9 Mayıs 2020 Cumartesi

Herkes bakır kaplarını satıp evi aluminyum kaplarla doldurmaya başladı. Büyük kolaylıktı. Hafifti, ucuzdu, kalaylanma derdi yoktu!. Yıllar yılı alüminyum kaplarda pişmiş yemeklerle beslendi beyinlerimiz! Derken çelik kaplar, teflon tencereler çıktı yakın yıllarda… Ve atıldı ortaya bir yeni keşif! “Alzheimer” yani ALUMİNYUM hastalığı!

Herkes bakır kaplarını satıp evi aluminyum kaplarla doldurmaya başladı.
Büyük kolaylıktı. Hafifti, ucuzdu, kalaylanma derdi yoktu!. Yıllar yılı alüminyum kaplarda pişmiş yemeklerle beslendi beyinlerimiz!
Derken çelik kaplar, teflon tencereler çıktı yakın yıllarda… Ve atıldı ortaya bir yeni keşif! “Alzheimer” yani ALUMİNYUM hastalığı!
Bu hastalığa yakalananların beyin hücrelerinde normalin 4 katına kadar alüminyum fazlalığı tespit oldu 1989 da.
Özellikle, beynin hafızayla alâkalı hippocampus bölgesindeki hücrelerde bu birikim çok fazla olarak bulundu. İnsanların farkında olmadan gıda ve diğer yollarla aldıkları fazla alüminyum beyni iflasa sürüklüyordu.
İsimleri, yerleri, kişileri hatırlamaz hâle getiriyordu “ALZHEİMER” hastalığı.
Ve bunda, kullanılan alüminyum kapların etkisi çok büyük!Yapılan araştırmalara göre, normal kapta pişen domatesteki aluminyum oranı, alüminyum kapta piştiğinde yüzde yüze yakın artıyordu.
Şimdi aluminyum tencereler kullanılmıyor pek ama tehlike geçti mi?
Bu defa da en başta aluminyum “kutu”larda saklanan, içilen konserve ve meşrubat türü gıdalar çıktı karşımıza! Bunların yanı sıra vücuda alınan bazı ilaçlara da dikkat edilmeli sanırım!
Meselâ, stresli toplumlar sürekli mide yanmalarına karşı antiasid almaya başladılar.
Ki alınan antiasid hap veya şurupların pek çoğunda yoğun miktarda alüminyum hydroxid ve alüminyum tuzları bulunmakta!
Yanı sıra ishal kesici (antidiarrheal) haplar dahi alüminyumlu maddeler ihtiva etmekte. Bir kısım ağrı kesici aspirinler, kepek olmasını önleyici bazı şampuanlar, bazı deodorantlar, hep beynimizin belâsı alüminyumu ihtiva etmekte.
Bilmem alüminyumlu nesnelerden uzak durmamız gerektiğini yeterince anlatabildim mi?.
Yanı sıra kesinlikle LIGHT ve DIET yazan yenecek ve içeceklerden uzak durmak gerekiyor.
Rafine beyaz şeker ise beyni “turn-OFF” yapan (çalışmasını durduran) madde olarak adlandırılıyor.
Prof. Dr. Turan GÜVEN - Öğretim Üyesi

İkram ettiğin kişiyi seviyorsan,bu sevgi ALLLAH içindir. Sana ikram edeni seviyorsan, bu sevgi,MENFEAT içindir (Muhyiddini arabi)

Hz. Huzeyfe anlatıyor: Peygamberimiz (a.s.m) şöyle buyurdu:
“İlerde başınıza geçecek bazı âmirler / yetkililer olacak, hem zulmederler hem de yalan söylerler. Kim onların yalanlarını tasdik eder ve zulümlerine yardımcı olursa, o benden değil, ben de ondan değilim . O kimse, Kevser havuzuna da gidemez. Fakat onların yalanlarını tasdik etmeyen ve zulümlerinde onlara yardımcı olmayan kimse ise, o da bendendir, ben de ondanım ve o Kevser havuzuna da gider.”
(Mecmau’z-zevaid, 5/248).

KEMİK KIRIĞI İÇİN burçak kırık ve ve çatlak kemikler üzerine lapası konulursa kırık kemikleri kendine toplar 24 saatte yerine getirir ve kaynatır Zeytin yağı tuzla karıştırılıp satılırsa ezikler düzelir

zehir tesir etmez

Küfür etmeyin...

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı '(Cennet, fahiş ve çirkin söz konuşana haramdır.) [İbni Ebiddünya]'

Kaza beladan korunmak için...

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'KAZADAN BELADAN KORUNMAK İÇİN Hadis-i Şerif de buyruldu ki: Hiç bir kul yoktur ki, her günün sabahı ve her gecenin akşamında üç kere: YEDURRU ŞEY'ÜN FİL ARDI VELÂ VE HÜVE ALİM." desin de sonra ona bir şey zarar versin. Ravi: Hazreti Osman (Radıyallahu Anh) Sayfa: 384 / No: 10 Ramuz El-Ehadis'

Öşür kalktı diyen imamın arkasında namaz kılınır mı? İslam'ın şartı olan zekât, kişilerin kalktı demesiyle kalkar mı? ARAZİ - TORPRAK MAHSULLERİNİN ZEKATI: ÖŞÜR !

Öşür kalktı diyen imamın arkasında namaz kılınır mı?
İslam'ın şartı olan zekât, kişilerin kalktı demesiyle kalkar mı?


ARAZİ - TORPRAK MAHSULLERİNİN
ZEKATI: ÖŞÜR !

Mevzu'u iyi anlıyor ve yaşiyormuyuz?

Öşür arâzisinden çıkan mahsûlün zekâtına, -onda bir (1/10) demek olan- öşür denilmiştir. Öşür; âyet, hadîs ve icmâ ile sâbit bir farzdır. Âyet-i kerîmede (meâlen): “Ey îmân edenler! Kazandıklarınızın ve yerden sizin için çıkardıklarımızın temiz (helâl) lerinden infâk edin (zekât ve öşür verin). Gözünüzü yummadan (sıkılmadan) alıcısı olmadığınız şeylerin yaramazını vermeye yeltenmeyin. Ve bilin ki Allah Ganî'dir (sadakalarınız sizin menfaatiniz içindir) ve Hamîd'dir (herkes Allâh'a hamd ve şükür borçludur).” (Bakara Sûresi, âyet267) buyurulmuştur.

Bir arâzî, yağmur, çay veya ırmak sularıyla sulanırsa mahsûlâtı onda bir nisbetinde; dalyanlar, dolablar, hayvanlar veya satın alınacak sular ile bütün sene veya senenin yarısından fazla sulanırsa yirmide bir nisbetinde öşür verilir. Tohumlar veya amele ücretleri vesâir masraflar bundan düşülmez.

Öşürde, arâzî sâhibinin akıllı, bâliğ (ergen), zengin olması şart değildir. Öşürde itibâr, arâzî sâhibine değil, arâziyedir. Yânî, mal sâhibi; çocuk, deli veya fakir de olsa öşür ile mükelleftir.

Altın, gümüş, para ve ticâret mallarından yılda bir defa zekât vermek lâzımdır. Arâzide ise yılda kaç mahsûl elde edilirse, hepsinden ayrı ayrı öşür vermek lâzımdır. Diğer malların zekâtında, malın-paranın üzerinden bir yıl geçmesi şart olduğu hâlde, mahsûllerde bir yıl geçmesi îcâb etmez.

Bal, ceviz, susam, fındık, fıstık, çam fıstığı, payam (badem), zeytin, pamuk, palamut, pelit, keten tohumu, şeker kamışı, şeker pancarı, çay yaprağı, çayır otu, dut yaprağı, fesleğen yaprağı, buğday, mısır, pirinç, nohut, mercimek, bakla, fasulye, soğan, sarımsak, kavun, karpuz, salatalık, üzüm, incir, elma, armut, şeftali, erik gibi her türlü mahsülden ve yulaf, fiğ, burçak gibi her türlü hayvan gıdasından öşür verilir.

Öşrü verilen üzüm bağının içinde meyve ağaçları olsa veya bağ arasında soğan, sarımsak ekilse, o ağaçların meyvelerinden ve ekilenlerden de öşür vermek lâzımdır. Öşür arâzisi içinde, ekilmediği hâlde kendiliğinden çıkan mahsûlden de öşür verilir.

Hülâsâ, İmâm-ı A'zam Hazretleri: “Arâzîden elde edilen mahsûlün azında da çoğunda da öşür farzdır.” buyurdular.