Hacı Mustafa Dayım ihtiyaten yanına aldığı kızarmış tavuk ve ekmeğin tamamını uzatarak “buyur” der. Hacı Kerim Dayım da ekmeğin tamamını yer, bitirir.
Hz.Üstazımız’ın huzuruna vardıkları zaman Üstazımız tebessümle:
–“Evladım Kerim... Eskişehir’i geçince rahatladın, iştahın da açıldı. Hiçbir rahatsızlığın kalmadı. Üstelik tavukla ekmeği tamamen yedin, değil mi? Evladım...” buyurur.
Onlar da:
–“Evet Efendim. Buyurduğunuz gibi oldu” derler.
Bundan sonra Toros dağlarındaki kaldığı yaylalardan bahsederek,
–“Dudaklı Hacı Mehmet Ağanın benim üzerimde çok hakkı var. Döndüğünüz zaman selamımı söyleyin. Onun günlük vazifesi 1 Fatiha, 3 İhlas-ı Şerif okuyup, kalben de Allah Allah ... derse kafi. Dudaklı Hacı Mehmet Ağanın neslinden mutlaka birkaç çocuk getirip okutun” buyurur.
Bu arada Bor’un Çukurkuyu Kasabasından bahisle, “orada Evlâd-ı Rasulden benim emmetem Şeyh Hacı Emin Efendi (irtihalleri:1830) medfundur. Onu da ziyaret edersiniz” diyerek, “Çukurkuyu’dan da birkaç tane talebe temin edilerek, okutulmasını” emir buyurur.
Bu konuşma esnasında Ereğli’de akrabalarının olduğunu, bunların da Hacı Kamber ve Emin Soylu olduklarını bahsederek:
–“Ereğli’ye döndüğünüzde Emin Soylu’ya benim selamımı söyleyin, gelsin, görüşelim.” buyururlar. (O tarihlerde Hacı Kamber vefat ettiğinden Emin Soylu hayatta idi.)
(5) NOT: Anlatan Bilal Kılınç