3 Ağustos 2020 Pazartesi

Salât-ı Nâriye... ( doğrusu sadece bu şekilde okunur) اَللَّهُمَّ صَلِّ صَلاَةً كَامِلَةً وَسَلِّمْ سَلاَمًا تَامًّا عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ الَّذِى تَنْحَلُّ بِهِ الْعُقَدُ وَتَنْفَرِجُ بِهِ الْكُرَابُ وَتُقْضَى بِهِ الْحَوَائِجُ وَتُنَالُ بِهِ الرَّغَائِبُ وَحُسْنُ الْخَوَاتِمِ وَحُسْنُ الْخَوَاتِمِ وَيُسْتَسْقَى الْغَمَامُ بِوَجْحِهِ الْكَرِيمِ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ فِى كُلِّ لَمْحَةٍ وَنَفنسٍ بِعَدَدِ كُلِّ مَعْلُومٍ لَكَ "Allâhümme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ seyyidinâ Muhammedini'l-lezii tenhallü bi-hil'ukadü ve tenfericü bihi'l-kürabü ve tükdâ bihi'l-havâicü ve tünâlü bihi'r rağâibü ve husnü'lhavâtimi ve husnü'l-havâtimi ve yüsteska'l ğamâmü bi-vechihi'l-kerîm ve alâ âlihii ve sahbihî fîi külli lemhatin ve nefesin bi-adedi külli ma'lûmin lek." ....Mânâsı: "Allâh'ım, kendisi hürmetine dügümler çözülen, gamlar-kederler açılan, ihtiyaçlar giderilen, isteklere, hüsn-i hâtimelere güzel âkibetlere nâil olunan, kerem (cömertlik) sahibi yüzü-suyu hürmetine bulutların sulandığı, Efendimiz Muhammed Mustafa'ya (s.a.v.) ve onun âl ve ashâbına; her bakış ve her nefeste ve zâtınca mâlum olanların sayısınca, kâmil bir rahmet ve tam bir selâmet ihsan eyle."........ hatimi 4444 adettir.

Kerametle tayy-i mekân ederek bir anda başka yerlere-ülkelere giden evliya da, Müslüman cinniler seferi olarak namazlarını kılar.

Gazi Mehmet Han, bu eski kiliseyi pisliklerden, putlardan temizletip cennet-ül firdevs gibi cami haline getirdi.

Hasan Bozkurt .......Sultan 2. Mehmet'in 1453'te İstanbul'u fethinden sonra Ayasofya'da ilk cuma namazını kıldığına da değinen Evliya Çelebi, seyahatnamesinde şunları kaydediyor: "Gazi Mehmet Han, bu eski mabedi pisliklerden, putlardan temizletip öd ve amberler yakıp, cami içinde mihrap, minber, mahfil ve minare ile o cennet görünüşlü makamı ibretle temaşa edilecek cennet-ül firdevs gibi cami haline getirdi. Evvela cuma gününde bütün gaziler hazır olup salalar okunup, müezzinler 'innallahe ve melaiketehu' ayetini hazin bir sesle okumaya başlayınca Akşemseddin Hazretleri, Sultan Mehmet'in koluna girip büyük bir saygı ile minbere çıkarıp yüksek sesle 'Alemlerin Rabb'ine hamdolsun.' deyince büyük gazilere bir hal olup bir sevinç feryadı koptu. O cuma Ayasofya'nın yer altında saklı olan ruhbanlar, İslamlık şerefiyle şereflenen çok yaşlı olan birinin adını da Baba Mehmet koydular. Baba Mehmet, 'Mihrabın sağındaki karanlık yer, Hz. Süleyman'a mensup olan eski mabettir.' deyince Sultan Mehmet, orada uğurlu sayarak iki rekat hacet namazı kıldı. Yer altında saklı hazineler tersane bahçesiyle Hazine-i Hümayun'a taşındı."

MUKÎM'İN NAMAZDA MÜSÂFİR İMAMA UYMASI İki ve üç rekâtli farz namazlar hem sefer hâlinde hem de mukimlik hâlinde değişmez, aynı kılınır. Ancak dört rekâtli farzlar, kılan kişi mukim değilse yani sefer hâlinde ve müsâfir hâlinde ise dört rekât kılınmaz, iki rekât kılınır. Bu hallerde mukîmin müsâfire ve müsâfirin mukîme uymaları (yani cemâatla namaz kılarken bir kişinin imam olması) vakit dâhilinde bütün namazlarda sahihtir. Ancak şu hususlara dikkat edilmelidir: Dört rekâtli farzlarda mukîm bir kimse, müsâfir bir imama uyarsa, (müsâfir imam, iki rekât kılınca namazı bitirip selam vereceğinden) imamın selâmından sonra namazını dörde tamamlar. Kıyamda isterse Fatiha’yı okur, isterse okumaz. Okumadığı takdirde okuyacak kadar bekledikten sonra rükuya gider ve namazı tamamlar. Şayet müsâfir imam, unutarak dörde tamamlarsa mukîmin namazı olmaz. Müsâfir kimse, mukîm imama uyarsa namazını tam kılar.

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, kalabalık, ayakkabılar ve açık hava

Müslüman, Müslüman olarak kaldIkça, kendİsİnden sİhİr sâdIr olmaz..‘Müslüman, Müslüman olarak kaldıkça, kendisinden sihir sâdır olmaz.’ .Ondan iman yok olduğu zaman ki bundan Allah sübhânehûye sığınırız kendisinden sihir sâdır olabilir. Sihir ve imandan her biri, sanki birbirinin nakîzı (zıddı) gibidir. Sihir vâki olunca, iman kalmaz. O bakımdan, bu işin kötülüğü sebebiyle imana bir halel (bozukluk) gelmemesi ve İslâm’ın elden çıkmaması için, bu inceliğe riâyet etmek gerekir.

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, gökyüzü ve açık hava
Ehl-i Sünnet Hanefi

..... HZ.MİMAR SİNAN R.Aleyh. : “Bütün Ustalığımı Bu (edirne selimiye) Camide Sarf Ettim” “Kalfalığımı İstanbul’daki Şehzade Camii’nde yaptım, ustalığımı da Süleymaniye Camii’nde tamamladım. Amma bütün kudretimi bu Selim Han Camii’nde sarf edip, hünerimi açık seçik ortaya koydum. Bildiğimiz cihanın mimar ve mühendisleri var. Bütün kabiliyetlerini ortaya koysalar, böyle büyük bir eser vücuda getirmekten âciz kalacaklardır.”. “Peygamber Efendimiz’in doğduğu gece Ayasofya’nın kıble tarafındaki kubbesinin bir tarafı çökmüştür. Sonra Peygamberimiz’in tükürüğüyle harcı tutturulmuştur. O yüzden Mimar Sinan Edirne’de Selimiye kubbesini yaparken, Ayasofya kubbesinin, Hazret-i Resulullah’ın tükürüğüyle bina edilen mahallinden bir miktar kireci kazıyıp Selimiye kubbesi kirecine karıştırıp, bu Selim Han’ın kubbesini Mimar Sinan bu şekilde inşa etmiştir ki inşâallah ilâ mâşâallah müebbed olur......https://yedikita.com.tr/butun-ustaligimi-camide-sarf-ettim/

İstanbul Sözleşmesini imzalayanların, onaylayanların ve savunanların Firavundan daha zalim olduğunu söylesem abartmış mı olurum? --Firavun, erkek çocuklarını öldürüp, kız çocuklarını sağ bırakıyordu. ❗İstanbul sözleşmesi ise ikisini birden öldürüyor, hem madden hem manen...

Fotoğraf açıklaması yok.

Salât-ı Nâriye... ( doğrusu sadece bu şekilde okunur) اَللَّهُمَّ صَلِّ صَلاَةً كَامِلَةً وَسَلِّمْ سَلاَمًا تَامًّا عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ الَّذِى تَنْحَلُّ بِهِ الْعُقَدُ وَتَنْفَرِجُ بِهِ الْكُرَابُ وَتُقْضَى بِهِ الْحَوَائِجُ وَتُنَالُ بِهِ الرَّغَائِبُ وَحُسْنُ الْخَوَاتِمِ وَحُسْنُ الْخَوَاتِمِ وَيُسْتَسْقَى الْغَمَامُ بِوَجْحِهِ الْكَرِيمِ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ فِى كُلِّ لَمْحَةٍ وَنَفنسٍ بِعَدَدِ كُلِّ مَعْلُومٍ لَكَ "Allâhümme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ seyyidinâ Muhammedini'l-lezii tenhallü bi-hil'ukadü ve tenfericü bihi'l-kürabü ve tükdâ bihi'l-havâicü ve tünâlü bihi'r rağâibü ve husnü'lhavâtimi ve husnü'l-havâtimi ve yüsteska'l ğamâmü bi-vechihi'l-kerîm ve alâ âlihii ve sahbihî fîi külli lemhatin ve nefesin bi-adedi külli ma'lûmin lek." ....Mânâsı: "Allâh'ım, kendisi hürmetine dügümler çözülen, gamlar-kederler açılan, ihtiyaçlar giderilen, isteklere, hüsn-i hâtimelere güzel âkibetlere nâil olunan, kerem (cömertlik) sahibi yüzü-suyu hürmetine bulutların sulandığı, Efendimiz Muhammed Mustafa'ya (s.a.v.) ve onun âl ve ashâbına; her bakış ve her nefeste ve zâtınca mâlum olanların sayısınca, kâmil bir rahmet ve tam bir selâmet ihsan eyle."........ hatimi 4444 adettir.

Görüntünün olası içeriği: gökyüzü, bitki, ağaç ve açık hava, şunu diyen bir yazı 'Kim ömrünün uzaltılmasını ve rızkının artmasını isterse Ana ve Babasina iyilik yapsın silai rahimde bulunsun (Hadis-i Şerif)'

İmam-I Rabbanİ (k.s.) hazretlerİ : “Bİr şeyİn tamamI elde edİlemİyorsa, tamamen de terk edİlmez”

Halk arasında: "Karı koca arasına şeytan giremez" diye bir söz vardır!..
Karı koca arasına İstanbul Sözleşmesi felâketiyle öyle bir girildi ki, lâ'netli Şeytan bile bu kadarını akıl edemezdi!..
İns ü şeyâtin, İblisten daha şerli ve dessastır!...