14 Mayıs 2020 Perşembe

Dünya üzerindeki ümmet-i Muhammed'in, asıl idari merkezi divan-ı salihindir. Hızır (a.s.)'ın sırrı

Dünya üzerindeki ümmet-i Muhammed'in, asıl idari merkezi divan-ı salihindir.

Hızır (a.s.)'ın sırrı

"Yeryüzünde ab-ı hayat (hayat suyu) mevcuttur. Ondan içen, kıyamete kadar hayatta kalır. Hızır aleyhisselam ondan içmiştir." diye buyurmuş #SüleymanHilmiTunahan (ks)

Son zamanlarda TV programlarında sıkça tartışılan ve yine hakkında olmadık iddialarda bulunulan Hızır aleyhisselam bir cin ya da melek değildir. Bizim gibi insandır ve ab-ı hayat içmiştir. Her yüz senede bir vücut yapısı on yedi yaşında bir insanın vücut şartlarına geri döndürülür.

Kur'an-ı Kerim'de bir ayet-i kerimede "Allah yolunda öldürülenler için ölüler demeyiniz. Bilakis onlar diridiler. Fakat siz iyice akledemezsiniz." buyrulmuştur. Bu açık ifadeden de anlaşıldığı gibi her insan aklının alamayacağı bir takım hakikatler vardır ve şehitler bilmediğimiz-akledemediğimiz bir surette, diridirler. Ölü değiller.

Makamları, manevi dereceleri şehitlerden de üstün olan sıddıklar, veliler, mürşidler de bu şekilde diridirler. Bundan bin sene önce ahirete irtihal etmiş bir büyük velinin, şu anda karşımıza çıkıp bizimle görüşmesi, Kur'an'ın ve Sünnet'in bize bildirdiklerine ters değildir.Mümkündür. Zaten tarih boyunca her dönemde bu tarz hadiseler yaşanmaktadır. İşte her hafta, dünyanın uygun görülen bir yerinde, vefat etmiş veliler-Allah dostları ile, yaşayan veliler bir araya gelip toplantı yaparlar. Buna divan-ı salihin adı verilir. Dünyada olmuş ve olacak olaylara dair kararlar alınır. Bu toplantılara peygamber efendimiz (s.a.v.) başkanlık eder. Şayet o katılmamış ise, dönemin yaşayan mürşid-i kamili başkanlık eder. Katılımcılar da her toplantıda değişiklik gösterebilir. Gerektiğinde Hızır aleyhisselam da bu toplantılara katılır. İleride neler olacağına dair bilgilere de vakıf olur. Karar alınması aşamasında kanaat belirtir.

Dünya üzerindeki ümmet-i Muhammed'in asıl idari merkezi bu divan-ı salihindir. Bu gerçekleri Yahudi din bilginleri de çok iyi bilirler. Buna rağmen -artık nasıl yapabiliyorlarsa- inkar ederler ve düşmanlık ederler.

Yahudinin, dünya çapında kurmaya çalıştığı hakimiyeti, yer ile yeksan edecek merkez bu divan-ı salihindir. O divan, dünya üzerinde ölü - diri fark etmez istediğini görevlendirir. Zaten salihlerin ölümü gafillerin gözlerinden kurtulmaktan ibarettir. Bir odadan diğer odaya geçmek gibidir.

HAARP teknolojisini kullanarak İstanbul merkezli sun'i bir deprem yaparak, çok büyük bir kıyım yapmayı, ardından Türkiye'yi iyice zayıf düşürüp, İslam'ın kökünü kazımayı planladıklarında, daha bunu yapmadan, divan-ı salihin'de kararlar alındı, "Kendi tuzaklarını kendi başlarına geçirelim" diye... Ve Yahudinin kontrolündeki o ekibin hesapları şaştı, deprem oldu ama depremden önce toplaşıp daha başaramadıkları halde kendilerinden emin şekilde eğlenceler yaptıkları ve her şeyi kontrol ettikleri Gölcük Askeri tesisleri depremin merkez üssü oldu. 30 ABD'li ve 12 İsrail'li çok yüksek rütbeli adamları-subayları da helak olanlar, divan-ı salihin'in tokadını yiyenler arasındaydı.

Bu dünyada, bu müslüman milletler sahipsiz değildir. Bu islam dini, TV programcılarının bilip bilmeden ahkam kestiği kadar basit değildir. Şeriat, Tarikat, Hakikat ve Marifet makamları vardır. Sizlerin, çıkıp da süslü püslü laflarına aldandığınız pek çok kimse daha şeriat makamında bile değildir. Daha çocuklara bile öğretilen ilmihal bilgilerini bile bilmediği halde bu tek hak din olan İslam'ın en ince detaylarını tartışmaya açan ve kendini adamdan tanıtmaya çalışan soytarılar dolmuş ekranlara... Dikkat edin, bu programların başında mü'min olan pek çok kişi, sonunda küfre kaymış oluyor da farkında bile olmuyorlar. Yarım hocalar, İslamcı araştırmacı yazarlar dinden ediyor.

Alıntı.

Ayasofya Elbet açılacak Fakat onu açacak kişi sıradan biri olmayacak..! İşte o zaman erecek felâha bu VATAN 🇹🇷

Hayırlı iftarlar.

Hayırlı iftarlar.

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı '"Allahu teala bize rahmetiyle muamele etsin. Adaletiyle muamele ederse yanarız. Zira, Bugün şu Ramazanda bile sözüm ona ilahıyatçıların islama vediği zararı Gayri müslimler vermiyor. istisnaları tenzih ederiz.'

Ayinesi İştir Kişinin Lafa Bakılmaz, Şahsın Görünür Rütbe-i Aklı Eserinde. Ağacın bile kalitesi meyvesinden belli olur. Allahım bunlara olan sevdamızdan bizleri ayırma. AMİN

Her ibadetin kazası, Kul hakkının ise cezası vardır. T.Emre

Ayasofya elbet birgün açılacak ama bu şeref ehli sünnet olan birine nasip olacak inşaAllah Bu iş nasip işi bekleyip göreceğiz Rabbim kime nasip edecek.

DUA EDERKEN DİKKAT Rivayet olundu ki . İsrâiloğullarının içinde sâlih bir adam vardı. Çok sevdiği bir eşi vardı. Allah bu sâlih kula kendisine üç istekte bulunmasını bildirdi. Adam eşine .Rabbimden üç mühim ihtiyacımın giderileceği yâni üç

DUA EDERKEN DİKKAT
Rivayet olundu ki . İsrâiloğullarının içinde sâlih bir adam vardı. Çok sevdiği bir eşi vardı. Allah bu sâlih kula kendisine üç istekte bulunmasını bildirdi. Adam eşine .Rabbimden üç mühim ihtiyacımın giderileceği yâni üç konuda yapacağım duamın makbul olacağı hakkında haber aldım. Çok ihtiyaçlarım var. Ne yapacağımı ve öncelikle hangi ihtiyaçların giderilmesi için duâ edeceğimi bilemiyorum dedi. Kadın Benim için bir, kendin için iki istekte bulun dedi. Adam sordu. Ne istersin Kadın .Senin Rabbinden benim isteğim, beni benden daha güzel ve çekici bir kimsenin bulunmayacağı surette kılmasıdır! Adam önce hanımının çok güzel olması için duâ etti. Hanımının güzelliğinden ve cemâlinden evin içi aydınlanmaya başladı. Kadın evden çıkmak için ayağa kalktı, kapıya yürüdü. Kocası sordu Nereye Kadın .Bâzı sultanlara gidiyorum! Güzelliğimi senin gibi birisinin yanında boşa harcayacak değilim dedi. Adam eşinin sokağa çıkmasına mani oldu. Fakat kadının güzelliği bâzı sultanların kulağına çoktan gitti. Sultanın aveneleri geldiler, kadını zorla kocasından alıp götürdüler. Kadın seve seve gitti. Muradına erip sultanların eşi olacaktı. Adam büyük bir huşu ile dergâh-ı ilâhiyeye, rabbimize avuçlarını açtı. Allahım Senin katında benim iki hacetim kaldı. Makbul olacak iki duam kaldı. Allâhım Onu maymuna çevir! Allah, sâlih kulun duasını kabul etti. Kadın hemen oracıkta maymun oluverdi. Sultan, kadını hemen yanından kovdu. Saraydan uzaklaştırdı. Kadın maymun hâlinde evine geldi. Kocası onun o haline acıdı. Yine duâ etti Allâhım! Eşimi eski haline getir diye. Allah duasını kabul etti. Eşi eski haline geldi. Fakat sâlih adamın üç makbul duası da boşuna gitmiş oldu. Ne Adam iflah oldu, ne de eşi… Evet arkadaşlar .Duanında isteme usulu, yapma usulü vardır. Hani hep duyarız. Süleyman a.s'mın saltanatı, yani neden saltanat verildi. Halbuki Süleyman a.s. ilim mal ve hükümdarlık arasında muhayyer iken, dua neticesinde ilmi tercih etti ve bu sayede diğer ikisine de malik oldu, sahip oldu. Yine Hazreti Allah Adem a.s yarattığı zaman Cebrail a.s ile ona üç hediye gönderdi Akıl İlim Hayâ. Hz. Adem a.s. aklı seçti. yani var olan aklımızda, aklımızı, fikrimizi, irademizi kullanarak bilimçli, şuurlu du etmek lazım..Yeri gelmişken biraz önceki iafde etmeye çalıştığım fikrimizi, irademizi kullanarak içten, kalpten, samimi, vakarlı ve sabırlı bir şekilde mevlamıza niyazda ve tazarruda bulunmamız gereken bir kıssa olsa gerek