3 Mart 2021 Çarşamba

Ayet ve hadisler i çalgı ile söylemek küfürdür?


 

Çay; şifalı bir şey imiş, hastalarınıza bundan içirin ki şifa bulsunlar. Allah kıyamete kadar buna revaç versin.

 Ehl-i Sünnet Hanefi

................... Hoca Ahmet Yesevi bir gün Hıtay sınırında Türkistan karyelerinden birine misafir olur. O gün hava çok sıcak olduğu için çok yorulmuştur. Evine misafir olduğu Türkmenin komşusunun zevcesi doğum yapmak üzeredir. Türkmen, Hoca Ahmet Yesevi'den dua ister, Ahmet Yesevi de dua eder. Allah'ın izniyle Türkmenin isteği hemen olur. Türkmen bu duruma çok memnun olur. O yörenin önemli bir ikramı olan çay kaynatıp getirir. Hoca Ahmet Yesevi çayı sıcak sıcak içince terler ve yorgunluğu gider. Sonra, "Bu şifalı bir şey imiş, hastalarınıza bundan içirin ki şifa bulsunlar. Allah kıyamete kadar buna revaç versin" diye dua etmiştir. İşte çay bundan sonra bütün Türkler arasında kullanılmaya başlamış ve şifa verici bir içecek olmuştur

Hadis-i Şerif : Ümmetim arasında râfızî denilen kimseler meydana gelecektir. Bunlar İslâm dîninden ayrılacaklardır. (Mir'ât-ı Kâinât)

 










 
SOMUNCU BABANIN ŞÖHRET ve BURSA'DAN KAÇIŞI
Yıldırım Beyazıt Bursa’da Ulucami’yi yaptırınca caminin açılışında vuma günü ilk vaazı Emir Sultan’ın yapmasını talep eder.
Emir Sultan:
“Hünkârım, burada Somuncu Baba varken benim vaaz ve hutbe okumam uygun olmaz, bu vazifeyi o yapsa daha iyi olur.” Padişah:
“O ekmekçi vaazdan ne anlar?” Emir Sultan:
“Efendim, Somuncu Baba büyük bir âlim ve velîdir ama tevazudan kendisini gizlemek için ekmekçilik yapıyor.”
Padişah:
“Pekiyi o halde söyleyin, ilk vaazı o yapsın, namazı da o kıldırsın.”
Emir Sultan, Somuncu Baba’ya gelip padişahın emrini bildirince Somuncu Baba:
“Yaktın beni, niye söyledin?” demiş.
Padişahın emri gereği ilk vaazı yapmış ve hutbeyi o kadar etkili okumuş ki herkes hayran kalmış.
Fatiha'yı yedi türlü tefsir etmiş. İlk tefsiri normal vatandaş anlamış, daha sonra sırasıyla Allah dostları...
Cemaatin her biri içinden inşAllah benim çıkacağım kapıdan çıkarda bi elini öper musâfaha ederim, demiş.
Namaz çıkışında herkes birbirine ben içimden böyle dua ettim ve şükürler olsun benim bulunduğum kapıdan çıktı ve musâfa ettim demiş.
Kerâmete mazhar olup Ulu Cami'nin bütün kapılarından da aynı anda çıkmış.
Namazdan sonra Bursa'yı terk etmiş.
“İman edip de iyi davranışta bulunanlara gelince Rahmân onlar için (gönüllerde) bir sevgi yaratacaktır."















Dost dediğin kara günde belli olurmuş. Söndürün ışıkları, dostlarımı sayacağım!

 


ALLAH HAKKI GÖSTERSİN HAKKI İŞLETSİN... RIZASINI KAZANDIRSIN... HUZURUNA SEVDİĞİ " RAZI OLDUĞU KUL OLARAK VARMAMIZI NASİB EYLESİN...

 


İMALATÇI TÜCCARIN ZEKÅTIN. HESABINA MİSÅL

 

16s 
Herkese Açık ile paylaşılıyor
Herkese Açık
................ İMALATÇI TÜCCARIN ZEKÅTIN. HESABINA MİSÅL
İmal edilmiş malların değeri 400.000. TL
Elindeki hammadde 200.000. TL
Alacakları 200.000. TL
Mevcut parası + 100.000. TL
YEKÜN MAL MEVCUDU 900.000. TL
Borcu - 100.000. TL
ZEKÅT TAHAKKUK EDEN MİKTAR 800.000. TL
Verilecek zekât... (Kırkta bir) 20.000. TL

İnsanların evine girerken kör ol… Oradan çıkarken dilsiz ol… Gittiğin evde kusur görme, görürsen de kimseye anlatma!

 















ABDÜLHÂLIK el-GUCDÜVÂNÎ HAZRETLERİNDEN NASİHATLER
Hâce Abdülhâlık el-Gucdüvânî (k.s.) Hazretleri çok sevdiği oğlu Hâce Evliyâ-yı Kebîr (k.s.) Hazretlerine şöyle nasihat etmişlerdir:
“Oğlum, sana vasiyet ederim ki ilim ve edep öğren, selef-i sâlihînin (Ashâb-ı Kirâm ve onlardan sonra gelen din büyüklerinin) yolunu öğrenip onlara uy. Takvâ sahibi ol.
Ehl-i Sünnet ve Cemâat’ten ayrılma ve beş vakit namazı cemaatle kıl.
Fıkıh, hadis ve tefsir ilmi öğren, cahillerden uzak ol.
Şöhrete sebep olacak hâllerde bulunma.
Bütün gayretini, dünyayı talep etmeye harcama.
Çok ağla, az gül ve gülerken de kahkahadan tamamen kaçın. Az konuş, az ye ve az uyu.
Elinden geldiği kadar halkın hizmetinde bulun. Bu hususta cân u gönülden gayret et.
Üstâzları, kendi canından azîz bil ve onların hâl ve hareketlerine itiraz edip onları inkâr etme.
Kalbin dâima mahzun, gözlerin yaşlı, amelin hâlis olsun. Duanı da içten ve yalvarıp yakararak yap.
Elbiselerin gösterişsiz, arkadaşın derviş, mayan ibadet, evin mescit, kalbin zikredici, lisânın tatlı dilli, yumuşak ve şükredici, yoldaşın zikir ve dostun fikir olsun.”