“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
18 Ekim 2020 Pazar
Ebu’l-Huseyn el-Malatî el-Askalânî eş-Şâfiî (rh. v. 377) de, et-Tenbihu ve’r Redd” adlı eserinde şöyle demiştir: “Kâfir(in küfrü) hususunda şüphe edenin kâfir olacağı hakkında bütün Ehl-i Kıble arasında bir ihtilaf yoktur. Çünkü küfür hakkında şüphe eden kişinin imanı yoktur. Zira bu kimse imanı küfürden ayırd edemiyor, imanla küfrün farkını bilmiyor, demektir.”
Nazar deveyi kazana Insanı mezara sokar Rabbim kötü kalpli insanların şerrinden korusun
Tesbihlerden Önce...!
Ayetülkürsi, İhlâs'ı Şerif , Felak ve Nas Surelerini Okuyanları...
Cenâb-ı Hakk İç ve Dış Hastalıklardan ve Belalardan Muhâfaza Eder.
Süleyman Hilmi Tunahan Hz.leri ⚘
İmansız ölmenin sebebi Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Önemli olan sondur, yani imanla ölmektir. İmansız ölmenin sebeplerinden biri de, imansız ölmekten korkmamaktır. Korkmayan imansız ölür. Allah saklasın, sonsuz azap ne büyük tehlikedir. Dünyada müebbet hapse mahkûm olup hücreye giren kimse çıldırır, peki sonsuz ateşe insan nasıl dayanır? Âhir zamandayız. Bu asırda, kendini kurtulmuş gibi görmek, göğsü kabarık yaşamak ahmaklıktır! Çünkü zamanımızda günahtan çok küfür tehlikesi vardır. İnsan bir sözle, bir işle kâfir olabilir, çünkü bu zamanda günah çok kolay işleniyor. Mesela kolayca gıybet yapılıyor. Din kitaplarında, yapılan gıybet için, (Ben doğruyu, olan şeyi söylüyorum, bu gıybet değil) demenin küfür olduğu bildiriliyor. Çünkü harama helâl denmiş oluyor. Ev halkının işlediği bir günah için veya başka bir haram için, (Bu zamanda böyle olur, başka türlü olmaz) veya (Zaman sana uymazsa, sen zamana uy) gibi şeyler söyleyerek günahı beğenen veya hafife alan kâfir olur. Bu kişi, ister dine hizmet etsin, ister zikir çeksin, yani ne yaparsa yapsın, işlediği küfrüne tevbe etmezse, Allah korusun kâfir olarak ölür. Bu zamanda çok korkmak ve imanı kurtarmak için çok gayret sarf etmek lazımdır. Günahkâr ölenin kurtulması o kadar zor değildir, çünkü imanlı olmak şartıyla, büyük günah işleyenlere peygamberler, Ehl-i sünnet âlimleri, şehitler ve daha başkaları şefaat edecektir. Yani günahkâr için şefaat çoktur, imansız ölene ise hiç şefaat yoktur. Mücevherleri olan, çaldırmamak için açığa koymaz. En gizli yere saklar, belki üstünde yatar. İman bundan daha mı az kıymetli? Her an, benim imanıma bir zarar gelir mi gelmez mi diye, imanı düşünmek gerekmez mi? Zamane insanları zahire çok kıymet veriyorlar. Onun için büyükler, (Zahir mamur, bâtın harap) buyurmuşlardır. Bâtını mamur etmek gerekir. İşin başı namazdır. Müslümanın aklı fikri namazda olur. İnsanların kimi ateşe, kimi puta, kimi de Allah’a tapar. Peki namaz kılmayan kime tapar? Dinsiz midir, paraya mı, nefsine mi tapar? Belli değildir. O halde, eşimizi, oğlumuzu, kızımızı haramlardan korumalı, onlara mutlaka namazı öğretmeli, kılmaları sağlanmalı. Namaz varsa, her şey vardır. Namaz yoksa, felaket çoktur.
Kesinlikle sığla yağı bende reflü var annemde ülser var biz midemizi sığla yağığla güçlendirdik her sabah aç karna bi çay kaşığı yuttuk kesinlikle çok iyi
28 EKİM 2020 ÇARŞAM. Peygamberler peygamberi iki cihanın güneşi şanlı peygamberimizin sav.Mübarek doğumunun1449.seneyi devriyesi.
Ana baba hakkı Bir zat, saliha hanımına sorar: - Allahü teâlâ âhirette, (Oğlunun hesabını sen gör) buyursa, oğlun da, günahlardan dolayı çok cezaya layık olsa, ceza verirken üzülür müsün? - Ne cezası? Evlada ceza verilir mi? Ona mükâfat veririm, hiçbir günahını görmem, doğru Cennete derim. - Niye hak ettiği cezayı vermiyorsun? - Sevgili yavruma nasıl ceza veririm? Hem de Cennetin en müstesna yerine yollarım. - Demek ki biz de kurtulacağız, çünkü senin şefkat ve merhametin, Allah’ın merhameti yanında ne ki? Bir mübarek zata da, (Âhirette, seni sorguya annen mi, baban mı çeksin deseler, hangisini seçersin?) denince buyurur ki: -İkisini de kabul etmem, Rabbimin hesaba çekmesini isterim. Ana babamın merhameti, Rabbimin merhameti yanında deryada damla değildir. O bir damlayı da bütün mahlûkatına dağıtmıştır. Bütün canlıların yavrularına karşı olan şefkati, merhameti, o bir damladandır. Derya varken bir damlaya talip olunur mu? Bu büyük merhametine rağmen, eğer Hak teâlâ bir kuluna bir ceza veriyorsa, demek ki o kulu, en yakın olan ana babasının kalblerini kim bilir kaç defa kırmış, yani gözden çıkaracakları kadar isyan etmiş olmalı ki, o cezayı hak ediyor. Cenab-ı Hak, (Ana babasını razı edenin işlediği günahlarını affederim, fakat ana babasını üzeni, ne kadar çok ibadeti olursa olsun, Cehenneme atarım) buyuruyor. Peygamber efendimiz de, (Men lem yeşkürin-nâse lem yeşkürillah) buyuruyor. Yani size iyilik edenlere, size gelen nimetlere vesile olanlara teşekkür etmezseniz, Allahü teâlâya şükretmiş olamazsınız. O nimetler için yapacağınız şükür kabul olmaz. İyilik edene teşekkür etmezsek, Rabbimize ne kadar dua edersek edelim, kabul olmaz. Allahü teâlâya şükretmemek, Ona isyandır. Çünkü bir bardak su verene bile teşekkür gerekir. Düşünün ki, dünyaya gelmemize sebep olan ana baba, ilk mürşidimizdir, kulağımıza ilk Allah bir diyen onlardır. Bizi kiliseye götürebilirler, hâşâ Allah’ı inkâr ettirebilirlerdi. Ama öyle bir ana baba ki, biz daha dünyaya gelir gelmez, kulağımıza ezan okurlar, güzel bir isim koyarlar. Sonra bize dinimizi öğretip, kötülüklerden korumaya çalışırlar. Böyle salih ana babanın hakkı nasıl ödenir?
Tevbe edilmeyen günah Özellikle bid’at ehli, dini aklına göre değiştirip, bu bozuk hâline de İslamiyet diyor. Böylece dinin aslı kayboluyor. Kul, kendisini yaratanın bildirdiği dine müdahale edemez. Kendisi dine uyar, dini kendine uyduramaz! Uydurmaya kalkarsa, o uydurulan şey, din olmaktan çıkar. Ehl-i sünnet âlimlerinin hepsi, hayatları boyunca bid’atleri yok edip sünnetleri ihya etmek hususunda çok hassasiyet gösterdiler. Günümüzde ise, İslamiyet, âdet olarak yaşanmaya başlandı, bid’atler çoğaldı. Bu durum dinimizin gittikçe bozulmasına sebep oluyor. Hâlbuki her bid’at bir felakettir ve şeytanın kandırmasıdır. Bir gün İblis, bir dağa çıkıp, öyle bir feryat eder ki, dünyada ne kadar şeytan varsa hepsi oraya toplanır. Onlara der ki: - Bizim için felaket bir şey oldu. En büyük günahları işleyen Müslüman, eğer tevbe edip, Allah’tan mağfiret dilerse, bunların affa uğrayacağını bildiren bir âyet indi. Biz, bunlara ne kadar günah işletirsek işletelim, bunlar bir gün tevbe ederlerse, hepsi affolur. Bizim bütün uğraşmalarımız boşa gider. Artık bunlar Cehenneme girmez. Buna bir çare bulmalıyız. Bir hile biliyor musunuz? - Hayır, bilmiyoruz. - Ben biliyorum. Tevbe etmeyecekleri bir günah bulmalı. Şimdi sizin vazifeniz, böyle bir günahı araştırmaktır. Şeytanlar dağılıp giderler. Birkaç gün sonra İblis’in feryadıyla şeytanlar tekrar toplanırlar. Hepsi de, (Biz bir çare bulamadık) derler. Melun İblis gülerek der ki: - Müjde çocuklarım! Ben, onların tevbe etmeyecekleri büyük bir günah buldum. Bunların dinine bid’atler karıştıracağız, ilaveler, çıkarmalar yaptıracağız ve bunları onlara çok güzel göstereceğiz. Tabiî bunlar, o bid’atleri sünnet zannedecekler veya bid’at-i hasene diyecekler, böyle yapmak daha sevabdır, bu iş çok faydalıdır, çok uygundur diyecekler. Bid’atlere ibadet diye sarılacaklar. Bu durumda, artık bu bid’atlerden hiçbiri kopamaz. Bu bid’atlere dokunan çıkarsa, din elden gidiyor diye, düzeltilmesine izin vermezler. İbadet olarak yaptıkları ve günah olarak bilmedikleri için bid’atlere tevbe de etmezler. Tevbe etmeyince de, bid’at ehli olarak doğru Cehenneme giderler, orada bizimle beraber olup hiç çıkmazlar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)