15 Nisan 2020 Çarşamba

ŞEFAAT NEDİR,KAÇ TÜRLÜDÜR NERELERDE VE KİMLER TARAFINDAN YAPILACAKTIR..??? Şefaat kelime olarak; birinden, başkası adına bir ricada bulunma, kusurlarının bağışlanmasını dileme, bir suçlu veya ihtiyaç sahibinin af ve iyiliğe kavuşması için diğeri tarafından vâsıtalık etme, kayırma, iltimas ve yardım isteme mânâlarına gelmektedir. İslâmî ilimler ıstılâhında ise şefâat, buna ehil olan bir zâtın, Allah Teâlâ’dan, günahkâr bir mü’minin affını niyaz etmesi demektir.

ŞEFAAT NEDİR,KAÇ TÜRLÜDÜR NERELERDE VE KİMLER TARAFINDAN YAPILACAKTIR..???
Şefaat kelime olarak; birinden, başkası adına bir ricada bulunma, kusurlarının bağışlanmasını dileme, bir suçlu veya ihtiyaç sahibinin af ve iyiliğe kavuşması için diğeri tarafından vâsıtalık etme, kayırma, iltimas ve yardım isteme mânâlarına gelmektedir.
İslâmî ilimler ıstılâhında ise şefâat, buna ehil olan bir zâtın, Allah Teâlâ’dan, günahkâr bir mü’minin affını niyaz etmesi demektir.
Ehl-i Sünnet inancına göre, büyük günah sahipleri hakkında peygamberlerin (aleyhimüsselâm) ve hayırlı mü’minlerin şefaatta bulunma selahiyetleri/yetkileri vardır. Bu husus meşhur hadislerle sabittir. (1)
Kur’an-ı Kerim’de de, “(Ey Rasûlüm!) Hem kendinin hem de mü’min erkeklerin ve mü’min kadınların günahının bağışlanmasını dile.” (2) buyrulmuştur. Şefaati inkâr edenlere sormak lazım: Rasûlüllah Efendimizin (s.a.v.) mü’minler için af dilemesinin faydası olmayacaksa bu ayetin manası nedir? Keza buyrulmuştur ki, “Artık şefaatçıların şefaati onlara (kâfirlere) fayda vermez.” (3) Bu ayetin üslubundan ve ifade tarzından da anlaşılmaktadır ki şefaat vardır. Yani; ey kâfirler, siz öyle kötü ve zor durumdasınız ki, herkese faydası olan şefaatin bile size yararı olmaz, denilmek istenmiştir. (4)
İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe (rh.) hazretlerinin ifadeleriyle, başta Resûlüllah Efendimiz olmak üzere bütün peygamberlerin (aleyhi ve aleyhimü’s-salavâtü ve’t-teslîmât ve alâ Nebiyyinâ hâssa) ve Allâh’ın izniyle sâlih kulların, evliyâullâhın (k.esrârahüm), şehitlerin bazı günahkâr mü’minlere, cezayı hak eden büyük günah sahibi kişilere şefâat edecekleri haktır, âyet ve hadislerle sâbittir. Bu görüş, hiç şüphesiz Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat mensuplarının görüşünü temsil etmektedir.
Mü’minler, günahlarının affı, makamlarının-rütbelerinin, derece ve mevkilerinin yükselmesi ve daha bazı iyilik ve güzellikler için peygamberlerinden, Allah dostlarından, hayırlı ve sâlih zâtlardan şefaat talep edebilirler. Ancak müşrikler-kâfirler ve şefaati inkâr edenler için şefaat bahis mevzuu değildir. Kur’ân-ı Kerim’de buyrulmuştur ki, ’Onlara şefaatçilerin şefaati fayda vermez. Böyle iken bunlara ne oluyor ki, âdeta arslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi hâlâ nasihatten-öğütten yüz çeviriyorlar?’(5)
***
Velhâsıl ahiret günü bir kısım günahkâr müminlerin affedilmeleri itaatli müminlerin de daha yüksek makamlara ermeleri için Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve bazı büyük zatların Allahu Teâla’dan niyaz ve istirhamda, istekte bulunmalarıdır. Onlar Allah’ın (c.c.) izin vermesiyle şefaat ederler. [el-Hediyyetü’l-Alâiyye (terc.), s. 905]
Bütün Ehl-i Sünnet âlimlerine göre; peygamberlerin, seçilmiş kimselerin ve Kur’an-ı Kerim, Oruç, Ka’be-i Muazzama gibi Şeâir-i İslâm’ın (dinin mukaddesleri), büyük günah sahipleri için yapacakları şefaatleri haktır. [el-Müntekad, s.135]
Allahu Teâla’nın lütuf ve keremiyle, ehl-i isyanın, şefaatsiz dahî mağfireti caiz olunca, şefaat sahibi bir zatın şefaatine nailiyyet halinde, O'nun rahmetine mazhar olunması evleviyyetle mümkündür. [Şerh-i Akaid ve Tercemeleri, s.335]
Her ne kadar bazı bid’at ve dalâlet fırkaları şefaati inkâr etseler de, Ehl-i Sünnet indinde, -bir kısım teferruat müstesna- şefaat hakkında ihtilaf yoktur, bilakis şefaatin olacağına dair edille-i şer’iyyeden icma‘ gibi kuvvetli bir delil mevcuttur.
Şu da dikkat edilmesi icap eden bir husustur ki, o salâhiyete / nimete sahip olan kimseler, bu tasarruflarını çok dikkatli bir şekilde kullanırlar. Allah’ın (c.c.) izni olmadan hangi kimse şefaate cür’et edebilir ki! Nitekim Kur’an-ı Kerim’de “O'nun izni olmadan huzurunda şefaat etmek kimin haddine!” [Bakara suresi, 255] buyrulmuştur. Bu ayet-i kerime bu manaya delalet eder. Allahu Teâla dilerse, şefaat kapısı açılır ve şefaate mezun (izinli) olanlar, kendi dilediklerine değil, yine Allah’ın (c.c.) dilediklerine şefaat ederler. [Elmalı’lı, Hak Dini Kur’an Dili, 1, 851; Bu son kısım, bazı arkadaşlarımızın "İHL Mevzuları" adlı çalışmalarının Şefaat bahsinden iktibastır.]
***
Bu mevzûda İmâm-ı Rabbânî (k.s.) hazretleri ise şu açıklamalarda bulunur:
"Sâlih ve hayırlı zâtların; Allah Teâlâ’nın izni ile kıyâmet günü, âsîler ve günahkârlar hakkında şefaat etmeleri haktır, gerçektir. Rasûlüllah Efendimiz (s.a.v.) bu mânâda şöyle buyurdu:
‘Şefâatim, ümmetimden büyük günah sahipleri içindir.’(6)
Hz. Cabir’in (r.a.) naklettiği bu hadis-i şerifi rivayet eden Tirmizî şu ziyadeyi kaydeder: “Büyük günah sahibi olmayanın şefaate ne ihtiyacı var!”
Kısacası bu mübarek sözleriyle Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), büyük günah işlemeleri sebebiyle azap görmeleri gereken kimselerin, şefaat sayesinde cehenneme girmekten kurtulacaklarını… Zerre miktarı da olsa iman sahibi bulunanlardan, günahları dolayısıyla cehenneme girmiş olanların da yine şefaat vesilesiyle oradan çıkacaklarını ifade etmektedir. Bu meşhur bir hadistir, hatta bu mevzudaki hadisler mana yönünden mütevatirdir. (7) Tîbî rahımehullah ise bu hadisi, ‘Helâk olanları kurtaracak şefaatim, büyük günah işleyenlere mahsustur’ diye anlamıştır.
***
KAÇ TÜRLÜ ŞEFAAT VARDIR?
Şefaat mevzuunu kısaca beş kısımda toparlayabiliriz.
1. Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) zâtına mahsus olan şefâattir… Şefâatin en büyüğü ve en önemlisi de budur; şefât-i uzmâ...
2. Rasûlüllah Efendimizin (s.a.v.) hayatta iken mü’minler için Allah katında şefaatçi olması…
3. Diğer peygamberlerin, velîlerin, sâlihlerin, şehitlerin vs. şefâat etmeye izinli olanların şefâatleri.
4. Mü’minin kendi güzel amellerinin icabı-iktizası olan şefâat... Yani işlediği iyi amelleri kendisi için şefaatçi kılması…
5. Bir mü’minin, diğer bir mü’minin iyiliği için dua etmesi ki, bu da bir nevi şefaattir.
Mü’minlerin, bilhassa iki cihan serveri Efendimizin (s.a.v.) şefâat-i uzmâsı’ndan mahrum kalmamaya gayret göstermeleri lâzımdır. Bunun için de sünnetlerine dört elle sırılmak gerek.
***
ŞEFAATİN MERTEBELERİ
Merâtib-i şefaat yedidir:
1. Afv-ı İlahi için.
2. Nâr-ı Cahîm'den (Cehennem ateşinden) kurtulmak için.
3. Nâr-ı Cahîm'den mertebe-i dıyk'da (sıkıntıda) olanı kurtarmak için.
4. Nâr-ı Cahîm'de azabı ağır olanın halini tahfif için.
5. Nihayet tabaka-i ulyâ-yı nârdan (Cehennemin en üst tabakasından) usât-ı ehl-i tevhidi (günahkâr mü'minleri) çıkarmak için.
6. Cennet'te terfî-i derece (makam-mevki ve rütbelerin yükselmesi) için.
7. Cennet'te Cemâl-i İlahi'ye nâil olmak (Allah Teâla'yı görebilme şerefine kavuşabilmek) için.
[Süleyman Hilmi TUNAHAN (k.s.) hazretleri..[Alıntı:Halis Ece]..

ABDESTSİZ DOLAŞMAMALI Neden? İsviçreli bilim adamı Robert Kenzi Müslümanlığını ilan etti İslamı seçmesindeki sebep: Termal bir kamera ile abdest alan Müslümanları çevreleyen Nurani hare'yi gördükten sonra, Muslümanların yeryüzünde yaşayıp hareket eden en temiz en hijyenik(taharetli) Kişiler olduğunu tespit etti* 63 yaşındaki bilim adamı termal(ısı ve ışın belirleyen) Kamerasıyla Abdestli Müslümanların vücudundan yayılan,onu çevreleyen ısıyı ve ışını tespit için çekim yapıyordu. Bu hareler yedi kattan oluşmaktaydı İlk önce kırmızı hare Kırmızı hare sürekli insanı çevrelerse insanda güven hissini ve huzuru temin ediyordu Buna delil olarak Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellemin: "Kul abdest aldığında günahları iki gözünün arasından çıkar,ikikulağının arasından çıkar,iki elinin arasından çıkar,iki ayağının arasından çıkar abdestten sonra oturduğunda Bağışlanmış olarak oturur Bağışlanmış demek yani güvendedir anlamına gelir Robert kenzi bu araştırmasını avrupada 50 bin kişi üzerinde uygulamıştır 50 bin kişide bu ışın ve sıcaklığı ölçmüş(ayrıca bu ışınlar hastalığı teşhiste kullanılan bir metodtur) Bu hareyi göremediği bölgelerde hastalık olduğunu belirlemekteydi 50 bin kişide bazı bölgelerde görülmeyen harelerin belkide normal olduğuna kanaat getirmişken kendisine nijeryadan önemli bir işadamı hastalığı yüzünden müracaat edince kanısı değişti Bu kişinin vücudunda ışın hareleri eşit orandaydı Kendisiyle sohbet etmek icin tercüman ararken cok iyi ingilizce konuştuğunu farketti Adam kendisinde abdest aldıktan sonra harelerin tam görülüp gorülmediğini sorduğunda evet cevabını aldı Ve şöyle dedi :Ben abdest almadan hareket etmem çünkü abdest Müminin kalkanı gibidir"dedi Bunun üzerine bilim adamı bu termal kamerada kendisini tespit etmek istedi Abdestin düzenini bilmeksizin oylesine gördüklerini uyguladı ışın hareleri tam eşit değildi Müslüman birisinden kendisine İslami usüle göre abdest almayı öğretmesini istedi Ve harelerin tamamını düzenli olarak tespit etti Bunu bir çok kiside 37 kez tekrarladı Hareleri eksiksiz hepsinde tespit etti Üstelik bu kişiler Müslüman değillerdi Robert kenzi bu araştırmasindan sonra Müslüman oldu 67 yaşında Kur'anı Kerim'i ezberledi Ve bu cihazına "İmanı ölçen cihaz"adını verdi Hastalarına bundan sonra sakinlestirici olarak İslami usülde abdesti reçete verdi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Benim Ümmetim kiyamet gününde el ve ayaklarının(abdest uzuvları) Nurundan tanınır kim bunun kendisinde bulunmasını isterse ona devam etsin" Abdestin etkisi vücudu nurani hareler şeklinde çevreler Sizleri Müslüman olarak yarattığı için Rabbinize ne kadar şükretseniz az'dır Bir başka mucizede 14 asır sonra keşfedilmiş SubhanAllah Resulullaha Salavat(Allahumme Salli ve Sellim ve Barik âla nebiyyina Muhammed) Muhteşem bir bilgi: İnsan vücudu bir depo gibidir neşe acı ve hüzün hepsi birarada bulunmaktadır Göz bir kusursuz bir kamera gibidir her gördüğünü kaydeder faydalı veya zararlı herşeyi kaydeder . yaşadığı olumsuzluklar uykusunda kabus gibi şeyler gosterir insana Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bizlere uykudan önce bolca İstiğfarda bulunmamızı emretmiştir Bunun ilmi araştırması sonucunda : İstiğfar sırasında dil üst dişlerin ardına değdiğinde Hipofiz bezine değer Hipofiz bezi başın üst bölümünde yer alır Görevi hücreleri kötü düşüncelerden,vesveseden,kahredici duygulardan,evhamdan(endişe) arındırır Olumlu duygulara sevkeder,vücudu oksidanlardan temizler tüm bedene oksijene doyurur SubhanAllah İblis Allah (Azze ve Celle'ye) "Senin izzeti ve Celaline yemin ederimki kullarını saptıracağım" Allahu Teâla'da: İzzetim ve Celâlime yemin olsunki Onlar istiğfar ettikçe bende onları bağışlayacağım"buyurur Çokça İstiğfarda bulununuz

Herkes nefes aldığını görür, Ama nasıl yaşadığını, hayata nasıl tutunduğunu

 
Herkes nefes aldığını görür,
Ama nasıl yaşadığını, hayata nasıl tutunduğunu
ve nasıl ayakta kaldığını bir sen bilirsin.
Bir de herşeyi gören ve bir bilen vardır ki;
Ağacı taştan çıkaran o Kudret,
Sana da sabrının içinde derman verir.
Küle dönmüş hayatını, bir bakarsın güle çevirir.
Sen yeter ki; umut et, sabret ve dua et.
Sonrasını O'na teslim et ve sadece seyret.

KUDRET NARININ FAYDALARI Kudret narı, yüzyıllar boyunca özellikle mide hastalıkları tedavisinde kullanılmıştır. Kudret narının meyvesi olgunlaşınca birbirinden ayrılır, turuncu-sarı meyveler verir. Anavatanı Hindistan olarak kabul edilen kudret narı ile son yıllarda kanser tedavisi için araştırmalar yapılmıştır. Madde madde kudret narının faydalarını birlikte inceleyelim. 1- SİNDİRİM SİSTEMİNİN DOĞAL İLACIDIR

KUDRET NARININ FAYDALARI
Kudret narı, yüzyıllar boyunca özellikle mide hastalıkları tedavisinde kullanılmıştır. Kudret narının meyvesi olgunlaşınca birbirinden ayrılır, turuncu-sarı meyveler verir. Anavatanı Hindistan olarak kabul edilen kudret narı ile son yıllarda kanser tedavisi için araştırmalar yapılmıştır. Madde madde kudret narının faydalarını birlikte inceleyelim.
1- SİNDİRİM SİSTEMİNİN DOĞAL İLACIDIR
Kudret narı, asırlar boyunca zaten mide ve bağırsak sorunlarının tedavisinde kullanılmış bir bitkidir. Bu tarz bir rahatsızlığınız var ise günde bir kaşık zeytinyağlı kudret narı yemenizi uzmanlar tavsiye ediyor. Fakat kudret narının bu faydasının uzun sürmesini istiyorsanız en az bir ay boyunca bu küre devam etmeniz gerekir. Bu şekilde kudret narı tüketmek; ülser, gastrit, kolit, reflü, kabızlık ve hazımsızlık gibi hastalıklarına iyileşmesini sağlar.
2- KANSERİ ÖNLÜYOR VE DURDURUYOR
Bu konuda son zamanlarda yapılmış birçok araştırma var. Konusunda deneyimli birçok uzman kişi, kudret narının kansere karşı çok faydalı bir besin olduğunu dile getiriyor. Amerika’da yayımlanan kanser araştırmaları üzerine olan bir dergide, kudret narının kanser hücrelerinin yayılması, gelişmesini ve büyümesini önlediği açıklanmıştır. Yine bir araştırma sonucunda meme kanserinin nüksetmemesi için kudret narının gıdalara katılarak tüketimi tavsiye edilmektedir.
4- ANTİBİYOTİK ETKİSİ VAR
Antibiyotik etkisi olan kudret narının içinde bulunan Lutein ve Lycopnene adlı maddeler, tümörün büyümesini önler.
5- YANIK TEDAVİSİ İÇİN BİREBİR
Vücutta oluşan yanıklar ve yaraların tedavisinde kudret narının iyileştirici özelliğinden faydalanabilirsiniz. Yanık zamanında kullanabilmek için kudret narı meyvesinin çekirdeklerini çıkarıp ezdikten sonra lapa halinde iken zeytinyağı ekleyerek cam kavanozda muhafaza edin. Bu haliyle bir sene boyunca yanık ve yara tedavisinde kullanabilirsiniz.
kudret-narinin-faydalari
6- BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
İçerdiği E vitamini ve proteinler ile kudret narı, bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek dışarıdan gelecek bakteri, mikrop ve virüslere karşı vücuda koruma sağlar.
7- İLTİHAPLARI GİDERİR
Zeytinyağlı kudret narı kürü, iltihaplı bölgeler için bir doğal merham gibidir. Antienflamatuvar etkisi ile kudret narı, özellikle dolama tabir edilen zor iyileşen iltihaplanmalar için birebirdir. Bu bölgeye zeytinyağlı kudret narını sürüp bekletildiği vakit, zamanlar iltihabın kuruduğu görülür.
8- KARACİĞER DOSTUDUR
Kudret narı, karaciğeri destekler. Vücudumuz için çok önemli bir organ olan karaciğerin adeta dostudur kudret narı. Karaciğeri yenileme özelliği olan kudret narını, günlük olarak düzenli tüketimi sayesinde gelecek sorunlara karşı önlem alınmış olur. Bir hastalığınız var ise iyileşmesine yardımcı olacaktır.
9- CİNSEL GÜCÜ ARTIRIR
Kudret narı, mide rahatsızlığı dışında en çok cinsel sorunlar için kullanılır ve faydası bilinir. Kudret narı bir afrodizyak görevi görür ve cinsel gücü artırır.
10- KANI TEMİZLER
Kudret narının kanı temizleme ve kan dolaşımını artırma özelliği vardır. Anti-oksidan ve anti-mikrobiyal özelliği ile kan bozuklukların karşı etkili olan kudret narı, kandaki toksinleri temizler.
11- ŞEKER HASTALARI İÇİN DOĞAL YARDIMCI
Kudret narından elde edilen ekstrenin şeker hastalığına iyi geldiği yapılan araştırmalar ile ortaya çıkarılmıştır. Bu araştırma sonucunda kudret narının içindeki dört maddenin kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olduğu gözlemlenmiştir.
12- CİLDİ GÜZELLEŞTİRİR VE KORUR
Güneş yanıklarına iyi gelen kudret narı, güneşin zararlı ışınlarından da cildi korur. Egzama, çıban ve sedef gibi cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılan kudret narı, akne tedavisi, cilt lekeleri ve derin cilt enfeksiyonlarına karşı etkilidir.
13- ROMATİZMA VE VARİSE ÇÖZÜM
Romatizma ve varis ağrıları için kudret narı size inanılmaz fayda sağlar. Mesela kudret narını bacaklarınıza sürüp tüm gece beklettiğiniz zaman varis ağrılarından sizi kurtarır. Aynı şekilde romatizma ağrılarını gidermek için de kudret narı aynı şekilde size yardımcı olacaktır.
14- GUATR'I İYİLEŞTİRİR
Guatr, boynun önünde bulunan tiroid bezinin büyümesiyle boğaz şişiren ve bu nedenle bize büyük sıkıntılar yaşatan bir rahatsızlık olup çözümü ise kudret narıdır. Kudret narı, guatr için kesin çözüm sağlıyor ve tamamen temizliyor.
KUDRET NARI NEYE İYİ GELİR?
Kudret narı;
-Mantar enfeksiyonları
-Romatizma,
-Gut hastalığı,
-Sıtma, ateşli durumlar,
-Adet problemleri,
-Şeker hastalığı (tip 2 diyabet)
-Bağışıklık sistemi,
-Göz hastalıkları ve görüşe,
-Karaciğer temizliği,
-Tiroid, guatr hastalıkları,
-Egzama, sedef gibi yara hastalıkları ve yanıklar
-Mide ve bağırsak problemlerine; ülser, bağırsak kurdu, mide-bağırsak iltihabı, kabızlık
-Başlıca kanser türleri; meme, pankreas ve tümörler,
-Yenidoğan bebeklerde olan nöral tüp defektinin etkilerine iyi gelir.
kudret-narinin-faydalari
KUDRET NARI NASIL KULLANILIR?
Kudret narı genellikle iki şekilde tüketilir: zeytinyağı ve bal ile karıştırarak. Yapacağınız bu kürleri, cam kavanoz içinde muhafaza etmeniz gerekmektedir.
Zeytinyağlı kudret narı: Bir adet kudret narının çekirdeklerini ayıklayarak cam kavanoz içine atın. Sonrasında kavanozun yarısına gelecek şekilde üzerine zeytinyağı ekleyin. Kudret narı, bu şekilde kısa bir süre sonra zeytinyağı için erimeye başlayacaktır. Bu şekilde hazırladığınız kudret narı kürünü, yemeklerden önce bir kaşık yiyerek kullanabilirsiniz. Aynı zamanda yanıklar ve yaralar içinde merhem gibi faydalanabilirsiniz.
Ballı kudret narı: Kudret narının çekirdeklerini ayıkladıktan sonra püre haline gelene kadar iyice ezin. Bu şekilde kavanoz içine koyduktan sonra üzerine yarım kavanoz kadar bal ekleyin. Bu şekilde bir süre bekletin. Sonrasında ise sabahları aç karnına bir kaşık tüketebilirsiniz.
KUDRET NARININ ZARARLARI VAR MIDIR?
Kudret narının kullandığınız ilaçla bir tepkimesi olabileceği için kullanmadan önce doktorunuza başvurun.
Hamilelik döneminde kudret narının düşük yapma ve kanamaya sebep olma ihtimalleri yüzünden kullanımı tavsiye edilmez.
Kudret narı için tavsiye edilen günlük tüketim sadece bir kaşıktır. Fazla tüketilmesi, ishale, mide-bağırsak sorunlarına ve karın ağrısına neden olabilir.
Şekeri ani olarak yükseltebileceği için kudret narını, insülin kullanan hastaların dikkatli olması, eğer kullanacaklarsa bile zeytinyağlı olarak tüketmeleri gerekir.
Karaciğer dostu olan kudret narı, aşırı tüketimde bu organa zarar verebilir.
Kısırlık tedavisi gören kadınların kudret narını kullanmaları pek tavsiye edilmez. Çünkü kudret narı, yumurtaların zamanından önce çatlamasına sebep olabilir.
Kudret narı tüketirken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta çekirdekleri sayılabilir. Çekirdekleri için zehirli olabileceği şeklinde görüşler vardır. Bu yüzden kürler hazırlanırken muhakkak kudret narı çekirdekleri temizlenmelidir.
Son olarak kudret narını hazır olacak alacak ve kullanacaksanız, güvendiğiniz ve tanıdığınız bir yerden almanız gerekir. Çok talep görmesi nedeniyle bilmediğiniz bir yerden alacağınız kudret narı macunu veya herhangi hazır bir ürününde fayda yerine zarar görebilirsiniz.

CİLDİNİZİN PÜRÜZSÜZ OLMASINI İSTİYORSANIZ KIRIŞIKLIKLAR GİTSİN DİYORSANIZ OKUYUN

CİLDİNİZİN PÜRÜZSÜZ OLMASINI İSTİYORSANIZ KIRIŞIKLIKLAR GİTSİN DİYORSANIZ OKUYUN
Yüzünüzdeki kırışıkların gitmesi cildinizin düzelmesi için 1 tatlı kaşığı karbonat 1 tatlı kaşığı krem tartar 10 damla limon 3 tane aspirin katın 1 çay bardağı sıcak suya eritin günde 5 defa yüzünüze sürün yıkamayın yatarken yıkayın kantaron yağı sürün sabahleyin yıkayın 20 gün yapın cilt bozukluğundan ve kırışıklıklardan kurtulun şifa olsun saygılar

Nisan Yağmurlarının Şifası? (Hasta olmadan) ...


Şifalı olan Rumi nisan yağmurları,Nisan ayının on dördünde başlar, Mayıs ayının on dördünde biter.
Bu zaman içinde yağan yağmurlara “Nîsân yağmuru” denir ve bir çok hastalığa deva olup bir çok faydası vardır.
* Yılanların zehiri, Balıkların incisi, Hatta bal arısının balı gibi pek çok harikulade nimet hep bu yağmurun suyundan oluşur.
* Nisan yağmuru zahmetlere rahmet, dertlere devâ, hastalılara şifâdır.
* Sular içerisinde en saf su Nisan yağmurunun suyudur.
* Nisan yağmuru ile mayalanan yoğurt tutar. (Tecrübe ile de sabittir)
* Nisan yağmurunda ıslanan yeni elbise çürümez. Saç dökülmez. Hele okunan! Nisan yağmuru suyu, Allâh’ın izniyle sar’a hastalığına şifâ, Ruh hastalıklarına deva, Ağrıları gidericidir.Nisan Yağmurunun faydalı ve şifalı olduğuna dair hadisi şerifler vardır.
Nisan yağmuru hakkında Hadisi şerifler:
Peygamber Efendimizden rivayet olundu ki;
"cebrail a.s.Bana öyle bir ilaç öğretti ki, o ilaç sayesinde insanların doktorların ilacına hiç ihtiyaç kalmaz.
Eshabı Kiram o ilaçtan bizede haber ver Ya Rasülellah dediler:Peygamber (s.a.v.)"Nisan yağmurunu toplayınız .Ona 70 fatiha-i şerife,70 defa ihlası şerif,70 Felak,70 defa nas suresini 70 defa tesbih duasını(Sübhanellahi velhamdülillahi vela ialhe illallahü vallahü ekber,vela havle vela guvvete illa billahil aliyyil-azıım) okuyunuz.Sonra yedi gün devamlı olarak sabah akşam birer bardak içiniz.Beni hak Peygamber olarak gönderen Cenabı Hakka yemin ederim ki,Cebrail bana dediki;Bu sudan içen kimsenin cesedinden ,damarından,sinirinden ,etlerinden o kimseye ağrı,acı veren rahatsızlığını Cenab-ı Hak giderir,O kimseye sıhhat ve afiyet verir.
Yine Başka bir Hadisi şerifte:
"Beni hak Peygamber olarak gönderen Allaha Yemin ederim ki,Çocuğu olmayan bir erkek,bu sudan hanımına içirse,Allahü Tealanın izni ile Hanımı hamile kalır.hanımını başı ağrıyan bir erkek bu sudan hanımına içirsse, bu su ona sıhhat için yeterli olur.İçen kimsenin balgamını keser.Rüzğar ona zarar vermez.Çirkin haller kendisine isabet etmez.Bel ağrısından,karın ağrısından,şikayeti kalmaz.Alaca hastalığından korkmaz.göğüs ağrısı çekmez.kalbine gelen vesvese (evham)gönlünden çıkar gider.Kendini çok eğenmek,hased,kibir,düşmanlık,gıybet ve koğuculuk (gibi manevi hastalıklar dahil),dünyada yaşayan her fani (geçici)olanlar için allahü tealanın izni ile fayda vericidir."(tefsir-i Kebir.Kuran tefsiri)
Ayrıca,kur'an-ı Kerim ve Ezan-ı Muhammedi okunurken,düşman korkusuyla karşılaşınca,yağmur yağarken ve zulme uğrayınca yapılan dualar kabul olunur(teberani)
Hz.Enes R.a. anlatıyor :Rasülüllah s.a.v. ile birlikteyken ,yağmur yağmıştı,hemen başını açtı ve "Yağmur Rabbimin yeni yarattığı ve indirdiği Rahmettir"dedi.Diğer bir rivayette ise,Rasülüllah s.a.v.'in elbisesini açtığı bildirilmiştir.(Müslim 2/615,Ebu Davud 5/3309)
Ebu Hureyre R.a. anlatıyor:Rasülüllah (s.a.v.)ve sahabeleri senenn ilk yağmuru yağdığında,gökteki ilk damlalara,(değmesi için)başlarını açarlardı ve rasülüllah (s.a.v.)Şöyle derdi:"Yağmur ,rabbimizin en son ,ve yeni yarattığı bir mahluktur ve bereketi en çok olandır." (Ebu şeyh ,Ahlakun-Nebiyyi 823
Nisan yağmuru suyunun toplanacağı günler,Rumi Nisan ayının yedisinden sonra,ay sonuna kadardır.Malum Rumi -miladi arası 13 gün fark var.Miladi 14 nisan Rumi 1 Nisandır.Yani takvimler 20 Nisanı gösterrken Nisan Yağmuru toplayabiliriz.13 Mayısa kadar bu yağmurlar devam eder.

"Mazlumun bedduasindan sakının.

"Mazlumun bedduasindan sakının.
Çünkü ALLAH ile mazlum arasında perde yoktur"
Bu infaz yasasını okurken aklıma bu hadis geldi. Şimdi meşru şekilde evlenmiş, aile kurmuş, Allahın emirlerine asi gelmeden evlat sahibi olmuş ve eşi hapiste olan bu kadınlar mazlum değil mi? Yasa çıktığından beri beddua ediyorlar. Bir tanesi bile tutsa sizin haliniz ne olacak?
Olmadı, bu yasa ne vicdanları rahatlattı ne toplumu tatmin etti. Düşünsenize, bir çok insanın kanına girmiş bir katil dün hapisten çıktı, sadece helalinden bir evlilik yaptığı için hapse giren adam hala hapiste.
Bu olanları savunabilenler, size de bir hadis gelsin de halinizi görün "haksızlığa karşı sessiz kalan dilsiz şeytandır".
Ben dilsiz şeytan olmaktan Allaha sığınırım!