“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
23 Mart 2020 Pazartesi
Hz. Ali (r.a.) : Süfyan, Müslümanlar içinde çıkacak ve aldatmakla iş görecektir.
MİRAC-I NEBEVİ HÜZÜN YILINDA OLMUŞTU. BU SENE MİRAÇ KANDİLİDE HÜZÜN YILINA RASTLADI. ÇOK HÜZÜNLÜ GEÇTİ.
Hadis-i Şerif : “Her kim (EHL-İ SÜNNET) cemaatten bir karış ayrılırsa, boynundan İslam akdini çıkarmış olur.”
Hasan Bozkurt .... Hadis-i Şerif : “Her kim (EHL-İ SÜNNET ) cemaatten bir karış ayrılırsa, boynundan İslam akdini çıkarmış olur.” Başka bir Hadis-i Şerifte ise şöyle buyurmuştur: “Allah’ın (kudret) eli cemaat üzerindedir. Cemaatten ayrılan kişi, şeytanla olur, o kişi Allah ve Resulü’ne de karşı gelmiş olur.”....el-Malatî, et-Tenbîh, s. 65.
Koron vürüsüne karşı çözüm
Zuraf Encu - GERCEK TIBBIN İZİNDE, İNSAN VE ŞİFA
Koron vürüsüne karşı çözüm
Üzüm sirkesi ile ellerimizi ovalayın sirke de Canlı hücre var zararlı bakterileri yok ediyor elma sirkesini kaynatın Biraz tuz ekleyin gargara yapın sonra tekrar elma sirkesini suya katıştırın için bir miktar elma sirkesi bir miktar biberiye yağı katıştırın Burnunuza spreyle sıkın Allahın izni ile vürüs size zarar veremiyecek zuraf Encu tansiyonu olan tuz eklemesin Sirke ateşi hemen düşürüyor
Üzüm sirkesi ile ellerimizi ovalayın sirke de Canlı hücre var zararlı bakterileri yok ediyor elma sirkesini kaynatın Biraz tuz ekleyin gargara yapın sonra tekrar elma sirkesini suya katıştırın için bir miktar elma sirkesi bir miktar biberiye yağı katıştırın Burnunuza spreyle sıkın Allahın izni ile vürüs size zarar veremiyecek zuraf Encu tansiyonu olan tuz eklemesin Sirke ateşi hemen düşürüyor
SÜLEYMAN HİLMİ TÜNAHAN Hazretleri : Evlatlarım! Biz bugüne kadar imkân nisbetinde bütün gücümüzü sarf ederek din-i mübîn-i İslâm’a hizmetimizi yapmaya çalıştık. Bu vazifeyi ve bu mes’ûliyeti bundan sonra siz götüreceksiniz. Bizim vazifemiz bitti, artık bu vazifeleri siz devam ettireceksiniz. Buna mecbursunuz, bunu
yapmadığınız takdirde, şu on parmağımı mahşerde yakanızda bulacaksınız. En namüsait zamanlarda dahi talebe okutmaya devam edeceksiniz. Dağ başında olsanız, elinize bir kişi geçse ona Kur’ân’ı ve dini öğreteceksiniz. Siz Allah’ın memurusunuz, Kitâbullah’ın memurusunuz, Resûlüllâh’ın memurusunuz, feyz-i Muhammedî’nin tevzi‘ memurusunuz. Memuriyet vazifenizi hakkıyla îfa etmediğiniz takdirde, yarın sizlerden ben dâvâcı olurum. Burada bulunanlar, bulunmayanlara aynen bunları tebliğ etsinler. Bir daha görüşmemiz mümkün değildir. Görüşmemiz İnşâallah rûz-i cezada olur.”
Dışarıya çıktıktan sonra durarak tekrar talebeye dönüyorlar. Bu esnada yanında bulunan Konyalı Mustafa efendi, “Efendim, taksi hazır” dediği zaman, “Dünya gözüyle bir daha göreyim evlatlarımı... Ne yapalım, yer melâikelerinden ayrılıyorum” diyerek veda edip, irtihallerinin yakın olduğuna işaret buyurmuşlardır
Dışarıya çıktıktan sonra durarak tekrar talebeye dönüyorlar. Bu esnada yanında bulunan Konyalı Mustafa efendi, “Efendim, taksi hazır” dediği zaman, “Dünya gözüyle bir daha göreyim evlatlarımı... Ne yapalım, yer melâikelerinden ayrılıyorum” diyerek veda edip, irtihallerinin yakın olduğuna işaret buyurmuşlardır
Ayasofyanin kıblesini kim düzeltti,camiyi yıkmadan? Hızır as'ın Ayasofya'yı kıbleye çevirdiği direk ve parmak izi! Fatih sultan Mehmed İstanbul'u fethettikten sonra, ilk cuma namazını Ayasofya'da kılmak için kilisenin derhal camiye çevrilmesini emretmiş, ordudaki ustalar kısa sürede Ayasofya Kilisesi'ni, Büyük Fetih Camii'ne çevirmişler ve cuma namazına hazırlamışlar. Cemaat toplanmış Fatih Sultan Mehmed etrafındakiler:
- Aranızda ikindi namazının sünnetini hiç kaçırmayan var mı? diye sormuş.
- Eğer kaçırmayan varsa bütün cemaatin başına o geçecek ve imamlığı o yapacak, demiş.
Herkes büyüklere bakmaya başlamış.
Fatih Sultan Mehmed'in orada bulunan lalası da diğer alimlere ve en son da Akşamseddin'e bakmış. Ama herkes başını yere eğmiş.
Akşamseddin bile başını yere eğmiş ve:
- Bir keresinde evime misafir geldi.
Misafirleri kıramadığım ve çok meşgul olduğum için ikindi vakti keraate girdi.
Hayatımda sadece bir kez ikindi namazının sünnetini kılamadım, demiş.
Akşemseddin'in bu sözü üzerine
Fatih Sultan Mehmed:
- Ben hayatımda hiç ikindi namazının farzını ya da sünnetini kaçırmadım, demiş.
Bunun için de oradaki heyet tarafından İstanbul'un fethinden sonra Ayasofya'da kılınacak ilk cuma namazına imamlık yapmaya Fatih Sultan Mehmed layık görülmüş.
Yani hem padişah olduğu için hem de o kadar savaşın arasında ikindi namazının sünnetini kaçırmadığı için imamlığa geçmiş.
Fatih Sultan Mehmed imamlığa geçtikten sonra namaza başlamak için tekbir getirir ama hemen sonra durmuş ve sağına soluna selam vererek namazını bozar. Sonra tekrar tekbir getirmiş ve tekrar durur sağa sola selam vererek namazını bozar. Üçüncüsünde de tekbir getirdikten sonra ellerini bağlar ve ilk cuma namazını kıldırmaya başlar.
Cemaatten bazıları:
"Padişah büyük kibre girdi o kibrinden dolayı namazı başlatamadı" diye düşünmüşler.
Namaz kılındıktan sonra Fatih Sultan Mehmed'e namazı neden üç kere bozduğunu sormuşlar o da:
- İstedim ki namaz sırasında bana ve bütün cemaate Kabe görünsün,
yani biz Kabe'nin önünde namaz kılalım.
Bu niyetle birinci tekbiri getirdim fakat Kabe görünmedi. İkincisinde de tekbir getirdim Kabe görünmedi.
Fakat üçüncüsünde tekbir getirdim ve
Kabe gözümün önünde belirdi, demiş.
Bunun sebebini de Akşemseddin Hazretleri'ne sormuşlar o da bu hadiseyi şöyle anlatmış.
Demiş ki:
- Padişahımız üç defa tekbir getirdi.
Birinci tekbirde baktım ki, Ayasofya'nın yönü kıbleye bakmıyor. İçimden "İnşallah bir yanlış yapmayız" dedim.
İkinci kez tekbir getirdi, tekrar namazı bozdu, namazı bozduğu için sevindim.
Üçüncü tekbirde yine içimden:
"İnşallah namazını bozar" dedim.
Fakat o an bana manevi alemde
cemaatin en arka safı gösterildi. En arka safta, bir kişilik yerin eksik olduğunu gördüm. Bir an baktım ki Hızır Aleyhisselam, o bir kişilik yere doğru saf tutmak için gelirken
terler direğe parmağını soktu ve
Ayasofya'nın yönünü kıbleye doğru çevirdi. Ondan sonrada bir kişilik yerin eksik olduğu o safa geçti ve namaza durdu.
Böylece padişah üçüncü kez tekbir getirdikten sonra Kabe'yi tam karşısında gördü, bir daha selam vermedi ve böylece İstanbul'un fethetinden sonraki ilk cuma namazını kıldırdı.
- Eğer kaçırmayan varsa bütün cemaatin başına o geçecek ve imamlığı o yapacak, demiş.
Herkes büyüklere bakmaya başlamış.
Fatih Sultan Mehmed'in orada bulunan lalası da diğer alimlere ve en son da Akşamseddin'e bakmış. Ama herkes başını yere eğmiş.
Akşamseddin bile başını yere eğmiş ve:
- Bir keresinde evime misafir geldi.
Misafirleri kıramadığım ve çok meşgul olduğum için ikindi vakti keraate girdi.
Hayatımda sadece bir kez ikindi namazının sünnetini kılamadım, demiş.
Akşemseddin'in bu sözü üzerine
Fatih Sultan Mehmed:
- Ben hayatımda hiç ikindi namazının farzını ya da sünnetini kaçırmadım, demiş.
Bunun için de oradaki heyet tarafından İstanbul'un fethinden sonra Ayasofya'da kılınacak ilk cuma namazına imamlık yapmaya Fatih Sultan Mehmed layık görülmüş.
Yani hem padişah olduğu için hem de o kadar savaşın arasında ikindi namazının sünnetini kaçırmadığı için imamlığa geçmiş.
Fatih Sultan Mehmed imamlığa geçtikten sonra namaza başlamak için tekbir getirir ama hemen sonra durmuş ve sağına soluna selam vererek namazını bozar. Sonra tekrar tekbir getirmiş ve tekrar durur sağa sola selam vererek namazını bozar. Üçüncüsünde de tekbir getirdikten sonra ellerini bağlar ve ilk cuma namazını kıldırmaya başlar.
Cemaatten bazıları:
"Padişah büyük kibre girdi o kibrinden dolayı namazı başlatamadı" diye düşünmüşler.
Namaz kılındıktan sonra Fatih Sultan Mehmed'e namazı neden üç kere bozduğunu sormuşlar o da:
- İstedim ki namaz sırasında bana ve bütün cemaate Kabe görünsün,
yani biz Kabe'nin önünde namaz kılalım.
Bu niyetle birinci tekbiri getirdim fakat Kabe görünmedi. İkincisinde de tekbir getirdim Kabe görünmedi.
Fakat üçüncüsünde tekbir getirdim ve
Kabe gözümün önünde belirdi, demiş.
Bunun sebebini de Akşemseddin Hazretleri'ne sormuşlar o da bu hadiseyi şöyle anlatmış.
Demiş ki:
- Padişahımız üç defa tekbir getirdi.
Birinci tekbirde baktım ki, Ayasofya'nın yönü kıbleye bakmıyor. İçimden "İnşallah bir yanlış yapmayız" dedim.
İkinci kez tekbir getirdi, tekrar namazı bozdu, namazı bozduğu için sevindim.
Üçüncü tekbirde yine içimden:
"İnşallah namazını bozar" dedim.
Fakat o an bana manevi alemde
cemaatin en arka safı gösterildi. En arka safta, bir kişilik yerin eksik olduğunu gördüm. Bir an baktım ki Hızır Aleyhisselam, o bir kişilik yere doğru saf tutmak için gelirken
terler direğe parmağını soktu ve
Ayasofya'nın yönünü kıbleye doğru çevirdi. Ondan sonrada bir kişilik yerin eksik olduğu o safa geçti ve namaza durdu.
Böylece padişah üçüncü kez tekbir getirdikten sonra Kabe'yi tam karşısında gördü, bir daha selam vermedi ve böylece İstanbul'un fethetinden sonraki ilk cuma namazını kıldırdı.
Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah bir kulunu sevdiği zaman Cibril’i çağırıp:
Ilim Irfan Sofrası
Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Allah bir kulunu sevdiği zaman Cibril’i çağırıp:
-Ben falan kulumu seviyorum, sen de onu sev, buyurur. Cibril de onu sever. Sonra gök yüzüne şöyle seslenir:
-Allah falan kulunu seviyor, siz de onu sevin! Bunun üzerine gök ehlinin hepsi o kimseyi severler. Sonra da o kul, yeryüzündeki insanlar tarafından da sevilir. Yine Allah bir kulundan nefret ettiği zaman Cibrili çağırıp:
-Ben falan kulumdan nefret ediyorum, sen de ondan nefret et, buyurdur. Cibril de ondan nefret eder. Sonra gök yüzüne şöyle seslenir:
-Allah falan kulundan nefret ediyor, siz de ondan nefret edin! Bunun üzerine gök ehlinin hepsi o kimseden nefret ederler. Sonra da o kul, yeryüzündeki insanlar tarafından nefretle karşılanır.”
Müslim/Birr 157, Tirmizi 3161.
“Allah bir kulunu sevdiği zaman Cibril’i çağırıp:
-Ben falan kulumu seviyorum, sen de onu sev, buyurur. Cibril de onu sever. Sonra gök yüzüne şöyle seslenir:
-Allah falan kulunu seviyor, siz de onu sevin! Bunun üzerine gök ehlinin hepsi o kimseyi severler. Sonra da o kul, yeryüzündeki insanlar tarafından da sevilir. Yine Allah bir kulundan nefret ettiği zaman Cibrili çağırıp:
-Ben falan kulumdan nefret ediyorum, sen de ondan nefret et, buyurdur. Cibril de ondan nefret eder. Sonra gök yüzüne şöyle seslenir:
-Allah falan kulundan nefret ediyor, siz de ondan nefret edin! Bunun üzerine gök ehlinin hepsi o kimseden nefret ederler. Sonra da o kul, yeryüzündeki insanlar tarafından nefretle karşılanır.”
Müslim/Birr 157, Tirmizi 3161.
RABBİMİZ BİZE SEVDİĞİ KULLARINDAN OLMAYI NASİP KILSIN.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)