19 Ocak 2020 Pazar

Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v), "Rabbimin izzetine yemin olsun ki, işte ben o yıldızım"

Hasan Bozkurt ...... Şanlı Peygamberimiz sav. Efendimiz Cebrail as a kaç yaşında olduğunu sorar. O şöyle cevap verir: "Bilmiyorum ey Allah'ın Rasûlü. Ancak (bildiğim şu ki), dördüncü perdede, 70 bin yılda bir kere doğan bir yıldız var ve ben o yıldızı 70 bin kere gördüm." Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v), "Rabbimin izzetine yemin olsun ki, işte ben o yıldızım" buyurur.

....................."Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Cebrâîl aleyhisselâma sordu: - Yâ Cebrâîl! Sen bu vahyi nerden alıyorsun? Cebrâîl aleyhisselâm; - Sidretü'l-Münteha'da bir yeşil perde arkasından bana söyleniyor, dedi. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.): - Bundan sonra gittiğinde o perdeyi kaldır, sana söyleyene bak, dedi. Cebrâîl aleyhisselâm Sidretü'l-Münteha’ya vardığında o yeşil perdeyi kaldırdı. Rasûlullah Efendimiz’i (s.a.v.) gördü. Kendisine söyleyen o idi. Bir rivayette 360 kanadını, bir rivayette de 600 kanadını [Gümüşhanevî, Râmûzu'l-Ehâdîs, Hadis no: 3857] çırpıp var hızı ile dünyaya geldi. Cebrâîl aleyhisselâm, ‘Muhammed'den evvel dünyaya gideyim’, dedi. Dünyaya geldi baktı ki, Fahr-i Âlem Efendimiz’i (s.a.v.) yerinde gördü. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) Cebrâîl aleyhisselâm'a sordu, Hz. Cibrîl cevab verdi: - Yâ Muhammed! Ben de hayret ettim; vahyi Allah Teala'dan alıp bana söyleyen de sensin. Burada benden alıp halka anlatan da sensin, dedi.


İ.Buhari :“Sahîh’i 600.000 hadîs-i şerîf içerisinden seçerek yazdım. Hiçbir hadîsi iki rekat namaz kılmadıkça içerisine koymadım”

Hasan Bozkurt ...... İmam-ı Buhârî Hz. (h. 194-256) ve el-Câmi’u’s-Sahîh: Hadis eserleri içinde en meşhur ve en muteber eser İmam-ı Buhârî Hz.’nin telif ve tasnif etmiş olduğu el-Câmi’u’s-Sahîh isimli eseridir. Bu eser “Sahîh-i Buhârî” ve “Buhârî Şerîf” isimleriyle de meşhurdur. İmam-ı Buhârî Hz.’nin asıl ismi, Muhammed bin İsmâil bin İbrâhim’dir. On yaşlarında bile yokken hadîs ezberlemeye başlamış, binden fazla şeyhten hadîs yazmış; yüz bin sahîh, iki yüz bin de sahîh olmayan hadîs-i şerif ezberlemiştir. el-Câmi’u’s-Sahîh isimli eseri Kur’ân-ı Kerîm’den sonra yeryüzündeki en sahîh kitaptır. Bu kitabı on altı senede tamamlamıştır. Bu eseri ile alakalı olarak kendisi şöyle söylemiştir: “Sahîh’i 600.000 hadîs-i şerîf içerisinden seçerek yazdım. Hiçbir hadîsi iki rekat namaz kılmadıkça içerisine koymadım” Talebesi Firebrî de İmam-ı Buhârî’nin şu sözünü nakleder: “el-Câmi’u’s-Sahîh’i Mescid-i Haram’da tasnif ettim ve iki rekat namaz kılıp Allah-ü Teâlâ’ya istihâreye vararak doğruluğunu tesbit etmedikçe hiçbir hadisi içine koymadım” İmam-ı Buhâri Hz. bu eserinde mükerrerlerin haricinde takrîbî 7400 hadîs-i şerîf rivayet etmiştir. Mükerrer olanlarla birlikte 9000 hadîs-i şerîf mevcuttur. Keşfü’z-Zünûn’da bildirildiğine göre Sahîh-i Buhârî’in seksen iki adet şerhi yapılmıştır. Bunların içinde en meşhur olanı ise İbn-i Hâcer el-Askalânî’nin yazmış olduğu Fethu’l-Bârî isimli eserdir.

"Sen onu (sav. efendimizi) bir görseydin, doğan güneşi görmüş gibi olurdun!"..

Hasan Bozkurt ........ Rubeyyi binti Muavviz radıyallahu anha, Ammâr b. Yâsir'in torunu Ubeyde'ye, Efendimizi şöyle anlatıyor: "Sen onu bir görseydin, doğan güneşi görmüş gibi olurdun!"..(Dârimî, Mukaddime 10, n. 61. )

Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem: ‘Rahat ol! Ben kral değilim! Ben, Kureyş’ten kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum.’’

Hasan Bozkurt ...... Ben Kral Değilim! ..Bir defasında Peygamber Efendimizin huzurunda bulunan bir kimse korkuya kapılmıştı. Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem ona şöyle buyurmuştu: ‘’Rahat ol! Ben kral değilim! Ben, Kureyş’ten kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum.’’ ..(İbni Mâce, Et’ime 30; Hâkim, el-Müstedrek, 3, 50.)

Karun 'un İbretli Hadisesi .........Musa Aleyhisselam'ın amcasının oğlu, bir rivayete göre eniştesi de olan Karun, Hz. Musa'ya samimi olarak inanan, gündüzleri oruç tutup geceleri ibadet eden, fakir bir kimseydi. Daha sonra çok zengin oldu. Dilimizdeki “Karun gibi zengin” sözü onunla ilgilidir.Rivayete göre, Karun'un sadece hazinelerin anahtarları 70 ve 100 deve yükü idi. Önceleri ibadet ve itaatına düşkün olan Karun, zengin olunca maalesef ibadetlerini önce gevşetmeye daha sonra da ihmal etmeye başladı. Kendisi çok aşırı bir zengin olduğu için, Hz. Musa ona Allah'ın emri olan zekat vermesini hatırlattı. Karun zekatını hesap edince, önüne büyük bir rakam çıktı. Bun

.........u vermek istemedi. Musa Aleyhisselam kendisine ne kadar nasihat ettiyse de hiç kar etmedi. Zekat diye bir şey kabul etmiyordu. Hatta Musa Aleyhisselam'a karşı gelerek, kendisinin haklı olduğunu isbata çalıştı. Hz. Musa'yı söz düellosuna çağırdı. Karşılıklı konuşalım, kimin haklı olduğu ortaya çıksın diyordu. Bir taraftan böyle söylerken bir taraftan da fahişe bir kadını kandırdı. Ona bol mal vermeyi vadederek Hz. Musa'ya iftira etmesini teklif etti. Kadın da mal ve paraya tama ederek kabul etti. Hz. Musa konuşurken müdahale edilecek ve o kadınla zina ettiği söylenecekti. Musa Aleyhisselam konuşma sırasında "zina edenlerin taşlanarak öldürülmesi gerektiğini" söylediği sırada, Karun müdahale etti. Dedi ki: - Ya Musa sen de zina etsen bu ceza sana da tatbik edilecek mi? Hz. Musa, kim suç işlerse işlesin bu ceza ile cezalanacağını söyledi. Bunun üzerine Karun: - Ya Musa, sen işte şu kadınla falan vadide zina etmişsin. İstersen kendisi söylesin, hatta karnındaki çocuk da sendenmiş, dedi. Kadının konuşması için fahişeyi ayağa kaldırdı. Fahişe, kendisine anlatılanları konuşmak üzere ayağa kalktı. Allah'ın bir hikmeti olarak, Musa Aleyhisselam'a iftira edeceği yerde, doğruyu konuştu: - Ey İsrail oğulları! Hz. Musa'nın bundan haberi bile yoktur. Karun, bir çok mal vermek vadiyle Musa'ya iftira etmek için bana teklifte bulundu. Musa Allah'ın peygamberidir. Ona bu iftirayı atmaktan Allah'tan korkarım. Musa Aleyhisselam, bunun üzerine celallendi. Karun'a: - Ey Allah'ın düşmanı! Bunları, zekat vermemek için mi yapıyorsun? Beni mahcup etmekle gayen nedir? dedi. Daha sonra Hz. Allah'a iltica ederek: - Allah'ım, Karun'un yaptıklarını sen biliyorsun, dedi ve onun aleyhinde duaya başladı. O sırada Cebrail Aleyhisselam: - Ya Musa, Allah yeri senin emrine verdi, dedi. Musa Aleyhisselam da yere emrederek şöyle buyurdu: - Ey yer, bunu yut. Toprak, bunun üzerine Karun'u önce dizlerine kadar, sonra yavaş yavaş tamamen yutmaya başladı. Karun bu arada Musa Aleyhisselam'a yalvardıysa da Hz. Musa hiç aldırmadı. Böylece, adamlarıyla beraber gömüldü gitti. Bundan sonra Hz. Allah Musa Aleyhisselam'a buyurdu ki: - Ey Musa, Karun sana dört defa yalvardı, sen kabul etmedin. Bana hiç yalvarmadı. Eğer bana bir defa yalvarsaydı, ben onu affederdim. Bu, Allah'ın rahmetinin genişliğini anlatır. Karun toprak tarafından yutulduktan sonra, bazıları konuşmaya başladılar: - Musa, Karun'un mallarını ele geçirmek için onun aleyhine beddua etti ve mallarına kondu. Bunu duyan Musa Aleyhisselam: - Ya Rabbi, onun mallarını da yere batır, buyurdu. Karun'un malları da yere battı. Böylece Karun'dan da mallarından da sadece acı bir hikaye kaldı. Bu hadise müslümanlar için ibretli bir hadise olarak din kitaplarına intikal etti. Müslüman, Allah'ın kendisine verdiği az-çok ne ise ona kanaat etmelidir. Çok isteyipte, Allah'ın emirlerini unutmamalıdır. Eğer Allah'tan zenginlik isteyecekse, şöyle dua etmelidir: Allah'ım, bana bol ol zekat vermek nasip eyle......Ali Eren - Dini Hikayeler

İmam-ı Azam Hazretleri'nin Evinin Üzerindeki Ağaç .....İmam-ı Azam Hazretleri'nin sabahlara kadar ibadet ettiği malum ve meşhur bir bilgidir. 30 veya 40 sene yatsı namazının abdestiyle sabah namazını kıldığı rivayet edilmektedir. İmam-ı Azam Hazretleri vefat ettikten son

.................. İmam-ı Azam Hazretleri'nin Evinin Üzerindeki Ağaç .....İmam-ı Azam Hazretleri'nin sabahlara kadar ibadet ettiği malum ve meşhur bir bilgidir. 30 veya 40 sene yatsı namazının abdestiyle sabah namazını kıldığı rivayet edilmektedir. İmam-ı Azam Hazretleri vefat ettikten sonra, komşusunun kızı annesine sormuş: - Anne, İmam-ı Azam Hazretleri'nin evinin üzerindeki ağaç ne oldu? Annesi demiş ki: - Evladım, o ağaç değildi. İmam-ı Azam Hazretleri, yaz günlerinde evinin üzerinde namaz kılardı. Kıyamda çok uzun durduğu için sen onu ağaç zannetmişsin. O mübarek zat vefat ettiği için sen onu şimdi göremiyorsun...Ali Eren - Dini Hikayeler