19 Temmuz 2020 Pazar

MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ Mevlana Celaleddin-i Rumi, asıl adı Muhammed, lakabı Celaleddin,ünvanı Hüdavendigar olup ‘’ Mevlana ‘’ diye meşhur olan bu zat devrin büyük alimlerindendir.1207 ( H.604 ) tarihinde Belh şehrinde dogdu ve 1273 ( H.672 ) senesinde Konya’da vefat etti. Mevlana zahiri ve Batıni ilimlerde allame olup aşk,vecd ve cezbe ehli idi. Şunun kesinlikle iyi bilinmesi gerekir:Mevlana, Ney,rebap,tanbur gibi çeşitli çalgı aletlerini çalmamış ve onlarla zikir etmemiştir.Mevlevi tarihine baktıgımız zaman, Ney,rebap tanbur gibi çalgı aletlerinin çalınarak yapılan tören ve sema meclisleri, ilk defa onbeşinci asırda ortaya çıkmıştır. İlk Mevlevi bestelerinin bestelenmesi de aynı zamana rastlar. Bu tarih Mevlana Hazretlerinin yaşadıgı dönemden 3-4 asır sonradır. Çalgı aletleri,Mevlana tarafından degil : gerçek aşk, vecd ve cezbeden yoksun olan bazı cahil kişiler tarafından zamanla Mevlevi tarikatına sokulmuştur. Ruhu’l Beyan tefsirinin kaynaklarından biri olan Mesnevi’nin birinci beytinde geçen ‘’ Ney ‘’ kelimesi bizim bildigimiz çalgı aleti olan ney degil : Mürşidi kamil demektir. ‘’ Ney ‘’den maksad’ın mürşidi kamil oldugunu, rahmetli Abidin paşa dokuz türlü isbat etmiştir. Mevlana Hazretleri, ney çalmak, ilahi okumak, oynamak,zıplamak, dans etmek, sema dönmek şöyle dursun yüksek sesle zikir bile yapmazdı. O, zikri hafi yani gizli zikir ile meşguldü. Bu konuda daha geniş bigi için bakınız : Merhum Abidin Paşa ‘’ Terceme-i ve Şerh-i Mesnevi Şerif c.1 – sahife 17


Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı '"Allahü teâlânın aşkı ile dolmuş, evliyanın büyüklerinden olan Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri, ney ve başka hiçbir çalgı çalmadı. Musiki dinlemedi ve raks etmedi. Zikrin kalb ile, sessiz olacağını Mesnevi'de bildirmektedir.' (S. Ebediyye)'

*Âllâh cc buyurdular ki;* *_[ Âl-i İmrân suresi, 104. Ayet: ]_* *_Siz müslümanlardan, hayra - hakka çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır._* —————————— *Yâ râbbena yâ hâdi yâ mevlâna.! bizi; onlardan ve onlarla olanlardan eyle herdâim ..âmin *iman nimeti en kıymetli hazinemizdir , ağızları laf yapsada aklî melekeleri zayıf ve itikadı arızalı kimselerin peşine takılıp heba etmeyin.

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'EFENDİLER! Kurban kesmek et demek değildir. Öncelikle Bu Hususu İyi Anlayalım! Kurban Kesmek; Ailemizden, Sevdiklerimizden Akacak Kanı Bir Kurbanlıktan Akıtarak Gelecek Belaya Engel Olmaktır! Musibetlere Karşı Kalkandır! İSMİ AZAM SIRRI VARDIR! DUANIN KABÜLÜNE VESİLEDİR! BORÇLARA EDA, HASTALIKLARA ŞİFAYA VESİLEDİR. KURBAN KURBİYETTİR, ALLAHA YAKINLIĞA VESİLEDİR. Süleyman Hilmi Tunahan k.s'Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, şunu diyen bir yazı 'Savaşa giden komutan Şeyh Şamil'i annesi durdurup, "Eğer savaşa gidersen hakkım sana helal değildir." der. Ve Şey Şamil ise askerlerine dönüp; Annem beni zalimlere karşı savaşmaktan alıkoymaya çalışıyor.. Bu 40 kırbaç cezası gerektirir.. "Anneme 40 kırbaç cezası veriyorum, ama bu cezaya o dayanamayacağı için cezayı oğlu olarak ben üstleniyorum." der ve cezayı üstlenip kendine 40 kırbaç vurdurur. İşte böyle bir Adamdı.. Bugün O'nun öüm yıldönümü. Allah Rahmet eylesin..'

AKÎKA KURBANI MÜSTEHABTIR

Yeni doğan çocuğun başındaki tüylere “akîka” ismi verilir. Çocuk için Cenâb-ı Hakk’a şükür olarak kesilen kurbana da “Akîka-nesîke kurbanı” denir.

Akîka kurbanı kesmek Hanefî mezhebinde müstehab, diğer mezheplerde sünnettir. Akîka kurbanı, çocuğun doğduğu günden îtibâren kesilebilir. Yedinci günü kesmek daha fazîletlidir.

Kurban olmaya elverişli bir hayvan, akîkaya da yeterli olur. Erkek ve kız çocuk için birer kurban kesilmesi kâfîdir. Bazı âlimler erkek çocuk için iki kurban kesilir demişlerdir.

Akîka kurbanı kesilirken çocuğun anası yâhut babası “Yâ Rabbi, bu benim çocuğumun akîkasıdır. Onun cehennem ateşinden kurtuluş fidyesi olsun.” diye duâ eder.

Vaktiyle akîka kurbanı kesilmemiş olan kimse kendi nâmına bir kurban kesebilir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Allâhü Teâlâ’nın emri ile peygamberliğini îlan etmesinden sonra kendileri için ve doğduklarında iki torunu için akîka kesmişlerdir.

Akîka kurbanının etinden sâhibi yiyebilir, başkalarına yedirebilir ve etin bir kısmını, tamamını veya kurbanın kendisini bağışlayabilir. Çocuklar, Allâh’ın lütfudur. Bu kurbanlar da o lütfa karşı birer şükürdür.

18 Temmuz 2020 Cumartesi

Hadis-i Şerif : Dinde âlim olanı Allah korur ve ummadığı yerden rızklandırır. (İhya C.1 S. 19)

AYASOFYAMIZIN İÇİNDE NAMAZ KILIP ETRAFA BAKTIĞIMIZDA HRİSTİYAN FİGÜRLERİ DEĞİL AYET-İ KERİMELER GÖRMELİYİZ..

EVLENME ÇAĞINA GELMİŞ OLANLARI EVLENDİRMEK ÇOK SEVAPTIR..


Hasan Bozkurt .... Hadis-i Şerif : Geçim korkusu sebebiyle evlenmeyen bizden değildir. (İhya C. 2 S. 61)
..Hadis-i Şerif : Allah için evlenip, Allah için evlendiren Allah'ın dostluğunu kazanır. (İhya C. 2 S. 62)

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kurbanların en fazîletlisi, en pahalı ve en semiz olanıdır.” #HadisiŞerif (Müsned-i Ahmed bin Hanbel)

YERYÜZÜNDE ❗ İçerisinde İKON yani PUT olan TEK BİR Camii yoktur.

Müslüman..! Çağın gözüyle İSLAM’a bakmaz. İSLAM’ın gözüyle Çağa bakar...!

Müslüman Gibi Görünüp Münafıklığın Zirve Yaptığı Bir Dönemde Yaşıyoruz. Canabı Allah Bütün Müslümanları Her Türlü Bela ve Musibetten Korusun İNŞALLAH

Her türlü derdin devası Rasulullah’ın tavsiyesi Nebevi şifa Dogal antibiyotik

Fotoğraf açıklaması yok.Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'UD-İ HİNDİ YAĞI Boğaz iltihabına burundan damlatılarak hasta 5-10 dakika yatırılırsa ilk 10 dakikada iyileşmey başlatır. Balgamı attırır. *Sabah akşam bir çay kaşığı içilirse akciğere ve bronşlardaki iltihaba şifadır. UMMAN'DAN ŞIFÂLAR *Boğaz ağrısına şifadır. *Beldeki böbrekteki midedeki karaciğerdeki akciğerdeki iltihabı temizler. *Damarlardaki kanı temizler. *Sırt ağrısına faydalıdır. Titreme siyatik Mafsal ağrılarını giderir.'