16 Ocak 2020 Perşembe

Hacer'ûl Esved

Hacerül Esved Taşı

Hacerül Esved Taşı
Hâcerül Esved (Siyah Taş), Kabe’de tavafın başlangıç yönünü gösteren 18-19 cm ebadında, etrafı gümüş halka ile çevrilmiş siyah ve parlak bir taştır. Bu taş cennetten indirilmiştir. 30 cm çapında, 12 kg ağırlığındadır. Kabe’nin güney doğu köşesinde 1 metreden fazla yüksekliğindedir.[1]

Not: Hâcerül Esved, hakkında en yanlış bilinen nokta, Hâcerül Esved'in Muallak Taşı'yla karıştırılmasıdır. Bir zamanlar havada asılı durduğuna inanılan taş Hâcerül Esved değil Muallak Taşı'dır. İkinci bilinen yanlış, Hâcerül Esved Taşı, İstanbul'da bir camide değil, Mekke'de, Kabe-i Muazzama'dadır.

Hz. Adem , yeryüzüne indirilmesinden dolayı çok üzülüyor ve günlerini ağlamakla geçiriyordu. Onun üzüntüsüne Melekler de ortak oluyorlardı. Bir defasında Hz. Adem, secde ederken:

“Ya Rabbi! Bana ne oldu ki, artık meleklerin seslerini, senin zatını tesbih ve takdis etmelerini duyamıyorum. Onları göremiyorum.”

diye dua edince; Allah, buyurdu ki:

“Ey Adem! Senden sadır olan zelle, meleklerin tesbihini işitmene manidir. Ancak benim yeryüzünde bir beytim vardır. Sen onun temelini bulup üzerine bir Ev bina et. Beni takdis ve Ev’in etrafını tavaf et. Ey adem! O Evi Mekke’de kıldım. Evladından her kim Beytime gelip, sadece benim rızamı isterse, bizzat beni ziyaret eden misafirim gibidir. Bunları şanına laik bir şekilde ağırlarım ve bütün ihtiyaçlarını gideririm.” [2]

Hz. Adem, Allah’ın bu emriyle Serendip Adası'ndan Mekke’ye doğru yürümeye başladı. Bir Melek, kendisine yol gösteriyordu. Mekke’nin bulunduğu yere gelince, Allah, ona yardımcı melekler gönderdi. Melekler, Beytül Mâmur’un tam hizasına gelecek şekilde, 7 kat yere kadar varan bir temel kazdılar. Kazılan bu temele toprak seviyesine kadar 30 kişinin ancak kaldırabileceği büyüklükte taşlar yerleştirdiler. Sonra Allah, Melekler aracılığıyla bu temelin üzerine bir Ev indirdi. Bu Ev, Cennet yakutlarından bir yakut olup, parlıyordu.

İndirilen bu Beytin biri doğu ve batı olmak üzere iki kapısı vardı. Beytullah’ın içinde ayrıca nurdan kandiller yakılmıştı, kandillerin çanakları Cennetin külçe altınlarındandı ve etrafında yıldız gibi parlayan beyaz yakutlar diziliydi. Hâcerül Esved de bunlardan biriydi. Hâcerül Esved’in daha sonra günahkar kimselerin el sürmesiyle karardığı rivayet edilmiştir. Böylece Beytül Mâmur’un tam altına gelecek şekilde yeryüzünde de Beytullah (Allah'ın Evi), yani Kâbe inşa edilmiş oldu.[1]

Hâcerül Esved'le ilgili benzer bir rivayet de şöyledir:

Hz. Adem ile Havva Cennet’ten çıkarıldıkları vakit yeryüzünde Arafat’ta buluşurlar ve beraberce Batı'ya doğru yürürler. Kâbe'nin bulunduğu yere gelirler. Bu sırada Hz. Adem, bu buluşmaya şükür olmak üzere Rabbine ibadet etmek ister ve Cennet’te iken, etrafında tavaf ederek ibadet ettiği nûrdan sütunun tekrar kendisine verilmesini diler. İşte o nûrdan sütun, orada tecelli eder ve Hz. Adem, onun etrafında tavaf ederek Allah’a ibadet eder. Bu nûrdan sütun, Hz. Şit zamanında kaybolur, yerine bir taş kalır. Bunun üzerine Hz. Şit, onun yerine taştan onun gibi 4 köşe bir bina yapar ve o siyah taşı binanın bir köşesine yerleştirir. İşte bugün "Hâcerül Esved" diye bilinen siyah taş, odur. Sonra Nuh tufanında bina kumlar altında uzunca bir süre gizli kalır.[3]

Birgün, Allah, Hz. İbrahim'e Kâbe'yi inşa etmesini emretti.[4] Bunun üzerine Hz İbrahim, yeniden Mekke'ye doğru yola çıktı. Mekke'de oğlu Hz. İsmail'i zemzem kuyusu başında buldu. Allah’ın emrini ona da söyledi ve Hz. İsmail ona yardım edeceğini ekledi. Kâbe'nin nereye yapacağını bilmediği için, bir rivayete göre Cebrail, Kâbe'nin şu andaki yerini gösterdi.

İlk önce temeli kazmaya başladılar ve Hz. Âdem zamanındaki temeli buldular. Aynı temel üzerine Kâbe'yi inşâ ettiler. Hz. İbrahim, oğlunun getirdiği taşlarla, Cebrail'in tarifine uyarak Kâbe'yi yapıyordu. Sonunda Kâbe'nin duvarları yükseldi ve yukarıya taş yetişemez oldu.[5]

Bundan dolayı büyük bir taş getirdiler ve Hz. İbrahim, bu taşa basarak duvar örmeye başladı.[6] Kâbe de tavaf namazı bu taşın bulunduğu yer olan Makâm-ı İbrahim'de kılınır. Kâbe tamamlanınca Hz. İbrahim, oğluna: "Ey İsmail! İyi bir taş getir ki, hacılara işaret olsun." dedi. Hz. İsmail, bir taş getirdiyse de Hz. İbrahim daha iyi bir taş istedi. Bunun üzerine, Ebû Kubeys dağından: "Cebrail, tufanda bana bir taş emanet etti. Gel onu al!" diye bir ses işitti. Hemen Ebû Kubeys dağından Hâcerül Esved taşı alınıp, Kâbe'deki yerine kondu.[5]

Hakem Olayı
Hz Muhammed, 35 yaşlarında iken Mekkeliler seller ve çeşitli nedenlerle yıkılmaya yüz tutmuş Kabe’yi yeniden inşa etmeye karar verirler. Cidde kıyılarında fırtınaya yakalanıp karaya vuran bir geminin kerestelerini satın alırlar. Mekke’de bulunan Kıpti bir marangozun yardımıyla Kabe’yi yıkıp tekrar inşaya başlarlar. Hz Muhammed de, amcası ile birlikte inşaata taş taşımıştır.

Mekke’de bütün kabilelerin ortak katılımıyla gerçekleşen bu faaliyet, Hacerül Esved’in yerine koyma aşamasına gelince durdu. Her kabile bu görevi kendisinin yerine getirmesini istiyordu. Anlaşmazlık, çatışmaya dönüşecekti. Yaşlı bir üye, "Babüsselam kapısı"ndan giren ilk kişinin hakem olmasını teklif etti. İlk giren kişi, Hz Muhammed oldu. Hz Muhammed, sırtındaki abasını çıkardı, yere serdi. Hacerül Esved’i oraya yerleştirdi. Her kabileden bir kişinin abanın bir tarafından tutmasını istedi. Taş yerine ulaştırıldığında Hz Muhammed, taşı yerine yerleştirdi.[7]

Hâcerül Esved'le İlgili Bir Hadis
Hz. Ömer, Hâcerül Esved taşına, karşı; "Sen bir şey yapamazsın, fakat Resulullah'a uyarak seni öpüyorum." dedi. Hz. Ali bunu işitince, Resûlullah'ın "Hacerül Esved, kıyâmet günü insanlara şefâat eder." buyurduğunu söyledi. Hz Ömer de hazret-i Ali'nin bu sözüne teşekkür etti. [8][9]

Farklı Bakış Açıları
Hâcerül Esved taşı muhtemelen bir meteor parçası olmasından dolayı parlak olduğu için tavafa başlama noktası olması açısından önemlidir. Bunun dışında o taşın Müslümanlar için taş olma dışında bir özelliği yoktur. Müşriklerin o taşa dokunmadıkları veya dokunamadıkları da savı da sağlıklı düşünememekten kaynaklanmaktadır. Sonuçta müşriklerin, kendileri için bu denli kutsal olan o taşa, bu taş Kabe’ye yerleştikten sonra ve Kabe yıkılmadan önce tavaf ederlerken binlerce dokunmuş olmaları tartışmaya gerek duymayacak ölçüde apaçık bir gerçektir.[7]

Hâcerül Esved Hakkında Uydurulan Hadisler

Hadis: “Hâcerül Esved cennettendir. O kardan daha beyaz idi ve müşriklerin günahı onu kararttı.” [10]

Hadis: “Hâcerül Esved Allah’ın yeryüzündeki sağ elidir. Onunla insanlardan dilediği ile tokalaşır.” [11]

Hâcerül Esved taşı için uydurulan bu tip hadisler, hac sırasında Kabe’de, İslam’ın ruhuyla uyumsuz davranışların sergilenmesine sebep olmaktadır. Hâcerül Esved taşına dokunmak için birbirini ezenleri, dinimizi bilmeyenler görseler, ne düşünürler? Bu hadisler daha evvel de alay konusu olmuştur. Hadislerin güvenilmez olduğunu Abbasiler döneminde savunup, sonra siyasi konjonktürde yok olan Mutezileler: “Bu hadise göre Hâcerül Esved denen taş müşriklerin günahı yüzünden Kabe putperestlerin elinde iken karardıysa, şimdi Kabe Müslümanların elinde olduğuna göre, bu taşın beyazlaması gerekir” diyerek, bu hadisi savunanlarla alay etmişlerdir.[12]

Rüyada Hâcerül Esved Taşı'nı Görmek
Rüyanızda Hâcerül Esved’i görmek, ona yüz sürmek, dünya ve ahiret işlerinizin yolunda olduğuna, dualarınızın Allah tarafından kabul gördüğüne, mâneviyatınızın çok düzgün ve yerinde olduğuna, temiz kalbiniz ve gönül rahatlığınız bulunduğuna delalet eder.

Bir başka rivayete göre de rüyada görülen Hâcerül Esved, hacca işaret eder. Hâcerül Esved’i söküp kendisi için alıkoyduğunu gören kimsenin bir bidat işlemede yalnızlığına işaret eder. Hâcerül Esved’e el sürdüğünü gören kimse, hacca gider. insanların Hacerül Esved'i kaybettiklerini ve yerini bulduklarını görse, o kimse kendisinin hidâyette, insanların da sapıklıkta olduklarını zanneder bir kimse olduğuna işaret eder.

Bir kimsenin rüyada Hacerül Esved’i kestiğini görmesi, halkı kendi görüşü üzerinde toplamaya işaret eder. Hacerül Esved’i söküp kendisi için alıkoyduğunu görmek, Müslümanlıktan ayrı olarak bidat işlemede yalnız kalacağına işarettir. Hacerül Esved’i yuttuğunu görmek, insanları dinden uzaklaştırmaya işaret eder.

Hacerül Esved’e el sürdüğünü görmek ve onu istilâm etmek, padişaha biat etmeye veya âdil bir liderin elinde tövbekâr olmaya işaret eder. Bazı kere de bu rüya, kendi çocuğunu veya zevcesini ya da bir ahbabını öpmeye işarettir.

Rüyada Hacerül Esved’i öptüğünü ve ona yüz sürdüğünü görmek, haccetmeye, dünya ve ahiret selâmetine ve geniş rızka işaret eder. Hâcerül Esved’i görmek yakın zamanda hac görevinizi yerine getireceğinize, Hâcerül Esved’i ellemek yada öptüğünü görmek ilim sahibi bir kimse ile dostluk kurup onun ilminden faydalanacağınıza, Hâcerül Esved’i yerinden söktüğünü görmek doğru yoldan sapmaya ve yalnız kalmaya işaret eder.

İbn-i Şirin: Elinizi Hacerül Esved’e sürdüğünüzü görmek; Hicazlı birinden size hayır ve menfaat ulaşacağına; Hacerül Esved’in parçalandığını veya yerinden çıktığını görmek; inançsız ve kötü huylu biri olduğunuza; Hacerül Esved’i yerine koyduğunuzu görmek; tekrar doğru yola döneceğinize işarettir.

Kirmani: Hacerül Esved’i öptüğünüzü ve yüz sürdüğünüzü görmek; bolluk ve bereket göreceğinize, hayır işlere yöneleceğinize ve alimlerin safına katılacağınıza işarettir.[13]

Kaynaklar ve Dipnotlar
[1] Mehmet Bozkurt, "Kabe Tarihi ve Hac Rehberi", Özyurt Matbaacılık, Ankara 2009, s. 9, 17-18.
[2] Muhammed el- Erzaki, "Ahbar’ul-Mekki", s. 126
[3] www.giv.org.tr
[4] Kâbe'nin inşâsı hakkında 2 rivayet vardır: a) Melekler, Allah’ın emriyle binâ ettiler; b) Hz. Adem, meleklerle birlikte inşâ etti.
[5] http://www.pdfunlock.com/iframeupload?uuid=340d74b5-848f-4adb-b094-bfe7d576fa37
[6] Ayağının izi çıkan bu taşa da "Makâm-ı İbrahim" denilir.
[7] İslam Tarihi, "Mekke Dönemi", s. 10-11.
[8] Dâvûd bin Süleymân.
[9] Komisyon, "Dini Sözlük", "Hâcerül Esved" maddesi, İhlas Holding, İstanbul.
[10] Hanbel 1/307.
[11] Cami-üs Sağır 1/151.
[12] İstanbul Kuran Araştırmaları Gurubu, "Uydurulan Din ve Kuran'daki Din", İstanbul Yayınevi, İstanbul 2011, s.112.

HAŞR SURESİNİN SON ÜÇ AYETİ

��KENDİSİNİ SELAMLAYAN ve İSTİLAM EDENLERİ KAYDEDEN KUTSAL TAŞ (Haceru'l-...

ölüye değil kendine ağla

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'ÖLÜYE DEĞİL KENDİNE AĞLA Hazretleri buyurur ki: Azrâil rızkını tüketip ömrünü tamamlayanın canını alır. Ölen kişinin evindekiler feryâd ü figân ederler. Azrâil hâl lisânı ile: Dini Hikayeler Ne ağlıyorsunuz? Ben bu ne rızkını ne de ömründen kestim. Rızkı tükendi, ömrü sona erdi, emr-i Hak vâkî oldu, tâlimat geldi, canını aldım. Boşuna ağlamayın, ben devamlı olarak buraya gelip gidecek ve hiçbirinizi bırakmayacağım. der. Eğer ev halkı Azrâil'i görseler ve dediklerini duysalardı, ölüyü unutur, kendilerine ağlarlardı!'

🌸KENDİSİNİ SELAMLAYAN ve İSTİLAM EDENLERİ KAYDEDEN KUTSAL TAŞ (Haceru'l-Esved)🌸 Haceru'l-Esved, Kâbe'nin doğu köşesinde, yerden 1,5 metre yükseklikte gümüşten bir mahfaza içinde muhafaza edilen yaklaşık 30 cm çapında siyaha yakın koyu kırmızı renkte bir taştır. Hacer, kelime olarak

🌸KENDİSİNİ SELAMLAYAN ve İSTİLAM EDENLERİ KAYDEDEN KUTSAL TAŞ (Haceru'l-Esved)🌸
Haceru'l-Esved, Kâbe'nin doğu köşesinde, yerden 1,5 metre yükseklikte gümüşten bir mahfaza içinde muhafaza edilen yaklaşık 30 cm çapında siyaha yakın koyu kırmızı renkte bir taştır. Hacer, kelime olarak Arapçada taş demektir. El-Haceru'l-Esved siyah taş anlamına gelir. Cennet'ten indirildiği ve zaman içinde renginin değiştiği Allah Resûlü'nün ibret dolu ifadelerinde şöyle anlatılmaktadır: "Haceru'l-Esved, Cennetten indi. İndiği vakit sütten beyazdı. Onu insanların günahları kararttı."Bir başka hadîslerinde de Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) onun renginin beyazlığını ve Cennet'ten indirilişini şu ifadelerle belirtmektedir: "Haceru'l-Esved ve Makam-ı İbrahim, Cennet yakutlarından iki yakuttur. Allah (cc), onların nurunu örtmüştür. Eğer örtülmemiş olsalardı doğu ile batı arasını aydınlatırlardı.
“Kıyamet gününde Hacer’ül Esved getirilecek. Konuşan bir dili bulunacak ve kendisini selamlayan herkesin mü’min ve muvahhid olduğuna şehadet edecek.”
"Vallahi Allah, onu Kıyamet gününde gören iki gözü ve konuşan bir dili olduğu halde diriltecektir de kendisini hakkıyla istilâm edenler hakkında tanıklık edecektir.” (Tirmizî)
Kaynak
1. Tirmizi, Ahmet b.Hanbel.Fethu'r-Rabbanî,
2. Tirmizi, Fethu'r-Rabbanî,

AYET EL KÜRSİ'NİN ANLAMI VE FAZİLETİ