“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
27 Mart 2020 Cuma
Çiriş otu Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yetişen çiriş otu; sarızambak, dağ pırasası, yabani pırasa, gülik, güllük, kirkiş otu, kirgiç ve çiviş olarak da bilinen zambakgiller ailesinden sarı çiçekli ve çok yapraklı bir bitkidir. Peki, çiriş otunun faydaları nelerdir? Merak edilen tüm detaylar haberimizde...
Öne çıkan haberler
Türk botu Yunan botunu böyle kovaladı! Görüntüleri Yunan medyası yayınladı
Merkez Bankası tüketici kredilerini sınırlamak için formülü buldu
Bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudu hastalıklardan koruyan, cilt sorunlarının iyileşme sürecine katkı sağlayan ve saç dökülmesini azaltan çiriş otunun sağlık açısından pek çok faydası bulunmaktadır. Şimdi, çiriş otunun faydaları nelerdir? Gelin hep birlikte öğrenelim…
Türk botu Yunan botunu böyle kovaladı! Görüntüleri Yunan medyası yayınladı
Merkez Bankası tüketici kredilerini sınırlamak için formülü buldu
Bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudu hastalıklardan koruyan, cilt sorunlarının iyileşme sürecine katkı sağlayan ve saç dökülmesini azaltan çiriş otunun sağlık açısından pek çok faydası bulunmaktadır. Şimdi, çiriş otunun faydaları nelerdir? Gelin hep birlikte öğrenelim…
ÇİRİŞ OTUNUN FAYDALARI
Çiriş otunun sağlık açısından faydalarından bazıları şunlardır:
– C vitamini açısından zengin olan çiriş otu, bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudu hastalıklardan korur.
– Adet düzensizliklerinin azalmasına, regl döneminin düzenli bir şekilde devam etmesine yardımcı olur.
– Vajinal akıntının azalmasına ve sorunun tamamen ortadan kalkmasına yardımcı olur.
– İdrar yolu enfeksiyonlarında tedavi sürecinin hızlanmasına yardım eder.
– Çiriş otunun suyu sivilce ve egzama gibi cilt sorunlarının iyileşme sürecine katkı sağlar.
– İçindeki vitaminler sayesinde, saç dökülmelerini azaltır, saç köklerinin daha güçlü olmasını sağlar.
– Saçkıran gibi daha ciddi saç sorunlarının da iyileşmesinde önemli rol oynar.
– Hemoroid (Basur) rahatsızlığının tedavisinde olumlu etkileri vardır.
– Emziren kadınlarda süt miktarının artmasına yardımcı olur.
– Akrep ve yılan sokmalarında tedavi amaçlı kullanılır.
– Beyaz kan hücrelerinin artmasında rol oynar.
– Adet düzensizliklerinin azalmasına, regl döneminin düzenli bir şekilde devam etmesine yardımcı olur.
– Vajinal akıntının azalmasına ve sorunun tamamen ortadan kalkmasına yardımcı olur.
– İdrar yolu enfeksiyonlarında tedavi sürecinin hızlanmasına yardım eder.
– Çiriş otunun suyu sivilce ve egzama gibi cilt sorunlarının iyileşme sürecine katkı sağlar.
– İçindeki vitaminler sayesinde, saç dökülmelerini azaltır, saç köklerinin daha güçlü olmasını sağlar.
– Saçkıran gibi daha ciddi saç sorunlarının da iyileşmesinde önemli rol oynar.
– Hemoroid (Basur) rahatsızlığının tedavisinde olumlu etkileri vardır.
– Emziren kadınlarda süt miktarının artmasına yardımcı olur.
– Akrep ve yılan sokmalarında tedavi amaçlı kullanılır.
– Beyaz kan hücrelerinin artmasında rol oynar.
HAYIT TOHUMUNUN FAYDALARI Kadınlarda hormonal dengesizlik ve bozukluklara faydalıdır. Özellikle hamile kalmak isteyen kadınların binlerce yıldır başvurduğu geleneksel bir yöntemdir. Aktarlarda ve marketlerde gayet uygun fiyata bulabileceğiniz hayıt tohumunun sayısız faydaları vardır -Adet döneminde oluşan şiddetli karın ağrısı, kontrolsüz sinir, kabızlık, migren, öfke nöbetlerinin kontrolünü sağlar.
-Adet dönemlerini dengeye soktuğu için yumurtlama dönemlerini normalleştirerek doğurganlığı arttırır.
-Hormon dengesizliklerine bağlı olan ruhsal daralmaların sonucu sivilce oluşumuna engel olur.
-Menopoza giren kadınlarda sıcak basması, baş dönmesi, gece terlemeleri, kalp çarpıntısı, uyuyamama, gerginlik, baş ağrısı ve baş dönmesi gibi belirtileri azaltır.
-Rahmin duvarlarını güçlendirerek doğurganlığı arttırır.
-Ter bezlerinin sağlıklı çalışmasına yardımcı olarak vücudun dengesiz bir şekilde sıvı kaybetmemesini sağlar.
-Ruhsal bunalıma iyi gelir.
-Çay olarak içildiğinde anne sütünü arttırır. (Yine de doktora danışılması gerekir)
-Böcek, sinek ısırıklarına karşı panzehir.
-Gaz giderici ve idrar sökücüdür.
-Kist oluşumunu önler.
-Cildin daha genç canlı görünmesine yardımcı olur.
-Metabolizmayı güçlendirir.
-Erkeklerde oluşan prostat hastalıklarına engel olur.
-İçerdiği antioksidan özelliği sayesinde vücudu hastalıklardan korur ve direnci arttırır.
-Bağışıklık sistemini güçlendirerek mikrop ve zararlı bakterilerin vücuttan doğal yollarla atılmasını sağlar.
-Kansere karşı koruyucu etkisi vardır, kadınlarda rahim kanserine engel olur.
-Dalak şişmesine engel olur
-Böbreklerin düzenli çalışmasına yardımcı olur.
-Kalp ritminin düzene sokar.
-Hormon dengesizliklerine bağlı olan ruhsal daralmaların sonucu sivilce oluşumuna engel olur.
-Menopoza giren kadınlarda sıcak basması, baş dönmesi, gece terlemeleri, kalp çarpıntısı, uyuyamama, gerginlik, baş ağrısı ve baş dönmesi gibi belirtileri azaltır.
-Rahmin duvarlarını güçlendirerek doğurganlığı arttırır.
-Ter bezlerinin sağlıklı çalışmasına yardımcı olarak vücudun dengesiz bir şekilde sıvı kaybetmemesini sağlar.
-Ruhsal bunalıma iyi gelir.
-Çay olarak içildiğinde anne sütünü arttırır. (Yine de doktora danışılması gerekir)
-Böcek, sinek ısırıklarına karşı panzehir.
-Gaz giderici ve idrar sökücüdür.
-Kist oluşumunu önler.
-Cildin daha genç canlı görünmesine yardımcı olur.
-Metabolizmayı güçlendirir.
-Erkeklerde oluşan prostat hastalıklarına engel olur.
-İçerdiği antioksidan özelliği sayesinde vücudu hastalıklardan korur ve direnci arttırır.
-Bağışıklık sistemini güçlendirerek mikrop ve zararlı bakterilerin vücuttan doğal yollarla atılmasını sağlar.
-Kansere karşı koruyucu etkisi vardır, kadınlarda rahim kanserine engel olur.
-Dalak şişmesine engel olur
-Böbreklerin düzenli çalışmasına yardımcı olur.
-Kalp ritminin düzene sokar.
HAYIT TOHUMUNUN ZARARLARI
Sayısız yararı olan bu bitkinin bazı durumlarda zararları da olabilir. Özellikle hamilelerin ve kemoterapi gören hastaların kullanmaması gerekir.
Sayısız yararı olan bu bitkinin bazı durumlarda zararları da olabilir. Özellikle hamilelerin ve kemoterapi gören hastaların kullanmaması gerekir.
Hayıt tohumunu tüketmeye başladıktan sonra
-Baş ağrısı
-Mide bulantısı
-Baş dönmesi
-Adet döngüsünde aksaklık
-Ciltte kızarıklık gibi rahatsızlıklar oluşmaya başlarsa kullanımı bırakılmalıdır.
-Mide bulantısı
-Baş dönmesi
-Adet döngüsünde aksaklık
-Ciltte kızarıklık gibi rahatsızlıklar oluşmaya başlarsa kullanımı bırakılmalıdır.
KULLANIM ŞEKİLLERİ
-Hayıt Çayı: Bir bardak kaynatılan suya bir çay kaşığı kadar hayıtı tohumu eklenir, 5 dakika demlenmesi bekledikten sonra süzülerek içilebilir. İsteğe bağlı bal eklenebilir. Günde 2 bardak içilmesi tavsiye edilir.
-Hayıt Çayı: Bir bardak kaynatılan suya bir çay kaşığı kadar hayıtı tohumu eklenir, 5 dakika demlenmesi bekledikten sonra süzülerek içilebilir. İsteğe bağlı bal eklenebilir. Günde 2 bardak içilmesi tavsiye edilir.
-Karışık Bitki Çayı: Bir tatlı kaşığı hayıt tohumu, bir tutam adaçayı, bir tutam ısırgan otu, bir tutam melisa yaprağı, bir tutam kilit otu, bir tatlı kaşığı aslankulağı bir litre kaynamış suyun içine eklenir ve 6-7 dakika demlendikten sonra tüketilebilir. bu karışım özellikle kadın hastalıklarına iyi gelir.
-Tane tane şeklinde olan hayıt tohumu toz hale getirilerek balla karıştırılır, tüketimi kolay olması için birkaç damla limon suyu eklenerek yenilebilir.
Hayıt Tohumu her ne kadar kanser hastalarından hormonal sorunlara kadar etki alanları olsa bile kişide bilinmeyen bir rahatsızlıktan kaynaklı yan etkileri olabilir, o yüzden gerekli testlerin yapılmasının, sonuca bağlı olarak doktorun tavsiyesi üzerine kullanılmaya başlanmalıdır.
Ak Söğüt
KLİNİK ARAŞTIRMALARA göre SÖĞÜT BEL VE SIRT AĞRILARI, EKLEM ROMATİZMASI, KAS ROMATİZMASI gibi rahatsızlıkların tedavisinde destekleyici olarak kullanılabilir.☘️
Söğüt, Weide, Salix alba L.
Gümüşsü Söğüt
Ak Söğüt
Gümüşsü Söğüt
Ak Söğüt
▪️Familyası: Söğütgillerden, Weidengewöchse, Salicaceae
▪️Drugları: Söğüt kabuğu; Salicis cortex Söğüt kabuğu Çayı, Tentür ve Natürel İlaç yapımında kulanılır, fakat ta-rife uygun oranda alınmalıdır.
▪️Drugları: Söğüt kabuğu; Salicis cortex Söğüt kabuğu Çayı, Tentür ve Natürel İlaç yapımında kulanılır, fakat ta-rife uygun oranda alınmalıdır.
▪️Giriş: Takriben yeryüzünde 300’ün üzerinde söğüt türü mevcuttur ve Türkiye’de yaklaşık olarak 25 türü mevcuttur. Söğütün en çok kullanılan türleri Aksöğüt; S.alba, Erguvani söğüt; S. Purpurea, Gevrek söğüt; S. Fragilis, Defne Söğüdü; S. Daphnoides, Kara söğüt; S. Nigra, Sebetçi söğüdü; S. Viminalis ve Boz söğüt S. Cinerea’yı sayabiliriz. Söğüdün bu türlerinin hepsinden de istifade edilirse de daha çok Ak Söğüt, Erguvani Söğüt ve Defne Söğüdü tercih edilmektedir. Avrupa Bitkisel tedavi komis-yonları 1997’de yayınladığı Monografi bildirisinde en uygununun Defne Söğüdü olduğu belirtilmiş ve şimdi bu bitkinin yetiştirilmesine başlanmıştır. Tarihte ilk defa M.Ö 700’lü yıllarda Asurların, M.Ö 300’lü yıllarda Mısırlıların sonrada Filistinliler, Yunanlılar ve Romalıların başta Üşütme, Ağrı ve Ateşli Hastalığa karşı kullandıkları bilinmektedir. Bilindiği gibi bütün medeniyetlerin merkezi Sümerlerdir. Sümerler’de (Türkler) bütün medeniyeti Orta Asyadaki Dünya’nın ilk medeniyet merkezi olan ANUA’dan alıp getirmişlerdir. Fransız asıllı Eczacı Söğüt kabuğu ekstresinden Salicini 1829 da keşfetmiş ve 1835 de Alman eczacı Löwig sentetik olarak Salisilikasidi üretmiştir. İlk Aspirinin üretilmesi ise 1899 yılında Almanlar tarafından yapılmıştır.
▪️Botanik:
a) Aksöğüt boyu 20–30 metreyi bulabilen büyük bir ağaç olup soğuğa karşı dayanıklıdır. Bu nedenle de ılıman bölgelerde pek yaygın olarak yetişir veya yetiştirilir. a Gövdesi siyahımsı, dalları yine siyahımsı renktedir. Yaprakları gümüşi renkte 1,5 – 1,5 eninde 3–6 m uzunluğunda Mızrak şeklinde, kenarları hafif kertikli veya bütün, ortada bir ana damar ve ondan yanlara ayrılan yan damarlardan oluşur. Ve de çok hafif tüylüdür. Söğüt ağacı iki evli olup erkek ve dişi çiçekler aynı ağaçta bulunur ve erkek çiçeklerin bulunduğu Kedicik sarı renkli döllenme tozlukları ile kaplı, Dişi çiçeğin bulunduğu kedicik ise yeşil renklidir.
b) Erguvani Söğüt: Yaprakları yeşil renklidir ve dallarının kabuğu kırmızımsı olduğundan Kırmızı veya Erguvani Söğüt diye anılır.
c) Gevrek Söğüt: Yapraklar taze iken parlak yeşil olgunlaşınca koyu yeşil renktedir ve dalları rüzgârda veya hafif zorlamada tez kırıldığın-dan Gevrek Söğüt diye anılır.
d) Defne Söğüdü: Yaprakları defneyaprağına benzediğinden bu isimle anılır ve son yapılan araştırmalarda birleşiminde en yüksek oranda Salcilatlar içerir.
e) Kara Söğüt: 3–6 m boyunda çalı veya küçük ağaç şeklinde kabuğu siyah, dalları yerden yukarı yükselir ve yaprakları mızrak şeklinde üzeri lekeli (benekli) kenarları kertikli ve kedicikleri sarımsı yeşil renktedir. Kara söğüt değerlerinden farklı olarak genellikle Homo-opatide Tentür yapmak için kullanılır.
a) Aksöğüt boyu 20–30 metreyi bulabilen büyük bir ağaç olup soğuğa karşı dayanıklıdır. Bu nedenle de ılıman bölgelerde pek yaygın olarak yetişir veya yetiştirilir. a Gövdesi siyahımsı, dalları yine siyahımsı renktedir. Yaprakları gümüşi renkte 1,5 – 1,5 eninde 3–6 m uzunluğunda Mızrak şeklinde, kenarları hafif kertikli veya bütün, ortada bir ana damar ve ondan yanlara ayrılan yan damarlardan oluşur. Ve de çok hafif tüylüdür. Söğüt ağacı iki evli olup erkek ve dişi çiçekler aynı ağaçta bulunur ve erkek çiçeklerin bulunduğu Kedicik sarı renkli döllenme tozlukları ile kaplı, Dişi çiçeğin bulunduğu kedicik ise yeşil renklidir.
b) Erguvani Söğüt: Yaprakları yeşil renklidir ve dallarının kabuğu kırmızımsı olduğundan Kırmızı veya Erguvani Söğüt diye anılır.
c) Gevrek Söğüt: Yapraklar taze iken parlak yeşil olgunlaşınca koyu yeşil renktedir ve dalları rüzgârda veya hafif zorlamada tez kırıldığın-dan Gevrek Söğüt diye anılır.
d) Defne Söğüdü: Yaprakları defneyaprağına benzediğinden bu isimle anılır ve son yapılan araştırmalarda birleşiminde en yüksek oranda Salcilatlar içerir.
e) Kara Söğüt: 3–6 m boyunda çalı veya küçük ağaç şeklinde kabuğu siyah, dalları yerden yukarı yükselir ve yaprakları mızrak şeklinde üzeri lekeli (benekli) kenarları kertikli ve kedicikleri sarımsı yeşil renktedir. Kara söğüt değerlerinden farklı olarak genellikle Homo-opatide Tentür yapmak için kullanılır.
▪️Yetiştirilmesi: Türkiye’nin hemen her bölgesinde rahatlıkla yetişir ve hiçbir özel bakım gerektirmez. Şayet ırmak, su, yol ve gölet kenarlarına ekilirse daha gür yetişir.
▪️Hasat Zamanı: Söğüt kabukları sonbaharda yaprakları dökülünce veya ilkbaharda 2–3 yıllık dalların kabukları soyularak kurutulur, fakat ihtiyaç halinde Nisan’dan Kasım’a kadar kabukları soyularak kurutulabilir.
▪️Birleşimi: Birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz.
a) Salicylatlar % 5-11 arasında olup en önemlileri; Salicin, Fragilin ( 6’-O– Asetilsalicin), Papulin (6’-O– Benzoylsalicin), Salicortin 2’-O– Asetilsalicortin, 3’-O– Asetilsalicortin, 4’-O– Asetilsalicortin, Tremulacin (2’-0 – Benzoylsalicortin), Triandrin, Vimalin, Piceol Tremuloidin normal olarak Söğütün kabuğunda bulunmaz ve Tremulacinin parçalanması ile ortaya çıkar. Söğüt kabuğu ekstresndeki Salicin, Salicortin, Tremuloidin ve diğerleri Bağırsak florası tarafından parçalanarak Saligenin ve glukozlara ayrılır. Saligenin ise Karaciğer ve dokular tarafından Salisikaside dönüşür.
b) Carbonikasitler: Vanillinasit, Syringaasit, Kaffeeasit, Ferulaasit.
c) Flavonitler: İzoquercitrin, Quercetinglikozit, Luteolinglikozit, Naringenin -5- glikozit, Naringenin-7- glikozit, Eriodictyelglikozit, Purpurein, Kateşin, Salireposid
d) Flovanollar : Ampelopsin ve İzosalipurposid
e) Ayrıca % 3–15 Tanin, Vitaminler ve Mineraller içerir.
a) Salicylatlar % 5-11 arasında olup en önemlileri; Salicin, Fragilin ( 6’-O– Asetilsalicin), Papulin (6’-O– Benzoylsalicin), Salicortin 2’-O– Asetilsalicortin, 3’-O– Asetilsalicortin, 4’-O– Asetilsalicortin, Tremulacin (2’-0 – Benzoylsalicortin), Triandrin, Vimalin, Piceol Tremuloidin normal olarak Söğütün kabuğunda bulunmaz ve Tremulacinin parçalanması ile ortaya çıkar. Söğüt kabuğu ekstresndeki Salicin, Salicortin, Tremuloidin ve diğerleri Bağırsak florası tarafından parçalanarak Saligenin ve glukozlara ayrılır. Saligenin ise Karaciğer ve dokular tarafından Salisikaside dönüşür.
b) Carbonikasitler: Vanillinasit, Syringaasit, Kaffeeasit, Ferulaasit.
c) Flavonitler: İzoquercitrin, Quercetinglikozit, Luteolinglikozit, Naringenin -5- glikozit, Naringenin-7- glikozit, Eriodictyelglikozit, Purpurein, Kateşin, Salireposid
d) Flovanollar : Ampelopsin ve İzosalipurposid
e) Ayrıca % 3–15 Tanin, Vitaminler ve Mineraller içerir.
▪️Araştırmalar: Son yıllarda yapılan bir düzine araştırma sonucunda Söğüt kabuğu ekstresinin kronik Sırt ve bel ağrısı, Romatizma (özellikle eklem iltihaplanması) Artiritis’e) ve Ateşli hastalıklara karşı etkili olduğu tespit edilmiştir.
1) Hayfa Tıp Merkezinde Prof. Dr. E. Eisenberg ve ekibi (Medical Center) krınik sırt ve bel ağrısı olan hastalar üzerinde Söğüt kabuğu ekstresinden elde edilen Hapla 4 hafta süren bir tedavi denemesi yapılmış ve hastaların iyileştiği görülmüştür. (HV.11.99.40)
2) Frankfurt Üniversitesi Ortopedi Kliniği tarafından 451 Kronik sırt ve Bel ağrısı olan Hastalar üzerinde Tedavi denemesi yapılmış olup bunlardan 112’si Söğüt kabuğu ekstresi (Hapı) ile ve diğerleri ise kimyasal ilaçlarla tedavi edilmiştir. Bunlardan bitkisel hapla (Söğüt kabuğu ekstresi (Hapı) , As…….) tedavi olanların kimyasal ilaçla tedavi olanlara göre daha etkili olduğu görülmüştür. (ZP.6.99.330)
3) Kronik Artritis’den (Eklem iltihaplanması ve ağrısı) rahatsız olan 78 hasta üzerinde 14 gün süren tedavi denemesi yapılmış ve hastaların ağrılarının azaldığı görülmüştür. (Nhk 5.00.24)
1) Hayfa Tıp Merkezinde Prof. Dr. E. Eisenberg ve ekibi (Medical Center) krınik sırt ve bel ağrısı olan hastalar üzerinde Söğüt kabuğu ekstresinden elde edilen Hapla 4 hafta süren bir tedavi denemesi yapılmış ve hastaların iyileştiği görülmüştür. (HV.11.99.40)
2) Frankfurt Üniversitesi Ortopedi Kliniği tarafından 451 Kronik sırt ve Bel ağrısı olan Hastalar üzerinde Tedavi denemesi yapılmış olup bunlardan 112’si Söğüt kabuğu ekstresi (Hapı) ile ve diğerleri ise kimyasal ilaçlarla tedavi edilmiştir. Bunlardan bitkisel hapla (Söğüt kabuğu ekstresi (Hapı) , As…….) tedavi olanların kimyasal ilaçla tedavi olanlara göre daha etkili olduğu görülmüştür. (ZP.6.99.330)
3) Kronik Artritis’den (Eklem iltihaplanması ve ağrısı) rahatsız olan 78 hasta üzerinde 14 gün süren tedavi denemesi yapılmış ve hastaların ağrılarının azaldığı görülmüştür. (Nhk 5.00.24)
▪️Tesir Şekli: Antibakteriyel, iltihapları önleyici, ateş düşürücü, ağrı din-dirici, idrar söktürücü, terletici ve damarları büzücü özelliklere sahiptir.
▪️Kullanılması:
a) Araştırmalara göre başta bel ve sırt ağrıları, Eklem romatizması (Art-ritis) Kas romatizması ve ateşli hastalıklara karşı etkili olduğu tespit edilmiştir.
b) Komisyon E’ye başta Ateşli Hastalıklar, Romatizmalı rahatsızlıklar ve baş ağrısına karşı etkili olduğu 228 nolu ve 05.12. 1984 tarihli Mo-nografi bildirisinde beyan edilmiştir.
c) Halk arasında başta Ateşli Enfeksiyon, Gut, Romatizma, mikropların neden olduğu Mide ve Bağırsak Hastalıkları, idrar yolları iltihapları, üşütme, Nezle, Ülser, Bademcik iltihaplanması ve Diş eti iltihaplanma-sına karşı kullanılır.
d) Homöopatide ise kadın ve erkeklerdeki aşırı cinsel arzulara (Kadınlar-da nemfomani, erkeklerde Şalyriasis olarak bilinir) , Uyuyamama ve yüksek ateşe karşı kullanılmıştır.
a) Araştırmalara göre başta bel ve sırt ağrıları, Eklem romatizması (Art-ritis) Kas romatizması ve ateşli hastalıklara karşı etkili olduğu tespit edilmiştir.
b) Komisyon E’ye başta Ateşli Hastalıklar, Romatizmalı rahatsızlıklar ve baş ağrısına karşı etkili olduğu 228 nolu ve 05.12. 1984 tarihli Mo-nografi bildirisinde beyan edilmiştir.
c) Halk arasında başta Ateşli Enfeksiyon, Gut, Romatizma, mikropların neden olduğu Mide ve Bağırsak Hastalıkları, idrar yolları iltihapları, üşütme, Nezle, Ülser, Bademcik iltihaplanması ve Diş eti iltihaplanma-sına karşı kullanılır.
d) Homöopatide ise kadın ve erkeklerdeki aşırı cinsel arzulara (Kadınlar-da nemfomani, erkeklerde Şalyriasis olarak bilinir) , Uyuyamama ve yüksek ateşe karşı kullanılmıştır.
▪️Açıklama: Normal Aspirin alındığında Mideyi tahriş eder ve uzun süre kullanıldığında sayısız rahatsızlıklara neden olur. Oysa Söğüt kabuğu ekstresinde Salisilikasit olmadığından mideye veya diğer organlara zarar vermez. Söğüt kabuğunun birleşimindeki Salicin, Salicortin,, Tremulacin ve diğer Salicylatlar Bağırsak florası (faydalı bağırsak bakterileri) tara-fından Saligenin ve Glukozlara parçalanır ve Saligenin Bağırsaklar tara-fından Absorbe (emilir) edilir. Saligenin genellikle Karaciğerde Cytokrom P 450 enzimi tarafından oksitlenerek Salisilikasite dönüşür, bir kısmı ise kanda veya dokularda Salisikasite dönüşür. (Aspirinde ise hemen hemen büyük kısmı mide tarafından absorbe olan Salisilikasit büyük zararlar verir).Saligenin Salisilikaside dönüşmesi 10–24 saat gibi uzun bir süre alır ve etkisi de uzun sürer. Bel ve Sırt ağrıları, Eklem Romatizması (Artritis) ve ateşli hastalıklara sebep olan iltihaplardır, iltihaplar ise yanlış beslenme (hayvansal besinler) veya üşütme nedeni ileri gelir. İltihaplara neden olan Prostaglandin ve Leukotrin hormaonları Arachidon asidinden meydana gelir. Söğüt kabuğu birleşimindeki Saligenin Salisilikasite dönüşünce Arachido-nasitten Prostaglandin ve Lenkotrine dönüşmesini sağlayan Cyclooxgenaz ve Lipoxygena anzimlerini frenler (salgıyı azaltır). Böylece Prostaglandin ve Lenkotrin oranı azalır ve iltihaplarda azalır ve Sırt, bel, Eklem ağrıları iyileşir ve de ateşli hastalıklar düşer.
▪️Çay: Bir kahve kaşığı (2–4 g) ince kıyılmış Söğüt kabuğu veya tozu demliğe konur ve üzerine 200 – 300 ml soğuksu ilave edilerek kaynatılır ve 5–10 dakika demlemeye bıraktıktan sonra süzülerek içilir.
Çay Harmanları:
▪️Gökçek Romatizma Çayı
20g Hindiba ot ve kökü
20g Söğüt kabuğu
30g Harpago kökü
10g Huş yaprağı
20g Isırgan otu
20g Hindiba ot ve kökü
20g Söğüt kabuğu
30g Harpago kökü
10g Huş yaprağı
20g Isırgan otu
▪️Gökçek Romatizma Çayı
25g Harpago kökü
25g Isırgan yaprağı
25g Söğüt kabuğu
25g Huş yaprağı
25g Harpago kökü
25g Isırgan yaprağı
25g Söğüt kabuğu
25g Huş yaprağı
▪️Gökçek Nevralji Çayı (Ağrı ve iltihaplara karşı sinirleri kuvvetlendirici)
30g Söğüt kabuğu
30g Kılıç otu
10g Papatya Çiçeği
10g Oğul otu
10g Ayrık kökü
10g Arnika Çiçeği
30g Söğüt kabuğu
30g Kılıç otu
10g Papatya Çiçeği
10g Oğul otu
10g Ayrık kökü
10g Arnika Çiçeği
▪️Gökçek Romatizma Çayı (Eklem ve Kas Romatizmasına Karşı)
10g Civanperçemi ot
10g Atkuyruğu otu
20g Söğüt kabuğu
20g Huş yaprağı
20g Hindiba ot ve kökü
20g Harpago kökü
10g Civanperçemi ot
10g Atkuyruğu otu
20g Söğüt kabuğu
20g Huş yaprağı
20g Hindiba ot ve kökü
20g Harpago kökü
▪️Gökçek Gökçek terletici çay (ateşli hastalıklarda terlemek isteniyorsa);
20 gr Söğüt kabuğu
20 gr Mürver çiçeği
20 gr Ihlamur çiçeği
20 gr Huş yaprağı
10 gr Ergeç sakalı çiçeği
10 gr Papatya çiçeği
20 gr Söğüt kabuğu
20 gr Mürver çiçeği
20 gr Ihlamur çiçeği
20 gr Huş yaprağı
10 gr Ergeç sakalı çiçeği
10 gr Papatya çiçeği
▪️Gökçek Romatizma Çayı
20g Keçi sakalı Çiçeği
30g Harpago kökü
20g Altın başak otu
10g Atkuyruğu otu
20g Söğüt kabuğu
20g Keçi sakalı Çiçeği
30g Harpago kökü
20g Altın başak otu
10g Atkuyruğu otu
20g Söğüt kabuğu
▪️Gökçek Romatizma Çayı
20g Huş yaprağı
20g Söğüt kabuğu
20g Ayrıkkökü
20g Ergeç Sakalı
20g Menekşe Otu
20g Huş yaprağı
20g Söğüt kabuğu
20g Ayrıkkökü
20g Ergeç Sakalı
20g Menekşe Otu
▪️Gökçek Grip Çayı
20g Ihlamur Çiçeği
20g Söğüt kabuğu
20g Keçi sakalı Çiçeği
20g Papatya Çiçeği
20g Gripotu
20g Ihlamur Çiçeği
20g Söğüt kabuğu
20g Keçi sakalı Çiçeği
20g Papatya Çiçeği
20g Gripotu
▪️Gökçek Baş ağrısına Karşı Çay (Ağrı kesici, kramp çözücü)
30g Söğüt kabuğu
30g Oğul otu
10g Biberiye Yaprağı
10g Lavanta Çiçeği
20g Nane yaprağı
30g Söğüt kabuğu
30g Oğul otu
10g Biberiye Yaprağı
10g Lavanta Çiçeği
20g Nane yaprağı
▪️Gökçek Terleme çayı (Ateşli Hastalıklarda terlemek için)
20g Ihlamur Çiçeği
20g Söğüt Kabuğu
20g Keçi sakalı Çiçeği
20g Papatya Çiçeği
20g Turunç kabuğu
20g Ihlamur Çiçeği
20g Söğüt Kabuğu
20g Keçi sakalı Çiçeği
20g Papatya Çiçeği
20g Turunç kabuğu
▪️Gökçek Romatizma Çayı
30g Söğüt kabuğu
20g Huş yaprağı
20g Amberbaris kabuğu
20g Kuşburnu
20g Isırgan otu
10g Sofur Çiçek sapı
30g Söğüt kabuğu
20g Huş yaprağı
20g Amberbaris kabuğu
20g Kuşburnu
20g Isırgan otu
10g Sofur Çiçek sapı
▪️Gökçek Terleme Çayı (Üşütme rahatsızlıkları)
30g Söğüt kabuğu
30g Mürver Çiçeği
20g Kekik otu
10g Kuşburnu
10g Ebe gömeci Çiçeği
30g Söğüt kabuğu
30g Mürver Çiçeği
20g Kekik otu
10g Kuşburnu
10g Ebe gömeci Çiçeği
▪️Gökçek Deri metabolizma Çayı (Kuru ve alerjik Egzama)
20g Söğüt kabuğu
20g Mahoniya kökkabuğu
20g Sefa Çiçeği
20g Ayrık kökü
20g Andız kökü
20g Söğüt kabuğu
20g Mahoniya kökkabuğu
20g Sefa Çiçeği
20g Ayrık kökü
20g Andız kökü
▪️Gökçek Romatizma Çayı
20g Ayrıkkökü
20g Mürver Çiçeği
20g Söğüt kabuğu
20g Isırganotu
10g Ardıç kozalağı
10g Sofur çiçek sapı
20g Ayrıkkökü
20g Mürver Çiçeği
20g Söğüt kabuğu
20g Isırganotu
10g Ardıç kozalağı
10g Sofur çiçek sapı
▪️Gökçek Terleme Çayı (Ateşli Hastalıklarda terlemek için)
30g Kekik otu
30g Söğüt kabuğu
20g Mürver Çiçeği
20 g Ihlamur Çiçeği
30g Kekik otu
30g Söğüt kabuğu
20g Mürver Çiçeği
20 g Ihlamur Çiçeği
▪️Gökçek Grip Çayı (Ateşli Üşütme hastalıklarında)
20g Söğüt kabuğu
20g Mürver Çiçeği
20g Ihlamur Çiçeği
20g Keçi sakalı Çiçeği
20g Gripotu
20g Söğüt kabuğu
20g Mürver Çiçeği
20g Ihlamur Çiçeği
20g Keçi sakalı Çiçeği
20g Gripotu
▪️Gökçek Ateşli Hastalıklar Çayı
30g Söğüt kabuğu
20g Civanperçemi otu
20g Gripotu
20g Kantaron otu
10g Çentiyan kökü
30g Söğüt kabuğu
20g Civanperçemi otu
20g Gripotu
20g Kantaron otu
10g Çentiyan kökü
▪️Gökçek Romatizma ve Gut Çayı
20g Isırgan yaprağı
20g Söğüt kabuğu
30g Harpago kökü
10g Huş yaprağı
20g Altın başak otu
20g Isırgan yaprağı
20g Söğüt kabuğu
30g Harpago kökü
10g Huş yaprağı
20g Altın başak otu
▪️Banyosu: El ve Ayak banyosu Dr. B. Yürgens’e göre; Şayet el ve ayaklar aşırı terliyorsa veya sadece eller ve yahut ta sadece ayaklar aşırı terliyorsa eşit oranda karıştırılan Meşe kabuğu, Söğüt kabuğu ve Ceviz yaprağından 2–3 Yemek kaşığı 1 l soğuksuya akşamdan konur ve sabah kaynatarak soğuması beklenir. Dem soğuduktan sonra el ve ayakların günde 4 defa içinde banyosu yapılır.
▪️Homeopatide: Homeopatide genellikle Kara Söğütün taze kabukları kullanılır. Kara Söğüdün vatanı Kuzey Amerika olmakla birlikte günümüzde dünyanın ılıman bölgelerinde yetişmekte veya yetiştirilmektedir. Kara Söğüdün kabuklarından 30 gram ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine % 70’lik 100 ml Alkol ilave edilir. Şayet Kara Söğüt bulmak mümkün değilse onun yerine Ak Söğüt kullanılabilir. Şişe iki günde bir çalkalanır ve 4–6 hafta sonra süzülerek Homeopatide “Salix nigra” ismi ile anılan Tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3–4 defa 10 – 20 damla 3–4 hafta üreyle alınır.
▪️Ekstresi: Söğüt ekstresi ise Ak Söğüt, Erguvani Söğüt veya Defne Söğü-dünün kabuklarından elde edilir.
Hastalığın Belirtisi (semptom):
1) Ağrı ve kaşlarda aşırı yorgunluk (felçmiş gibi) ve aşırı istirahat etme arzusu
2) Kadınlarda adetten önce veya adet sırasında sinirsel telaşlanma, yumurtalıklarda ağrı ve aşırı cinsel arzu (Kadın ve Erkekte)
3) Erkeklerde Husye ağrısı özellikle hareket edince
4) Bel ağrısı nedeni ile adeta hızlı yürüyememe
5) Uyuyamama, Ateş ve gece terlemesi
1) Ağrı ve kaşlarda aşırı yorgunluk (felçmiş gibi) ve aşırı istirahat etme arzusu
2) Kadınlarda adetten önce veya adet sırasında sinirsel telaşlanma, yumurtalıklarda ağrı ve aşırı cinsel arzu (Kadın ve Erkekte)
3) Erkeklerde Husye ağrısı özellikle hareket edince
4) Bel ağrısı nedeni ile adeta hızlı yürüyememe
5) Uyuyamama, Ateş ve gece terlemesi
⛔️ Uyarı: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
#KARAHELİLE #HEMOROİD Düşmanı Karahelile bitkisinin meyvesi, #iltihap giderici, ağrı kesici, #damarbüzücü, kanamayı durdurucu, yara iyileştirici, özellikleri ile hemoroid hastalarının imdadına yetişmektedir. Karahalilenin ayrıca virüs öldürücü, ateş düşürücü, spazm çözücü, kan şekerini düşürücü etkileri de vardır. Yapılan çalışmalarda; antiviral, antibakteriyel, antifungal özelliklere sahip olduğu belirlenen karahalilenin, sindirim sistemini düzenlediği, mideyi rahatlattığı, gazı giderdiği, vücuttan toksinlerin atılmasını kolaylaştırdığı ve sinir sistemini desteklediği gösterilmiştir. Bu değerli bitki ayrıca, göz rahatsızlıklarında, ağız içi yaralarında, astıma bağlı şikayetlerin azaltılmasında fayda sağlar
Halk arasında basur olarak bilinen hemoroid oluşumuna etki eden en önemli faktörün, uzun süre devam eden kabızlık ve günümüzde giderek artan hareketsiz yaşam tarzıdır "Posa ve lif yönünden zengin sebze, meyve, kurubaklagil tüketmek, yeterli su içmek, hareketli bir yaşam tarzını benimsemek gibi alınacak basit önlemlerle, hemoroid oluşumu engellenebilir.
Günde 2,3 tane kara helile yutarak birçok insan şifa bulduklarını söylüyor.
Tanınmış hekimlerden er-Râzî’nin, el-Hâvi fi’t tıb adlı büyük eserinde: “#Safra salgısını arttırarak, akışı kolaylaştıran özelliği bulunmaktadır. Kara helile, mide fonksiyonlarını destekleyerek, sindirim organlarını atık maddelerden temizler. Midenin iç yüzeyini korur. Yemeklerin sindirimini kolaylaştırır. İnsan davranışlarını güzelleştirerek, huyu yumuşatır. Özellikle hemoroit (basur) hastalığına ve safra kesesi fonksiyonlarına faydalıdır. Kalp çarpıntısına faydalı etkileri bulunmaktadır. Cilt sağlığını destekler ve güzelleştirir. Duyu organlarını, #ZİHİN ve #HAFIZA MERKEZLERİNİ güçlendirir. Baş ağrılarına, karında asit birikmesine fayda sağlar. #Balgam söktürür, #dalak fonksiyonlarını destekler. Gözün görme kabiliyetini arttırır.” 1
İbn-i Sina, helileye el-Kanûn fî’t Tıbb adlı ansiklopedik kitabında yer verirken: “Bütün helile türleri ağrıları giderir, zararları önler. Hisleri güçlendirir, hafızayı ve zihni açar. Baş ağrılarına ve göz sağlığına faydalıdır. #Stres kaynaklı çarpıntıları dindirir. Yemeklerin kolay sindirilmesini ve bağırsak gazlarını rahatlatır. Zeytinyağı ile karıştırılırsa, vücutta su toplanmasını engeller” 2 demektedir. Eczacılık alanında İslâm dünyasının yetiştirdiği ender simalardan, Endülüs’lü Ziyaüddin İbnü’l Baytar, büyük eseri el- CÂMİ’de yaptığı ilâç araştırmalarında, helile “Midenin içini kuvvetlendirerek, sindirim fonksiyonlarını güçlendirir. Devamlı kullanıldığında, cildi güzelleştirir. İhtiyarlık belirtilerini geciktirir. Vücutta biriken atık maddelerin atılmasını sağlar. Hafıza, zihin ve duyuların fonksiyonlarını güçlendirir. Üzüntü ve stres kaynaklı baş ağrılarına fayda sağlar. Vücutta asit birikmesini önler. #Kalp çarpıntılarını (taşikardi) sakinleştirir. #Göz sağlığına destek sağlar. Toz haline getirildikten sonra, zeytinyağı ile karıştırılarak yenirse, huy ve davranışların düzelmesine destek verir. Kanı arındırarak, kalpteki kan dolaşımını ve beslenmesini düzenler. Stresi ferahlatır. Her gün bir adet helile, ağızda yavaş yavaş emilerek, eritilmeye çalışılır, erimeyen küçük parça yutulursa, ağız ve #diş sağlığını güçlendirir. Vücudu birçok zararlardan koruyan, ÇOK ETKİLİ BİR İLÂÇTIR.” 3
Günümüz fitoterapi araştırma ve uygulamalarında, helilenin kimyevî bileşenleri sınıflandırılmış ve tıbbî faydaları bilimsel olarak da ispatlanmıştır. “#Helile, #kanama kesici, #antihistaminik (kaşıntı ve alerji önleyici), #spazmçözücü,
#KOLESTEROL ve
#TRİGLİSERİD düşürücü, anti #mikrobiyel (#bakteri, #mantar, #virüs) etkileri de vardır. Sulu özütleri, birçok #mantar ve bakterinin (özellikle #mide 'de etkili, #HELİCO-#BACTER #PYLORİ) üremesini engeller. Haricen % 20 helile tozu, antiseptik ve yara iyileştirici olarak kullanılır. Kara helile, % 5 infüzyon halinde (suda eritilmiş), #basur tedavisinde, günde 2-3 bardak içilerek kullanılır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)