9 Mayıs 2020 Cumartesi

ZEKÂT VE SADAKANIN EN MAKBULÜ Cenâb-ı Hak, Bakara Sûresi’nin 273. âyet-i kerîmesinde şöyle buyuruyor (meâlen): “Verin o fakirlere ki Allah yolunda kapanmışlardır, şuraya buraya dolaşamazlar, istemekten çekindikleri için bilmeyen onları zengin zanneder, onları simalarından tanırsın. İnsanlardan ısrarla bir şey istemezler. Artık hayır namına ne verirseniz, hiç şüphesiz Allah onu bilir.”

ZEKÂT VE SADAKANIN EN MAKBULÜ
Cenâb-ı Hak, Bakara Sûresi’nin 273. âyet-i kerîmesinde şöyle buyuruyor (meâlen): “Verin o fakirlere ki Allah yolunda kapanmışlardır, şuraya buraya dolaşamazlar, istemekten çekindikleri için bilmeyen onları zengin zanneder, onları simalarından tanırsın. İnsanlardan ısrarla bir şey istemezler. Artık hayır namına ne verirseniz, hiç şüphesiz Allah onu bilir.”
Bu âyet-i kerîme, Ashâb-ı Suffe diye isimlendirilen Muhâcirlerin fakirleri hakkında nâzil olmuştur ki dört yüz kişi kadardılar. Medîne-i Münevvere’de ne bir meskenleri, ne aşiret ve akrabaları vardı, hiçbir şeyleri yoktu. Mescidin sofasında ikâmet edip, Kur’ân-ı Kerîm ilmi tahsil ederler, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) derslerinden ve sohbetlerinden bol bol istifâde ederlerdi. Bunlar risâlet medresesinin, canını Allah yoluna vakfetmiş talebeleri idiler.
İbn-i Abbas (r.anhümâ) Hazretlerinden rivâyet olunduğuna göre bir gün Peygamberimiz (s.a.v.), Ashâb-ı Suffe’nin başlarına durup hâllerine baktıktan sonra fakirliklerini, çektikleri sıkıntıları görmüş ve kalplerini hoşnut etmek için şöyle buyurmuşlardır: “Ey Ashâb-ı Suffe! Size müjdeler olsun ki her kim, şu sizin bulunduğunuz hâlde ve içerisinde bulunduğu hâlden razı olarak bana kavuşursa o benim dostlarımdandır.”
Bakara Sûresi’nin 273. âyet-i kerîmesi her ne kadar Ashâb-ı Suffe hakkında nâzil olmuş olsa da hükmü umûmîlik ifade eder. Allah rızası için düşmana karşı nöbet bekleyen veya Allah rızası için medreselerde dirsek çürüten yahut Allah rızası için kendisini âmme hizmetine vakfeden ve bu haller içerisinde malı mülkü olmayıp nafakasını kazanmaya fırsat bulamayan veya gücü yetmeyen fakir müminler bu âyetin hükmüne dâhildirler. Bunlar infak ve sadakaların verileceği en güzel yerleri teşkil ederler.
Binaenaleyh veriniz efendiler veriniz! Hususiyle de Allah yolunda vücûdunu hasretmiş olan şu fakirlere veriniz. İhlâs ve kemâliniz gece gündüz, gizli veya açık farkını hissettirmeyecek kadar yükselsin, riya ve nifaktan sakınıp Allah rızasını talep ederek ve kendinizi Allah yolunda sabit kılmak için gönül hoşluğu ile gücünüzün yettiği kadar iyilerinden vermek âdetiniz, huyunuz, melekeniz olsun da her zaman ve her suretle veriniz. Allah ne hayır yaparsanız onu bilir, ecrinizi zayi etmez.

SADAKA-İ FITIR (FİTRE) Sadaka-i fıtır, Ramazân-ı Şerîf’in sonuna yetişen ve aslî ihtiyaçlarından başka en az nisab miktârına (80.18 gram altın veya bunun değerinde para ve ticaret malına) sâhip bulunan her Müslümanın vermesi vâcip olan bir sadakadır. Ramazân-ı Şerîf’te oruç tutamayan hastanın, seferde olanın ve oruç tutamayacak derecede ihtiyar olanın da fitre vermesi vâcib olur.

SADAKA-İ FITIR (FİTRE)
Sadaka-i fıtır, Ramazân-ı Şerîf’in sonuna yetişen ve aslî ihtiyaçlarından başka en az nisab miktârına (80.18 gram altın veya bunun değerinde para ve ticaret malına) sâhip bulunan her Müslümanın vermesi vâcip olan bir sadakadır. Ramazân-ı Şerîf’te oruç tutamayan hastanın, seferde olanın ve oruç tutamayacak derecede ihtiyar olanın da fitre vermesi vâcib olur.
Sadaka-i fıtır, meşhur hadîs-i şerîflerle sâbit bir vâcibtir. Zekât farz olmadan önce, orucun farz kılındığı sene vâcip olmuştur.
Sadaka-i fıtır; orucun kabul edilmesine, ölüm sıkıntılarından ve kabir azâbından kurtuluşa vesîledir. Yoksulların ihtiyaçlarını gidermeye, bayram neşesinden onların da istifâde etmelerine bir yardımdır.
Ramazan Bayramı’nın birinci günü sabah namazı vaktinin girmesinden itibâren sadaka-i fıtrın edâsı vâcip olur. Fakat fakirler, bununla bayram namazından evvel noksanlarını tedârik etsinler diye önce verilmesi menduptur.
Sadaka-i fıtır, Ramazan Bayramı’nın birinci günü fecrin doğuşuyla vâcip olduğundan fecirden önce çocuk dünyaya gelse onun için de sadaka-i fıtır vâcip olur. Şâyet fecirden sonra doğarsa bir şey lâzım gelmez.
Her Müslümanın kendisi ve bâliğ (ergin) olmayan fakir çocuğu için sadaka-i fıtır vermesi vâciptir. Bâliğ çocuğunun ve zengin olan çocuğunun fitresi babasına vâcip değildir.
Bir kimse, bâliğ olan evlâtlarının fitrelerini, onların izinleriyle verebilir. Kendi âilesi, idâresinde bulunduğu takdirde -âdeten izin bulunduğundan- izinleri olmaksızın vermesi de kâfîdir.
Bir kimse kendi fitresini; fakir olan eşine, babasına, anasına, ninesine, dedesine, çocuklarına ve torunlarına veremez.
Fitreyi bayram namazından sonraya bırakmak mekruhtur. Müstehap olan, namazdan evvel verilmesidir.

‼️Vakit azaldı ‼️ Bir zat yıllarca ibadet ediyor ve peygamber efendimiz o zatı cennet ile müjdeliyor. Fakat Cebrail as gelerek “Ya rasullallah! Onun bir dirhem zekat borcu ve üç günlük ömrü var. O şu anda cehennemliktir.” diye haber veriyor. Daha sonra bu zat bir dirhemden fazlaca malının tamamını zekat olarak veriyor ve üç gün sonra vefat ediyor. Peygamber efendimiz cenazesine teşrif ediyor. Bir müddet sonra takkesini çıkartıyor. Biraz zaman geçtikten sonra nalinlerini çıkartıyor. Daha sonra kabre koyarken tebessüm ediyor. Bu hâl ashabın dikkatini çekiyor, peygamber efendimize “ya Rasulallah, niçin takkenizi çıkardınız?” diyorlar. Peygamber efendimiz “Ey ashabım! O kadar çok rahmet yağıyordu ki ondan istifade edebilmek için takkemi çıkardım.” buyuruyor. Yine ashab-ı kiram “niçin nalinlerinizi çıkardınız?” peygamber efendimiz “O kadar çok melek geldi ki onların kanatlarını basmamak için çıkardım.” buyuruyor. Yine ashab-ı kiram “Ya Rasulallah! Kabrin başına geldiğiniz zaman niçin tebessüm ettiniz?” diyorlar, Peygamber efendimiz “Ey ashabım! O zatın mezarına baktığım zaman, onun çok büyük bir mertebesi olduğunu gördüm, onun için tebessüm ettim.” buyuruyor. İşte o kimse bir dirhem zekat borcunu ödemese cehenneme gidecekken zekatını tam vermesi sebebiyle böyle mükafatlara nail oluyor. Hz Allah cümlemize bol bol zekat vermeyi nasip etsin.Selâm ve dua ile...

Ehl-i Sünnet Hanefi
Musa (as) şöyle dua etti: Ya Rab! Tevrat ta,yüzlerinde nur parladığı halde kabirlerinden kalkan bir ümmet buluyorum,onları benim ümmetim kıl. Allahü Tealâ: Onlar Ümmeti Muhammed dir. Buyurdu. Musa (as) devamla: Ya Rab onlar bu ikramı,üstünlüğü ne ile elde ettiler? Allahü Tealâ:
Peygamberlerinin yüzü suyu hürmetine buyurdu.

SAKALI ŞERİFE HÜRMET.....Belh şehrinde çok zengin bir tüccarın iki tane oğlu vardı,adam öldü iki kardeş malı aralarında yarı yarıya taksim ettiler. Miras içinde Peygamberimize ait üç adet sakalı şerif vardı. Birer tane aldılar. Büyük kardeş geriye kalanını da ikiye bölüp yarımşar alalım dedi. Küçük, hayır katiyen olmaz. Rasülüllah’ın sakalı kesilirmi diye karşı çıkınca; büyük olan öyle ise mirastaki hissene karşılık bu üç sakalı şerif senin olsun dedi. O da tamam deyip gönül hoşluğu ile bu teklifi kabul etti. Büyük, malın tamamını küçükse üç sakalı şerifi aldı, itina ile cebine yerleştirdi. Zaman zaman cebinden çıkartır seyreder, öper, salevat okur ve tekrar cebine koyardı. Aradan bir müddet geçince büyüğün bütün malı tükendi, küçükse zengin oldu bir müddet sora vefat etti. Allah dostlarından bir zaat rüyasında Rasülüllahı gördü Rasülüllah ona: “İnsanlara söyle Allahtan bir şey isteyecek olan falancanın kabrine gelsin onu vesile ederek istesin” dedi. İnsanlar onun kabrine giderler ziyaret ederlerdi hatta oraya geldiklerinde hayvanlarından inerler yaya olarak geçerlerdi peygamberimize olan saygısından bu dereceye nail olmuştu.

Fotoğraf açıklaması yok.

KURT AYAĞI OTUNUN VEYA KURT PENÇESİ OTUNUN FAYDALARI m.ulaş Sağlığımızın müthiş şifreleri Her zaman yeşil kalan bu yosunumsu bitki, ormanlarda, yerde bir-iki metre kadar uzanarak, zarif ve ince kökleri ile kendisini belli eder. Bu kollardan, yedi ile on santim uzunluğunda ele yumuşak gelen çatallı dallar çıkarır. Dört yaşma gelen bitki, sarımsı renkte mısırı andıran çiçekler verir. Çiçeğin tozuna Kurtayağı tozu denir ve bazı eczanelerde deri tozu olarak satılır.

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'DUA EDERKEN "İNŞALLAH" İFADESİNİ KULLANMAKTAN SAKININ Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Sizin biriniz duasında: Allah'ım, dilersen beni bağışla! Dilersen bana merhamet et! Dilersen bana rızık ver! demesin. Dilediğini azimle ve kesin bir dille istesin. Çünkü Allah, dileyeceği herşeyi yapar, O'nu zorlayacak hiçbir kuvvet yoktur" Buhâri, 7477 Kur an ve Sünnet ışığında'
KURT AYAĞI OTUNUN VEYA KURT PENÇESİ OTUNUN FAYDALARI m.ulaş Sağlığımızın müthiş şifreleri
Her zaman yeşil kalan bu yosunumsu bitki, ormanlarda, yerde bir-iki metre kadar uzanarak, zarif ve ince kökleri ile kendisini belli eder. Bu kollardan, yedi ile on santim uzunluğunda ele yumuşak gelen çatallı dallar çıkarır. Dört yaşma gelen bitki, sarımsı renkte mısırı andıran çiçekler verir. Çiçeğin tozuna Kurtayağı tozu denir ve bazı eczanelerde deri tozu olarak satılır.
Radyum içeren bu bitki, çok çeşitlilik gösteren ip benzeri kollarıyla ve çiçek salkımından dökülen sarı tozuyla kolayca ayırt edilir. Dünyanın dört bir ' yanında, yüksek irtifalı ormanların kuzey yamaçlarında bulunur. Eğer ormanlar kesilirse, bitki sararır ve kurur çünki doğrudan güneşte yaşayamaz.
Gut ve romatizma hastalarına (hatta mafsallarda form değişmeleri oluşmaya başlamışsa bile), kronik hemoroit ve kabızlık çekenlere Kurtayağı çayı hararetle tavsiye edilir. Ancak ishalden mustarip kişiler bu çayı, büyük bir dikkatle içmelidirler çünki bağırsak krampları meydana gelebilir. Kurtayağı hiçbir zaman kaynatılmaz, ancak kaynamış su ile demlendirilir. Böbrek kumu, böbrek koliti, husye ağrıları veya sertleşmesi ile cinsel organ hastalıklarında da kullanılır. Karaciğer iltihaplanması ve karaciğer dokularındaki şişlikler için, hatta habis olanlar için bile Kurtayağı bire birdir. Onun yardımıyla hasta kısa sürede toparlanır.
Bir yakınımın kocası, yıllardan beri nefes darlığı çekiyordu ve astım olduğu düşünülerek tedavisi yapılıyordu. Bir gece gene yakalandığı nöbet esnasında gelen doktor, "Çalışmayı bırakmazsanız bir hafta sonra ölebilirsiniz." demiş ve onu hastaneye kaldırmış. Karısından öğrendiğime göre, son safhadaki bir karaciğer sirozu teşhisi konmuş ve birkaç gün sonra ümitsiz olarak evine gönderilmiş. Gece bastıran nefes darlığı, karaciğer sirozunun tipik bir göstergesidir. Tavsiyem üzerine kadıncağız Kurtayağı bularak kocasının hayatını kurtardı. Daha ilk fincan çayı içtiği zaman, yıllardan beri sıkıntısını çektiği gece nöbeti gelmemiş. Kulağa mucize gibi geliyor değil mi?
Civarınızda karaciğer sirozuna yakalanmış, hatta ağır durumda bir kimse varsa, ona hemen Kurtayağı çayı içiriniz; radyum içeren bu bitki, şifalı bitki tıbbında çok önemli bir yer tutar.
Bir dağ gezisinde beraber olduğumuz botanikçi Dr. Bruno Wein-meister, Kurtpençesi'nin bilhassa siroz ve karaciğer kanseri üzerindeki etkisini anlatırken şu olayı da aktardı: Genç bir öğrenci iken, arkadaşlarıyla bir dağ kulübesine doğru yol alırlarken, çok güzel bir Kurtayağı görünce dayanamayıp koparmış ve şapkasının etrafına birkaç kere dolamış. Sonradan arkadaşlarının birinin ayağına fena bir kramp girmiş, çocuğun ayağı dizine belli bir açıyla kaskatı kesilmiş. Herkes yardımcı olmaya çalışmış. Hatta kulübenin sahibi "Franzbranntwein" (sulandırılmış şarap ve bitki özlerinden yapılan bir ilâç) ile masaj yapmış ama nafile. Birinin önerisi üzerine genç öğrenci Kurtayağı'nı şapkasından çıkararak arkadaşının bileğine aşağıdan yukarıya doğru sarmış. Birkaç dakika içerisinde ayak normal hâline dönmüş. Bunun bir tesadüf olabileceğini düşünmüş. Belki de kramp, Kurtayağı olmasa da geçecekti, diye düşünmüş. Geri dönerlerken, bacak kramplarından mustarip olan evsahibesi için bir avuç Kurtayağı toplamış. Kadın kramplardan kısa zamanda kurtulmuş. Birkaç yıl sonra bunu bir uzmana anlatmış ve ondan Kurtayağı'nın radyum içerdiğini öğrenmiş. O zamandan beri birçok kişi ayaklarındaki ve bacaklarındaki kramplardan bir Kurtayağı bitki yastığı ile kurtulmuş.
Bir başka arkadaşım, idrar tutukluğundan dolayı hastaneye kaldırılmıştı. Kolunun üst tarafı iyice şişmişti. Hastaneden çıkınca her şey yeniden başladı. Neyse ki, 86 yaşındaki kayınvalidem ayak kramplarından acı çektiğinden evde Kurtayağı çayı vardı. O anda aklıma, sidik torbası krampı yüzünden acı çekiyor olabileceği ihtimali geldi. Bunu denedik. Bir ufak torbacığın içine kuru Kurtayağı koyup, mesane civarına koyduk. Beş dakika sonra arkadaşım normal olarak idrara çıktı. Hatta bu küçük torbacığı mesanesinin üzerinde birkaç gün daha taşıdı.
Ben yıllarca yüksek tansiyondan şikâyetçi idim. Bu, genellikle iyi çalışmayan böbreklerden ileri gelir. Ben de, Kurtayağı dolu minik bir torbayı böbrek civarına yerleştirdim ve gece öyle yattım. Sabah kalktığımda, yirmi olan tansiyonum on altıya düşmüştü. O zamandan beri arada bir, minik bir torba taze Kurtpençesi'ni böbrek bölgeme koymayı âdet edindim.
Baldır kramplarında Kurtayağı bir beze konularak baldırın etrafına sarılır. Ayak banyoları, hatta mesane kramplarında yarım banyo da yapılabilir.
Savaş veya kazalarda alınan yaralar da bazen kramplara neden olur. Bir gazinin sırtında, kocaman bir yara yeri vardı. Bu yara mütemadiyen acılı kramplara sebep oluyor ve ardından bütün bedeni ter içinde kalıyordu. Ağrılar kafasına kadar çıkıyordu. Kurtayağı pansumanları ve banyoları ile bu adamcağız 30 yıldır çektiği bu dertten kurtuldu.
Bazı eczanelerde satılan Kurtayağı tozu, yatalak hastalarda sık görülen yatak yaralarını kısa sürede iyileştirir. Tozu açık yaranın üstüne serpiştiriniz. Genelde daha ilk kullanımdan sonra rahatlama görülür.
KULLANIM
Çay: 1/4 litre kaynar suyun içinde bir silme tatlı kaşığı Kurtayağı kısaca demlendirilir. Günde sadece bir fincan, sabah aç karnına, kahvaltıdan yarım saat önce yudum yudum içilir. Siroz veya habis karaciğer hastalığında günde iki fincan içilebilir. ALINTI
Görüntünün olası içeriği: yazı

Nar Çiçeğinin Faydaları Narın kendisinin faydaları olduğu gibi çiçeğinin de bir çok faydası vardır. Nar çiçeği C vitamini deposu gibidir.


Nar çiçeği bazı bölgeler de Mekke Gülü ya da Medine Gülü olarak da bilinmektedir. Nar çiçeğinin kurusu da satılmaktadır. Kurusundan çay yapılır ve o çay sıcak ve soğuk olarak da tüketilebilir. Kilo vermek isteyenler için tüketilmesi gereken bir bitkidir. Yağları yakma özelliğiyle çabuk kilo verdiren nar çiçeği bitkisi kilo vermek isteyenler için birebirdir. Özellikle göbek, bel, basen gibi bölgelerde yağ yakma özelliğini gösterir.
Nar Çiçeğinin Faydaları
Nar Çiçeğinin Faydaları İse Şunlardır:
İshali önler
Ölü hücreleri yeniler
Kandaki şekeri düzenler
Yüksek tansiyonu olanlara iyi gelir
Grip ve öksürükte nefes açıcı etkisi vardır
Böbrek iltihabına iyi gelir
Kireçlenmeyi önler
Kanı temizler
Sindirim sistemini kuvvetlendirir
Mide şişkinliğini de alır
Tatlı krizini keser
Yağları yakar
Eski yaraların iyi olmasını sağlar
Suyu ile gargara yapılırsa ağız ve diş hastalıklarına iyi gelir
Kolesterol hastalıklarına iyi gelir
Bağırsak kurtlarını düşürür
İltihabı önler
İşte bu kadar etkili ve güçlü bir bitkidir nar çiçeği. Fakat fazla tüketilmemesi gerekmektedir. Fazla tüketildiği takdir de kalbe zarar verebilir.
Görüntünün olası içeriği: bitki

KADİR GECESİ’Nİ ARAMAK

KADİR GECESİ’Nİ ARAMAK
Kadir Gecesi’nin bu ay içerisinde hangi gece olduğunun gizlenmesi, müminlerin her geceyi Kadir Gecesi bilip, her gece çokça ibâdet etmeleri içindir. İmam Şa’rânî Hazretleri, Kadir Gecesi’nin kaçıncı gece olduğunu, Ramazân-ı Şerîf’in ilk gününe göre şöyle tesbit etmiştir. Ramazân-ı Şerîf:
• Pazar günü girerse 28’i 29’a bağlayan gece.
• Pazartesi günü girerse 20’yi 21’e bağlayan gece.
• Salı günü girerse 26’yı 27’ye bağlayan gece.
• Çarşamba günü girerse 18’i 19’a bağlayan gece.
• Perşembe günü girerse 24’ü 25’e bağlayan gece.
• Cuma günü girerse 16’yı 17’ye bağlayan gece.
• Cumartesi günü girerse 22’yi 23’e bağlayan gece.
İmâm-ı Şa’rânî Hazretleri 30 sene Kadir Gecesi’yle bu usûle göre müşerref olmuşlardır. Birçok evliyâ, bu usûlle Kadir Gecesi’ni bulmuşlardır.
Kadir Gecesi’nde hava berrâk ve güzel olur. O gece her şey Hazret-i Allâh’a secde eder. Denizlerin suyu bir an için tatlılaşır. Müminler, aff-ı ilâhî ve mağfiret-i sübhâniyeye mazhar olurlar. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neş.)
Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'Abdest almakta genç gibi dinç ol, namazda ihtiyar gibi ağır başlı davran, duada ise çocuk gibi ısrar et.'
Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, şunu diyen bir yazı 'ABDEST ALMANIN MUKAFATI Bir Müsluman abdest alırken agzına su verdigi vakit günahlar agzından çıkar. Burnuna su verip temizledigi vakit günahları burnundan çıkar. Yüzünü yıkadıgı günahları yüzünden hatta kirpiklerin bittigi göz kenarından çıkar. Ellerini yıkayınca tırnaklarının altına varıncaya kadar, başını mesh edince kulaklarının altına varıncaya kadar,ayaklarını yıkayınca ayak tırnaklarına varıncaya kadar bütün günahlar çıkar. Hadis-i serif Mustafa Taşkaya'
Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'Ramazanın günleri için uyanık fikirler... 1. Her gece 1lira tasaddukta bulun, sadakanin biri kadir gecesine denk gelirse 84 yıl her gün sadaka vermiş kadar sevabin olursun 2. gece teheccud kıl, namazının biri kadir gecesine denk gelirse 84 her gün teheccud kılmış kadar sevabın olur 3. Her gece 3 ihlas oku kiraatinin biri kadir gecesine gelirse 84 yıl her gün hatmetmiş kadar sevabin olur Bunu yayabildigimiz. kadar yayalim bir kisi bile yaparsa direk sevap'
Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'DUA EDERKEN "İNŞALLAH" İFADESİNİ KULLANMAKTAN SAKININ Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Sizin biriniz duasında: Allah'ım, dilersen beni bağışla! Dilersen bana merhamet et! Dilersen bana rızık ver! demesin. Dilediğini azimle ve kesin bir dille istesin. Çünkü Allah, dileyeceği herşeyi yapar, O'nu zorlayacak hiçbir kuvvet yoktur" Buhâri, 7477 Kur an ve Sünnet ışığında'
Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı ''Namazdaki huşu, vücutta endorfin hormonu salgılar-ki; bu 6 morfin hapına eştir. Bu hal; depresyonu, ruhsal çöküntüyü tedavi eder.''