17 Temmuz 2020 Cuma

Mevlânâ’nın türbesinin girişinde bu manalarda şu beyt vardır: “Lâ tahzen / Üzülme.. Çünkü hüzün, düşmanı sevindirir, dostunu üzer, haset edenin diline düşürür. Lâ tahzen / Üzülme.. Çünkü hüzün, kaybolanı geri getirmez, öleni diriltmez, kaderi değiştirmez, hiçbir fayda getirmez. Lâ tahzen / Üzülme..… Çünkü hüzün sinirleri yıpratır, kalbini yorar, gecelerini mahveder. Lâ tahzen / Üzülme.. İnsanlara ihsanda bulunduğun sürece üzülme. Çünkü mutluluğun yolu insanlara ihsanda bulunmaktan geçer. Lâ tahzen / Üzülme.. Çünkü iyiliğin mükafatı on mislinden yedi yüz misline, kötülüğün karşılığı ise sadece mislince. Lâ tahzen / Üzülme.. Dünya, ne seçim, ne geçim dünyasıdır; dünya, bugün var yarın yok, imtihan dünyasıdır. Lâ tahzen / Üzülme.. Hakk’ın rızâsına uygun düşen belâ, kulun sevgisini artırır. Lâ tahzen / Üzülme.. Altın, ateş ile; iyi kul da belâ ve musibet ile tecrübe edilir. (Hz. Ali r.a.) Lâ tahzen / Üzülme.. İnsanlar, başlarına gelen belâ ve musibetleri ondan daha büyükleriyle kıyas etselerdi, şüphesiz belâların bazısını âfiyet kabul ederlerdi. Lâ tahzen / Üzülme.. - Şunu unutma yaşadığın günün sınırları içinde yaşamazsan sıkıntı ve kaygıların artacak demektir. Biraz daha açarsak; Sabaha çıktıktan sonra artık akşamı bekleme, akşama kavuşunca da sabahı bekleme. Ne maziye takıl kal ne de gelecek kaygısı içinde ol. Yani ânı yaşa. Lâ tahzen / Üzülme.. - “İnne maal usri yüsran / Her zorlukla birlikte kolaylık vardır.” Yani kolaylık zorluğun içinde saklıdır!.. Bir başka ifade ile; kolaylık; zorluk zannettiğimiz şeyin taa kendisidir!..

Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, ayakta duran insanlar, açık hava ve yazı

99 MÜHİM MESELE 1- Gusül abdesti alırken vücuttan durmadan kan aksa, bilerek ya da bilmeyerek yel çıksa guslü sil baştan almaya gereğin olmayıp gusle devam edilmesi gerektiğini, burada önemli olanın, hiç kuru yerin kalmamasını sağlamak olduğunu, çünkü guslün bozulmasını sadece meninin gerektirdiğini ve yukarıdaki gibi abdesti bozan durumların gusülde dahi sadece namaz abdestini bozduğunu ve guslün sıhhatine mani olmadığını biliyor muydunuz? 2- Vitir namazının ilk rekâtında elem neşrahleke, ikinci rekâtında tebbet üçüncü rekâtında da ihlas suresini okumaya devam edenlerin diş rahatsızlığı çekmediğini biliyor muydunuz? 3- Namaz kılarken rükünleri alelacele yapıp dolayısı ile rükünlerden çalmanın hırsızlık olduğunu ve Peygamberimizin bu tür kimselere en büyük hırsız dediğini biliyor muydunuz? 4- Cemaatle namaz kılarken cemaatten birisinin yaptığı yanlışın sehiv secdesini icap etmediğini ama imamın yaptığı bir yanlışta ise imam ve cemaate gerektiğini * sehiv secdesinin namazdaki her yanlış hareket sonucu da icap etmediğini, sadece (ilmihal kitaplarında da ifade edilen) namazın farzı olan rükünlerden birinin tehirinde; (geciktirilmesinde, ertelenmesinde) veya namazın vaciplerinden birisinin terk edilmesinde ya da tehirinde gerektiğini; namazın farzlarından (İftitah tekbiri, niyet….) birisinin terkinde ise namazın tekrarlanması gerektiğini; namazın sünnetlerinden birisini terkin sehiv secdesi gerektirmediğini biliyor muydunuz. 5- İftitah tekbirinde “Allahu ekber” lafzının kulak yumşağına el değdiği anda bitmesi gerektiğini ve günümüzde insanların buna riayet etmeyerek büyük bir yanlışlık yaptığını; Tekbir esnasında ellerin içinin kıbleye bakması gerektiğini parmak aralarının ise ne tam açık ne de tam kapalı, kendi haline olacak şekilde ayarlanması icap ettiğini biliyor muydunuz. 6- Erkeklerde sakal bırakmanın sünnet olduğunu ama bulunduğu çevre ve imkan dahilinde bunu yapamayarak ileriki zamanlara tehir eden bir kişinin traş olurken bile bu muzdaripliğini unutmaması gerektiğini bundan ötürü sakal traşında sol tarafından başlaması icap ettiğini ve traşı olana da, sünneti ihlal ettiği için “sıhhatler olsun” yerine, “kolay gelsin” demenin adaptan olduğunu biliyor muydunuz. 7- Özellikle yatsı ve sabah namazlarını mümkün olduğunca cemaatle kılmamız gerektiğini, çünkü yatsıyı cemaatle edanın gecenin yarısını ibadetle eda etmiş kadar faziletli, sabah namazını cemaatle edanın da gecenin diğer yarısını ibadetle eda etmiş gibi faziletli, dolayısı ile ikisini cemaatle eda etmenin gecenin tamamını ibadetle ihya etmiş sevabına mazhar bırakacağını, Gecenin tamamını ibadetle geçirip sabah namazında cemaate iştirak etmeyen birinin, sadece namaza kalkıp cemaatle eda edenden daha az sevap işlemiş olacağını; biliyor muydunuz? 8- Karşı cinse bakmanın dini hükmünü soran Hz Aliye Peygamber Efendimiz s.a.v ‘in “Nazar-ül üla leh vesseni aleyh” birinci bakman lehinedir(bakıp hemen gözlerini çevirmen) ama tekrar dönüp bakman aleyhinedir buyurduğunu ve bunun bizler içinde bir ölçü olduğunu biliyor muydunuz. 9- İmam-ı Azam Hazretlerine göre ikindi namazının vakti her şeyin gölgesinin iki misline çıktığı zamana göre tanzim edildiği (asr-i sani), İmameyne göre ise bir misline çıktığı zamana göre tanzim edildiği (asr-i evvel) iki görüş arasında yaklaşık 45 dakika ihtilaf olduğu ve bu çerçevede ( günlük takvimlerin genelde İmameynin görüşü üzere belirlendiği için) şayet ikindi ezanı okunalı 45 dakikadan az olmuş ise o gün İmam-ı Azam’a göre amel edip öğle namazının kılınabileceği ama ikindi namazının ise İmam-ı Azam’a göre amel edildiği için takvimdekinden 45 dakika sonra kılınıp böylece öğle namazını kazaya bırakılmadan eda edilebileceğini biliyor muydunuz? 10- Namazın önünden geçenler için Peygamberimiz s.a.v’in”Eğer bilselerdi 40 sene beklerler yine namazın önünden geçmezlerdi”dediğini, ancak Kabe’ deki izdihamdan dolayı namaz kılanın önünden geçmenin hiçbir mahzuru olmadığını biliyor musunuz? 11- Bir Allah dostunun, hemen hemen emel ettiğimiz tüm fetvaların sahibi olan ve bir çok mübhem hususa açıklık getiren İmamı Azam hazretlerine hergün 1 fatiha 3 ihlası şerif okuyup hediye etmeyenin aklına şaşarım dediğini biliyor muydunuz? 12- Namazın ilk rekatinde okunan surenin Kur’anı Kerimde ikinci rekatta okunan sureden önde olması icap ettiğini, *ikinci rekattaki surenin ilk rekattan kısa olması icap ettiğini, *ilk rekatta okunan sure ile ikinci rekatta okunan arasında sure bakımından bir atlama olacaksa(yani ilk rekatta okuduğu sureden hemen sonra gelen sureyi okumayıp başka sure okuyacaksa) kendini takip eden sureden sonra en az bir sure olması gerektiğini (mesela bir kimse fil suresinden sonra atlamayarak gureyş suresine devam etmek istemediği zaman, gureyş suresini takip eden eraeytellezi suresi atlanarak ondan sonra gelen herhangi bir sure okunmalıdır.Eraeytellezi okunmamalıdır.) *Birinci rekatta sure okuduysa ikinci rekatta ayet ya da sure okuyabileceği gibi; birinci rekatta ayet okuduğu zaman ikinci rekatta sure okuyamayıp sadece ayet okunması (mesela ilk rekatta yasin suresinin hepsini değil de birkaç ayetini okuyan birinin ikinci rekatta kafirun suresini okuyamaması ya da okuyacaksa birkaç ayetini okuyup tamamını okumaması gibi) gerektiğini biliyor muydunuz? 13- Çorap çıkarırken soldan, giyilirken ise sağdan başlanmanın adaptan olduğunu biliyor muydunuz? 14- İhya-i Ulumuddin başta olmak üzere birçok İslami eserin sahibi İmam-ı Gazali hazretlerinin Şafii mezhebine mensup olduğunu biliyor muydunuz 15- Namazda niyet hususunda bir çok insanın yanlış bilgiye sahip olduğunu yani dil ile yapılan niyetin kafi olduğunu düşündüklerini ama; aslında niyetin kalp ile yapılmasının emredildiğini sadece kalp ile yapılırken aynı zamanda dil ile tekrar etmenin bir sakıncasının olmayacağını buradan da anlaşılacağı gibi kalp hazır olmadan sadece dil ile yapılan bir lisani niyetin niyet sayılmayacağını biliyor muydunuz? 16- Duadan sonra (ellerin içinin nurla dolduğu için) ellerin içiyle yüzü sıvazlamanın gerektiğini sair zamanlarda ise yüzü sıvazlamanın gereksiz ve manasız olduğunu biliyor muydunuz ? 17- Yemeğin başında besmele çekmeyi unutup ortasında aklına gelen kişinin; “Bismillahi fii evvelihii ve ahirihii ” demesi gerektiğini biliyor muydunuz? 18- „Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Lehül-mülkü ve lehül-hamdü yuhyî ve yümît. Ve hüve hayyün lâ yemûtü biyedihil-hayr. Ve hüve alâ külli şey’in kadîr” Duasının çarşı ve pazara çıkarken sürekli okunması gerektiğini, okumaya devam edenlerin milyonlarca günahının mağfireti, amel defterlerine milyonlarca sevabın yazılması ve derecesinin yükselmesine vesile olacağını Peygamber efendimizin haber verdiğini , Sahihi Buhari ve diğer müfessir ve muhaddislerin bu hadise hayran olduklarını ve hatta ashaptan bazılarının bu ecre nail olabilmek maksadıyla çarşıya çıktıklarını biliyor muydunuz? 19- “Amellerinizi bozmayın” ayeti kerimesinde de ifade edildiği gibi başlanan bir ibadet yarı da kalmışsa tekrar yapılması gerektiğini, mesela namazı bozulan kimse ister farz olsun ister nafile olsun tekrarlaması gerektiğini, ama nafile bir namazı mesela bir tesbih namazını kaza ederken 4 rekat olsa bile 2 rekat kaza edilmesi gerektiğini çünkü nafile ibadetlerin 2 şer 2 şer emredildiğini biliyor muydunuz? 20- Üstazlarımızdan birinin; yatsıdan sonra emenerrasülü okumanın gafiller için teheccüd namazı yerine geçeceğini söylediğini biliyor muydunuz ? 21- Cinlerinde aynen insanlar gibi mümin ya da kafir olduğunu sayı olarak insanların 10 katı büyüklüğünde olduğunu, nasıl ki biz onları göremiyor ama onlar bizi görüyorsa ahirette de tam tersinin olacağını biliyor muydunuz? 22- Radyodan okunan secde ayetleri için secde yapmak gerekmediğini, arabalarda Kur’an-ı Kerim ve diğer evradı şerifleri okumak ve dinlemenın çok büyük yanlış olduğunu, hatta toplu vasıtalarda okunduğu zaman yolculardan cünup ve diğer hallilerden dolayı kazaya bile neden olabileceğini biliyor muydunuz? 23- Kaza namazlarına niyet edecek kimsenin “En son geçirdiğim öğle namazının farzına” gibi en son kelimesini getirmesinin daha uygun olacağını, sabah namazını herhangi bir nedenden dolayı kılamayan kimsenin o gün kaza edecekse sünneti ile beraber kaza etmesi gerektiğini ve kaza namazı niyeti ile değil de “bu günkü sabah namazının farzına/sünnetine” şeklinde niyet etmesi gerektiğini ama sabah namazını başka gün kaza edecekse sadece farzını ve kaza namazı niyetiyle namaza başlaması gerektiğini biliyor muydunuz ? 24- Osmanlı devletinin kurucusu Osman Gazi’nin Şeyh Edebali hz. Evinde misafir olduğu zaman yatacağı oda da Kur’an-ı Kerim olduğu için ona hürmeten 6 saat yatmadan beklediğini ve bu 6 saatin 600 sene Osmanlının ayakta kalmasının hikmetlerinden biri olduğunu, o yüzden Kur’anı Kerime karşı ayak uzatmanın, göbekten aşağı indirmenin, sol ele almanın saygısızlık olduğunu hatta bazı kimselerin Hadisi Şerif yazan bir takvimin yanında bile ayak uzatmaktan haya ettiğini biliyor muydunuz? 25- Namaz kılan kimsenin iki yerde çok uyanık olması gerektiğini, bunlardan birincisinin; iyyake na’büdü (ancak sana ibadet ederiz) ve iyyake nestein (ancak senden yardım dileriz) ayeti kerimesini okurken muhatabımızın Hz Allah olduğunu tasavvur etmemiz gerektiğini zira burada kul ile Allah arasındaki 70 bin perdenin kalkacağını, ikinci olarak da tahiyyat duasında “esselamü aleykü eyyühennebiyyü” (selam senin üzerine olsun Ey Nebi!) derken Peygamberimiz s.a.v ‘e selam verdiğimizi tasavvur etmemiz gerektiğini zira burada da kul ile Allah c.c arasındaki 7 bin perdenin kalkacağının Evliyaullahtan birinin haber verdiğini biliyor muydunuz? 26- Mektubat-ı Rabbani kitabının ehemmiyetine binaen bir Allah dostunun “Usta yevmiyesinin 3 lira olduğu bir zamanda 500 liraya Mektubat bulursanız alın.” dediğini biliyor muydunuz? 27- İnsan vücudunda toplam 384 meleğin olduğunu def-i hacet ihtiyacını gideren meleklerin ise bu ağır yükten dolayı derecece daha faziletli olduğunu, bu 384 melekten birisi bulunduğu bölgede vazifesini herhangi bir nedenden dolayı bırakırsa oluşan bu hastalığa tıpta “felç” dendiğini biliyor muydunuz? 28- Dua yaparken öncelikle Allah’a hamd, Rasülüllah s.a.v efendimize de salavat getirilmesi icap ettiğini binaen aleyh “Elhamdülillahi Rabbil alemin, vessalatü vesselamü ala seyidine Muhammedin ve ala elihi vesahbihi ecmain ” diyerek duaya başlamanın adaptan olduğunu biliyor muydunuz? 29- Yed-i Tũlâ sahibi üstatlarımızdan birinin Aspirin hapı için; “(Faydasını tam olarak) bilselerdi bu kadar ucuza satmazlardı ” dediğini ve içerken de; Asprin önce ikiye bölünmeli ve bir parçası alınarak o da ikiye bölünmeli ve çeyreğini sağ azı dişlerin arasına diğer çeyreğini de sol azı dişlerin arasına bırakarak kendi haline erimesinin beklenilmesini, eridikten sonra da kalan yarısını da aynı şekilde uygulanmasını tavsiye ettiğini ve bunun çok tesirli olduğunu biliyor muydunuz? 30-Elbiselerin yeni alındığı zaman hemen giyilmemesi gerektiğini; Çünkü “Şüpheli şeylerden kaçınmadıkça hakiki iman etmiş olamazsınız” hadisi şerifi de göz önünde bulundurulduğunda; imal edilirken üzerine necis bir şeyin bulaşmış olabileceği ya da içki idrar vs. gibi ibadete mani olan şeyler sıçramış olabileceği şüphesi nedeni ile işi garantiye alarak, yıkandıktan sonra giyilmesinin daha uygun olacağını biliyor muydunuz ? 31-Kur’anı Kerim okunmaya ilk başlandığı zaman “euzu besmele” çekilmesi icap ettiğini ama aralarda (bir sureden diğer sureye geçerken, hatim duası yapılırken felagtan sonra nas okumaya başlanacağı zaman vs.) sadece besmele çekmenin kafi olacağını biliyor muydunuz ? 32- Mazeret banyosu yapılacağı zaman (cünüplük hali vs.) traşın gusül abdesti alındıktan sonra yapılması gerektiğini, eğer önce yapılırsa yarın ahirette o kılların pis halde iken gittiklerinden ötürü şikâyetçi olacağını biliyor muydunuz? 33-Mezhep İmamımız İmam-ı Azam’ın hayatının son iki senesinde tasavvufla nasiplendiğini, bu çerçevede Silsile-i saadatın 4. sü ve kendi annesi ile evlenen Cafer-i Sadık Hazretlerine mürid olduğunu, ve tasavvufun ehemmiyetine binaen de “eğer son iki senem olmasa helak olmuştum.” dediğini biliyor muydunuz ? 34- Cehennemin şiddetine binaen; Hz Allahın, ahirette bir kulu cehennemin yanına getirip; “Ey Kulum, , seni bir an (saniyeden daha az) cehenneme koyayım, sonra da ebediyen cennette kalacaksın” dediği zaman, o hararetin şiddetine muttali olan kişi: “Allahım! Ben cennet filan istemiyorum, beni bu cehenneme atma da ne olur beni toprak yap” diye yalvaracağının nakledildiğini biliyor muydunuz? 35- Namazlardan sonra, bir defa Ayetül kürsî, 33 Sübhanellah , Elhamdülillah , Allahüekber)diyerek yüzüncü olarak da (Leilaheillellahüvahdehula……) okuyan kişinin hataları, deniz köpüğü kadar dahi olsa mağfiret olunacağını, İmam-ı Müslim Hz’lerinin rivayet ettiğini, İmam-ı Rabbani k.s’ nda “Farz namazlardan sonra 33’er defa tesbih, tahmid, tekbir ve bir defa da tehlil okuyarak 100’e baliğ olan tesbihatın okunmasındaki sır, Fakirin ilmine göre; namazın edası esnasında vaki olan kusur ve taksiratı telafi etmek ve bu ibadetin layıkı vechi ile yapılmadığını itiraftır” dediğini biliyor muydunuz? 36-Meleklerinde Peygamberi olduğunu, ama beşerin Peygamberlerinin meleklerin peygamberinden faziletli olduğunu, meleklerin Peygamberinin ise normal beşerlerin umumisinden faziletli olduğunu, normal beşerlerinde (Peygamber olmayanlar) meleklerin umumisinden faziletli olduğunu biliyor muydunuz? 37-Kelam ilminde, aydınlattığı bilgilerle tarihe damga vuran İmam-ı Gazali Hazretlerinin adeta bu hususta bir çağ açtığını ve; kendisinden önce gelen kelamcılara “mütegaddimun”, kendisinden sonra gelenlere de “muteahhirun” dendiğini, İlmi Kelam haricindeki diğer tüm ilimlerde de Sadettin-i Allame-i Teftezani Hazretlerinin aynı vasıflara haiz olması neticesinde, kendinden önce gelenlere “mutegaddimun”, kendisinden sonra gelenlere de “muteahhirun” dendiğini biliyor muydunuz? 38-“Ecel geldiği zaman ne bir saat geri, ne de bir saat ileri gider” ayet mealinin, bazı amellerin ömrü uzattığı ile ilgili hadisi şeriflerle çelişmediğini, hakikatin ise;Mesela bir kişinin ömrü sadaka vermediği zaman 40 sene olacaksa ve sadaka verdiği zaman 70 olacaksa, Hz Allah, ezelde sadaka vereceğini bildiği için ömrünü 70 sene olarak takdim edeceğini ve böylece ziyadeliğin sadakaya nisbet edildiğini biliyor muydunuz? 39-“Falanca zat Kur’an-ı Kerimi çok güzel okuyor” ifadesinin yanlış olduğunu, zira Kur’an-ı kerimin o kişinin okuyuş tarzına göre güzel ya da çirkin okuduğu tevehhümünün ortaya çıkacağı; o yüzden de “Güzel Kur’anımızı güzel okudu” demenin icap ettiğini biliyor muydunuz? 40-Secde ayeti olan bir ayeti Kerimeyi aynı anda defalarca okunsa bile sadece bir secde yapmanın kafi olacağını, secde ayetini hemen yapmanın en müsasip olanı olduğunu ama ihmal edenlerinde herhangi müsait bir zamanda yapmalarının icap ettiğini zira üzerlerine vazip olarak kalacağını biliyor muydunuz? 41-Halk arasında çok yaygın olan”Allah ıslah etsin” ifadesinin çok sakıncalı olduğunu , zira Hz Allah ıslah etmeyi murat ederse azapla ıslah edeceğini, bunun yerine “Allah hidayet nasip etsin.” Demenin uygun olacağını biliyor muydunuz? 42-Evliyaullahtan birinin: Kur’an-ı Kerimin günlük hakkının en az 200 ayet olduğunu (~5 sayfa) söylediğini , bunu o gün okuyamayanların hiç olmazsa bunun yerine 50 ihlas okuması gerektiğini buna riayet edenlerinde hiç sıkıntı çekmeyeceklerini müjdelediğini biliyor muydunuz? 43-Evliyaullahtan birinin hatırlattığı üzere çocuklara nur isminin(Nurettin, elifnur vb.) verilmemesi icap ettiğini, zira isimlerin semadan o isim sahiplerine müvafık olarak indirildiğini ve nur ismine sahip kişilerin dünya da ve ahirette çok sıkıntı içerisinde kalacaklarını biliyor muydunuz? 44-Sefere niyet edip yola koyulan bir kimsenin seferi hükmüne girmesi için, mesela namazları kısaltması için 90 km nin geçmesi gerekmediğini,kendi beldesinden çıktığı andan itibaren seferi hükmünde olduğunu, mesela Ümraniyede ikamet eden bir kimse Konya’ya seferi olarak gitmeyi murat ettiği zaman Harem’e geldiğinde namaz kılacağında kısaltması icap ettiğini biliyor muydunuz? 45-Miftahulkuluub kitabının müellifi bu kitabı Rasülüllah s.a.v.’in emri üzere yazdığını ve şu şekilde söylediğini “1259 senesinde Rebiussani ayında hücremizde müteveccih iken Efendimiz ( s.a.v ) zuhur ederek bu aciz kölelerini talfit ile; “Evladım Nuri vakitler bir acaip oldu.Aşık ve sadık ve hakikati arayan ümmetim kolaylıkla yollarını bulsunlar istiyorum.Çünkü bir çok kimseler kendilerini Evliyaullahtan olmadığı halde evliyalık taslayıp ehlullah kisvesine bürünüyor, şeriatıma da itibar etmeyip, geçmiş evliyanın hallerini de kendi hal ve tecellileriymiş gibi göstererek halkı aldatıyorlar, şeriatımı ihmal ediyorlar, ümmetimin hakiki tarikatlara yan bakmasına ve yollarını şaşırmalarına sebep oluyorlar.Onlara şeriat, tarikat, hakikat marifet ve vuslatın ne olduğunu anlatan bir risale hazırla” buyurdu.Bende emre uyarak bu eseri kaleme aldım.” dediğini biliyor muydunuz? 46- Kerahet vakitlerinde sadece namazın mekruh olduğunu, diğer ibadetlerin mekruh olmadığını biliyor muydunuz? 47-İmam-ı Rabbani Hazretleri k.s’nin; Bir kişinin Ramazan ayı manevi cihetten nasıl geçerse 11 ayı da o şekilde geçer.” Dediğini ve Receb-i Şerif ve Şaban-ı Şerif aylarının da nasıl geçerse Ramazan ayının öyle geçeceğini biliyor muydunuz? 48-Namazdan sonraki tesbihata başlamadan önce çoğu kişinin elini üfleyerek tesbihe başladığını, doğru olanın ise kişinin içinden “Ya Şafii Huuuuuu” diyerek soldan sağa doğru sadırlarını üflemesi icap ettiğini biliyor muydunuz? 49-Müslüman kadınların Müslüman olmayan kadınlarla olan mahremiyetlerinin erkeklerle olan mahremiyetleri gibi olduğunu mesela tokalaşamayacaklarını ya da başlarını açmalarının caiz olmadığını vs. biliyor muydunuz? 50-Salati Ümmiye okurken bir çok kişinin “ümmiyyivveala….” Diyerek yanlış okuduğunu, doğrusunun ise “ümmiyi veala..” olduğunu biliyor muydunuz? (ümmi kelimesinin başında lamı tarif olduğu için lamı tariften sonra tenvinin gelmesi abestir.Ve bihi yüfta.) 51-Tuvalet, banyo gibi süfliyatın olduğu mekanlara sol; cami gibi mübarek yerlere girerken sağ ayakla girmenin hikmetlerinden birinin de tıpça ısbat edildiğini, zira sağ ayak ilerideyken insan kalp krizi geçirse ön tarafına, sol ayak ilerideyken de arka tarafına düşeceğini biliyor muydunuz? 52- Namazda tesbih olmadığı zaman tesbih çekerken, ellerin dizlerin üzerinde düzgünce konmuş vaziyette olduğu halde, okunan her parmak hafif sağa çekilmekle ifa edilmesinin en uygun olduğunu, bu şekilde parmakla saymanın azimet, tesbihle saymanın ise ruhsat olduğunu, evla olanın ise parmakla saymak olduğunu biliyor muydunuz? 53-Kadınların, kocaları ile hayatta iken birbirlerinden memnun yaşadılarsa ve hoşnutlukla ayrıldılar ise cennette de kadın zevcin hanımı olacağını kadının birden fazla evlilik yapması halinde ise hangi kocasından memnun olarak ayrıldı ise onun hanımı olarak kalacağını biliyor muydunuz? 54-Sünneti kılmamış kimsenin cemaatle namaz kılınacağı zaman cemaate uyması gerektiğini ancak sabah namazında 2. rekattaki tahiyyata yetişeceğini umarsa önce sünneti kılması gerektiğini biliyor muydunuz? 55-İmamı Rabani (k.s) Hazretlerinin oğlu İmam-ı Masum hazretlerinin; “Kişi, farz, vacip ve sünneti müekkede olan ibadetlerde fıkıh kitaplarında ne yazılıysa ona tabidir.Onun dışındakilerde (sünneti gayrı müekkede, nafileler…) mürid mürşidine tabidir. (dua namazı rekatında vb.)” dediğini biliyor muydunuz? 56- Tesbih namazında sehiv secdesini icap eden bir yanılma vuku bulursa, bu tesbihleri secde-i sehivde okumanın icap etmediğini biliyor muydunuz? 57-(Hadisi Şerifte ifade edildiği üzre) Gıybet etmenin kefaretinin o kimse için istiğfar etmek olduğunu, eğer gıybet ettiği kimseye gıybeti ulaşmış ise helalleşmeleri lazım geldiğini biliyor muydunuz? 58- Tüm bedenle yapıldığı için en büyük istiğfar olarak bilinen tesbih namazının sayısız hikmetlerinden birinin de ; üzerine hakkı olanların ruhlarına hediye edilse bin kere hakkını helal edeceğini ve hakkı geçipte ahirete intikal edenlerle helalleşme babından güzel bir fırsat olduğunu biliyor muydunuz? 59-Cinlerinde kafir ve mümin olarak iki kısımda olduklarını, mümin olanlara Sünni, kafir olanlara da süfli denildiğini biliyor muydunuz? 60-Sünnet-i hüdâ olan ezanın vâcip derecesinde bir sünnet olduğunu,evinde tek başına namaz kılan kimse, isterse kendi mahallesinden olmayan bir ezanın sesini duymasıyla bile bu mükellefiyetin ortadan kalkacağını, ama evde vb.cemaat olduğu zaman ise isterse kendi mahallesindeki mescitte okunan bir ezanla bile mükellefiyetin düşmeyeceğini zira ezanın cemaate mahsus bir sünnet olduğunu biliyor muydunuz? 61-Fatiha suresinin iki kere vahy olunduğunu biliyor muydunuz? 62-Bir kimsenin abdest aldığını sağlam olarak bildiği halde, abdestini bozup bozmadığı üzerinde şübheye düştüğünde, o kimsenin abdestli sayılacağını;(yakίn şekle zail olmaz.) ancak abdestini bozmuş bulunduğunu kesinlikle bildiği halde, sonradan abdest alıp almadığından şübhe eden kimsenin de abdestsiz sayılacağını biliyor muydunuz? 63- Yeryüzündeki yaşayan insanlar cinnilerin 1/10’u olduğunu; insücin (insanlar ve cinler) toprakta yaşayan canlıların 1/10’u olduğunu, insanlar cinler ve arzda yaşayan mahlukların heyeti mecmuasının da havada yaşayan canlıların 1/10’u olduğunu, havada, karada yaşayan mahluklar ve insücinnin toplamının suda yaşayan mahlukların 1/10’u olduğunu,karada havada denizde yaşayan mahlukat ile insü cini heyeti mecmuası yeryüzüne memur olan meleklerin 1/10’u olduğunu, havada karada denizde yaşayan mahluklar, insü cin ve yeryüzünde görevli meleklerin heyeti mecmuasının da 1. kat semadaki meleklerin 1/10’u olduğunu,2. kat semadakilerin ise 1. kattakilerin 1/10’u olduğunu ….. biliyor muydunuz? 64- Bir çok insanın şükür ve hamd kelimelerini yerinde kullanmadıklarını; şükrün bir nimet karşılığında yapılacağını, hamdin ise hem nimet hemde bela karşısında yapıldığını dolayısı ile hasta olan birinin “Çok şükür, iyiyim ” demesinin yanlış olacağını zira hastalığının artmasını temenni manasına delalet ettiğini biliyor muydunuz? 65-Yapılması ve kaçınılması farz olan bir amelin ilmini öğrenmenin farz, yapılması vacip ve mekruh olan amelin ilmini öğrenmenin vacip, yapılması sünnet olan amelin ilminin sünnet,müstehap amelin ilminin müstehap, yapılması mübah olan amelin ilmini öğrenmenin mübah olduğunu biliyor muydunuz? 66- Namaza başlama esnasındaki tekbiri (haşa) “Aaaallahüekber” şeklinde uzatmanın, (Allah lafza-i celali söylerken elifin uzatılmasının) “Allah var mı” şeklinde şüphe anlamı ihtiva ettiğini ve dolayısıyla böyle söyleyen birinin namaza başlamamış olacağını, bunu kasten söylemenin ise insanı küfre götüreceğini biliyor muydunuz? 67- Namaza niyet konusunda dikkat edilmesi gereken bir hususun “Niyet ettim Allah’ım senin rızan için ….. namazının 4 rekat farzını (veya sünnetini v.s.) kılmaya” şeklinde niyet etmek yerine, namaz rek’atını belirtmeden niyet etmenin daha uygun olacağını, zirâ Allah’ın o namazı 4 rek’atle sınırlı tutmayıp daha fazla rek’at sevabına mazhar kılabileceğini biliyor muydunuz? 68-Eski takke vb. mübarek eşyaların atılması yerine temiz bir mahalle defnetmenin adaptan olduğunu biliyor muydunuz? 69-Yemeğin başında ve sonunda tuz kullanmanın sünnet olduğunu ve Hz Ali r.a. efendimizin: “Yemeğe tuz ile başlayan kimseyi Allah-ü Teala 70 dertten kurtarır” dediğini biliyor muydunuz? 70-Esneme geldiği zaman ağzın yumulması, eğer engellenemezse elle kapatılması icap ettiğini, kapatmanın adabının ise; Namaz dışında necaset kabilinden olduğu için sol elin içi ya da dışıyla ağzın kapatılması icap ettiğini, namazda kıyamda bu mümkün olmadığı için sağ elin içiyle ağzın kapatılması icap ettiğini biliyor muydunuz? 71- “İnnellahe vemelaiketehü yüsallüne….” (Allah ve melekleri, Peygamber (efendimiz s.a.v)’e çok salevât getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.” Ayeti kerimesi okunduğu zaman hemen salavat getirilmesi icap ettiğini zira bu ayetin bir emir olduğunu biliyor muydunuz? 72- Seyri sülük yolunda ilerleyen bir kimse için namazlardaki tesbihleri 3’er okumakla yetinmenin sûi edep olduğunu, 5 ya da 7 okumanın icap ettiğini biliyor muydunuz? 73 – Farz namazların son iki rekatında yanılarak zammı sure okunsa sehiv secdesinin icap etmediğini biliyor muydunuz? 74 – Bir kimsenin sabah namazına kalkmak, erken uyanmak, ya da istediği bir zamanda kalkmak istediği zaman, yatacağı zaman üç kere Kevser suresini okur daha sonra da “Ya Rabbel Alemin, beni sabah namazına vaktinde (veya şu saatte) uyandır” derse Hz. Allah’ın izniyle uyanacağını biliyor muydunuz? 75 – 6 Vakit üst üste namazı kazaya kalmamış kimsenin tertib sahibi olduğunu, bu kimselerin namazları kazaya kaldığı zaman, bu kazayı ilk vakit namazından önce kılması gerektiğini biliyor muydunuz? 76 – Yatsı namazından sonra Emenerrasülü… ayetlerinin ihmal edilmemesi icap ettiğini, Zira Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in “Her kim geceleri bakara suresinin son iki ayetini okursa o gece afetlerden ve şeytanın şerlerinden emin olur” buyurduğunu, Hz. Ali (k.v.)’nin de “Bakara suresinin son iki ayetini okumadan uyuyacak aklı başında bir Müslüman bulunacağını sanmıyorum” dediğini biliyor muydunuz? 77 – Bir kimsenin başkasının kalemini dahi kullanmak istediği zaman izin istemesi icap ettiğini, ama aralarında samimiyet bulunan kişilerin örf ve adet dalaletince hiç sormadan da kullanmasında mahzur olmadığını biliyor muydunuz? 78 – İmâm-ı Suyuti(r.a)’ın “Sadaka fakire verilirse 10 misli, âmâ ve âcize verilirse, 70 misli, yakın akrabaya verilirse 1000 misli, ana babaya verilirse 10 000 misli, talebe ve alime verilirse milyon misli mukabele eder.” Dediğini biliyor muydunuz? 79 – İbrahim Ethem Hazretlerinin “Gündüz isyan eden gece ibadetine kalkamaz.” dediğini biliyor muydunuz? 80 – Selam veren birisine “Ve aleyküm selam” (selam senin *de* üzerine olsun) diyerek atıf harfi olan vav’ı ilave etmek icap ettiğini, zira sadece aleyküm selam (selam senin üzerine olsun) demenin, sanki verdiği selamı tekrar ona iade etmek manasına geldiğini biliyor muydunuz? 81 – Tavukların her ne kadar besmele ile islami usullere göre kesilseler dahi, içerisindeki bağırsaklar ve pislikler atılmadan sıcak suya atılmaları halinde necis olacağını, dolayısı ile yemenin caiz olmadığını, günümüzdeki hazır tavukların ise fabrikalarda üretilirken maalesef bu hassasiyete riayet edilmediğini için, bu tavukları yemenin İslam’a uygun bir hareket olmadığını, o yüzden çarşi-ü pazarda satılan tavuk dönerlere ulu-orta rağbet edilmemesi icap ettiğini biliyor muydunuz? 82 – Kolonyaların kahir ekseriyetinde alkol olduğu için kolonya sürünen bir şahsın namaz kılması için takriben 15 dakika kadar beklemesi (alkol bu zaman zarfında uçacağı için) icap ettiğini, bazılarının ise kolonyayı alkolden arındırmak için kolonyaya tuz attıklarını biliyor muydunuz? 83- Günahlardan af isterken, “Allah’ım seyyiatımı hasenata tebdil eyle” şeklinde dua edilirse, günahların affolunmakla kalmayıp, sevaba dönüşmesinin ümit edildiğini biliyor muydunuz? 84- Pastanelerde tavuk göğsü olarak bilinen tatlının, tavuğun göğsündeki bir et parçasındaki etle kıvama erdirilerek yapıldığını,kullanılan tavuğunda muhtemelen hazır tavuk olduğu varsayımı gereği yenmesinin şüpheli şeyler hükmünde değerlendirilmesi icap ettiğini biliyor muydunuz? Peygamberimizin (s.a.v.): ”Bir kimsenin harcadığı paraların en faziletlisi, ailesine, yolunda kullanacağı vasıtasına ve yolunda beraberce çalışacağı arkadaşlarına sarfettiği paradır.” dediğini biliyor muydunuz? 85- Ev içerisinde dahi olsa cemaatle namaz kılarken anne, kardeş dahi olsa bayanların mutlaka bir arka safta bulunmaları icap ettiğini, ancak münferiden (tek başına) kılınırken bu şartın aranmadığını biliyor muydunuz? *** Bir kimsenin (erkek) tek başına kılmak niyetiyle başladığı farz namaz esnasında, arkadan gelen başka birinin (erkek) “eğer farz kılıyorsan sana uyuyorum” gibi namazı beraber kılmaya çağırması halinde o andan itibaren (namazın kalındığı yerden) cemaat yapabileceklerini biliyor muydunuz? 86- Nefsi terbiyede en son merhalenin mutmainne makamı olduğunu ve bu mertebeye gelmiş bir kişinin artık nefsinin Müslüman olup kendisine zarar vermeyeceğini, cennete de ancak mutmainne makamına çıkmış kişilerin gireceğini, dünyada bu makama çıkamamışların durumuna göre kabirde sıratta, cehennemde ulaşarak cennete girebileceğini biliyor muydunuz? 87- Bir kadın öldüğü andan itibaren eşinden dinen nikahının düştüğünü dolayısı ile bakma hususunda namahrem sınıfına girdiğini, ancak kocası ölen bir kadın ise iddet müddeti beklemesi icap ettiğinden o anda nikahının düşmediğini biliyor muydunuz? 88- Yemek yiyene ve Kur’an okuyana selam verilmemesi gerektiğini biliyor muydunuz? 89- Banyo, hela gibi yerlerde bulunurken o esnada,ezan duası ya da normalde dua okunmasını icap ettiren sesler duyulsa bile (ezan, fatiha, Efendimize Salavat vb.) hiçbir duanın okunmaması gerektiğini hatta tuvalet terliğini giydikten sonra hela duasının bile okunamayacağını biliyor muydunuz? 90- Yatsı namazını vaktinin son 1/3‘ünde kılmanın tahrimen (harama yakın) mekruh olduğunu biliyor muydunuz? 91- Seferi bir kimsenin 2 rekat kılması icap eden farzı 4 rekat kılmasının tahrimen mekruh olduğunu ve vakit geçmeden farkına varırsa farzı 2 rekat kılarak namazı tekrarlamasının Hanefi mezhebine göre vacip olduğunu biliyor muydunuz? 92- Hz Allâh’ın Peygamberimiz s.a.v’in yüzü suyu hürmetine, ümmetinin kalplerinden geçen vesveselerden, kötü düşüncelerden, konuşmadıkça ve amel etmedikçe sual etmekten vazgeçtiğini biliyor muydunuz? 93- Ebu’l-Faruk (k.s.) Hazretlerinin kurban kesmenin ehemmiyetine binaen: “Eğer bir insan hali vakti yerinde olup da kurban kesmezse, Hz.Allâh(c.c.) kurbandan akacak kanı onun ya kendinden veya çoluk-çocuğundan veya malından ticaretinden servetinden varlığından mutlaka bir kan çıkaracaktır.” dediğini biliyor muydunuz? 94- Kur’an-ı Kerim tilaveti nihayetinde soylemiş olduğumuz: “Subhane rabbike rabbil izzeti amme yesifun, veselamun alel murselin, velhamdulillahi rabbil alemin” Ayeti kerimesinin “- …aleminEl Fatiha” diyerek bitirilmesinin doğru olmadığını zira ayet olan bir ifadeyle başka bir şeyin ayrı ayrı okunmasının doğru olduğunu o yuzden ayrı olarak: “Lillehitealel fatiha” şeklinde nihayete erdirilmesinin daha uygun olacağını biliyor muydunuz? 95- Namaz sonundaki tesbihler icin tesbihi kullanmanın takriri bir sunnet (ashap yaptığında efendimiz s.a.v.’in men etmeyip sukut ettiği) olduğunu; parmaklarla cekmenin ise fili sunnet olduğunu zira Peygamber efendimiz (s.a.v)’in: “Tesbih, tehlil ve takdise devam edin ve onları parmaklarınızla sayın. Zira kıyamette bu azalardan sual edilecek, onlar da -beni tesbihte kullandı- diyecekler. Gafil olursanız rahmetten mahrum kalırsınız” (Ramuz 319/5) dediğini biliyor muydunuz ? 96- İnsanların sol omzunda bulunan meleğin memur, sağ omzunda bulunan meleğin ise amir olduğunu, sağdaki melek amir olması hasebi ile bir savap olduğunda anında yazdığını, solundaki melek ise gunah olduğu zaman amirine danıştığını ve amirin ise 6 saat kadar istiğfar eder ihtimaline karşı yazmayı beklettiğini bu yuzden işlediğimiz gunaha hemen istiğfar etmemiz icap ettiğini biliyor muydunuz ? 97- Kiminle evlenileceğin ezelde muayyen olup, hic bir surette değişmeyeceğini hatta, Eshab-ı Kiram’dan bir zatın Peygamberimize (s.a.v.) “Falan kadınla evlenmek istiyorum, dua buyurun” demesi uzerine: “Eğer sana, İsrafil, Mikail, Cebrail, ve Hamele-i Arş, (A.S.) dua etse, aralarında ben de bulunsam, gene sen ancak senin icin yazılan kadınla evlenirdin.” (Ramuz:357/9) diyerek bu hakikate işaret ettiğini biliyor muydunuz ? 98- Namazda zamlı sure olarak okunması yaygın olan Yasin suresinin 2. sayfasının 24.ayetinden itibaren (inni izen lefi zalelin..ilah) başlayıp sayfa sonuna kadar devam eden ayetlerin, 24. ayet değil de bir ust ayetten (e ettehizu..) başlamasının daha uygun olduğunu, zira 24. ayetten başlandığı zaman mananın yanlış anlaşıldığını; (24 – “Şuphesiz ki ben, o zaman apacık bir sapıklık icinde olurum.” 25 – “Şuphesiz ki ben, Rabbinize iman getirdim, gelin dinleyin beni.” ) sanki haşa iman eden kimsenin sapıklık icerisinde olduğu tevehhumunun anlaşılacağını biliyor muydunuz ? 99-Vitir namazında kunut dualarından sonra Salati Munciye okuyanın o gunku namazlarının Mevla’ya tereddutsuz arzedilip kabulune sebep olduğunu bu cok onemli sigortadan gafil olmamamız icap ettiğini biliyor muydunuz? Share this - Lütfen : Paylaş

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı '99 MÜHİM MESELE karikayalanworupress.com'

MÜNAFIK'LARIN ALAMETİ

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'Münafığın alâmeti üçtür: Konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edilince hıyanet eder. Hadisi erif-Buhârî, İman, 24, Müslim, İman, 25.'

Vitir namazının ilk rekâtında elem neşrahleke, ikinci rekâtında tebbet üçüncü rekâtında da ihlas suresini okumaya devam edenlerin diş rahatsızlığı çekmediğini biliyor muydunuz?

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, gökyüzü, bulut, alacakaranlık, açık hava ve doğa

KURBAN ORTAKLARINDA ARANAN ŞARTLAR : Kurban ortaklığında aranan şartları iki madde halinde şöyle tasnif edebiliriz:

KURBAN ORTAKLARINDA ARANAN ŞARTLAR : Kurban ortaklığında aranan şartları iki madde halinde şöyle tasnif edebiliriz:

a) Ortak olunacak hayvan, deve veya sığır cinsinden olmalı…

b) Ortakların hepsi Müslüman olup her biri kendi hissesine mâlik olmalı ve Allah rızası için bir ibadet niyeti taşımalıdır. Meselâ;

- Ortaklardan biri vâcip olan (udhiye) kurbana,

- Biri geçen senenin kaza kurbanına,

- Diğeri adak kurbana,

- Öbürü akika kurbana,

- Bir diğeri de nâfile kurbana niyet edebilir; caizdir, geçerli olur.

Çünkü hepsinin niyeti ibadettir. Fakat ortaklardan biri, herhangi bir ibadet değil de, et kasdiyle katılmış olsa bu sahih olmaz; diğerleri de niyet etmiş oldukları kurbanı kesmiş sayılmazlar.

Dikkat: Yalnız kaza niyetiyle katılan ortağın, kurbanın etinden faydalanması caiz değildir. Tamamını fakirlere dağıtması gerekir.

Velhâsıl; büyükbaş bir hayvan biri adak, biri akika, biri vâcip olan bayram kurbanı, biri nâfile, biri ölmüş birileri (babası veya annesi vs.) için, biri de Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) için olmak üzere kurban kesilebilir, caizdir. Yani vacip, akika, adak hepsi katılır. Yedi kişiye kadar ortak olmak caizdir. Ancak kurbanlık hayvanı ilk alınırken, yedi kişiye kadar ortak olmak niyetiyle satın alınmalıdır. Sırf kendisi için alıp da sonradan başkasını ortak etmek mekruh olur.

Görüldüğü üzere sayılan ortaklık şartları içerisinde, mutlak manada Müslüman olma kaydı var. Amelle ilgili bir şart yok. Dolayısiyle ibadet bakımından noksan olan kişinin ortaklığı, kurbanın sıhhatine / geçerli olmasına şer’an bir zarar vermez. Ama tabii ki ortakların âmil-âbid ve takva sahibi olmaları tercih edilir. O bakımdan hissededarlarınızı / ortaklarınızı tanımaya gayret etmeniz güzel olur. Özellikle hepsinin kurbanı ibadet niyetiyle kesip kesmediklerini bilmeniz icap eder. Aksi halde malumunuz, kesilen kurbanlar boşa gider.

SEVABINI ÖLÜYE BAĞIŞLAMAK ÜZERE KESİLEN KURBAN Hanefîlere göre bir kimse, kendi parasıyla alıp sevabını ölmüş bir yakınına veya herhangi bir mü’min kardeşine bağışlamak üzere bayram günlerinde veya sair günlerde kurban kesebilir. Kişi, kestiği bu kurbanın etinden kendisi yiyebildiği gibi, başkalarına da verebilir. Zira kendi kurbanı gibi hüküm alır, sevabı da bağışlanana gider. Fakat bir kimse vefat eden kişinin, irtihalinden önceki emri ile onun adına keseceği kurbanın etinden yiyemez. Zira bu, adak hükmündedir, kesen ve yakını yiyemez. Bunu tam olarak tasadduk etmesi gerekir.(15) Hâsılı, ebedî âleme göç etmiş mü’minler adına da kurban kesilebilir, sevabı onlara bağışlanabilir. Bunun da bayram günü yahut da öncesinde kesilmesi hususunda bir ayrı hüküm yoktur. Her zaman kesilebilir. Nitekim Hunneş’ten (r.a.) şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Hz. Ali'yi (r.a.) iki koç keserken gördüm ve ona, ‘Bunlar nedir?’ diye sordum. Hz. Ali, ‘Rasûlüllah (s.a.v.) bana, kendisi için kurban kesmemi vasiyet etmişti; işte ben onları kesiyorum’ dedi.” (16) (. “”(15) İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, V, 229 (16) Ebû Dâvud, Sünen, Edâhî, 2

Nebevi şifa;
Kutsal bitki ~Kusti Bahri Udi Hindi

Udi hindi. Bilinmeyen şifa . Dogal Antibiyotik👇

Udi hindiden fayda gören

Bir hastamızın yazısı ile başlayalım

Ben bademciklerin 15 yıl çektim ayda bir kere bademciklerin intihaplanir beni ayakta gezemjyecek şekilde ateslenir

boğazımdan şu bile geçmezdi her seferinde doktorlar antibiyotik yazar en az on gün kullanırsın sonra gecer böyle tekrar

Edip 15 yıl geçti peygamberimizin kullandığı kullandığı bedemciklre iyi gelen udi hindi faydalarını okudum ve uyguladim

2defa ondan sonra hiç bademcik iltihabı olmadı.cok şükür.

Dogal antiyobitik cocuklarda oksuruk ge cok iyi bagaz iltaabina cok iyi kan seviyesini duzenler daha cok sey.

Yıllar önce beyin kanseri olan bir teyzede kullandı bunu . Defalarca şahit olduk Udihindi bizi asla yalancı çıkarmadı elhamdülillah.

Şunu da belirtelim ki, tecrübeler göstermiştir ki 15 yıl alerjiden, 2 yıl farenjitten, 20 yıl kronik bronşitten, ayrıca C ve B hepatitlerinden muzdarip hastalar

Udi hindi yagı kullandıktan sonra şifa olmuştur. Biiznillah

Beyin-kan dolaşımını iyileştirir, dikkati ve hafızayı güçlendirir, guatr düğümlerini eritir,

faranjiti ortadan kaldırır, anjini kısa sürede iyileştirir, pankreas bezi hastalığının (pankreatit) tedavisinde benzersiz bir şifa kaynağıdır.

Kroniki gastrit ve kolite karşı faydaldır, romatizma ve romatizmal poliartrite karşı mükemmeldir.

Boğaz enfeksiyonlarında en kuvvetli ilaçtır. Bütün enfeksiyon hastalıklarında da

Zeytin yağıyla yapılan yagı mideye ülsere on numara.
1 tatlı kaşığı içilir muazzam şifası vardır

Müthiş. Kurt kovucudur

İnsanın Organizmasını yeniler

Beyin kan devranını hızlandırır

Şeker hastaları için bulunmaz şifadır

Kronik gastrit ve kolit için faydalıdır
Sistit böbrek iltihabı için birebirdir

İştahı açar ,Cinsel istegi artırır ,asabileri sakinleştirir.

Akciger hastalıklarında şişmesinde su toplamasında mühim rol oynar...

Bütün adele ağırlarına faydalıdır

Kronik bronşit ,astım ,koha ,verem kulak burun boğaz şikayetlerinde şifa menbaıdır

İdirar kaçırmanın çözü udi hindi yağıdır dilcikleri büzer

Udi hindi yi etrafinizada kan kanseri olan veya kan seviyesi dusuk olanlara da kesinlikle tavsiye edin.

Peygamber efendimiz in hadisin de var şifa diye bademcik ağrısı boğaz ağrısı solunum yoluna iyi gelir...

Bu bitkinin şifası için taze hindistan hakiki ud kökü olması lazım
Piyasada çeşidi çok dikkat edin alırken

udihindi bitkisini araştırın harıka etkileri var bogaz enfeksiyon bademcikler için.

Kas ağrılarının tamamına karşı faydalıdır,

Udihindiyi anlatmaya kelimeler yetmez ki..

Eski hekimler udihindi ameliyatı yaparlarmış.

Hastada kist çıban ur varsa içten, udihindi verirlermiş.

İki aya kitleden eser kalmazmış.

Udihindi gizli ameliyat yapar.

Bedende nerde bir kist varsa içten eritir. Kanser hastalarında da en güvenli dogal ameliyat yöntemi bu.

Hücre yenileyicidir!
İdrar tutukluğu, idrar kaçırmaları ,

idrar yolu enfeksiyonu, balgam, gut, karaciğer ve safra kesesi ağrıları,

kansızlık, farenjit. karaciğer temizleyici,

hepatit B/C kaşıntı ve egzama,Sedef.
Mantar. krup,sarılık, gastrit, iltihap kurutucu ülser. Bağırsak iltihabı.

Kolit. ,zorlukla işeme ve kan işeme, dalak hastalıkları, küçük çocuklarda solucan ve şerit, bronşit,
öksürük vs . balgam sökücü yerlerde kullanılır.

Tüm Onkolojik Rahatsızlıklar
Udi hindi insan organizmasını sanki yeniler, bu bitki ile tedavi edildiği zaman organizma adeta tazelenir.

Allah Resulü (sav) şöyle buyururdu: Şu Ûdi Hindî'ye dikkat ediniz.

Çünkü onda yedi şifa vardır. Boğaz hastahğından dolayı burna çekilir. Zatülcenp (akciğer zarı iltihabı) hastalığında çok etkilidir..

Boğaz iltihabına burundan damlatılara hasta 5-10 dakika yatırılırsa ilk 10 dakikada iyileşmeyi başlatır.

Balgamı attırır Sabah akşam bir çay kaşığı içilirse akciğere ve bronşlardaki iltihaba şifadır . Boğaz ağrısına şifadır.

İdrar yollarındaki iltihabı söker erkeklik ve kadınlık hücrelerindeki canlı organizma sayısını arttırır.

Beldeki , böbrekteki , midedeki , karaciğerdeki , akciğerdeki iltihabı temizler Damarlardaki kanı temizler

Guatr tedavisinde etkilidir
Yüksek olan tsh düzene sokar
Manevi hastalıklara şifadır.

Mide ağrılarında faydalıdır
Vücuda kuvvet verir.

Erkeklerde sakal bırakmanın sünnet olduğunu ama bulunduğu çevre ve imkan dahilinde bunu yapamayarak ileriki zamanlara tehir eden bir kişinin traş olurken bile bu muzdaripliğini unutmaması gerektiğini bundan ötürü sakal traşında sol tarafından başlaması icap ettiğini ve traşı olana da, sünneti ihlal ettiği için “sıhhatler olsun” yerine, “kolay gelsin” demenin adaptan olduğunu biliyor muydunuz.

Fotoğraf açıklaması yok.