğfar, salavât-ı şerife, kelime-i tevhid ve sair zikirlerden ibarettir. Muhteviyatında geçen ezkârın fazileti-ecri-mükâfatı, Efendimiz’in (s.a.v.) hadisleri ve evliyaullah’ın (k.esrarahum) ifade ve icma’larıyla sabittir. Akıl ve hafsalanın alamayacağı derecede büyüktür. "Ehl-i zikrin yanında 70 bin rûhânî bulunur. Evrâd-ı Şerif okuyanın yanında, 700 bin rûhânî bulunur." [Amme Cüz'ü Tefsir Notları, s. 113] O bakımdan öyle meclisleri kaçırmamaya, oralardan gafil olmamaya gayret etmek gerekir.Okunmasının hikmeti: Maneviyat erbabının bâtınî yolda terakkisi içindir. Bütün tarikatlerde, bâhusus Nakşî tarikatında bu yolun büyükleri tarafından Evrâd-ı Şerife tilâvetine büyük ehemmiyet atfedilmiştir. Kıymetini bilmek lazım...
HAZRET-İ ALİ (K.V.)’DEN HİKMETLER
“Ben ilmin şehriyim, Ali de o şehrin kapısıdır.” (Hadîs-i Şerîf, Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr)
• İnsanlar uykudadırlar, öldükleri zaman uyanırlar.
• Haddini bilen kişi helâk olmaz,
• Herkesin değeri, yaptığı iyilikle, ihsân ve ilmiyle ölçülür.
• Kişi, dilinin altında gizlidir.
• Dili tatlı olanın dostu çok olur.
• İyilik ile hür kişi köle yapılır.
• Cimriyi, malının bir felâket ile yok olabileceği veya vârise kalabileceği ile korkut.
• Söyleyene bakma, söylediğine bak.
• Bela vaktinde sızlanmak, feryâd etmek, mihneti artırır.
• Zulüm ile zafer olmaz.
• Oburlukla sıhhat birleşemez.
• Edepsizlikle şeref birleşemez.
• İntikam hissi ile efendilik (ululuk) olamaz.
• İstişareyi (danışmayı) terk ile doğruya varılmaz.
• Yalancıda insanlık yoktur.
• Takvadan üstün şeref yoktur.
• Kişiyi umduğu şeye tevbeden daha çok eriştiren bir şefaatçi olamaz.
• Afiyetten (sıhhattan) daha güzel bir elbise olamaz.
• Cehaletten daha tehlikeli bir hastalık olamaz.
• İnsan bilmediği şeyin düşmanıdır.
• İşlenen suçun özrünü tekrarlamak işlenen suçu hatırlatır.
• Cemaat içinde bir kimseye nasihat etmek, onu utandırmaktır.
• Cahildeki bir nimet, çöplükteki çiçeğe benzer.
• Belâ ve musibet ânında, feryad ve figan etmek sabırdan daha yorucudur.
• Düşmanın en büyüğü, hilesini daha çok gizleyendir.
• İlim, hikmet, mü’min kişinin yitiğidir,
• Cimrilik, ayıpların bütün kötülüklerini kendisinde toplar.
• Allâh’ın takdirleri olunca, kulun tedbirleri kayıp olur.
• Nefsânî arzusunun esiri kimse, köleden daha alçaktır.
FATİHA SURESİ MAKSADA ULAŞMA
Fatiha suresi ile maksada ulasmak Fatiha suresi ile ruhanilere tesir etmek, birçok hayırları elde etmek, insanların kalbini kazanmak, bütün kötülükleri men etmek için Fatiha suresi ile tasarrufta bulunmak istersen: Sabah namazından sonra veya geceleri asagıdaki tertip üzere Fatiha yı serifi okur ve her birine baslarken Besmele-i serif ile baslarsın. Pazar günü 582 defa: Elhamdülillâhi rabbil âlemîn. Pazartesi günü 618 defa: Errahmânirrahîm. Salı günü 242 defa: Mâliki yevmiddîn. Çarsamba günü 844 defa: i yyâ kena'büdü ve iyyâ kenesteîn. Persembe günü 1074 defa: ihdinas sirâtal müstakîm. Cuma günü 1807 defa: Sirâtallezîne enamte aleyhim. Cumartesi günü 4203 defa: Gayril magdûbi aleyhim ve lâddâllîn. Bu esrarı en iyi ve en hayırlı amellerde kullanin!
Melekler
Melekler: Madde ötesi ruhsal varlıklar olan meleklerin hayatı doğrudan Allah’ın (c.c.) el-Hayy esmâsına bağlı olduğundan yemez, içmez, havayı solumaz, uyumaz, yorulmaz, evlenmez, üremez, hastalanmaz, yaşlanmaz ve kıyâmete kadar yaşarlar. Öfke, şehvet ve benlik gibi nefsânî duyguları olmadığından aralarında tartışmaz, Allah’a (c.c.) âsi olmaz, emrolundukları şeyi hemen yapar ve bizim havayı soluduğumuz gibi sürekli Allah’ı (c.c.) hamd ile tesbih (zikir) edip mânevî feyizler ve ruhsal zevkler alırlar.Allâhü Teâlâ buyurdu (meâlen): “Ve şüphe yok ki sizin üzerinizde (her yaptığınızı görüp zapteden) hafaza melekleri vardır. Kirâmen Kâtibîn (her biri Allah katında, mükerrem, vazifelerinde kusursuz kâtipler, dürüst hak yazıcılar) vardır. Ne yapıyorsanız bilirler.” (İnfitâr sûresi, âyet 10,11,12).Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
“Her mü'mine onu gücünün yetmeyeceği tehlikelerden korumak üzere yüz altmış melek vazifelendirilmiştir. Bunlardan yedi melek, sıcak günde bal kâsesini sineklerden korur gibi gözü zararlardan korur. Eğer siz şeytanları görebilseydiniz, her yerde onları ellerini ve ağızlarını açmış oldukları halde insanlara zarar vermek için beklediklerini görürdünüz. Eğer kul kendi başına bırakılsaydı, şeytanlar onu kapıverirlerdi.Câbir bin Abdullah (r.a.) rivâyet etti: Âdem Aleyhisselâm yeryüzüne indirildiğinde Cenâb-ı Hakk'a:
“Yâ Rabbi, Şeytanla aramda düşmanlık kıldın. Eğer bana yardım etmezsen ona güç yetiremem” diye ilticâ etti. Cenâb-ı Hak: “Senin her doğan evladına -korumak üzere-bir melek vazifelendiririm” buyurdu.
Hazret-i Âdem: “Yâ Rabbi, artır” dedi.
“İşledikleri bir suçu bir günah olarak yazarım, işledikleri bir iyi amelin sevabını ise on sevaptan dilediğim kadar katlayarak yazarım” buyurdu. Hazret-i Âdem yine:
“Yâ Rabbi, artır” deyince,
“Ruh cesedde olduğu müddetçe tevbe kapısını açık tutarım” buyurdu. (İhyâu Ulûmiddîn).
“Her mü'mine onu gücünün yetmeyeceği tehlikelerden korumak üzere yüz altmış melek vazifelendirilmiştir. Bunlardan yedi melek, sıcak günde bal kâsesini sineklerden korur gibi gözü zararlardan korur. Eğer siz şeytanları görebilseydiniz, her yerde onları ellerini ve ağızlarını açmış oldukları halde insanlara zarar vermek için beklediklerini görürdünüz. Eğer kul kendi başına bırakılsaydı, şeytanlar onu kapıverirlerdi.Câbir bin Abdullah (r.a.) rivâyet etti: Âdem Aleyhisselâm yeryüzüne indirildiğinde Cenâb-ı Hakk'a:
“Yâ Rabbi, Şeytanla aramda düşmanlık kıldın. Eğer bana yardım etmezsen ona güç yetiremem” diye ilticâ etti. Cenâb-ı Hak: “Senin her doğan evladına -korumak üzere-bir melek vazifelendiririm” buyurdu.
Hazret-i Âdem: “Yâ Rabbi, artır” dedi.
“İşledikleri bir suçu bir günah olarak yazarım, işledikleri bir iyi amelin sevabını ise on sevaptan dilediğim kadar katlayarak yazarım” buyurdu. Hazret-i Âdem yine:
“Yâ Rabbi, artır” deyince,
“Ruh cesedde olduğu müddetçe tevbe kapısını açık tutarım” buyurdu. (İhyâu Ulûmiddîn).
Muskayı Açtığınızda İki farklı şekilde bulablirsiniz !
Birincisi; ekseriyetle içerisinde ya ‘Allah’ ism-i celâli veya ‘Rahmân, Rahîm vs. Esmâ-i Hüsnâ yahut Âyetü’l-Kürsi, İhlâs, Nâs, Felak sûreleri, nazar duası… gibi âyetler, hadislerde nakledilen dualar, evliyâullahın evrâd-ı şerifelerinden ibareler, kısacası dinen meşrû ve makbul ifadeler vardır.
İkincisinde ise; bid’at ehlinin, hokkabazların-şarlatanların yaptığı ve Müslümanlarla âdeta alay ettiği şeyler mevcuttur. Bir takım İbrânîve Süryânî isimler, karışık şekiller, karalamalar vardır. Efsanevî kişilerin adları-ünvanları, anlaşılmaz güya tılsımlı sözler, semboller, yıldızlar, rakamlar, rumuz ve işaretler, insan ve hayvan resimleri ile garip harf şekilleri de yazılıp çizilmiştir. Binaenaleyh sûre, ayet, hadis ve duaların yazıldığı muskalar sahih; diğerleri ise, bâtıl inanç ve hurâfelere aittir.Ve bu işlerle meşgul olan şarlatanlar, bunların karşılığında da hatırı sayılır paralar almaktadırlar!
Kısacası birçok muskayı açtığımızda içerisindeki şeylerin bid’at ve dalâlet erbabı, heva-yu heves ehli tarafından uydurulan şeyler olduğunu görürüz. Bazılarındaysa el veya göz resimleri çizilidir. Velhâsıl tam bir istismar vesilesi olan bir alan… Bunlara kanmamak, tuzaklarına kapılmamak, böyle bir şeye ihtiyacımız varsa şayet, bunu da İslâmî usule-sünnete uygun tarzda yapmak lazım! Bilinen-bildirilen umumi tavsiye ve reçetelerden şaşmamak gerek.Dalkavuk ve sahtekâr olan, kendisinde olmayan bir takım halleri kendisinde varmış gibi gösteren büyücüler piyasada yaygındır. Kalpleri nasıl büyülüyor? Saf, zayıf akıllı insanları kendilerine nasıl musahhar ediyorlar? Kendisinin ilim ve hikmet sahibi salih bir insan olduğunu, hatta ismi azam-ı bildiğini, dualarının kabul olduğunu, levh,i mahfuzu okuduğunu ve insanların hallerini keşif ettiğini, kendisine itiraz edeni isterse bir bakışla taş gibi edeceğini söyleyerek ve hatta cinlerin kendi emrinde olduğunu, cinlere bazı yapılması zor olan işleri yaptırdığını, bazen işaret ve bazen açıktan kendisinin veli olduğunu veya ilerde veli olacağını söyleyerek saf ve kabiliyeti az olan kişileri kendisine musaharederek dolandırıcılık yapar ki, dolandırıcılık ve sihrin ekserisi bununla alakalıdır.
İkincisinde ise; bid’at ehlinin, hokkabazların-şarlatanların yaptığı ve Müslümanlarla âdeta alay ettiği şeyler mevcuttur. Bir takım İbrânîve Süryânî isimler, karışık şekiller, karalamalar vardır. Efsanevî kişilerin adları-ünvanları, anlaşılmaz güya tılsımlı sözler, semboller, yıldızlar, rakamlar, rumuz ve işaretler, insan ve hayvan resimleri ile garip harf şekilleri de yazılıp çizilmiştir. Binaenaleyh sûre, ayet, hadis ve duaların yazıldığı muskalar sahih; diğerleri ise, bâtıl inanç ve hurâfelere aittir.Ve bu işlerle meşgul olan şarlatanlar, bunların karşılığında da hatırı sayılır paralar almaktadırlar!
Kısacası birçok muskayı açtığımızda içerisindeki şeylerin bid’at ve dalâlet erbabı, heva-yu heves ehli tarafından uydurulan şeyler olduğunu görürüz. Bazılarındaysa el veya göz resimleri çizilidir. Velhâsıl tam bir istismar vesilesi olan bir alan… Bunlara kanmamak, tuzaklarına kapılmamak, böyle bir şeye ihtiyacımız varsa şayet, bunu da İslâmî usule-sünnete uygun tarzda yapmak lazım! Bilinen-bildirilen umumi tavsiye ve reçetelerden şaşmamak gerek.Dalkavuk ve sahtekâr olan, kendisinde olmayan bir takım halleri kendisinde varmış gibi gösteren büyücüler piyasada yaygındır. Kalpleri nasıl büyülüyor? Saf, zayıf akıllı insanları kendilerine nasıl musahhar ediyorlar? Kendisinin ilim ve hikmet sahibi salih bir insan olduğunu, hatta ismi azam-ı bildiğini, dualarının kabul olduğunu, levh,i mahfuzu okuduğunu ve insanların hallerini keşif ettiğini, kendisine itiraz edeni isterse bir bakışla taş gibi edeceğini söyleyerek ve hatta cinlerin kendi emrinde olduğunu, cinlere bazı yapılması zor olan işleri yaptırdığını, bazen işaret ve bazen açıktan kendisinin veli olduğunu veya ilerde veli olacağını söyleyerek saf ve kabiliyeti az olan kişileri kendisine musaharederek dolandırıcılık yapar ki, dolandırıcılık ve sihrin ekserisi bununla alakalıdır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)