“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
8 Haziran 2020 Pazartesi
LEYLA TANRIKULU AHHHHH AHHHHH HASTALIĞIMI YAZMİM DEDİMMMM KARACİĞERİMDE KİST VARMIŞ BÜYÜME VARMIŞ
LEYLA TANRIKULU
AHHHHH AHHHHH HASTALIĞIMI YAZMİM DEDİMMMM KARACİĞERİMDE KİST VARMIŞ BÜYÜME VARMIŞ YAĞLANMA VARMIŞŞŞŞŞŞ BUNU ANCAK 2 SENEDE BULDULAR LENFOMAYMIŞIM DAHA RAMAZANA GİRERKEN ÖĞRENDİMMMMMMMMM:(((((((((((((( DALAKDA BÜYÜME VARMIŞ BÖBREKLERİM ÖNCEDEN ARA ARA KUM ÜRETİYORDU SİNDİRİM SİSTEMİM BOZUKTU BİLDİĞİNİZZZZZZ CANLI CENAZEYDİM EVİN İÇİNDE TAAAAKKKİİİİ BU KARBONATI KULLANAN NA KADAR ŞİMDİ HEM ENERJİ DOLUYUM HEMDE HASTALIĞIMA RAGMEN GAYET İYİ HİSSEDİYORUM BİR HASTA BUNLARI SÖYLERMİ ALLAH AŞKINA ve ZARARI OLANI KİM TAVSİYE EDER BENDE BÖBREKLERİMDE SORUN KALMADI HALSİZLİĞİM GİTTİ YORGUNLUĞUM BİTTİ HEEEEE UNUTTUM SAFRADA TAŞ VAR BELDE FITIK:) KASIKDA FITIK DAHA NE OLSUN:) BİR İNSANDA HEPSİ VAR BENDE AMA İYİYİM KG DA VERDİM KARBONAT VE LİMON SAYESİNDE VE DİYETTE YAPMADIM NEDNE VEBAL ALTINA GİREYİM BU KADAR İNSANA TAVSİYEDE BULUNAYIM İYİ SONUÇLAR ALDIM SİZLERDE SONUÇ ALMANIZ İÇİN YARARLANMANIZ İÇİN YAZIYORUM BAHSETTİĞİM İNGİLİZ KARBONATINI KULLANIN DUA EDECEKSİNİZ BANA:)
Çok teşekkür ederim leyla tanrıkulu
Saygılar m.ulaş
............................................mektubatı şerifte;
"büyükler (silsile-i sadat ve allah dostları) ile beraber hiç bir işte zorluk olmadı".. Rabbim ahir zamanın sıkıntılarını bir bir gösterdiği günümüzde bizleri doğru yoldan ayırmasın. her zaman "kalbi birlik ruhi ahenk içersinde" hizmet edenlerden eylesin......amin....🤲🤲🤲
BEL VE BOYUN FITIĞIM HİÇ DÜZELMİYOR DİYENLERE
BEL VE BOYUN FITIĞIM HİÇ DÜZELMİYOR DİYENLERE
Birinci gün Kırkkilit otu çayı hazırlayın 1 su bardağı için aynı şekilde akşamda için aynı suyu günde 5 defa bel boyun fıtığınıza sürün kurusun üzerinde 2 nci gün ardıç yağı sürün sabah öğlen akşam dönüşümlü bu şekilde devam edin 30 gün 15 günde bir ara verin 10 gün devam edin sonra müzmin bel fıtığınız tamamen gidiyor saygılar şifa olsun
M. Ulaş
Hadis-i Şerif : Kul kırk yaşına ulaşınca, Allah onu cinnet cüzzam ve alaca hastalığı gibi üç belâdan emin kılar. Elli yaşına gelince, Allah ondan hesabı hafifletir. Altmış seneye ulaşınca, Allah onu kendisine inâbe ile rızıklandırır. Yetmiş seneye erişince, gök ehline onu sevdirir. Seksen yaşına gelince, Allah hasenâtını sâbit kılar ve günahlarını siler. Kul doksan seneye ulaştığında ise Allah onun geçmiş ve gelecek günahlarını mağfiret eder ve kendisini âile halkına şefaatçi kılar. Gökten nidâ eden biri şöyle seslenir: “Bu kul, yeryüzünde Allah’ın esiridir.” (Ramazül Ehadis C.1,S.38/2)
.......
"KİŞİ SEVDİĞİ İLE BERABERDİR."
Sevgi ile bakabilmek!
Birgün sarhoşun birisi meyhaneden çıkmış evine giderken zikr sesleri duyuyor. Zikrin ne olduğunu bilmiyor, ses nereden geliyor diye merak edip sesin geldiği yere gidiyor. Pencereden içeriye başına uzatmış. Bakmış ki, orada Abdülkadir Geylani hazretlerinin talebeleri bir araya gelmiş zikir yapıyorlar, sohbet ediyorlar, Allahdan bahsediyorlar.
O da bakmış, ya Rabbi bunlar ne güzel insanlar demiş ve evine gitmiş, evde de ölmüş.
Ertesi gün cenazesini kaldırıyorlar, kabre koyuyorlar. Melekler Cehenneme götüreceğiz diyorlar.
Gavs-ı Âzam Abdülkâdir Geylani hazretleri, nereye götürüyorsunuz, diyor. Bu adam berbat, bu adamın yeri ancak ateş olur diyorlar.
Gavs-ı Azam hazretleri; başını vermem, vücudunu ne yaparsanız yapın, diyor. Çünki o baş, o göz benim talebelerime sevgi ile baktı.
Benim talebelerime sevgi ile, muhabbetle bakan gözü ateş yakmaz. Başını vermem ama geri kalanını ne yaparsanız yapın, beni alakadar etmez demiş.
Demişler ki, ya Gavs, olur mu öyle şey, baş bir tarafta vücut bir tarafta olmaz demişler. Cenab-ı Hakka arz edin demiş. Ya Rabbi, ne yapacağız bu mevtayı demişler.
Allahü teala da buyurmuş ki, baş ne tarafta ise vücut da o taraftadır.
Dolayısıyla, kim olduğumuz değil, kiminle olduğumuz önemlidir. Ve kimi sevmek, kimi sevmemek lazım olduğunu da iyi seçmeliyiz. Ahiretde nerede ve kimlerle olmak istiyorsak, buna dünyada karar verelim. Birilerini sevelim derken esas sevilecekleri ihmal eder veya dünyevî,siyasî sâikalar yüzünden düşman olursak,ahiretimizi de hüsran ederiz,biraz bilgi,biraz şuur,ahir zamanda kurtuluş çoğunlukta mi azınlıkta mi aramalı?
Gariblere müjdeler olsun!ahir zamanın ahirinde din ve dindarlar garib olmiyacakmi? Sen kimlerlesin?
Mümini munafiktan ayıracak şakulun,bilgin varmı,kimin ne yaptığını görecek basiretin varmı? gözlüğün nasıl at gözlüğü mü takindin farkında mısın?
İNSAN SEVECEĞİ KİMSEYİ İYİ SEÇMELİ, ONA GÖRE SEVMELİDİR..
EFENDİ HAZRETLERİNİN MÜNTESİPLERİNDEN DERVİŞ EFENDİ ANLATIYOR: İSLÂM VELİSİNE HAKÂRETE KALKIŞMAK Efendi hazretleri (K.S.) bir gün vaazdan çıkıp tramvaya binmek üzere giderken sakalından HOCA olduğuna karar veren bir üniformalı yolunu keser ve o devrin zulmünü özetleyen bir ifâdeyle sorar: - Hoca, hoca nereden geliyorsun böyle? Efendi hazretleri
EFENDİ HAZRETLERİNİN MÜNTESİPLERİNDEN DERVİŞ EFENDİ ANLATIYOR:
İSLÂM VELİSİNE HAKÂRETE KALKIŞMAK
Efendi hazretleri (K.S.) bir gün vaazdan çıkıp tramvaya binmek üzere giderken sakalından HOCA olduğuna karar veren bir üniformalı yolunu keser ve o devrin zulmünü özetleyen bir ifâdeyle sorar:
- Hoca, hoca nereden geliyorsun böyle?
Efendi hazretleri
- Câmiden, der.
Mütecâviz Üniformalı içindeki küfür heyecanıyla bağırır:
- Ne yaptın camide?
- Vaaz ettim.
Devrimbaz hakâret etmek istemektedir:
- “Daha hâlâ bu milleti cennettir, cehennemdir, diye avutuyor musunuz? Azap,
kitap sual, münker – nekir hikâyeleriniz ne zaman sona erecek daha?” diye
hakâretlerini sürdürüyor.
Üstazımız karşılaştığı muameleden sonra son derece mütessir olur ve elindeki çanta ansızın yere düşer. Efendi hazretleri büyük bir üzüntü içerisinde, buyururlar ki:
- EYVAH, SEN GİTTİN...!
Bu duruma şahit olan civardaki bir berber, Efendi Hazretleri oradan ayrıldıktan sonra
o üniformalının birden tramvayın altında kaldığını ve raylar arasında kafasının cesedinden koptuğunu görmüştür.
Bu berber zât hadiseden sonra Efendi Hazretleri ne zaman dükkanının önünden geçse derhal elini öpmek ister büyük hürmet gösterirmiş.