20 Mart 2020 Cuma

İKİ GÜN ÖNCE TANIŞTIĞIM VE GÖREVİ İMAM OLAN BİR ABİ ANLATTI.


Salih Can

“İmamlığımızın ilk yıllarında diyanet bizi HACca götürdü. Ziyaretimiz sırasında sahabe kabristanında bekçi olan adam birden avaz avaz bağırmaya ve ağlamaya başladı. Ellerini dizlerine vurup feryad ediyordu. Biz ne dedigini anlamadik. Kafilemizin başındaki yaşlı ve çok iyi arapça bilen abi , bu adamin yanina gitti ne olduğunu sordu. Meğer bir grup Şia pisliği, kestikleri tırnakları ve avret yerinden kestikleri kılları biriktirip HZ.ÖMER efendimizin kabrine atmışlar. Adam bunun için feryad ediyormuş. .bizim üzerimizdeki Türk bayragini görünce bizlere sitem etmiş. Neden buralardan gittiniz, osmanli gidince bu olaylar olmaya başladı diye ağlamiş. “
Bunlar böyle pislik işte.[Atilla Kartal]

*İSRÂ VE MİRAC’IN BAZI HİKMETLERİ* 🔘 *Allâhü Teâlâ şöyle buyurmuştur* (meâlen):

*İSRÂ VE MİRAC’IN BAZI HİKMETLERİ*
🔘 *Allâhü Teâlâ şöyle buyurmuştur* (meâlen):
▪️▶️ “_Kulunu_ (Muhammed Aleyhisselâm’ı) _bir gece Mescid-i Harâm’dan o çevresini mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya_ -ona âyetlerimizden gösterelim diye- _yürüten o Sübhân’dır_ (bütün noksan sıfatlardan münezzehtir)...”
(İsrâ Sûresi, âyet 1)
🔘 Bu âyet-i kerîmenin tefsirinde tasavvuf ehlinden bazıları dediler ki:
▪️▶️ “_Hazret-i Allâh’ın burada ‘nebîsini’ yahut ‘resûlünü’ değil de ‘kulunu’ buyurması, *kullukta kemâle eren herkesin İsrâ’dan ve Mirac’dan manen nasibdâr olacağına* işâret içindir_.
▪️▶️ “_İsrâ, geceye mahsus kılındı. *Çünkü gece, Allâhü Teâlâ’ya münâcât ve ona ulaşma vaktidir*. Zîrâ *Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Makâm-ı Mahmûd’a ulaşması, gecenin bir vaktinde kılınacak olan teheccüd namazına bağlı kılınmıştır*._”
🔘 *İmam Kuşeyrî Hazretleri* buyurdular ki:
▪️▶️ “_*Cenâb-ı Hak, bütün insanlar kendisinden ibâdeti_ (ve kulluğu) _öğrensin diye Resûlünü gönderdi*. Sonra *melâike-i kirâm da ibâdetin âdâbını ondan öğrensin diye* onu semâya yükseltti_.”
[el-Bahru’l-Medîd]
*CUM’ANIZ MÜBAREK OLSUN EFENDİM!..*

18 Mart 2020 Çarşamba

Gökten Taş Yağmasını Bekleyin Hz. Ali (ra) anlatıyor: Resûlullah Efendimiz (SAV) bir gün: "Ümmetim on beş şeyi yapmaya başlayınca ona büyük belâlar iner!" buyurdu. Yanındakiler: "Ey Allah'ın Resûlü! Bunlar nelerdir?" diye sordular. Resûlullah Efendimiz (SAV) şöyle buyurdu: 1- Millî servet, fakir fukaraya uğramadan sadece zengin ve mevki sahibi kimseler arasında gidip gelen bir metâ haline gelirse,


2- Emanet, ganimet ve fırsat bilinip hıyanet edildiği zaman,
3- Zekât (ödemeyi ibadet bilmeyip bir angarya ve ceza telâkki ettikleri zaman.
4- Kişinin karısının kötü emirlerine itaat ettiği zaman,
5- Anne hukuku sıkça çiğnendiği zaman,
6- Baba hukuku sıkça çiğnendiği zaman.
7- Arkadaşın kötü emirlerine itaat arttığı zaman,
8- Mescitlerde (rızay-ı İlâhî gözetmeyen husûmet, alış-veriş, eğlence ve siyaset vs. ile ilgili) sesler yükseldiği zaman.
9- Kavme, onların en alçağı reis olduğu zaman;
10- Zorba kişiye zararı dokunmasın diye hürmet edildiği zaman;
11- Şarap meşrû sayılarak içildiği zaman,
12- İpek (haram bilinmeyip erkekler tarafından) giyildiği zaman;
13- Şarkıcı kadınlar arttığı zaman;
14- Türlü çalgı âletleri arttığı ve sıkça çalınır olduğu zaman,
15- Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri, önceden gelip geçenlere (çeşitli ithamlar ve bahanelerle) hakaret ettiği zaman artık kızıl rüzgârı, zelzeleyi, yere batışı veya suret değiştirmeyi ya da gökten taş yağmasını bekleyin."
(Kütüb-ü Sitte, 14/494; Tirmizî, Fiten 38, (2210 )

H.Ş : Allahım! Hesab ve kitab ilmini Muâviye'ye öğret ve onu ahiret azabından muhafaza buyur. (Münâvî)

H.Ş : Ümmetim arasında en cömert olan Muâviye'dir. Ya Rabbi! Muaviye'yi hidâyete erdirici kıl.
(Nevâdir'ul-Usûl)

H.Ş : Ümmetimin en edepsizi sahâbelerim aleyhinde kötü söz söylemeye cüret eden şerlilerdir. (Münâvî)

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı '"Kim her gün elli defa İhlas Sûresini okursa kıyamet gününde kabrinden şöyle çağrılır: "Kalk! Ey öven zat, Cennete gir! Hadis-i Şerif [İmam Mu'cemu's-Sağir Mu 2/484.]'
Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'Hz. Sevban (r.a) anlatıyor. "Rasülullah (s.a.v) beraber yürürken bir kavmin kabristanına uğradık. Efendimiz kabristanın yanında Şiddetli bir şekilde ağlamaya başladılar. Ve dua ettiler sonra dediler ki; "Ya Sevban! kabir azab olunuyor, (Rivayete göre azab olunmalarının sebebi, bevil ve dedikodudandır.) Efendimiz dua ettikten sonra azabları hafifletildi. Sonra buyurdular ki; Eğer şu kabir ehli Dünyada iken Şeriften bir gün oruç tutmuş olsalardı veya geceyi ihya bu azabı görmeyeceklerdi. (Tefcirüt- Tesnim Sh. 195) Gönüllere'

Hasan Bozkurt 11 saat · Son asrın Kuran Alimi seyyidi şerif ebul faruk ks. Hz leri ve hamiltonun Hatıratı......“Çanakkaleliyim ve tarih öğretmeniyim. Tarihimizin en şanlı zaferlerinden birinin yaşandığı yerde olmam ve mesleğimin de gereği Çanakkale ile alakalı her yazıyı ve bilgiyi takip ediyordum. Öğretmenliğe yeni başladığım yıllarda Süleyman Efendi’nin yurtlarından birine gelip gidiyordum. Oradaki faaliyetler, sohbet programları ilgimi çekiyor, zaman zaman personelle de sohbet imkânı buluyordum. Bir gün oradaki vazifeli personelle Çanakkale zaferi üzerine sohbet ederken hocalarımızdan biri, Üstazı (hocası) Süleyman Efendi’nin Çanakkale Savaşları sırasında General Hamilton’u ensesinden tutup denize sokup çıkararak...“Yeter bu kadar Müslüman kanı akıttığın artık buralardan defol git!” dediğini söyledi. Ben Süleyman Efendi’nin hizmetlerini takdir ediyorum fakat bunu biraz abartılı buldum...Bununla birlikte hocalara bir şey söylemedim. O günlerde Hürriyet gazetesinde General Hamilton’un günlüklerinin yayınlanacağını öğrenince heyecanla beklemeye başladım. Günlükler yayınlanmaya başladı ve birkaç gün sonra aşağıdaki yazıya rastladım. İngiliz General Jean Hamilton’un Rüyası;

 Son asrın Kuran Alimi seyyidi şerif ebul faruk ks. Hz leri ve hamiltonun Hatıratı......“Çanakkaleliyim ve tarih öğretmeniyim. Tarihimizin en şanlı zaferlerinden birinin yaşandığı yerde olmam ve mesleğimin de gereği Çanakkale ile alakalı her yazıyı ve bilgiyi takip ediyordum. Öğretmenliğe yeni başladığım yıllarda Süleyman Efendi’nin yurtlarından birine gelip gidiyordum. Oradaki faaliyetler, sohbet programları ilgimi çekiyor, zaman zaman personelle de sohbet imkânı buluyordum. Bir gün oradaki vazifeli personelle Çanakkale zaferi üzerine sohbet ederken hocalarımızdan biri, Üstazı (hocası) Süleyman Efendi’nin Çanakkale Savaşları sırasında General Hamilton’u ensesinden tutup denize sokup çıkararak...“Yeter bu kadar Müslüman kanı akıttığın artık buralardan defol git!” dediğini söyledi. Ben Süleyman Efendi’nin hizmetlerini takdir ediyorum fakat bunu biraz abartılı buldum...Bununla birlikte hocalara bir şey söylemedim. O günlerde Hürriyet gazetesinde General Hamilton’un günlüklerinin yayınlanacağını öğrenince heyecanla beklemeye başladım. Günlükler yayınlanmaya başladı ve birkaç gün sonra aşağıdaki yazıya rastladım. İngiliz General Jean Hamilton’un Rüyası; -2 Eylül 1915, Dün gece korkunç bir rüya gördüm. Aslında bu bir rüya değil kâbustu. İmroz’da istirahata çekilmiştim. Birden kendimi Helles (Seddülbahir) kıyılarında buldum. Boğazımdan demir bir kıskaç gibi sıkan sert bir el, beni suyun dibine doğru batırıyordu! Sular başımı aşıyordu, boğulmak üzereydim. Kendime geldiğim zaman ter içindeydim ve titriyordum. Çadırımda yabancı birisinin varlığını hissediyordum. O meşum (uğursuz) şey uzun süre sanki yanımdan ayrılmadı! Şimdiye kadar böyle korkunç bir şey yaşamamıştım. Gelibolu’nun meşum (uğursuz) bir yer olduğu fikri kafamda yer etmeye başladı. Yaşadığım hadisenin etkisinden saatlerce kurtulamadım. Sanki biz bu topraklara daha gelmeden akıbetimiz kararlaştırılmıştı.” (Gelibolu Günlüğü. Jean Hamilton Hürriyet yayınları 1972)..... tarihçi yazar salim dağ.
Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, şunu diyen bir yazı 'Çanakkale Geçilmez! Çünkű Türklerin Atacak Barutu Bile Yoktu. Biz Orda Gökten İnen Güçleri Gördük. İngiliz Komutan Hamilton'

H.Ş : Şefaatım ümmetimden herkese şâmildir. Yalnız sahâbemi aşağılayanlar ve alaya alanlar mahrumdur. (Münâvî)

Görüntünün olası içeriği: yazı