18 Ağustos 2020 Salı

Ebu Medyen Mağribi Hazretlerine dünyaya fazlaca meyil eden bir müridi geldi ve dedi ki "Efendim şeytan bana çok musallat oluyor. Muzdaribim. Bana yardım edin. Mübarek buyurdu ki " Senden evvel şeytan gelip seni bana şikayet etti".Mürid şeytanın ne dediğini sordu.Hz.Ebu Medyen " Şeytan dedi ki; ya imam ! Bilirsin ki Allah dünyayı benim için yarattı. Zımmetime verdi.Hiçbir kimseye durup dururken bulaşmam.Bu mürid benim malımı aldı.Ben sadece kendi malımı koruyorum.Hakkım için uğraşıyorum. Almadan da bırakmam.Onun imanıyla uğraşırım" dedi..!

 


Mustafa Arabacı

MEZHEPÇİLİK MÜSLÜMANLARI AYIRIYOR DİYENLERE İTİBAR ETMEYİNİZ ONLAR ZATEN MEZHEPSİZDİRLER.

 

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'Hanefi Şafii au mezhepler .p Amelde Maliki Hanbeli'
Mehmet Panaz

MEZHEPÇİLİK MÜSLÜMANLARI AYIRIYOR DİYENLERE İTİBAR ETMEYİNİZ ONLAR ZATEN MEZHEPSİZDİRLER.

İTİKAT VE AMELÎ MEZHEPLERİMİZ

Sahih ve makbul itikat bilgilerinin neler olduğunu İmam Ebû Mansur Mâtüridî ve İmam Ebu’l-Hasen Eş’arî Hazretleri Kur’ân-ı Kerîm’den ve hadîs-i şerîflerden derleyip bu ümmete anlatmışlardır:

Bu iki büyük İslâm âlimi, Müslümanların itikat (inanç) meselelerinde imamlarıdır. Esasta birdirler. Aralarında sadece bazı teferruatta ihtilaf vardır.

Bu iki imamın (İmam Ebû Mansur Mâtüridî ve İmam Ebu’l-Hasen Eş’arî) yolu itikatta, inançta Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat mezhebidir.
Yâni Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) ve mübarek sahabîlerinin yoludur.
Bunların dışında kalan Mutezile, Cebriye, Kaderiye, Bâtıniyye, Karmatiyye, Şia ve diğer fırkaların inançlarında hatalar, bozukluklar, bid’atler vardır.

Her Müslüman, inanç meselelerinde Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat mezhebini yani İmam Mâturidî’yi veya İmam Eş’arî’yi takip ve taklit etmelidir.

“Benim mezhebe ihtiyacım yok, ben Kur’ân ile Sünnet’e bakarım...” diyenler büyük hata işlemektedirler.
Bin seneden beri nice büyük âlimler, mürşidler, sâlihler, arifler bu iki imamdan birine tâbi olmuşlardır.
Bu mevzuda bin küsur yıllık bir icmâ-ı ümmet vardır. Bu mezheplerden ayrılan bilgisizler sapıtmış ve sapıttırmışlar, Ehl-i Sünnet’in dışına çıkmışlardır.

Peygamberimiz ve sahabîler devrinden sonra İslâm dünyasında “Mutlak müçtehitler” yetişmiş, bu büyük zatlar Kur’ân-ı Kerîm’in âyetlerini ve Peygamberimiz’in (s.a.v.) hadîslerini mükemmel bir şekilde inceleyerek, dinimizin bütün amel meselelerini büyük bir vukufla açıklamışlar, hükümleştirmişlerdir.

Bu mutlak müçtehitlerin mezheplerinden dört zatın mezhebi, İslâm dünyasında ‘Amelde mezheb’ olarak kabul edilmiş ve yayılmıştır. Bu mezhepler:

Hanefî, Şafiî, Mâlikî ve Hanbelî mezhebidir.

Bütün Müslümanlar amelde, bu dört mezhepte birleşmişlerdir.

Sabah ve akşam namazından sonra Hüvallâhüllezî, yatsı namazından sonra Âmenerrasûlü okunması tavsiye edilmiştir. Peygamberimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: • “Kim sabahleyin üç defa “Eûzü billâhi’s-semî’ıl alîmi mine’ş-şeytâni’r-racîm” deyip Haşr Sûresi’nin son üç âyetini (Hüvallâhüllezî…) okursa, Allâhü Teâlâ o kimse için yetmiş bin melek vazîfelendirir, melekler o kimseye akşam oluncaya kadar istiğfâr ederler. O gün ölürse şehîd olarak ölür. Kim de bunu akşamleyin okursa, aynı mertebeye nâil olur.” • “Allâhü Teâlâ, Bakara Sûresi’ni iki âyet (Âmenerrasûlü) ile sona erdirdi. Bunları bana Arş’ın altındaki bir hazîneden verdi. Bunları öğreniniz, hanımlarınıza ve çocuklarınıza öğretiniz. Çünkü bunlar hem büyük rahmettir, hem Kur’ân’dır, hem duâdır.”

 Görüntünün olası içeriği: gökyüzü, okyanus, köprü, açık hava ve su

Ehl-i Sünnet Hanefi

 Ehl-i Sünnet Hanefi

14 saat 
 


Bedeni ve manevi pek çok hastalığa şifa Udu Hindi için bize ulaşabilirsiniz Ürünlerimiz : 🍀Udi Hindi Tozu 🍀 Udu Hindi Yağı 🍀Udu Hindi Macunu Not: Toptan satışımız da mevcuttur.

 

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'Kıymeti pek, Şifâsı çok olan ûdu Hindi'yi ne için kullanabiliriz? /Vücuttaki hormonları dengeler Viltihapları kurutur. ✓kalp, mide, akciğer, karaciğer gibi iç organları kuvvetlendirir. solunum yolları rahatsızlıklarına birebirdir. @kusti.bahri.udi.hindi cilde güzellik verir, bedeni kuvvetlendirir.'

HOŞ GELDİN MUHARREM AYI 19 Ağustos Çarşamba günü Zilhicce’nin son günüdür. Zilhicce’nin son günü, aynı zamanda da senenin son günüdür. Bu günde mümkünse oruçlu bulunmak fazîletli bir ibâdettir. Dolayısıyla 20 Ağustos Perşembe günü de kameri takvime göre 1 MUHARREM olup, Hicrî yılbaşıdır. Bu vesile ile herkesin Hicrî yılını tebrik eder, hayatımızın istikâmet üzere olmasını Cenâb-ı Hak'tan niyaz ederim. Muharrem ayının birinden onuna kadar 10 gün oruç tutmak fazîletli ibâdetlerdendir. Bu on günlük orucu tutamayanlar, mümkünse 8, 9 ve 10. günlerde oruç tutmalıdırlar. Zira Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) 9. günü seferde bulunduğundan yalnız 10. günü oruç tutmuşlar ve “Sağ olursak gelecek sene 9. günü de tutarız.” buyurmuşlardır. Bu ayın perşembe, cuma, cumartesi günlerinde peş peşe oruç tutulursa büyük sevaplar verileceği de bildirilmiştir.

 Görüntünün olası içeriği: gece ve gökyüzü

ÂHİR ZAMANDA SEVAPLAR KAT KAT OLUR... (ELLİ SAHABİ SEVABI) .....Tâbiînden Ebû Ümeyye eş-Şa’bânî (r.a.) diyor ki: (Ashâb-ı Kirâm’dan) Ebû Sâlebe el-Huşenî’ye (r.a.) sordum: “Ey Ebû Sâlebe: ‘… Siz kendi nefsinize bakınız…’ meâlindeki (Mâide sûresi, 105.) âyet-i kerîme hakkında ne dersiniz?” Dedi ki: “Vallâhi sen, tam da bunu bilen kişiye sordun. Ben o âyeti Resûlullâh’a (s.a.v.) sormuştum. Şöyle buyurmuşlardı: “Birbirinize iyilikleri ve hayır işleri tavsiye edin. Kötülüklerden ve zararlı şeylerden birbirinizi sakındırın. Ne zaman ki cimriliğin çoğaldığını (iyiliğin emredilmediğini), nefsin arzularına uyulduğunu, dünyânın (dine) tercih edildiğini, herkesin (kitaba, sünnete, icmâa bakmayıp, sahâbe ve tâbiîne tabi olmayıp) kendi fikrini beğendiğini görürsen işte o zaman diğer insanları bırak, kendine bak. İleride sabredilecek günler gelecek. O zamanlarda sabretmek, elde ateş tutmak gibidir. O günlerde sâlih ameller işleyene, aynı amelleri işleyen elli kişinin sevâbı verilir.” Ashâb-ı Kiram: “Yâ Resûlallâh! O zamanda yaşayan insanlardan mı (yoksa bizden mi) elli kişinin sevâbını alacaklar?” dediklerinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Hayır, sizden elli kişinin ecir ve sevâbını kazanacaklar.” buyurdular. (Sünen-i Ebû Dâvûd) Hicrî: 18 Cemâziyelâhir 1436 Fazilet Takvimi

 


Ehl-i Sünnet Hanefi


EN BÜYÜK İSTİĞFAR: TESBİH NAMAZI.
Tesbih namazı, bütün vücutla yapılan en büyük tevbe ve istiğfârdır. Resûl-i Ekrem (sallallâhü aleyhi ve sellem), amcaları Hazret-i Abbâs’a (radıyallâhü anh) hitâben tesbih namazı ile alâkalı şöyle buyurmuşlardır: “Ey amca! Sana on (çeşit günâhını silecek) şey(i) haber vererek ikram etmiş olayım ki, onu işlediğin vakit günâhının evveli ve âhiri, yenisi ve eskisi, hata ile ve kasden yapılanı, küçüğü ve büyüğü, gizlisi ve âşikâr olanı mağfiret edilmiş olsun. Dört rek’at namazı kılarsın... Gücün yeterse bu namazı her gün kıl. Her gün kılamazsan hafta da bir kere kıl, her hafta kılamazsan ayda bir kere kıl. Onu da yapamazsan senede bir, onu da yapamazsan ömründe bir kere kıl.” Tesbih namazı 4 rek’attir. Bu namazda 300 defa şu tesbih okunur: “Sübhânellâhi velhamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azîm.”
Bu tesbih, namaz içinde şu kadar okunur:
15 kere, Sübhâneke’den sonra (Fâtiha’dan önce),
10 kere, zamm-ı sûreden sonra,
10 kere, rükûda, (tesbihlerden sonra)
10 kere, rükûdan kalkınca ayakta (kavmede),
10 kere, birinci secdede, (tesbihlerden sonra)
10 kere, iki secde arasındaki oturuşta (celsede),
10 kere, ikinci secdede. (tesbihlerden sonra).
Birinci rek’atte okunan tesbihlerin adedi 75’tir.
İkinci rek’atte aynı sıra ile yine 75 defa okunur.
Üçüncü ve dördüncü rek’atler de böyle kılınır. Birinci kâdede (oturuşta) tahiyyattan sonra Salli ve Bârik, üçüncü rek’ate kalkınca önce Sübhâneke okunur. Tesbih namazı, kılınması teşvik edilmiş bir namazdır. Bunu alışkanlık hâline getirmek müstehaptır. Kılmasını bilmeyenlerin istifâde etmesi maksadıyla cemâatle de kılınabilir.