2 Ağustos 2020 Pazar

🌹🤲🕋🐪🐫🐪🐫 *TEŞRİK TEKBÎRÎ* Hazret-i İbrâhim Aleyhisselâm, Hazret-i İsmâil’i kurban olarak kesmek üzere iken Cebrâil (a.s.) “Allâhü ekber, Allâhü ekber” dedi. İbrâhim (a.s.) bu tekbîri işitince, “Lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber” buyurdu. İsmâil (a.s.) da “Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd” buyurdu. Teşrik tekbîri, teşrik günlerinde alınan tekbir demektir. Mükellef olan her Müslümana vâciptir. Bakara Sûresi’nin “Sayılı günlerde Allâh’ı zikrediniz...” meâlindeki 203. âyet-i kerîmesi teşrik tekbîrine işâret etmektedir. Zilhicce ayının dokuzuncu günü Arefe’dir. Arefe günü sabah namazından başlayarak beş gün; Zilhicce’nin 13’üncü, bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar -yirmi üç vakitte- her farz namazın arkasından “Allâhü Ekber, Allâhü Ekber, lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Allâhü Ekber ve lillâhi’l-hamd.” diye tekbir alınır. Sol tarafa selâm verildikten sonra ara vermeden, yerinden kalkmadan, mescidden çıkmadan ve dünyâ kelâmı konuşmadan tekbir getirmek lâzımdır. Teşrik tekbirini, münferid (namazını yalnız kılan), imam, cemaat, mukîm, müsâfir, kadın-erkek herkes okur. Hayırlı günler

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'Kuran ve sünnet ışığında ilim'
Ilim Irfan Sofrası

KUR’AN VE SÜNNET YOLUNU GÖSTERDİLER

Allah dostları, Allah’ın boyası ile boyanmış kimselerdir. Bu büyükler Yüce Allah’a nasıl dost olunacağını bir ömür boyu yaşantıları ile göstermişlerdir. Bu dostluklarını Kur’an ve Sünnet’e uyarak yapmışlardır. Böylece İslâm’ı hakkıyla yaşayıp, bir hayat tarzı olarak insanlığa sunmuşlardır. Kur’an ve Sünnet’e uymayan bütün söz, davranış, yaşayış ve halleri boş ve batıl görmüşlerdir.
Bütün tasavvuf büyüklerinin bağlılarından istediği ilk şey, sağlam bir iman ve güzel bir tevbeden sonra, dini Sünnet’e uygun yaşamalarıdır. Bu halleriyle sufiler, İslâm aleminde bid’atların, yanlış ve bozuk inançların önünü kesmişlerdir. İnsanları Allah ve Peygamber sevgisi etrafında toplamışlardır. Yaşadıkları her devirde, ibadet neşesini, Peygamber aşkını, Kur’an sevgisini, edep, hürmet ve halka hizmet anlayışını yeniden canlandırmışlardır.
Ebu’l-Hasen en-Nedvî rh.a., Allah dostları için şunları söylüyor:
“Şüphesiz, bu ümmetin içinde Allah’ın nuruyla kalplerini arındırmış, nefislerini terbiye etmiş kâmil insanlar olmasaydı, müslümanlar, iman ve ruh bakımından çoktan çökerdi. Onlar olmasaydı, Hz.Peygamber s.a.v.’in gönderiliş gayesi olan kalp temizliği ve nefis terbiyesi gerçekleşmezdi.
Bu hedeften uzaklaşan İslâm ülkelerine bakınız. Korkunç bir uçurumla burun buruna geleceksiniz. Bu uçurumu ne ilimde derinleşme, ne zekâ üstünlüğü, ne de edebiyat zenginliği doldurabilir.
Bu durum, devası olmayan ruhi ve ahlâki bir buhrandır. Çözümü hiç de kolay olmayan toplumsal bir meseledir. Zira o buhranda insanlar, madde ve malın kurbanı, toplumsal hastalıkların müptelasıdır.
Gerek dinî, gerekse milli kültür almış olan aydınlar, makam-mansıp kurbanı, riya, benlik, yükselme aşkı, iki yüzlülük, yağcılık, madde ve kuvvet karşısında eğilmek gibi hastalıklarla karşı karşıyadır.
Politik ve toplumsal hareketler, ihtirasların çarpışması, nefis terbiyesinin yokluğu ve zayıf lider kadrosu yüzünden, bir kör dövüşü halindedir.
Kurumlar, ihtilaf ve ayrılıkların hüküm sürmesi, sorumluluk duygusunun yok denecek kadar kıt oluşu, sırf madde ve maaş artışı düşünceleri yüzünden laçkadır.
Alimler ve din adamları gösterişe fazlaca düşkün olmaları, fakir düşme endişesi, üst tabakanın ve insanların gazabından korkmaları, rahat ve konforlu bir hayata fazlasıyla alışkın olmaları sebebiyle, irşad ve ıslahta cılız kalmakta, vazifelerini yapamamaktadırlar.
Evet, ruhi ve ahlâki buhranın olduğu yerlerde durum budur. Bütün bunların devası ise, Kur’an’ın emrettiği ve Hz.Peygamber s.a.v.’in gerçekleştirmek üzere gönderildiği, iç temizliği, nefis ıslahı, yani insan terbiyesidir. Bu terbiyeyi verecek olanlar da, hiç şüphesiz, kendileri terbiye olmuş kâmil insanlardır.”

Sıkıntıdan Kurtulmak İçin Okunacak Duâ Yâ Allah-ür-rakîb-ül-hafîz-ür-rahîm. Yâ Allah-ül-hayy-ül-halîm-ül’azîm-ür-raûf-ül-kerîm. Yâ Allah-ül-hayy-ül-kayyüm-ül-kâimü alâ külli nefsin bimâ kesebet, hul beynî ve beyne adüvvî! Lâ ilâhe illallâhül’azîm-ül-halîm lâ ilâhe illallâhü Rabbül-Arş-il’azîm lâ ilâhe illallahü Rabbüs-semâvâti ve Rabbül-Erdı Rabbül’Arş-il-kerîm. “İstiğfara devam eden, her sıkıntıdan, her dertten kurtulur, ummadığı yerden rızıklanır” “Lâ ilâhe illallah demek 99 belâyı defeder, en aşağısı sıkıntıdır.” “La havle ve la kuvvete illa billah okumak, 99 derde devadır. Bunların en hafifi sıkıntıdır” “Sıkıntıya düşen veya borçlanan, bin kere “La havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim” derse, Allahü teâlâ işini kolaylaştırır.” “Sıkıntılı iken “Hasbünallah ve ni’mel-vekîl” deyiniz!” İmam-ı Rabbanî hazretleri, her türlü zararlarından kurtulmak için her gün 500 defa La havle vela kuvvete illa billah okur, okumaya başlarken ve okuduktan sonra yüz defa Salevat-ı şerife getirirdi. . Kaynak : 365 Gün Dua – Mehmet Oruç

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi

Hz. Ebu Bekir ra.: "Sizin zayıfınız benim yanımda kuvvetlidir. Onun hakkını alırım. İslâm toplumunda, haklı olan kuvvetlidir. Dolayısıyla mazlumun hakkı adil İslâm düzeninin garantisi altındadır. Bunun için Hz. Ebu Bekir ra. halife seçildiğinde: "Sizin zayıfınız benim yanımda kuvvetlidir. Onun hakkını alırım. Kuvvetine güvenenizi ise benim nazarımda zayıftır. Çünkü ondan başkasının hakkını alırım" demiştir.

BU GÜN AREFE MÜBAREK OLSUN. BU GÜN İNŞALLAH, BESMELE İLE BİN İHLAS-I ŞERİF OKUYALIM..İbni Mesud Radıyallâhü Anh’ın rivayetinde, Aleyhisselam Efendimiz şöyle buyurdular: -Kim Arefe günü iki rekat namaz kılar, her rekatta üç Fatiha-i Şerife, üç Kul Ya Eyyühel Kafirun, on defa da İhlas sûresini okursa Allâh’ü Teâlâ şöyle buyurur: “Şahid olun Ey Meleklerim, onların günahlarını af ettim.”

ZULMÜN HAKİMİYETİ BİR ANDIR, ADALETİNKİ KIYAMETE KADARDIR.

OKSİJENLİ SU İLE MUCİZELERI YAŞAYIN
EKLEMLERİMİZ VE VÜCUDUMUZDAKİ HASTALIKLARIN GİTMESİNİ İSTİYORSAK, TİTİZLİKLE UYGULAYIN DERİM
Test edin öyle troit ve alerjisi olan kullanmasın tabiki. saygılar. M.Ulaş

Eklemlerimizin ve vücudumuzun direncini artırmak ve eski sağlığımızı kazanmak için mükemmel bi yöntem sunuyorum.

NASIL UYGULANIR?
Eczaneden oksijenli su alın.
1su bardağı suya, her 5günde, 5damla artırıp, 25 damlaya gelinceye kadar içilecek.

1subardağı suya,5damla damlatın, günde 1sefer, 5gün içiniz.....

5günden sonra,oksijenli su damlasını 10damlaya çıkarın.yine 5gün içiniz...

Tekrar 5günden sonra, 15damlaya çıkarın ojsijenli su damla sayısını...

Sonrası 10gün de, 25damla damlatın suya,10gün içiniz...

Bu kürü 2 Ayda bir yenileyin,
3 kür yapın bırakın.
sağlığınızda şokları yaşayacaksınız.
Uyarı:
troid sorunu olan ve alerjisi olanlar kullanmasınlar. Kabızlık yapabilir.

Eklemleriniz ve tüm vücudunuzun bir çok sorunlarınızın kendiliğinden gideceğine şahit olacaksınız,

Allah hepimize şifa versin ŞAFİ ismiyle. Saygılar
Doktorunuza danışın danışmadan kullanmayın sakın

İyileştiğinizde genel durumunuzu paylaşırsanız sevinirim saygılar hepinize. M.ULAŞ

OKSİJENLİ SUYUN NELER YAPTIĞINI OKUYALIM. M.Ulaş
BİLGİ AMAÇLIDIR ARAŞTIRIN LÜTFEN ARAŞTIRMADAN KULLANMAYINsakın
Sağlığımızın müthiş şifreleri

Oksijenli su, vücutta oksijen artışı yaparak akciğerlerden aldığımız oksijenin kat be kat fazlasını alıyoruz.
O'da Karaciğere bi o'kadar oksijenin gitmesi demektir. Karaciğerden vücuda oksijenli kan dolaşımı vücudun daha sağlıklı olmasını sağlıyor. Hastalıkların oksijenli ortamda barınamadığını ve vücudun kendi kendini onarma mekanizmasını devreye soktuğunu görüyoruz. Süper bi sonuç veriyor.
Oksijenin tüm vücudu dolaşması ile asidik ve karbondioksit ortamı yok oluyor. Bunu 25 veya 30 günlük oksijenli su kullanımı ile tüm vücudu oksijenlendirmiş oluyoruz. Bu sürede onarımda kendiliğinden sağlanmış oluyor.
20 gün veya 1 ay sonra tekrarladığımız da daha bariz faydasını görüyoruz.
Tabiki doktorunuza danışmadan kullanmayın saygılar hepinize.
Şifa Allahtan kul vesile.

ISTANBUL SÖZLEŞMESİ İPTAL EDİLMELİDİR

Hazreti ibrahim ilahi