15 Ağustos 2020 Cumartesi

Her gün 100 defa Salavatı Şerife okuyarak Peygamber Efendimize Ümmet ligimizi tasdik ettirelim inşallah

 

Görüntünün olası içeriği: gece ve açık hava
Ilim Irfan Sofrası
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in huzurunda bir adam vardı. Bir başka şahıs ona uğrayıp geçti. (Arkasından, Hz. Peygamber’in huzurundaki kimse):
– Ey Allahın Resûlü! Ben bu kişiyi gerçekten seviyorum, dedi. Peygamber aleyhissalâtü ve’s-selâm:
– “Peki, sevdiğini ona bildirdin mi?” buyurdu. Adam:
– Hayır, dedi. Hz. Peygamber:
– “Ona bildir”, buyurdu.
Adam derhal kalkıp o şahsın arkasından yetişti ve:
– Ben seni Allah için seviyorum, dedi. O da:
– Beni kendisi için sevdiğin Allah da seni sevsin, karşılığını verdi.
Ebû Dâvûd, Edeb 113

MÜNÂFIKLARIN ÂHİRETTEKİ HALLERİ

 MÜNÂFIKLARIN ÂHİRETTEKİ HALLERİ

Hadîd Sûresi’nin 13. âyet-i kerîmesi şöyle tefsîr edilmiştir:

Bu mübârek âyetler, münâfıkların âhiretteki vahim vaziyetlerini bildiriyor. Kıyâmet günü, müminler nûrları önlerinde ve sağlarında koşarak o büyük murada ererlerken, münâfıklar yetişemeyip karanlıkta kalacaklar ve müminlere arkalarından: ‘Bizden tarafa bir bakın da nûrunuzdan biz de ışık alalım, istifâde edelim.’ diyecekler. Yâhud ‘Bizi gözetin, bekleyin de biz de size katılalım ve bu sûretle nûrunuzdan (iktibas edelim) ışık alalım’ diyecekler. Müminler veya melekler tarafından (o münâfıklara): “Dönün arkanıza da bir nûr almaya çalışın.” denilecek. Evvelâ bu ‘dönün’ emri, onlarla istihzâdır; alay etmektir. Siz dünyada dönekliği sever, irtidâda (İslam dînini terk etmeye) vâsıta arardınız. Haydi mümkünse dönün veya dönmekte fâide varsa dönün arkanıza da bir nûr arayın, şimdi burada size bakacak yok. “Derken aralarına bir sur çekilmiştir.” Öyle bir sur ki “Onun bir kapısı var.” Ondan ancak mümin olanlar girebilecektir.

Münâfıklar, müminlere: “Biz sizinle beraber değil miydik?” diye bağırışırlar. Dünyada zâhiren ‘âmennâ’ deyip mümin göründüklerini söylemek isterler. Buna karşı müminler “Evet, fakat sizler kendinizi fitneye soktunuz (münâfıklık ile mihnete düştünüz, ateşe doğru gittiniz, kendinizi helâk ettiniz) ve (müminlere musîbet gelmesini) gözettiniz.” Bütün bunların sebebi ise sizler “Şüphe ettiniz, işkillendiniz (inanamadınız, hakîkaten müminlerle beraber olamadınız) ve ümniyyeleriniz sizi aldattı (boş temenniyât ve hulyâlarla kuruntularınıza mağrur oldunuz. Münâfıklıkla o boş kuruntulara ereceğinizi, İslâm’ın muvaffak olamayacağını zannettiniz) ta ki Allâh’ın emri, yani ölüm gelinceye kadar gururlandınız.” Bunun da sebebi o aldatıcı mağrur, yani şeytan, sizi Allâh’a güvendirdi. ‘Adam sen de! Günahın zararı yoktur, Allah gafûr ve rahîmdir, affeder’ diye keyifleriniz arkasından koşturdu. O sebeple bugün “Sizden de küfredenlerden de hiçbir fidye kabul edilmez.”

“Sığınacağınız yer ateş, yani cehennemdir. Lâyık olduğunuz cezanız odur. O, ne fena gidilecek yerdir.” (Elmalılı, Hak Dîni Kur’ân Dili Tefsiri, Fazilet Neşriyat)

⚠️İKİ KIZ ÖĞRENCİ MASUM ÖĞRETMENİ NASIL YAKTI?⚠️ 👉İki kız öğrencisini sigara içerken gören bir lise öğretmeni, öğrencileri yanına çağırarak, “Bu yaşta sigara içmeye utanmıyor musunuz? Sizi disipline vereceğim. Artık derdinizi ailenize anlatırsınız” dedi.

 

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VE 6284 SAYILI İFTİRA KANUNU ISTANBUL SÖZLEŞMESİ PKK TERÖRÜNDEN DAHA YIKICIDIR!'
Ilim Irfan Sofrası

⚠️İKİ KIZ ÖĞRENCİ MASUM ÖĞRETMENİ NASIL YAKTI?⚠️

👉İki kız öğrencisini sigara içerken gören bir lise öğretmeni, öğrencileri yanına çağırarak, “Bu yaşta sigara içmeye utanmıyor musunuz? Sizi disipline vereceğim. Artık derdinizi ailenize anlatırsınız” dedi.

Öğrenciler durumun aileleri tarafından öğrenilmesinden çok korktular.

--Bir senaryo yazdılar ve uygulamaya koydular.

--İkisi de akşam evlerinde öğretmenlerinin kendilerini taciz ettiğini söyledi.

--Aileler öğretmen hakkında suç duyurusunda bulundu.

---Öğretmeni gece evinden aldılar.

---İfadeler, soruşturmalar, incelemeler, savcı iddianamesi derken tam 9 ay (yazıyla; Dokuz ay) tutuklu olarak yargılandı.

Dokuz ay içinde;

---Eşi kendisinden boşandı…

---Çocukları ‘tacizci babalarını’görmek istemedi, ziyaretine gitmediler…

--Hapishane şartlarında öğretmende agorafobi panik bozukluğu ortaya çıktı;

-Tansiyon hastası oldu…

-Şeker hastalığı nüksetti…

-Psikolojisi iyiden iyiye bozuldu…

-Ağlama nöbetleri geçirmeye başladı…

-Dokuz ay sonunda mahkemeye çıkarılırken de ağlıyordu...

Hâkimden ağlamaması için fırça yedi.

Mahkeme çok kısa sürdü hâkim ‘sekiz yıl’ dedi.

Öğretmen daha yüksek sesle ağlamaya başladı.

Öğretmenini bu halde gören kız öğrencilerden birisi hâkime sordu;

“Kaç yıl hapis yatacak?”

“Sekiz yıl”

Bu sefer de öğrenciler ağlamaya başladı;

“Biz ailelerimiz sigara içtiğimizi öğrenmesin diye böyle bir yalana başvurduk. Hocamızın suçu yoktur. Salın onu…” demeye başladılar.

Bu itiraftan sonra hâkim hükmü yeniden kurdu.

Öğretmene ‘pardon’ dedi.

---Çocuklara uzun bir nasihat çekti, bir fırça da onlara attı ve “Yıkılın karşımdan gözüm görmesin sizi” dedi.

---Mahkeme boşluğunda bir avukat hâkime yaklaşarak,

“Sayın hâkimim ne olacak bu öğretmenin hali şimdi?”

“Valla, bu kanunlar karşısında benim yapabileceğim hiçbir şey yok ki”

Hâkim, 6284 sayılı ‘Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine dair Kanundan, CEDAW; Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi’nden, İstanbul Sözleşmesi’nden, 743 sayılı medeni kanunda 1988’de yapılan değişiklikle süresiz haline getirilen eski eşe ödenen nafakadan bahsediyor.

2012 yılında, 6284 sayılı kanun çıkmadan önceki yıl, aile içi şiddet sonucu öldürülen kadın sayısı 121 olarak tespit edilmişti.

Yasa çıktıktan sonraki yıllarda ölüm oranları hızlı bir şekilde yükselerek 2019 yılında yüzde 400’lük bir artışla 490’a çıktı.

6284 sayılı kanunla çatırdatılan ve 3444 ile 4721 sayılı kanunlarla yıkılması sağlanan aile kurumuna bitirici darbe TMK’nın 336. maddesiyle vuruluyor.

TMK 336, ayrılan çiftlerin çocukların velayet hakkını tek tarafa veriyor.

Bu uygulamayla çocuğunun velayet hakkını alamayan tarafa çocuğu gösterilmediği zaman ticari bir malmış gibi icra yoluyla ve para ödeyerek görebiliyor.

Maddi gücü olmayan taraf yavrusuna hasret bırakılıyor.

Tek taraflı velayet hakkı bir intikam aracı olarak kullanılıyor.

Mahkemeler çocuğun velayetini yüzde 99 oranında anneye veriyor.

Baba çocuğunu her ay 2 kez görebiliyor.

Ayda 8 ila 24 saat çocuğunu görme süresi tanınıyor.

Çocuğu vaktinden sonra anneye teslim etmeyen baba hakkında ‘çocuğu kaçırmak’ suçundan dava açılıyor…

Evet, Bu kanunlarla olacağı budur!

Ayasofya da Namaz kılarken tepene

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi ve ayakta duran insanlar
Sinan Akkuş

Ayasofya da Namaz kılarken tepene biniyorlarken Yunanlılara Bayrak açtırıyorlardı.

CHP değil gardaş, akp akp...

Şimdi güya Cami yaptılar öyle mi?

He gardaş, he...


Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi ve gece

Yahudi hahamlar gibi takmiş takkeyi sanırım beyaz rengi de özellikle seçmiş

MİDENİZDE ÜLSER REFLÜ GASTRİTİNİZ VARSA KURTULUN

 

MİDENİZDE ÜLSER REFLÜ GASTRİTİNİZ VARSA KURTULUN

yemeklerden 1 saat önce kantaron yağı için 1 yemek kaşığı üzerine sıcak su için 1 saat sonra yemekten hemen öncede saf tahin için 10 gün yapın düzeliyorsunuz yemekten sonra hiç bişey yiyip içmeyin yatmayın 2 saat kadar mide sorunuda yaşamazsınız bir daha geçmiş olsun

Şifa Allah tan. Saygılar M.ulaş

Görüntünün olası içeriği: bitki ve çiçek
Ilim Irfan Sofrası

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Cimri, yanında adım anıldığı halde bana salâtü selâm getirmeyen kimsedir.” (Ahmed b. Hambel, Müsned, I, 201)

Cennet nimetlerinin çeşitlerini ve cennetlerde bulunan huri ve gılmanları, Rahman’a kavuşmayı ve görmeyi bildirir. Ey aziz, malum olsun ki, müfessirler ve muhaddisler ittifak üzere beyan etmişlerdir ki: Cennetlikler için olan nimetler, her durumda hazır olup, arzu ettiklerinde önlerine gelir. Yüksek ağaçların sarkan meyveleri, işaretleriyle ellerine gelir ve her anca çeşitli meyvelerle lezzetlenirler. Her ne yiyecek ve içecek isterlerse hazır bulurlar. Kazanmaya ve pişirmeye hacet yoktur. Zira cennette zahmet ve ateş olmaz. Cennet ağaçlarının en büyüğü tuba ağacıdır ki, kökü sidrede, dalları ve meyveleri cennet saraylarının içindedir. Tıpkı dünyada güneşin yukarıda bulunup, ışığı bütün evlere girdiği gibi. Tubanın aslı, cennetin yukarısında olan sidrede bulunup, sayısız dalları cennet saraylarına inmiştir. Cennetlikler, onun çeşitli meyvelerinden meyvelenip, her demde nice lezzet bulmuşlardır. Müminler için renkli döşeklerle süslü saraylarda ve şatolarda, yastıklar üzerinde aner saçlı, hilal kaşlı, kara gölü, güneş yüzlü, şirin sözlü, işveli ve nazlı, inci dişli, mercan dudaklı, gül yanaklı, selvi boylu, güzel huylu, gülden taze ve taravetli huri kızları vardır. Bunlar cennetliklerin temiz eşleridir. Her birisi yetmiş kat elbise giymiştir. Renkleri çeşitli, ölçüleri hafiftir. Her hurinin taravetli teni cam gibi şeffaftır. Başlarına nur renkleriyle ışıldayan taçlar koymuşlardır. Çeşitli cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerinde oturup, müminlere bakarlar. Karşılarında hizmet için nice bin çocuk ve gılman saf saf dizilmişlerdir. Cennetlere giren müminler ebedî orada kalırlar asla çıkmazlar. Selamla şirin sohbetler edip, boş sözle asla hatır yıkmazlar. Cennetlikler için asla ihtiyarlama yoktur. Elbiseleri eskimez. Gönülleri zengin, gözleri toktur. Yerler, içerler fakat ayak yoluna gitmezler. Yiyip içtikleri latif bir buhar gibi olup, gül suyu gibi bedenlerinden sızar, asla küçük su dökmezler. Oradaki huriler ve kadınlar, hayızdan, nifasdan ve buna benzer şeylerden uzak ve pak olmuşlardır. Cennetlikler her an ve her zaman emniyet içindedirler. Üzüntüden, gamdan, bir şeyler tedarik etmekten kurtulmuşlardır. Hastalıklardan ve sakatlıklardan selamet bulmuşlardır. Sıhhat ve âfiyette ebedî sevinçlidirler. Saadetleri sonsuzdur. Müminler için Rahman’ın melekleri, her hafta bir kere mücevherle donatılmış buraklar getirip, Hak Taalanın selam ve davetini tebliğ ederler, müjdelerler. Onlar da, buraklara binip, adn cennetine yükselip giderler. Hak Taalanın misafirhanesine varıp, ikram ve izzetlerini görüp, çeşitli nimetlerini yiyip, selam ve kelamını işitip, Hak’kın cemalini gözleriyle müşahede ederler. Görüntüsünün lezzetinden mest olup, cennet nimetlerini unutup giderler. Oradan Hak’kın izniyle yine kendi makamlarına dönerler. Bütün cennetleri bekçisi ve hâkimi, sevimli ve büyük bir melektir. Şekli insan, ismi Rıdvan’dır. Cennetler içinde gece ve gündüz olmaz. Bütün cennetler bir an ışıksız kalmazlar. Çünkü cennetlerin gökyüzü Rahman’ın arşıdır. Her an arşın nurları onları ışıklandırır. Kaynak : Marifetname – Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri

 

Fotoğraf açıklaması yok.
Ilim Irfan Sofrası
Kıyametin dehşetli havasından kurtulmanın yolu, sevdiğini Allah için sevmektir

Yarabbi geçmişimden pişman geleceğimden ümitsiz bırakma Amin