9 Temmuz 2020 Perşembe

ARDIÇ YAĞI 👉 "Ardıç yağını aldın zaman hastalıklı bölgeye gider, orayı sarar, imha eder, vücut makinası doğru çalışmaya başladı mı çocuğu olmuyorsa çocuğu olur, başka bir hastalığı varsa o düzelir" Çok fazla bilinmeyen ardıç yağı 1 kerelik kullanım sonrası vazgeçilmez haline gelen mucizevi yağlardandır Vücut dengesini temin eder .Antibiyotikten kuvvetlidir.. Vücutdaki cerahatı Kandaki iltihabı yok eden mucize bitki Özellikle ardıç yağının saça faydaları ve sinüzit için faydaları gerçekten de oldukça fazla. Ardıç yağı kanı temizler, kandaki zehirli maddeleri dışarı atar. Virüslerden korur. Kan yoluyla oluşan hastalıklara da engel olur . Ayrıca kansızlığa iyi gelir. vücuttaki toksinleri temizlediği, iltihapları söktüğü, tıkanıklıkları açıp temizlediği için arındırıcı bitkisel kürlerde yer almaktadır. İdrar söktürücü, iştah açıcıdır. Mide ağrısına iyi gelmesi, boğaz iltihabının giderilmesi, saç dökülmesinde ve kandaki şeker miktarının düşürülmesinde yardımcı olması nedeniyle alternatif tıpta sıkça kullanılan bir yağdır. Deri hastalıklarının tedavisinde, selülerin giderilmesinde, ayrıca romatizma ve kramplarda da kullanılabilir. Pek çok yararı olan yağın fazla mikatrda kullanılması ise yarar yerine zarar verecektir. Gereğinden fazla kullanılması özellikle de böbreklerde zarara yol açar Vücuttaki toksinleri temizlediği, iltihapları söktüğü, tıkanıklıkları açıp temizlediği için arındırıcı bitkisel kürlerde yer almaktadır. İdrar söktürücü, iştah açıcıdır. Mide ağrısına iyi gelir. Boğaz iltihabının giderilmesi için yarar sağlar. Saç dökülmesinde çok faydalıdır. Deri hastalıklarının tedavisinde, Selülitlerin giderilmesinde, Ayrıca romatizma ve kramplarda da kullanılır. Hemoroide basura çok faydalıdır Agız ve diş etlerindeki mikrobu izale eder.. Ardıç yağı, antibiyotik yerine geçer. Demire koysan eritir, ama vücuda zarar vermez. Vücuttaki cerahati, iltihabı çıkarır, temizler. Yükselen tansiyonu ve yükselen şekeri hemen düşürür • Masaj yolu ile cilde uygulanması romatizmal ağrılara iyi gelir • Antioksidan özelliği vardır ve bu sayede kanseri önler. • İltihap söktürücü özelliği vardır. • Kansızlığa ve kansızlık ile birlikte gelen hastalıklara iyi gelir. • Masaj yolu ile cilde uygulanması romatizmal ağrılara iyi gelir. • Kanı temizler ve kanı içinde bulunan zehirli maddelerden arındırır. • Terlemeyi sağlayarak vücuttan toksin atılmasına yardımcı olur. • Kas ve eklem ağrılarına iyi gelir. • Gut hastalığında tedaviye destek görevi görür. • Adet sancılarını gidermeye yardımcı olur. • Selülit olan bölgeye uygulanması selüliti giderir. Saç dökülmelerinde saç derisinde oluşan mantar sorunlarında ardıç yağının etkisi çoktur. İçerisinde E vitamini bulunan ardıç yağının saçların nemlendirme özelliği bulunur. Kepek sorununu giderir ve saçların sağlıkla parlamasını sağlar. Ardıç yağı, Çatlak ve selülit probleminin kısa sürede giderilmesinde oldukça etkili. • Boğaz iltihabına iyi gelir ve öksürük, bronşit gibi rahatsızlıkların giderilmesine büyük fayda sağlar. • Sindirimi hızlandırarak hazmı kolaylaştırır ve kabızlığa iyi gelir. Hazmı kolaylaştırır, sindirimin uyarılmasını sağlar ve midede bulunan gazların kolay atılmasını sağlar. Midede şişlik yaşayan kişiler ağızda koku problemi olanlar ardıç yağı ile çözüm bulabilirsiniz. • Diyabet yani şeker hastalığının tedavisinde yardımcı olarak kullanılan önemli bir yağdır. Ardıç Yağı Nasıl Kullanılır? Haricen: Haricen 1/10 oranında ardıç yağını zeytinyağı ile karıştırılıp ağrıyan yerlere uygulanabilir. Selülit sorununda ve cilt hastalıklarında ise ardıç yağı masaj yapılarak sürülmelidir. Dahilen: 1 su bardağına 2 – 3 damla damlatılarak tüketilebilir ya da şeker üzerine 5 – 6 damla damlatarak ağzınızda yavaş yavaş emerek tüketmelisiniz. Burundan: Pamuğa iki burun deliği için ardıç yağını 2 – 3 damla damlatıp burun deliklerinize koyun ve 10 dakika bekletin. Günde 1 kere uygulamanız yeterlidir. Suyun içine ardıç yağı katıp buharını da çektirdiğinizde burunları açar. Kimyasaldan uzak hazırlanmış organik Ardıç yagı için sipariş verebilirsiniz Şifa Allah cc bizler vesile..🌿

Görüntünün olası içeriği: yazı

EMANETE RİAYET: !!!!!!!!!!! İnsanların korumak üzere birbirine bıraktığı veya bir kimsenin başkasından ödünç aldığı şeyler maddi anlamda emanettir. Kur’an-ı Kerim’de emanetlere riayet edilmesi emredilmiş emanete riayet, kurtuluşa eren müminlerin vasıflarından sayılmıştır. Hadis-i şerifte emanete hıyanet, münafıklık alametlerinden sayılmıştır. Şöyle ki:


“Munafığın alameti dörttür: Konuştuğunda yalan söyler, Söz verdiğinde yerine getirmez, kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder, birisiyle anlaşmazlığa düştüğünde haddi aşar (hasmına zulmeder).”

İnsanoğluna verilen mal, can, evlat-ıyal, kendisine tevdi edilen görev ve ictimai sorumluluklar da birer emanettir. İnsanoğlunun uhdesine verilen bütün bu değerler, emanet sahibi Allah Teâlâ’nın emri doğrultusunda değerlendirilirse, emanete riayet edilmiş olur. Aksi halde, emanetin asıl sahibi olan Allah (c.c.)’nın rızasına uygun olmayan hayat, emanete hıyanet anlamına gelir. Kur’an-ı Kerim’de, emanetlerin ehline verilmesi emredilerek içtimaî sorumlulukların (görevin) liyakatli insanlara tevdi edilmesine işaret edilmiştir. Hadis-i Şerifte de görev emanetinin ehline verilmemesi halinde “kıyameti bekleyiniz” hatırlatması yapılmıştır. Bu hadis-i şerifin, Buhâri’de “ilim” bahsinde zikredilmesi de oldukça anlamlıdır. Cibril hadisinin sonunda ise, kıyamet alametlerinden biri olarak, ahir zamanda mal nimetinin ehil olmayanların eline geçeceğinin haber verilmesi, mal sahiplerine ayrıca bir sorumluluğu hatırlatmaktadır.

Manevi anlamda emanet ise, geçmişten bize tevdi edilen Dinimiz, dini değerlerimiz ve dini yükümlülüklerimizdir. Bu bağlamda, Kur’an, sünnet, İslam, sahabe, selef-i sâlihin, İslam itikadı, dini hükümler, ilim ve değer yargılarımız her mümin fert ve toplum için birer emanettir. Bunları korumak, yaşamak ve yaymak, Allah’ın yüklediği bir görev olarak en mühim emanetlerdir. Zira bu değerler bizim yaratılış gayemizi bize tanıtmaktadır. Bunları zayi ettikten sonra, diğer emanetlerin de bir değeri kalmaz. Kur’an-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde iman ve ibadet yükümlüklerimiz yanında evlat, iyal ve yöneticilik sorumluluğuna da ayrıca dikkat çekilmiştir.
İşte Hz. Ömer (r.a.) Efendimiz bu bağlamda diyor ki; kişinin dindarlığı, emanete riayeti ve diğer dini yükümlülüklerini yerine getirmesiyle ölçülür. Yoksa Allah’ın tevdi ettiği maddi ve manevi emanetleri onun gösterdiği şekilde sevk ve idare etmeden, onun rızası doğrultusunda yaşamadan ve yaşatmadan, emanete riayet etmeden, yani teslim aldığı maddi emanetleri de sahibine aynen teslim etmeden, kişi dindar da olamaz, güvenilir de…


KİŞİNİN NAMAZI VE ORUCU SAKIN SİZİ ALDATMASIN!

Beyhaki, Abdurrezzak, İbn Ebi’d-Dünya ve Abdullah b. Mübarek’in beraber rivayet ettikleri bir mevkuf hadiste (sahabe sözü); kişinin namazına ve orucuna aldanılmaması gerektiği, asıl olarak ise emanete riayet edip etmediği, doğru sözlü olup olmadığı, herhangi bir günahla karşılaşması halinde imtihanı başarıp başaramadığı veya dünya nimetlerine karşı tutumu bağlamında, İslam’ı bütünüyle yaşayıp yaşamadığının ölçü alınması gerektiği bildirilmekte ve bize bu hususta uyarıcı bilgi verilmektedir. İbn Hacer hadisin, mevkuf ve sahih olduğunu bildirmiştir. Bu hadisin rivayetlerinden birkaçı şöyledir:

وَأَخْبَرَنَا وَأَخْبَرَنَا أَبُو الْحُسَيْنِ بْنُ بِشْرَانَ بِبَغْدَادَ، أنا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مُحَمَّدٍ الصَّفَّارُ , ثنا أَحْمَدُ بْنُ مَنْصُورٍ الرَّمَادِيُّ , ثنا عَبْدُ الرَّزَّاقِ , أنا مَعْمَرٌ , عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ , عَنْ أَبِيهِ ، قَالَ : قَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ : " لا يَغُرَّنَّكَ صَلاةُ رَجُلٍ ، وَلا صِيَامُهُ , مَنْ شَاءَ صَامَ , وَمَنْ شَاءَ صَلَّى , وَلَكِنْ لا دِينَ لِمَنْ لا أَمَانَةَ لَهُ " .

Hişam b. Urve, babasından; o da Hz. Ömer (r.a.)’den naklediyor. Hz. Ömer (r.a.) şöyle demiştir:
“Bir kimsenin namaz kılması ve oruç tutması sakın ola ki seni aldatmasın! Her dileyen namaz kılabilir, oruç tutabilir amma, emanete riayet etmeyen kimsenin dini yoktur.”

Hadisin diğer varyantı da şöyledir:

“لَا تَنْظُرُوا إِلَى صَلَاةِ امْرِئٍ وَلَا صِيَامِهِ، وَلَكِنِ انْظُرُوا إِلَى صِدْقِ حَدِيثِهِ إِذَا حَدَّثَ، وَإِلَى وَرَعِهِ
إِذَا أَشْفَى، وَإِلَى أَمَانَتِهِ إِذَا ائْتُمِنَ.”

“Kişinin (salt) namazını itibara alamayınız! Sadece orucunu da itibara almayınız! Konuştuğu zaman doğru söylüyor mu, nefse uyan bir günahla veya dünya nimeti ile karşı karşıya geldiğinde, vera’ ile hareket eder mi, kendisine bir şey emanet edildiğinde davranışı nasıl olur; siz asıl bunlara bakın.”

Yâ Rabbi! Bu Bedevi’nin Senden istediğini ben de istiyorum Hz. Ömer (r.a.) Resûlullah (s.a.v.)’in kabrini ziyaret eder. Kabri önünde bir bedevinin dua ettiğini görür ve arkasında durup duasını dinlemeye başlar. Şöyle dua etmektedir bedevi: “Yâ Rabbi! Bu senin Habibin, ben de kulunum. Şeytan da düşmanın. Eğer beni bağışlarsan habibin sevinir, kulun kazanır, düşmanın üzülür. Beni bağışlamazsan habibin üzülür, düşmanın sevinir, kulun helak olur. Yâ Rabbi! Sen habibini üzmekten, düşmanını sevindirmekten, kulunu helak etmekten daha cömertsin. Yâ Rabbi! Araplar arasında asil insanlar vefat ettiklerinde kabri başında kölesini azat etme geleneği vardır. İşte Alemlerin Efendisi vefat etti. Kabri başında Beni cehennemden âzât et”. Bunun üzerine Hz. Ömer avazı çıktığı kadar: “Yâ Rabbi! Bu Bedevi’nin Senden istediğini ben de istiyorum” diye bağırır. Sakalı ıslanıncaya kadar hıçkıra hıçkıra ağlar. Bedevî dayanamaz ve: Ey Müminlerin Emiri! Sen de mi ağlıyorsun! der …….. Merhametlilerin en merhametlisi olan Allahım Bizi de, ana-babamızı da, sevdiklerimizi de, üzerimizde hakları olanları da cehennemden âzât et. Ya Rabbi! Biz de o bedevinin istediğini istiyoruz kabul eyle Allah’ım..! Amin… ” Not: istediğiniz gibi alabilirsiniz, paylaşabilirsiniz, “Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.” (Hadis, Tirmizî,14.)

Bir takipçi sorusu: Hocam mehir nedir, miktarı ne kadar olmalı dır? Elcevab: Mehri mueccel:Boşanma durumunda başka kocaya varmadan önce (daha önceki kocasından hamile olup olmadığı anlaşılması için) bekleme süresi olan dört ay on günlük süre zarfında kadına verilmesi gereken paraya,nafakaya mehri mueccel,tecilli mehir, denilir. Düğünde nişanda yapılan takı ve ziynetlere mehri muâccel,acele verilmesi gereken mehir denilir. Mehirsiz nikah olmaz asgari ücret üzerinden hesablanabilir. Mehri mueccel i zenginler yüksek fiyattan odeyebilirler bu kadının hakkıdır,bu mehir altın olarak veya ticaret yaparak zekât miktarına baliğ olursa kadının ondan zekât vermesi ve kurban kesmesi de vacip olur. Uyanık müslümanlar bunu biliyor ve uyguluyorlar.!!

"Üzerinden küçük bir kan lekesini temizlerken,"Yâ İmam,dirhem miktarı olmayan zarar vermez" demiştiniz!
O fetvâdır,bu takvâ

1. Yemek artıklarının kanalizasyona karışması. 2. Gusül abdesti alınan yere idrar yapmak. 3.Ulu orta kaynar suyu etrafa fırlatmak - dökmek. Bu üçü aklımızın eremeyeceği kadar büyük sıkıntılara sebep olur. Böyle şeyler yapmayın...

Çekirdek çitlemek.. İsviçre'de bir klinikte hekimin hastasına her akşam bir avuç çekirdek çitlemesini önermesiyle incelemiştim ilk kez, çocukluğumuzun çekirdeğini.. sonrasında bacak krampları olan hastalarımda magnezyum seviyesi hafif düşükse, önerdim. Ve bugün 82 yaşında yıllardır bacak krampları olan bir hastam mutlu mutlu geldi, size hep dua ediyorum diye, niye dedim, güldü, artık akşamları çekirdek çitliyorum, krampta yok, daha da mutluyum dedi... Çekirdek çitlemek neden mi önemli? Talebeliğin Fazileti

Talebeliğin Fazileti

Melekler talebeye hiç durmadan sevap yazarlar derler ki;
“Talebeler sabah namazına kalktılar, cemaatle namaz kıldılar” yazın sevapları,
“Talebeler derslere iyi çalışmak için kahvaltı yapıyorlar” her lokmasına yazın sevapları,
“Talebeler derste hararet olmasın diye su içiyorlar” yazın sevapları,
“Talebeler sabahtan akşama derse giriyorlar. Şerh-i Akâid, Usûl-ü Fıkıh, Usûl-ü Hadis ve müzakereler derken akşama oluyor” yazın sevapları.
İyi ki meleklerde ilâhî defterler var. Dünyadaki defterler talebenin sevaplarını yazmak için yetmezdi. Bu kadar sevaba karşılık kim bilir Allah’ü Teâlâ Talebelere nasıl makamlar hazırladı?
Ey Talebe-i Ulûm!
Sizleri hayrete düşürecek Makamlar hazırlanıyor…

İki günâh var ki, kişi bunların cezâsını dünyada görmeden ölmez; zulüm ve ana babaya eziyet etmek. (Hadisi şerif)

AYASOFYA'NIN CAMİYE DÖNDÜRÜLMESİNİN BEDELİNİ YÜZDE DOKSANI MÜSLÜMAN
ÜLKE İNSANI ÖDEMEKTEN KORKUYORSA YUH OLSUN ONLARIN TAMAMINA!