10 Aralık 2019 Salı

Teşekkürler Abdullah beyin eşinin migreninden kurtuluşu okuyun düzenli uygulayan başarıyor

Mustafa Ulaş
Teşekkürler Abdullah beyin eşinin migreninden kurtuluşu okuyun düzenli uygulayan başarıyor süpersiniz

PROSTAT TAŞINIZDAN KURTULUN BOŞUNA ÇEKMEYİN. AMELİYAT OLMAYIN TAŞLARI ERİTİYOR

SAĞLIĞIMIZIN MÜTHİŞ ŞİFRELERİ

Prostat taşınızda kurtulun pelin otu 1 tutam yavşan otu bir tutam soğan kabuğu 1 litre suda kaynatın günde 3 defa içsin 1 su bardağı aç.olarak içilir açılıyor. 7 gün kadar.
Karaciğerinizide onarın filitreleriniz tıkalı yoksa tekrarlar Rabbim şifa versin tüm hastalara m.ulaş

HORLAMALARINIZDAN KURTULUN

 @sağlığımızın müthiş şifreleri
Bir bardak suyun içine, 1 tutam adaçayı atın. 1 dakika kaynatın ve 1 dakika da demlemeye bırakın. İçine 1 çay kaşığı kadar karbonat,1 çay kaşığı kadar tuz (kaya tuzu olursa daha iyi olur) ilave edip karıştırın.
Bir damlalıkla, ister sabah akşam, ister yatmadan önce, damlalığı bu karışımla doldurun ve burun deliğinin birine damlatın. Sonra aynı işlemi diğer burun deliğine uygulayın.
Damlayı, başı iyice geriye atarak ve yatarken damlatın. Bir kaç dakika öyle yatın. Burun delikleriniz açılacak ve nefes almanız rahatlayacaktır. Bu damlayı sinüzit hastaları da rahatlıkla kullanabilir. Yalnız çocuklarda kullanacaksanız tuzu daha az koyabilirsiniz.
DOĞAL BURUN SPREYİ
Malzemeler:
Çeyrek çay kaşığı tuz
Yarım su bardağı kaynar su
Boş bir sprey şişesi ya da damlalık
Yapılışı:
Tuza su ekleyin ve tuz tamamen eriyene kadar karıştırın. Tuzlu suyu bir damlalık ya da boş sprey şişesine koyarak saklayın. Her akşam yatmadan önce her iki burun deliğine 2 ya da 3 damla uygulayın. Tuzlu suyu yalnızca 5 gün kullanın.
ZEYTiNYAĞI KÜRÜ
Zeytinyağı kullanarak horlama sorunundan kurtulabilirsiniz. Sağlığa birçok faydası bulunan bu mucizevi yağ, horlama tedavisinde de oldukça etkilidir.
Bunu için oda sıcaklığında bir bardak suya birer çay kaşığı bal ve sızma zeytinyağı ekleyin. Az miktarda da taze zencefil kökü rendeleyin. Yatmadan yarımsaat önce için.
Diğer formül ise;
1 ya da 2 çorba kaşığı zeytinyağı
Yapılışı:
Her gece yatmadan önce 2 ya da
3 yudum zeytinyağı için.
KAKULE RAHATLIĞI
Kakule, daha rahat nefes almaya yardımcı olmaktadır. Siz de ister yatmadan önce biraz kakule kemirerek, ister bir bardak suya tarçın, bal ve yarım çay kaşığı kakule ekleyip tüketebilirsiniz.
UYKUNUZ BÖLÜNMESİN
Nane yağı anti-enflamatuar özellikleriyle burundaki iltihabın azalmasına yardımcı olur. Parmağınıza birkaç damla nane yağı dökün ve burun deliklerinin üzerinde gezdirin. Nane yağı kullanarak buhar uygulaması yapabilirsiniz.şifa olsun saygılar

VİTAMİN DEPOSU PRASANIN MÜTHİŞ FAYDALARI

OKUYUN Sağlığımızın müthiş şifreleri
Kanserde çok etkili olan çiğ yenen Soğana ve sarımsağa benzeyen yapısı ile çoğu kişi tarafından sıklıkla tüketilmeyen pırasa, aslında birbirinden farklı ve çok önemli özelliklere sahiptir. Pırasa yılın her mevsiminde yetişebilen allium familyasına ait genellikle yaprakları için üretilen ancak sapı da kullanılan bir bitkidir. Bazı ülkelerde tipik olarak yemek yanında çiğ olarak yaprakları yense de Çin dahil olmak üzere bazı ülkelerde de pişirilerek yenilmektedir ve yaprağı kadar sapı da değerlidir. Pırasanın ilk çıktığı zamanlar kısa bir sapı vardır, ancak çiçek açtığında genişler ve dallanır. Pırasa sarımsak ve soğan ile yakın akraba olmasından dolayı hafif bir soğan tadı mevcuttur. Her ne kadar insanlar için faydaları yüzünden tercih edilse de tüketim grafiği çok yüksek ve dünya üzerine en önemli besinler arasındaki yerini almıştır. Pırasa son derece ucuz olan, kolaylıkla yetişen ve son derece faydalı bir sebzedir ve insan sağlığı açısından oldukça faydalıdır. Bunun yanında kozmetik endüstrisinde de kullanılan pırasa ilaç yapımında da etkili bir rolü vardır ve bu sektörlerde de yerini almıştır. Peki pırasanın faydaları nelerdir? Hangi hastalıklara şifa olur? İşte pırasanın bilinmeyen özellikleri...
PIRASANIN FAYDALARI NELERDİR?
- Antioksidan özelliği sayesinde kansere ve kronik rahatsızlıklara karşı koruyucudur. Özellikle prostat kanseri ve kolon kanseri gibi türlerinde fayda sağlar.
- Kolesterolü düşürür.
- İçerdiği K vitamini sayesinde kemik sağlığını korumada yardımcı olur.
- Damar sertliğini engeller, damar hastalıkları riskini azaltır. Kan dolaşımını düzenler.
- Lifli olduğundan bağırsak için faydalıdır. Kabızlık problemini önler.
- Etkili bir idrar söktürücüdür.
- Zengin demir içeriği sayesinde saç dökülmelerini engeller ve demir eksikliğine bağlı oluşan anemi gibi rahatsızlıklarda yardımcı olur.
- Solunum sistemi için de faydalıdır.
- Böbrekler ve karaciğer için de büyük fayda sağlar.
- Soğuk algınlığı, öksürük, grip, nezle, bronşit ve balgam gibi rahatsızlıkların önlenmesine, bu hastalıklardan korunmaya yardım eder.
- Kan dolaşımını düzenler.
- Kolesterolün dengelenmesine yardım eder.
- İştahın açılmasına yardım eder. Özellikle taze pırasa tüketirseniz, iştahınız açılır ve daha fazla yemek yeme isteği duyarsınız.
- İdrar söktürür.
- Sinüzit gibi rahatsızlıkların tedavisine yardımcı olur.
- Gut hastalığına karşı da faydalıdır.
- Bol miktarda omega 3 içermektedir. Bu sayede kolesterol, kalp - damar rahatsızlıklarını ve tansiyon sorunları dışında depresyon gibi rahatsızlıklara karşı da yardımcı olur.
- Solunum sistemi için yararlıdır. Grip, nezle, bronşit gibi solunum sistemi rahatsızlıklarında ve öksürük ve balgam gibi problemlerin önlenmesinde yardım eder.
- Hamile kadınların beslenme sürecinde önemli bir rol oynayan folik asit (B9 vitamini) bakımından zengindir.
- Kandaki şeker seviyesini düzenlemeye yardım eder.
Damarlar: Damarları koruduğu pek çok araştırmayla belgelenen “kaempferol” adlı flavonid pırasada bol miktarda bulunur. Bu bileşen, damar astarlarını aşırı aktif oksijen moleküllerine ve tahribata yol açan diğer faktörlere karşı korur. Bazı çalışmalarda, “kaempferol”ün nitrik oksit üretimini arttırarak damaları rahatlattığı yönünde sonuçlar elde edilmiştir. Pırasa bu özelliği ile yüksek tansiyonu düşürmek için tüketilebilecek sebzeler arasında yer almaktadır.
Folat: Pırasa, bioaktif bir folat olan “5-methyltetrahydrofolate” içerir. Özellikle gebelik döneminde öne çıkan bir vitamin olmasının yanı sıra folat, kalp ve damar hastalıklarının önünü açan “homosistein” adlı amino asidin seviyesinin düşmesine katkıda bulunur.
Antioksidan: Pırasa, güçlü bir antioksidan olan “polifenol” içerir. Bu antioksidanlar vücudumuzda bulunan ve çeşitli kronik hastalıklara zemin hazırlayan serbest radikallere karşı koruma sağlamaktadır.
Vitamin ve Mineraller: K, A, C, B6 vitamini, manganez ve demir mineralleri bakımından zengin olan pırasa vücudumuza enerji sağlamaktan, kemik ve doku gelişimine katkıda bulunmaya kadar pek çok işe yarar.
Kemik Sağlığı İçin Önemlidir: Kemik sağlığı ve kan akışının düzenlenmesinde önemli bir rol oynayan K vitamini pırasada bol miktarda bulunmaktadır. 100 gram pırasa neredeyse günlük K vitamini ihtiyacının yarısını karşılamaya yeter. K vitamini, kemik sağlığı için kritik bir öneme sahip olan “osteocalcin” adlı proteini aktive eder.
Göz Sağlığı: Pırasada bulunan “lutein ve zeaxanthin” adlı bileşenler göz hücrelerini oksidadif strese karşı korur. Amerikan Optometri Birliği pırasanın yanı sıra kale, ıspanak, bezelye ve brokoliyi, ilerleyen yaşa bağlı olarak görülen katarakt riskini azaltmak için tüketilmesi gereken gıdalar arasında gösteriyor.
PIRASANIN ZARARLARI NELERDİR?
- Fazla tüketilmesi sonucu hamilelerde yan etkilere sebep olabilir. Bu yüzden hamile kadınların tüm besinler için doktorlarına danışarak tüketmelerini öneririz.
- Fazla tüketimi alerjiye sebep olmaktadır.

MOR SOĞAN DEYİP,GEÇMEYİN ÖNEMSEYELİM LÜTFEN


Sağlığımız için Özellikle balık yemeklerinin yanında tüketilen mor soğanın öyle bir faydası var ki... Mor Soğan suyu kalbi güçlendirmektedir, Taşıdığı esterler kanın pıhtılaşmasını önler. Boğaz iltihabı tedavisi, sesin güzelleştirilmesi ,sinirsel rahatsızlıkların tedavisi, öksürüğe- bronşit ve boğaz ağrısına karşı en iyi ilaç; soğan suyunun balla karıştırılarak yenmesidir. Kan basıncını (tansiyonu) düşürücü etkiye sahiptir. Safra kesesi salgısını artırır ve bunun sonucu olarak taş oluşumunu önler.
Mor Soğan suyu kalbi güçlendirmektedir, Taşıdığı esterler kanın pıhtılaşmasını önler.
Yeni kesilmiş soğanı, arının soktuğu yere sürdüğünüzde ağrıyı alır ve şişmesini önler.
Soğanın düzenli kullanımının prostat kanseri riskini azalttığı söylenmektedir. Aynı etkinin mide ve göğüs kanseri için de geçerli olabileceği dile getiriliyor. Karın sancılarına ve mide kanamalarına karşı çok ince doğranmış soğan süt içerisinde kaynatılarak içilir.
Hong Kong Üniversitesi´nden uzmanlara göre özellikle kırmızı soğan kötü kolesterolü düşürür. Bir adet çiğ soğanın yarısını her gün tüketen kişilerin iyi kolesterolünün %30 oranında artacağı söylenmektedir.
Soğanın içerisinde kanser, kalp rahatsızlıkları ve hatta Alzheimer´a iyi geldiği söylenen antioksidanlar bulunur.
Roma imparatoru Neron ve ABD başkanı George Washington´ın soğuk algınlığına karşı soğan tükettiği bilinmektedir.
Soğanın içerisinde bulunan yağın insulin gibi etki gösterdiği ve kan şekeri seviyesini düşürdüğü bilinmektedir.
Aynı orandaki soğan suyu ve elma sirkesi karıştırılarak oluşan tonik günde 2 defa cilde sürüldüğünde, koyu renkli bölgelere iyi geldiği söylenmektedir. Bu ikili ciltteki pH dengesini sağlayarak renk farklılığına karşı etkilidir.
El ve ayak tırnaklarının çabuk kırılmasında, tırnakları sık sık mor soğan suyu ile ovmak gerekir.
Ayak, bacak, karın, göğüs şişmelerine karşı günde üç defa yemeklerden önce birer çorba kaşığı soğan suyu içilir. Burun kanamalarını durdurmak amacıyla soğan yumrusu ikiye kesilir, yarısı burnun önüne bağlanır. Çıbanları olgunlaştırmak için soğan yumrusunu oluşturan yapraklar haşlanarak çıban üzene konur. İdrar yolları ağrılarında taze kesilmiş ve ısıtılmış soğan sıcak sıcak ağrıyan yerin üzerine konur ve bu işlem birkaç kez tekrarlanır. Dizanteri veya bağırsak iltihaplarına karşı çiğ yumurta sarısı taze tereyağı iyice ezilmiş kimyon tohumu ve fazla miktarda soğan suyu karıştırılıp günde üç defa birer çorba kaşığı yenir. Nasırları yok etmek için sirke içerisinde kaynatılan mor soğan nasır üzerine konarak bağlanır ve bu işlem birkaç kez tekrarlanır.
Karın sancıları için soğanın faydaları
Karın sancılarına ve mide kanamalarına karşı çok ince doğranmış soğan süt içerisinde kaynatılarak içilir. Dibinde toplanan soğanlar ise yenir. Boğaz iltihabı (Iarenjit)´in tedavisi sesin güzelleştirilmesi sinirsel rahatsızlıkların tedavisi öksürüğe bronşit ve boğaz ağrısına karşı en iyi ilaç soğan suyunun balla karıştırılarak yenmesidir. Bu maksatla hazırlanan macundan günde üç çorba kaşığı tüketilmeli.
Soğan kürü
Hastalıklara ve özellikle kilo vermek isteyenlere hem sağlıklı hem de masrafsız bir çözüm olan soğan kürü, çoğu kişinin tercihi oldu.
Soğan kürü, miyom, polikistik over, iyi huylu prostat büyümesi, kıl dönmesi, hamile kalma, menopoz gibi rahatsızlıklarda tedavi amacıyla kullanılan bitkisel bir kürdür. Soğan evlerimizde yemeklerimizde kullandığımız sebze olmanın dışında, içeriğinde bulunan B, A ve C vitamini, iyot, silis, fosfor, kükürt gibi maddeler, antibiyotik görevi yapan içerikler ve hazmı kolaylaştıran fermentlere sahip olan şifalı bir sebzedir. Soğan tüketiminin fazla olduğu ülkelerde, kanser hastalığının daha az görüldüğü tespit edilmiştir. Evlerinizde taze olarak hazırlayabileceğiniz kür, 15 gün boyunca düzenli olarak kullanıldığında hastalığınıza çare olabilir.
Soğan kürünün hazırlanışı
Kürümüzü hazırlamak için ihtiyacımız olan malzemeler bir adet açık kahverengi kabuklu kuru soğan ve iki bardak klorsuz sudur. Soğanı kabukları kırmızı, mor ya da beyaz kabuklu olandan seçmemelisiniz. Bunlar yapılacak kürde etkili olmamaktadır. Sizin kullanacağınız yemeklerde kullanılan kuru soğandır. Soğanı kök ve kabuğuyla birlikte kullanacağımızdan, yıkayıp sirkeli suyun içinde bir süre bekletmelisiniz. Bu şekilde dezenfekte olmasını sağlarsınız. Suyu bir tencerenin içine koyarak, ocağın üzerinde kaynamaya bırakın. Kaynadıktan sonra kuru soğanı dört parçaya bölerek içine atın. Bu şekilde yaklaşık olarak beş dakika kadar kaynatmanız, kürü hazır hale getirecektir. Kullanıma hazır olması için biraz ılınmasını beklemelisiniz.
Kür şeklinde soğanın faydaları
-Kadınlarda meydana gelen çikolata kisti (endometriosis) ve miyom oluşumlarına karşı tedavi edicidir.
-Kadınların yaşadığı adet düzensizliğini ortadan kaldırmaya oldukça etkilidir.
-Polikistik over sendromu tedavisinde faydalıdır.
-Menopoz şikayetlerini azaltmak için içilmelidir.
-Kıl dönmelerinde fayda sağlayacaktır.
-Vajinal akıntılarda kullanılmalıdır.
-Hamile kalmak isteyenlerin, sorunlarına çare olacaktır.
-İçeriğindeki sulfosid nedeniyle antibiyotik özelliğine sahiptir.
-Ciltte çıkan iltihaplı sivilce ve aknelerde tedavi edicidir.
-Dolaşım sistemini düzenler.
-Bağışıklık sistemini güçlendirici etkileri bulunmaktadır.
-Stres giderici ve balgam söktürücü etkileri vardır.
-Vücutta meydana gelen yağlanmayı azaltacağından, zayıflamaya yardımcı olur.
-Prostatta oluşan iltihapları azaltıcı etkileri nedeniyle, ağrıların azalmasına yardımcıdır.
-Sinüzit rahatsızlığının ilerlemesini önler.
-Çiğ soğan tüketimi, yemek sonrasında kandaki total gliserit oranını düşürür.
Soğan kürü nasıl uygulanır
-Soğan suyu ile hazırlanmış olan kür, sağlık sorunlarına fayda sağlaması açısından en az altı ayda bir defa 15 gün süreyle uygulanmalıdır. Bu süreyi aşmamaya dikkat edilmelidir.
-Hazırlanmış olan kürü ılık olarak tüketmelisiniz.
-Daima içeceğiniz kür taze olarak hazırlanmalıdır.
-Öğle ve akşam yemeklerinden on dakika önce bir bardak içmelisiniz.
-Kürü hazırlamak için mutlaka açık kahverengi kabuklu beyaz soğan kullanılmalıdır.
-Kullanılacak soğanların dış kabuğu kuru ve taze olması gerekir. Çimlenmiş ve köklenmiş olanlar bayattır.
Hangi soğan daha faydalıdır?
Tüm soğan türleri belirli oranlarda antioksidan içeriyor. Ancak kırmızı soğanın ve beyaz soğana göre daha güçlü bir antioksidan olduğu belirtiliyor. Soğanın köke yakın bölümü kanserden korunma sağlayan bileşenler bakımından en zengin bölgesi.
Soğan suyunun yan etkileri
Soğan doğal olarak fruktoz içerir. Bazı kişilerde, mide fruktoz sindirimi sırasında zorlandığı için soğan gaza neden olabilir ve bu gaz vücuttan atılamadığında mide ağrılarına yol açabilir. Bunun yanı sıra reflü hastaları soğan suyu içerken veya çiğ soğan yerken dikkatli olmalıdır, çünkü soğan reflü belirtilerini şiddetlendirebilir. Soğanın kan şekerini düşüren etkisi, kan şekeri düzeyini kontrol altında tutmak için düzenli olarak ilaç kullanan diyabet hastalarında ilaçların etkisini istenmeyen boyutlarda arttırabilir. Diyabet için ilaç kullanıyorsanız düzenli olarak soğan suyu içmeye başlamadan önce doktorunuza danışın. Özellikle yeşil soğanda bol miktarda bulunan K vitamini uzun süre günlük ihtiyaçtan fazla miktarda alındığında bazı kan inceltici ilaçlarla etkileşime geçebilir. Kan inceltici ilaç kullanıyorsanız soğan tüketimi konusunda doktorunuza danışınız..

ACI BAKLANIN FAYDALARI OKUYALIM

 m.ulaş
icebakla, Termiye, Yahudi baklası, Gavur baklası, Lupinus Albus.
Botanik Bilgi : Baklagillerden; otsu bir bitkidir. 30-120 cm'e kadar boylanabilir. Çiçekleri dik salkımlar şeklinde kümelenmiştir. Her sene yerinde çıkan bir senelik ya da ufak çalı şeklinde gelişen üç değişik türü vardır. Bizdeki deli bakla senelik olup rengi açık lila ya da pembedir. Acı taneleri kullanılır.
Yetiştirildiği Yerler : Avrupa, Balkanlar ve yurdumuzun Marmara ve Ege bölgelerinde yabani olarak yetişmektedir.
Bilinen Bileşimi : Sabit yağ ve lupinin, spartein gibi alkaloidler bulunur.
Faydaları:
Besleyicidir.
İdrar söktürür ve idrar yollarını temizler. Prostat hastalarına iyi gelir.
Böbrek iltihabını giderir. Böbrek taş ve kumlarının düşürülmesine yardımcı olur.
Baş ağrılarını dindidir.
Romatizma, lumbago ve siyatik ağrılarını keser.
Albümin miktarını düşürür. Vücutta biriken tuzu atar.
Kuvvet verici ve barsak parazitlerini düşürücü etkileri vardır.
Şeker hastalarında kan şekerini azalttığı idda edilmektedir. Zehirsizleştirilmiş baklalardan 10-20 adet yenilebilir.
Adet kanamalarını artırır ve kolaylaştırır, doğum sonrası akıntıların gelişini rahatlatır. Toz haline getirilmiş kavrulmuş tohumlardan sabah aç karnına 1 kahve kaşığı alınır.
Ağrılar (Migren)
Egzama Sedef,
Çocuk Felci,
Kabızlık,
Anjin,
Kalp Damarlarında Tıkanma,
Alerjik Hastalıklar,
Kollestrol,
Boyun Fıtığı,
Epilepsi (sara),
Bel Fıtığı,
Kireçlenme ,
Astım Bronşit ,
Guatr,
Bademcik İltihabı,
Mide Ülseri, Gastrit,
Boğmaca,
Romatizma,
Sarılık,
Basur (Hemeroid),
Sinüzit,
Sivilceler,
Felç,
Tansiyon Düşüklüğü,
Grip,
Verem (Tüberküloz),
Ağız Kokusu,
Altını Islatan Çocuklar,
Adet (aybaşı) Sorunu,
Akciğer İltihabı,
Lösemi (all – aml),
Baş Dönmesi,
AFT (Ağızda Ülser),
Fil Hastalığı,
Akdeniz Anemisi,
Rahimde İltihap, Kist,
Çocuk Olmama (Erkekten Dolayı), Cinsel Soğukluk, Çocuk Olmaması, Bel Soğukluğuna iyi gelir.
Kullanım Şekli : Olgun tohumları acı lezzetli ve zehirli bileşikler taşıdıkları için, bunları uzaklaştırmak maksadıyla kaynar suda bir müddet bekletilerek acı tadı geçirilir. Gevşeyen kabuklar soyulup yenilir. Tohumlar kavrulup, değirmende çekilerek toz haline de getirilebilir
Alıntı

ERİĞİN SAĞLIĞIMIZA ÇOK ÖNEMLİ FAYDALARI


. Olgunlaşma dönemine bağlı olarak tatlı ya da tatsız olabilirler. Yapılan araştırmalar, eriğin düşük kalorili olduğunu ve tokluk hissi vererek kilo alımını önlediğini gösteriyor.
Diyet yapıyorsanız listenizin başına eklemeniz gereken meyvelerden biri de erik. Çünkü eriklerin her biri 0.2 gramdan daha az yağ içerir. Dolayısıyla erik özleri, obezite ve obezite ile ilişkili diğer komplikasyonları tedavi etmek konusunda oldukça değerlidir. Araştırmalar, erik gibi çekirdekli meyvelerde bulunan biyoaktif bileşiklerin (vücutta biyolojik aktiviteyi sağlayan madde) metabolik sendromla mücadelede yardımcı olduğunu göstermiştir. Ayrıca eriğin içerisinde yer alan antosiyaninler, klorojenik asitler, kersetin, kateşinler, flavonoidler ve fenolik bileşenler gibi bileşenler, yağ hücreleri de dahil olmak üzere, vücut hücreleri üzerinde anti-obezite ve anti-inflamatuar etki sağlarlar. Böylelikle vücut iltihaplanmalara daha dirençli bir yapıya bürünür. Erik, aynı zamanda tokluk hissi vererek kilo alımını dengeler.
GÜNDE 10 ADET KURU ERİK
Eriğin meyve olarak tüketilmesi kadar kurusu da sağlık üzerinde pek çok önemli fayda sağlar. Yaz aylarının en güzel meyvelerinden biri olan eriğin mevsiminde taze olarak tüketilmesini öneririm. Ancak eriği çekirdeğiyle birlikte kurutarak sonbahar ve kış aylarına da saklayabilirsiniz. Kuru erik bağırsak hastalıklarının giderilmesinde etkin rol oynarken; kabızlık, hazımsızlık gibi durumların da iyileştirilmesini sağlar. Kuru erikten tam bir fayda için günde en az 10 adet tüketilmelidir. Erikler zamanla daha da kuruyacağından onları tüketmeden önce ılık suda bekletebilirsiniz. Çocukların tüketimi içinse çekirdeğinin çıkarılması çok önemlidir. Onlar için eriği ufalayarak yoğurda karıştırabilir ya da en sevdiği yiyeceklerle birlikte verebilirsiniz.
GÜÇLÜ BİR ANTİOKSİDANDIR
Erikler; sağlıklı bileşenler, vitaminler ve minerallerden oluşan geniş bir yelpazeye sahiptir. Vitamin A, C ve K ve folat açısından mükemmel kaynaktır. Ayrıca vücudun ihtiyaç duyduğu B1 (tiamin), B2 (riboflavin ), B3 (niasin), B-6 ve E vitaminin (alfatokoferol) sağlanması konusunda adeta şifa deposudur. Eriğin içerisinde bulunan mineraller ise sırasıyla; potasyum, florür, fosfor, magnezyum, demir, kalsiyum ve çinko şeklindedir.
İki ortaya boy erikte ortalama 12 mg. C vitamini bulunur. C vitamini antioksidan özelliğe sahiptir, vücuttaki yaraların iyileşmesine katkı sağlar, stresin dağılmasına yardımcı olur ve hücre temizleyici özelliği bulunur. A vitamini ise özellikle göz hastalıklarının tedavisinde etkin rol oynar.
FAYDALARI SAYMAKLA BİTMİYOR
A'dan Z'ye şifa deposu olan eriğin pek çok hastalık üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır;
Şeker hastalığı: Erikler diyabetle mücadelede önemli rol oynar. Çalışmalar, erik ekstraktlarının tüketilmesinin kan şekeri ve vücuttaki trigliserit seviyelerinin düşürülmesine yardımcı olduğunu göstermiştir. Plaklarda bulunan flavonoidler, insülin direncine karşı koruyucu etkiler bırakır ve vücuttaki insülin duyarlılığını artırmaya yardımcı olur.
Osteoporoz (Kemik erimesi): Kuru erik tüketimi, sağlıklı kemiklerin korunmasına yardımcı olan anabolik ve anti-resorpsiyon özellikler içerir. Her ikisi de özellikle kadınlarda meydana gelen osteoporoz hastalığını önlerken; kemik dokularındaki bozulmayı durdurucu etki gösterir. Kuru eriklerde bulunan potasyum içeriği ile birlikte polifenoller, kemik oluşumunu sağlar, kemik yoğunluğunu artırır ve yumurtalık hormonu eksikliğinin neden olduğu kemik kaybını önler. Araştırmalar; kurutulmuş eriklerin düzenli olarak tüketilmesinin, yaşlanma nedeniyle kaybedilen kemik yoğunluğunun onarılmasına yardımcı olduğunu göstermiştir. Florida State ve Oklahoma Eyalet üniversitelerinden araştırmacılar, kemik yoğunluğu açısından 12 ay boyunca iki grup kadını gözlem altında tuttu. Bir grup günde 100 gram erik yerken (yaklaşık 10 kuru erik); diğer grup 100 gram kurutulmuş elma yedi. Araştırma sonunda her iki grubun da bol miktarda kalsiyum ve D vitamini aldığı gözlemlendi.
Sindirim: Erik sindirim sisteminin düzenlenmesine yardımcı olan sorbitol ve isatin bileşenleri açısından iyi bir kaynaktır. Araştırma çalışmalarına göre kurutulmuş erikler, kabızlık gibi sindirim bozukluklarının tedavisinde etkilidir.
Bilişsel sağlık: Günde üç ila dört eriğin, hafızanızı olumsuz etkileyen serbest radikallerle savaşarak anılarınızı taze tuttuğunu biliyor muydunuz? Araştırmalar, erik suyundaki flavonoidlerin Alzheimer'a karşı koruma sağlamada etkili olduğunu göstermiştir. Eriklerde bulunan yararlı bileşenler, öğrenme ve hafıza işlevlerini iyileştirerek, nörolojik alanlardaki iltihaplanmayı azaltır. Düzenli erik tüketimi ayrıca Parkinson hastalığının önlenmesine katkı sağlar.
Sinir sistemi: B vitamini açısından zengin olan erik, sinir sisteminin düzgün işleyişine yardımcı olur ve AIDS hastalığına karşı koruma sağlar. Ayrıca düzenli erik tüketiminin hormonları etkileyen ruh durumunun pozitif kalmasına yardımcı olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla eriğin serotonin hormonunun artmasında önemli rol oynadığı söylenebilir.
Kardiyovasküler sağlık: Eriklerin düzenli tüketilmesi kardiyovasküler sağlığın korunmasına yardımcı olur. Araştırmalar, kuru eriğin düzenli alımının arterlerdeki kan akışkanlığını artırmaya yardımcı olduğu gerçeğini göstermiştir. Bu koruyucu etki, çeşitli kardiyak bozuklukların önlenmesinde, ateroskleroz gelişimi, kalp krizi ve felç riskinin azaltılmasına katkı sağlar.
Hamilelik: İçerisinde pek çok vitamin ve mineralin bulunması nedeniyle erik ve erik ürünlerinin gebelik sırasında tüketilmesi çok faydalıdır.
ERİK SEÇERKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Pek çok meyve ve sebze seçiminde olduğu gibi erik seçerken de dikkat edilmesi gereken birkaç ipucu bulunuyor:
Seçtiğiniz erik ne çok büyük ne de çok küçük olmalıdır. Eriğin boyu avuç içini geçmemelidir.
Eriğin üzerinde beyazımsı lekeler bulunmalıdır. Bu lekeler eriğin organikliği hakkında ipucu verir. Dolayısıyla seçtiğiniz eriğin mor ve beyaz alacalı renklerde olmasına özen gösterin.
Erik seçiminde önemli olan bir diğer özellik ise olgunlaşmış eriğin tercih edilmesidir. Lekeli ve çürük erikler tüketilmemelidir.
Erikler çok yumuşak olmamalıdır. Çok yumuşak eriklerin buzdolabında muhafaza edilmesi de zordur.
Eriği tüketmeden önce iyi yıkandığından emin olunmalıdır. Bir süre suda bekletmeniz hijyen açısından önemlidir.
Son olarak eriği kurutmaya karar verdiyseniz, kurutacağınız yerin toz ve nemden uzak olduğuna dikkat etmelisiniz alıntı