7 Nisan 2020 Salı

Uyarı Krem tartar içeriği potasyum tartar olmalı saygılar

.İslâmi idrak ve imanî şuurla ihya etme gayretinde olacağımız Berat Gecesinin topyekün İslâm âlemi için hayırlara, huzur-sükun ve saadetlere vesile olmasını Cenab-ı Rabbi’l-âlemin’den niyaz edelim. Edelim ki Müslümanların bahtı açılsın; zulümler hastalıklar, virüsler son bulsun, İslâmi hayat ve hizmetlerin önündeki engeller yıkılıp yok olsun. Amin...🤲🤲🤲😭😭😭🤲🤲🤲

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi ve yazı

Beraat gecesinde saidler için gadab-ı ilâhiden berat olduğu gibi şakiler için de rahmet-i ilâhiden berat vardır. (Ruhul-beyan)

Hasan Bozkurt ........ Hadis-i Şerif: Bu gece (beraat gecesi) yüz rekat namaz kılana Allah (C.C.) yüz melek gönderir. Otuzu onu Cennetle müjdeler, otuzu Cehennem azâbından muhafaza eder, otuzu dünya âfetlerini defeder, onu da şeytanın hilelerini uzaklaştırır. Bu gece saidler için gadab-ı ilâhiden berat olduğu gibi şakiler için de rahmet-i ilâhiden berat vardır. (Ruhul-beyan)....Saidler: Kendileri için Allah tarafından hüsnâ (cennet) sebkat edenlerdir. Şaki ise kendisi üzerine azâb kelimesi (cehennem) hak olandır. Hazreti Allah mes’ud kılsın ve Cehennem azabından korusun.

DUHULİ İLE MÜŞERREF OLDUĞUMUZ MÜBAREK BERAAT KANDİLİMİZİ TEBRİK EDER. İKİ CİHANDA SAADET-İ DAREYNLER DİLERİM. 🤲🤲🤲

Hasan Bozkurt ............. Hazreti Ali’den mervi olan bir hadis-i şerifte peygamber efendimiz hz Allah’ın şöyle buyurduğunu rivayet ediyor; “dünyayı tahrip etmeyi murad ettiğim zaman evvela beytimi (Kabe’yi) yıkarım, sonrada dünyayı harab ederim.”(ihya 1/692) ...İşte Cenab-ı Hakk dünyanın evvelinde ilk imar ettiği bina olan Ka’be-i Muazzama’yı dünyanın sonunda da ilk olarak harab edecektir. Kâbe öyle muazzam bir binadır ki; asırlar boyunca kuşlar Kâbe’nin üzerine gelince sağa veya sola kayarak uçmuşlar, yırtıcı kuşlar gübre ve pisliklerini asla Mescid-i Haram’a düşürmemiş ve Allah teala hazretleri, Mescid-i Haram’a kötülük ile saldıran her kötü zorbayı kahretmiştir. Ashab-ı Fili kahretmesi gibi… (ruhul beyan 3/630)

KREM TARTARLA 48 SAATTE SİGARANIN ZARARLARINDAN KURTULUN

KREM TARTARLA 48 SAATTE SİGARANIN ZARARLARINDAN KURTULUN m.ulaş Sağlığımızın müthiş şifreleri
Krem Tartar Portakal Suyu Kürü
Nikotinin vücuttan atılması için 48 ila 72 saat arası bir süre gerekir. Krem tartar nikotini vücuttan etkili bir şekilde atar.
Krem tartarın başka kullanım şekilleri de vardır ve bunları da sizinle paylaşacağız.
Krem Tartar Portakal Suyu Kürü Faydaları
Tansiyonu düşürür
Düşük potasyum seviyeleri yüksek tansiyon riskini arttırır. 100 gr krem tartarda 16,500 mg potasyum bulunur.
Eğer potasyum eksikliği şikayetiniz varsa, doktorunuza danıştıktan sonra bir bardak suya 1 çay kaşığı krem tartar ekleyip her gece yatmadan önce içebilirsiniz.
Artrit ağrılarını azaltır
Magnezyum, iltihaplanmalara karşı etkili bir rol oynar ve 100 gr krem tartarda 2 mg magnezyum bulunur.Artrit şikayetiniz varsa, 2 yemek kaşığı krem tartarı 3 yemek kaşığı Epsom tuzu ile karıştırıp banyo tozu hazırlayabilirsiniz. Günde iki kere en az yarım saat süreyle, küveti doldurup suya bu karışımdan ekleyip içinde oturmalısınız.
Eğer ağrı belli bir bölgedeyse, örneğin el veya ayak, malzemelerin ölçüsünü yarı yarıya azaltıp, bir leğene veya kaba su doldurup karışımı ekleyip elinizi veya ayağınızı bu suda bekleterek de kullanabilirsiniz.
Sigarayı bırakmaya yardımcı olur
Krem tartar sigaranın tadını bozar. Nikotin yüzünden düşen C vitamini seviyesini yükseltmek ve nikotini en hızlı şekilde vücuttan atmak için portakal suyuyla karıştırıp içmek en iyisidir.
Eğer sigarayı bırakmak istiyorsanız, orta büyüklükte bir bardakta portakal suyu ile yarım çay kaşığı krem tartarı karıştırın ve 1 ay boyunca her gece için.
Akneleri yok eder
Krem tartarın asidik özellikleri cildi temizler ve aknelerle savaşır. 1 çay kaşığı krem tartarı 240 ml suya veya portakal suyuna ekleyin, vücudu temizlemek ve aknelere neden olan bakterilerden kurtulmak için her gün için.
İdrar yolu enfeksiyonuna iyi gelir
Krem tartar idrarın pH seviyesini değiştirdiği için idrar yolu enfeksiyonlarını da tedavi eder. 1,5 çay kaşığı krem tartarı sıcak suya ekleyin, bir kaç damla limon suyu sıkın ve günde birkaç kere bu karışımı için.
Sigarayı bırakmak isteyen veya kronik olarak yukarıda bahsedilen sorunlardan muzdarip olan arkadaşlarınızla bu yazımızı paylaşmayı ihmal etmeyin! ALINTI
Kaynak: Kadında yaşam

KALBİN MÜHÜRLENMESİ NE DEMEKTİR, NASIL OLUR?

KALBİN MÜHÜRLENMESİ NE DEMEKTİR, NASIL OLUR?
بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
قَالَ اللهُ تَعَالَى: اِنَّا جَعَلْنَا عَلٰى قُلُوبِهِمْ اَكِنَّةً اَنْ يَفْقَهُوهُ وَفِى اٰذَانِهِمْ وَقْرًا وَاِنْ تَدْعُهُمْ اِلَى الْهُدٰى فَلَنْ يَهْتَدُوا اِذًا اَبَدًا. ﴿سورة الكهف، ٥٧﴾
“Biz onların kalpleri üstüne, onu (Kur’ân-ı Kerîm’i) iyice anlamalarına engel perdeler, kulaklarına da bir ağırlık koyduk.
Sen onları doğru yola çağırsan da davet ettiğin halde ebediyyen asla hidâyete gelmezler.”
(Kehf Sûresi, âyet 57)
İbn-i Ömer’in (r.anhümâ) rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte:
“Mühür, Arş-ı A’lâ’nın sütunlarına bağlıdır.
Haramlar işlenmeye, haram kılınan şeyler helâl görülmeye başlandığı zaman Allâhü Teâlâ bu mührü gönderir ve kendisinde (yazılı) olan şeyle kalpleri mühürler.” buyrulmuştur.
İmâm Mücâhid’in (r.a.) rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte de: “Kalp, açık el gibidir.
Kul her ne zaman günah işlerse parmağın biri kapatılır.
Tâ ki (günah işleye işleye) parmakların tamamı kapatılıncaya kadar devam eder.
Böylece kalp üzerine mühür vurulmuş olur.
Bu da kalbin kilitlenmesi demektir.” buyurulmuştur.
Hasan-ı Basrî (r.a.) şöyle derdi: “Muhakkak kul ile Rabbi Azze ve Celle arasında günah cihetinden malum bir sınır vardır.
Kul, o sınıra ulaştığı zaman kalbi mühürlenir ve artık hayırlı ameller işlemeye muvaffak olamaz.”
Bazı âlimler şöyle îzah etmişlerdir: Her günah için kalpte biten bir bitki vardır.
Günahlar çoğaldığı zaman yabancı ve zararlı otların meyveleri sardığı gibi o bitkiler de kalbi çevreler ve onu sımsıkı sarar.
Hatta kalbin kılıfı gibi olur.
Bu kılıfın, Allâhü Teâlâ’nın Kur’ân-ı Kerîm’de zikretmiş olduğu, kulun hakîkatleri işitmesine ve anlamasına mâni olan örtülerden bir örtü olduğu söylenmiştir.
Kalplerimizin mühürlenmesinden ve kalpleri mühürlenmişlerin şerlerinden Allah'a cc sığınırız..☝🏻

"AHMED YESEVİ HAZRETLERİ" Ahmed Yesevi : Orta Asya Türkleri arasında İslamiyeti yayan büyük alim ve veli. İsmi Ahmed bin Muhammed bin İbrahim bin İlyas olup, “Pir-i Türkistan, Hazret-i Türkistan, Hazret-i Sultan, Hace Ahmed, Kul Ahmed Hace” lakablarıyla da bilinir.

"AHMED YESEVİ HAZRETLERİ"
Ahmed Yesevi : Orta Asya Türkleri arasında İslamiyeti yayan büyük alim ve veli. İsmi Ahmed bin Muhammed bin İbrahim bin İlyas olup, “Pir-i Türkistan, Hazret-i Türkistan, Hazret-i Sultan, Hace Ahmed, Kul Ahmed Hace” lakablarıyla da bilinir.
Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Türkistan’ın Yesi şehrinde doğduğu için Yesevi diye meşhur olmuştur. 1194 (H. 590) senesinde Yesi’de vefat etti. Vefat tarihi hakkında başka rivayetler de vardır.
Küçük yaştan itibaren babasından feyz alan Ahmed Yesevi büyük alim Baba Arslan’ın talebesi oldu. Onun kalblere hayat ve huzur veren sohbetlerinde bulundu.
Teveccühlerine kavuşarak kısa zamanda tasavvufdaki yüksek derecelere ulaştı. Küçük yaşta meşhur oldu.
Baba Arslan hazretlerinin vefatından sonra onun manevi işaretiyle Buhara’ya giderek Ehl-i sünnet alimlerinin en büyüklerinden olan Yusuf-ı Hemedani’den manevi ilimleri tahsil etti.
İcazet alıp talebe yetiştirmekle vazifelendirildi. Hocasının vefatından sonra bir müddet Buhara’da kalıp, talebe yetiştirmekle meşgul oldu.
Bir müddet sonra talebelerin terbiye ve yetiştirilmesini Yusuf-i Hemedani’nin en büyük talebesi olan Abdülhalık Gondüvani’ye havale edip, Yesi’ye döndü.
Türklere İslamiyetin emir ve yasaklarını anlatmaya ve talebe yetiştirmeye burada devam etti.
Talebeleri günden güne çoğaldı, büyüklüğü ve kıymeti kısa zamanda Türkistan, Maveraünnehr, Horasan ve Harezm’e yayıldı.
Zamanında bulunan alimlerin ve evliyanın en büyüklerinden, en üstünlerinden oldu. Dine olan bağlılığı sebebiyle, şaşırıp yoldan çıkmışlara sözleri kısa zamanda te’sirli oldu. Yetiştirdiği talebelerin her biri bir memlekete giderek, İslamiyeti doğru olarak öğretip yaydılar.
Dergahı fakir, yetim ve çaresizler için sığınak yeri idi. Şöhretinin yayılması, pekçok kerametlerinin görülmesi, kendisini çekemeyenlerin dedikodularına sebep oldu.
Ahmed Yesevi hazretlerinin zamanında Türkistan’a ilk Türk-İslam devletlerinden Karahanlılar hakimdi.
Bu devlet zamanında İslam dininin Seyhun Nehri boyları ile ahalisi göçebe olan Kazak-Kırgız, memleketlerinde kolayca yayılmasını sağladı.
Sade bir Türkçe ile söyleyip yazdığı derin manalı “hikmet” denen sözleriyle tekke edebiyatının ilk temsilcilerinden oldu ve nasihatlerde bulundu.
Çocukluğundan itibaren Resulullah efendimizin sünnetine uymakta hiç gevşeklik göstermeyen Ahmed Yesevi, 63 yaşına geldiği zaman, yer altında bir çilehane yaptırıp girdi ve burada vefatına kadar devamlı ibadet ve Allahü tealayı düşünmekle meşgul oldu.
Kendisini vefat etmiş, kabre konmuş şekilde hissederek Allah korkusu ile ibadetlerini yaptı.
Burada evliyalık yolundaki makam ve dereceleri kat kat arttı.
Pir-i Türkistan Ahmed Yesevi hazretleri, 1194 (H. 590) senesinde vefat etti.
Türkistan’ın Yesi şehrinde, Seyhun Nehrinin sağ sahilinde defnedildi. Kabri üzerindeki muazzam türbeyi ve külliyesini Timur Han (1370-1405) inşa ettirmiştir.
Ahmed Yesevi hazretleri vakitlerinin çoğunu Allahü tealaya ibadet ve taat etmekle, talebelerine zahiri ve batıni ilimleri öğretmekle geçirirdi. Kendisini ve talebelerinin ihtiyaçlarını karşılamak için sanatla uğraşır ve elinin emeği ile geçinirdi.
Herkese iyilik eder, kimseye sıkıntı vermezdi. İnsanların saadet ve kurtuluşu için çalışırdı.
Ahmed Yesevi’nin sade bir Türkçe ile söyleyip, derin manalı veciz sözleri ve Hikmet adlı şiirleri Divan-ı Hikmet adlı eserinde toplandı.
Sohbet tarzında ve sade Türkçe ile söylenen hikmetleri kısa zamanda doğuda Çin hudutlarından, batıda Akdeniz ve Marmara sahillerine kadar yayıldı.
Divan-ı Hikmet aslında İslamiyeti ve İslam ahlakını öğreten bir ahlak ve din kitabıdır.
Ahmed Yesevi ayrıca Anadolu’daki Türk edebiyatının yeşerip, gelişmesine zemin hazırlamış ve Yunus Emre gibi şairlerin yetişmesine sebeb olmuştur.
Ahmet Faruk Hasanoğlu