7 Mayıs 2020 Perşembe

ihlas suresinin fazileti

Görüntünün olası içeriği: yazı

M E Z H E P İ M A M I M I Z : İMAM-I AZAM EBU HANİFE (RH.) HAKKINDA KISA MALUMAT​: *ASIL ADI:NUMAN BİN SABİT (NUMAN:KAN MANASINA GELİR,ÇÜNKÜ O DİNİ HAYATIN KANI MESABESİNDEDİR.)


*TABİİNDEN OLUP HANEFİ MEZHEBİNİN KURUCUSUDUR.
*HİCRİ:80-150 ARASINDA(70 SENE) YAŞAMIŞTIR.
*EFENDİMİZİN İRTİHALİNDEN 67 SENE SONRA (MİLADİ:699) DÜNYAYA GELMİŞTİR.
*BABASI SABİT HAZRETLERİ HZ.ALİ R.A. İLE GÖRÜŞMÜŞ BİR ZATTIR.
*ASHABI KİRAMDAN ENES BİN MALİK,EBUTTUFEYL,ABDULLAH BİN EBİ EVFA VE VASILA BİN ESGA İLE GÖRÜŞMÜŞ VE ONLARDAN EFENDİMİZİ,SÜNNETLERİNİ VE HADİSLERİNİ ÖĞRENMİŞTİR.
*HOCASI HAMMAD BİN SÜLEYMANDAN TAM 18 SENE DERS ALMIŞTIR VE ONUN VEFATINDAN SONRA KÜRSÜSÜNDE DERS VERMEYE BAŞLAMIŞTIR.
*BABASI SABİT HAZRETLERİ HELAL-HARAMA ÇOK RİAYETKAR İDİ.(MEŞHUR ELMA HADİSESİ)
*PEYGAMBERİMİZİN TORUNLARINDAN OLAN ZEYD BİN ALİ VE MUHAMMED BAKIR HAZERATINDAN DA DERS ALMIŞTIR.
*FIKIH İLMİNİ NEDEN TERCİH ETTİĞİNİ SORANLARA:“ÇÜNKÜ FIKIH İSLAMI YAŞAMA SANATIDIR” DİYE CEVAP VERMİŞTİR.
*EHLİ SÜNNET AKAİDİNE DAİR (EL-FIKHUL-EKBER) RİSALESİNİ TELİF ETMİŞTİR.
*TASAVVUF İLMİNİ SİLSİLE-İ ZEHEBTEN CAFER-İ SADIK R.A. DAN ALMIŞ VE ONA İNTİSAP İLE MANEVİYATINI İKMAL ETMİŞ OLUP “LEVLESSENETAN LEHELEKEN-NUMAN : MANEVİYATLA GEÇİRDİĞİM SON İKİ SENEM OLMASAYDI NUMAN HELAK OLURDU” BUYURARAK MANEVİYATIN LÜZUMUNU İLAN ETMİŞTİR.
*KENDİSİNDEN KELBİN BULUĞA ERDİĞİNİN ALAMETİNİ ÖĞRENDİĞİ BİR ÇOBANA BİLE ÖMRÜ BOYU HÜRMET GÖSTEREREK İLMİN KİTABA VE HOCAYA SAYGI İLE TAHSİL EDİLDİĞİNİ GÖSTERMİŞTİR.
*TİCARETLE İŞTİGAL ETMİŞ KUMAŞ TÜCCARLIĞI YAPMIŞ (BEZZAR) VE MALIN DEFOSUNU GİZLEYEN KİŞİYLE ORTAKLIĞA SON VEREREK BU MALA ŞÜPHE KARIŞTI DİYEREK O PARTİ MALIN PARASININ TAMAMINI İNFAK ETMİŞTİR.
*KÜFEDE BİR KOYUN ÇALINDIĞINI DUYUNCA UZUN YILLAR KOYUN ETİ YEMEMİŞTİR.
*KENDİSİNE “NEDEN KÖLE AZAD ETMENİN FAZİLETİNDEN HİÇ BAHSETMİYORSUNUZ” DİYENLERE KARŞI ÖNCE HEMEN KENDİSİ BİR KÖLE SATIN ALIP AZAD ETMİŞ SONRA DA BU MEVZUDA VAAZ VERMİŞTİR.
*MUHADDİSLER (HADİS ALİMLERİ): “YÜZ ELLİ SENESİNDE DÜNYANIN (İLİM) ZİYNETİ GİDER” HADİSİYLE KASDEDİLENİN İMAMI AZAM HAZRETLERİ OLDUĞUNDA İTTİFAK ETMİŞLERDİR.
*EFENDİMİZ ONUN HAKKINDA “NASIL Kİ ADEM A.S. EVLATLARI ARASINDA BENİMLE İFTİHAR EDERSE BENDE ÜMMETİM (ALİMLERİ) ARASINDA EBU HANİFE İLE İFTİHAR EDERİM,O ÜMMETİMİN NURUDUR, YILDIZIDIR,O ŞERİATIMI CANLANDIRACAKTIR,BİDATLARI MAHVEDECEKTİR,ONU SEVEN BENİ SEVER,ONU SEVMEYEN BENİ DE SEVMEMİŞ OLUR” BUYURMUŞTUR.
*ÖMRÜNÜN SONUNA DOĞRU “EY İMAM ! KIYAMETE KADAR SENİN MEZHEBİNE TABİ OLANLARI MAĞFİRET ETTİM” NİDASINI DUYMUŞ VE ALLAHÜ TEALAYA HAMDETMİŞTİR.
*“EBU HANİFE : EHLİ HAKKIN YANİ BATILDAN KAÇIP HAKKA KOŞANLARIN BABASI DEMEKTİR”…”HANİFETÜN-DEKİ (T) MUBALAĞA (T) SİDİR.ÇÜNKÜ ELLİBEŞ DEFA HACCA GİTTİLER,KIRK SENE YATSI NAMAZININ ABDESTİ İLE SABAH NAMAZINI KILDILAR,KURANI KERİMİ İKİ REKATTA HEMDE HAREMİ ŞERİFTE BİR REKATTA YARISINI SAĞ AYAĞININ ÜSTÜNDE YARISINI DA DİĞER REKATTA SOL AYAĞININ ÜSTÜNDE HATMETTİLER”… (SUNGUROĞLUNUN NOTLARI:69)

ONUN HAKKINDA NE DEDİLER​:
-İMAM ŞAFİİ HZ.DERKİ : “BEN ŞERİAT (FIKIH) İLMİNDE ONDAN DAHA KUVVETLİSİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”
-İMAM MALİK HZ.“O EĞER BİR AĞACA BU TAŞTIR DİYE İDDİA ETSE BUNU İSPATLAYABİLECEK İLMİ DİRAYETE SAHİPTİR”
-İMAM AHMET BİN HANBEL HZ.DERKİ : “O HEM ALİM,HEM TAKVA,HEMDE CÖMERTLİKTE MİSLİ NAYAB OLANDIR”
-İMAMI RABBANİ HZ.DE ONUN HAKKINDA MEKTUBATI KUDSİYEDE DERKİ: “İSA A.S. GİBİ ULUL-AZIM BİR PEYGAMBERİN KIYAMETE YAKIN NÜZÜL EDİP TE ONUN MEZHEBİ ÜZERE AMEL EDECEK OLMASI ONUN KIYMETİNİ ANLAMAYA KAFİDİR” “ HÜVE SAHİBULBEYTİ FİL FIKHI VE GAYRUHU IYALÜN LEHÜ: O FIKIHTA EV SAHİBİDİR,DİĞER İMAMLAR VE MÜCTEHİDLER İSE O EVİN ÇOLUK ÇOCUĞUDUR”
-İMAMI GAZALİ HZ. DERKİ: “O FIKIH AĞACININ KÖKÜDÜR,GÖVDESİDİR,TEMELİDİR,DİĞERLERİ DALLARI-BUDAKLARIDIR”
HAYATINDAN BİR KAÇ MENKIBE ​:
! BİR DEFASINDA ONU GÖRÜNCE YOLUNU DEĞİŞTİREN BİR BORÇLUYU DURDURARAK “BEN SANA ONU HEDİYE ETMİŞTİM,BANA BORCUN YOK,SENİ BÖYLE ZORDA BIRAKTIĞIM İÇİN BANA HAKKINI HELAL ET” DEMİŞTİR.
! BİR GÜN ANİ YAĞMURA TUTULMUŞ ANCAK ORADAKİ BİR EVİN ÇARDAĞINA SIĞINMAMIŞ VE ISLANMIŞ, SEBEBİNİ SORANLARA “VAKTİYLE BU KİŞİYE KÜÇÜCÜK BİR İYİLİĞİM GEÇTİ,ŞİMDİ ONUN KAPISINA SIĞINIRSAM HEM İYİLİĞİ BAŞINA KAKMIŞ OLURUM HEMDE KARŞILIĞIMI DÜNYADA ALMIŞ OLURUM DİYE KORKTUM” DEMİŞTİR.
! SARHOŞ BİR KOMŞUSU VARDI,İÇER İÇER GECELERİ NARA ATARDI,BİR ARA ONUN SESİNİ DUYAMAYINCA ARAŞTIRDI,HAPSANEYE DÜŞTÜĞÜNÜ DUYDU,HEMEN ZİYARETİNE GİTTİ VE ÇIKINCAYA KADAR ONUN İHTİYAÇLARINI KARŞILADI, O KİŞİ ÇIKINCA DA TEVBE EDİP ONDAN DERS ALDI.
! EFENDİMİZİN TORUNU MUHAMMET BAKIR HZ.BİR GÜN ONA “DUYDUM Kİ CEDDİM RASULULLAHIN GETİRDİKLERİNİ KIYASLARINDA DEĞİŞTİRİRMİŞSİN” DEDİ.O DA HAYIR ASLA BAK İZAH EDEYİM DEDİ VE
1-KADINMI ZAYIF ERKEK Mİ.KADIN.EĞER DEĞİŞTİRSEYDİN KADINA MİRASTA ERKEĞİN YARISINI VERMEZDİM
2-NAMAZMI EFDAL ORUÇMU.NAMAZ.EĞER DEĞİŞTİRSEYDİM HAYIZLININ NAMAZI KAZA ETMESİNİ İSTERDİM
3-BEVL Mİ DAHA NECİS MENİMİ.BEVL.EĞER DEĞİŞTİRSEYDİM BEVİLDEN SONRA GUSLÜ GEREKLİ GÖRÜRDÜM.
BEN BÜTÜN İCTİHATLARIMI DEDENİZ RASULULLAHA ARZ EDEREK ONDAN ONAY ALMADAN YAZMADIM” DEYİNCE ONU KUCAKLADI VE “SEN ONUN YOLUNUN EN İYİ KORUYUCUSU OLDUN” BUYURDU.
HAZRETİ ÜSTAZIMIZDAN ÇOK MÜHİM BİR İKAZ​:
…“BU BÜYÜK İMAMA BA-HUSUS HER GÜN 1 FATİHA 3 İHLAS-I ŞERİF OKUYUP GÖNDERMEYENLER EHLİ GAFLETTEN SAYILIRLAR”…
Ilim Irfan Sofrası
Görüntünün olası içeriği: iç mekan

Bademcik ve iltihapları Odu hindi toz yapılır enfiye gibi burna çekilirse şiş olan bademcikleri patlatır şifaya kavuşur


SELAMÜNALEYKÜM, HATIRLAMADA FAİDE VARDIR. zekat

EBÛ EYYÛB HAZRETLERİ Bir gün Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), yanında Hazret-i Ebûbekir ve Hazret-i Ömer olduğu hâlde Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin hânesi önüne geldiler. Hz. Ebû Eyyûb (radıyallâhü anh) hemen bahçesine gitti, bir salkım hurma kesti. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Bunu bizim için niye kestin, meyvesinden toplasaydın ya!” buyurdu.

Ahmet Faruk HasanoğluİSLAM BÜYÜKLERİ HAYATI ve HİKMETLİ SÖZLERİ albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.
EBÛ EYYÛB HAZRETLERİ
Bir gün Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), yanında Hazret-i Ebûbekir ve Hazret-i Ömer olduğu hâlde Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin hânesi önüne geldiler. Hz. Ebû Eyyûb (radıyallâhü anh) hemen bahçesine gitti, bir salkım hurma kesti. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Bunu bizim için niye kestin, meyvesinden toplasaydın ya!” buyurdu.
“Yâ Resûlallâh! Hurmanın hem koruğundan, hem tâzesinden, hem de olgunundan yemenizi arzu ettiğim için.” dedi. Sonra bir oğlak kesti. Yarısını kebap yaptı, diğer yarısını haşlama yaptı. Huzûruna getirdiği zaman Resûlullah (s.a.v.) oğlak etinden biraz aldı ve onu bir yufkaya sardı. Sonra:
‘Ey Ebû Eyyûb! Bunu kızım Fâtıma’ya yetiştir, zîrâ günlerden beri o böylesini tatmadı.’ buyurdu. Ebû Eyyûb (radıyallâhü anh) da onu Fâtıma’ya (r.anhâ) götürdü.
Yemeklerini yediler ve doydular. Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) sofradaki nîmetlere bakarak: “Ekmek, et, olgun, koruk ve tâze hurma” buyurdu ve mübârek gözleri yaşardı. Sonra buyurdular ki:
“Nefsim kudretinde olan Zât-ı Âlâ’ya yemin ederim ki işte bu (kıyâmet günü) sorulacağınız nîmetlerdendir. Allâhü Teâlâ (meâlen): “Sonra, yemin olsun o gün o nîmetlerden muhakkak sorulacaksınız.” (Tekâsür Sûresi) buyurmuştur. Peygamber Efendimizin bu sözü Ashâbına ağır geldi. Bunun üzerine Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Böyle nîmetlere kavuşup da el sürdüğünüz vakit ‘Bismillah’ deyin. Doyduğunuz vakit de ‘Elhamdülillâhillezî...’ deyiniz, çünkü bununla (yani besmele ile başlanır ve sonunda hamd edilirse) o rızıktan sual olunmazsınız.” buyurdu.
Peygamberimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) kalkacakları sırada Hz. Ebû Eyyûb’a: “Yarın bize gel” buyurdular. Zîrâ kendisine ikramda bulunan herkese ikram etmeyi severdi. Ertesi gün Peygamberimiz (s.a.v.) ona bir câriye verdi ve:
“Ona iyi bak, zîrâ yanımızda iken kendisinden hayırdan başka bir şey görmedik” diye tavsiyede bulundu. Ebû Eyyûb (r.a.): “Peygamberimizin tavsiyesine uymakta en güzel yol bu câriyeyi âzâd etmektir” diyerek câriyeyi âzâd etti.
Ilim Irfan Sofrası

SİN ŞIN A GIRINCE Yavuz Sultan Selim Han, 24 Ağustos, 1516 tarihinde “Mercidâbık Savaşı”nı kazandıktan sonra Haleb’e girmiş, iki hafta sonra da oradan ayrılıp eylül ayı sonunda Şam’a ulaşmıştı. Buradan Mısır’a

SİN ŞIN A GIRINCE
Yavuz Sultan Selim Han, 24 Ağustos, 1516 tarihinde “Mercidâbık Savaşı”nı kazandıktan sonra Haleb’e girmiş, iki hafta sonra da oradan ayrılıp eylül ayı sonunda Şam’a ulaşmıştı. Buradan Mısır’a geçmeden önce de 15 Aralık’a kadar Şam’da kalmıştı. Koca Yavuz, Şam’da kaldığı sıralarda, Muhyiddin-i Arabî hazretlerinin (1240) bir kitabında geçen “Sin Şın’a girince Mim’in kabri ortaya çıkar” şeklindeki bir ifadeyi, büyük âlim Kemal Paşazade ile birlikte incelemişlerdi. Burada “Sin”in Selim’e, “Şın”ın Şam’a, “Mim”in de Muhyiddin’e işaret olduğu kanaatine varılmıştı...
Kabri harabeye çevrilmişti!
Yavuz Selim Han, Şam ve civarında bazı İslâm büyüklerinin kabirlerini ziyaret ediyordu. Çok saygı duyduğu Muhyiddin-i Arabî hazretlerinin yeri ise hiç kimse tarafından bilinmiyordu. Çünkü asırlar önce, eserlerini yanlış anlayıp karşı çıkan bazı Suriye âlimlerinin de etkisiyle kabri harabeye çevrilip kaybolmuştu. Yavuz Sultan Selim Han, bir gece rüyasında Muhyiddin-i Arabî hazretlerini gördü. Kendisine şöyle diyordu:
“Ya Selim! Senin gelmeni beklerdim. Safa geldin, hoş geldin. Mısır gazanı sana müjdelerim. Sabahleyin bir siyah ata bin. O seni bana getirir. Beni hâk-i mezelleten (horluk topragından) kaldır. Bana bir türbe, bir cami ve imaret yapıver... Yürü işin rastgele, Mısır fethi müyesser ola!”
“Burası Muhyiddin’in kabridir”
Padişah, sabahleyin bir siyah ata biner. At gider, Salihiyye Mahallesi’nde bir çöplükte durup eşinmeye başlar. Orası açılınca büyükçe bir taş çıkar. Üzerinde “Burası Muhyiddin’in kabridir” yazısı görülür. Yavuz Selim Han orayı temizleterek kabri ortaya çıkarır.
Padişah, 22 Ocak 1517 tarihindeki Ridâniye Savaşı ve Mısır’ın fethinden dokuz ay kadar sonra, ekim ayında tekrar Şam’a gelir ve dört aydan fazla kalır. Bu süre içinde Şeyh’in kabrine türbe, yanına ise bir cami ve aşevi yaptırır. İlk cuma namazıyla da açılışını yapar.
(5 Şubat 1518)
Ilim Irfan Sofrası

Dünya hayatı bir rüyadan ibarettir. Dünyâda servet ve makam sahibi olmak. Rüyada define bulmaya benzer. (Hz.Mevlânâ)