6 Nisan 2021 Salı

ŞENAY AKÇAY HANIMIN PAYLAŞIMI ÇOK ETKİLENDİM BENDE PAYLAŞTIM

 

Mehmet Bey

2s 
Sadece ben ile paylaşılıyor
Yönetici
 8 Ağustos 2019 
ŞENAY AKÇAY HANIMIN PAYLAŞIMI ÇOK ETKİLENDİM BENDE PAYLAŞTIM
Kanser hastalığı ile mücadele eden 25 yaşında bir genç kız o.. Ve işte onun hepimize yazdığı etkileyici bir mektubu yayınlıyoruz.. Büyük dersler içeren tokat gibi bir mektup
Kanseri sevmedim ama minnettarım
Sorun aslında kanser değil, kemoterapi.
Evet belki kemoterapi görmeseydim ölecektim ama kemoterapinin de beni pek yaşattığını söyleyemem. Kemoterapi tümörümü yok ederken beni de darmaduman ediyor. Kanser teşhisi konmadan önce aylarca tümörümle birbirimizden habersizce, normal bir insan gibi yaşamıştık, kıtalar arası yolculuklar yapıp, en yakınlarımın düğününde göbek bile atmıştık. Tamam biraz abartıyorum son zamanlarda nefes darlığı, uyku sıkıntısı, gece terlemesi yaşıyordum ama kimseye muhtaç olmadan yuvarlanıp gidiyordum işte.
Gel gör ki teşhis konup kemoterapi başladığından beri 25 yaşında olmama rağmen kendimi 90'ına yaklaşmış bir nineden farksız hissediyorum. İki adım yol yürüyemiyorum, kendim hiç bir işimi halledemiyorum, bırakın yatağımı toplamayı, duşumu kendim alabilsem ne mutlu bana diyorum. Yemeğimden, giyinmeme, uyumamdan uyanmama yaptığım her şeyde birine bağlı olmak beni üzüyor. Kel olmayı saymazsak, geçtiğimiz altı ayda alışamadığım yegane şeylerden biri de birisine bu kadar bağlı yaşamak. Tek bir kişiye bağlanmaya herkes alışıktır genelde, ama benimki öyle değil yani tek bir kişiye değil herhangi bir kişiye bağlıyım ben.
Neyse ki güzel insanlar biriktirmişim. Ben göndersem de gitmeyen, her gün bana güç veren, gücümü hatırlatan insanlar. Güçsüz bilirdim kendimi, zayıf yönlerimi bilip onları geliştirmekten hep kaçtığım için her zaman en başından yenilgiyi kabullenenlerdendim. Ama bu sefer yenilemezdim. Ne kadar kaçsam da bu sefer savaşmak zorundaydım. Teşhis konduğu gün doktorun da dediği gibi 52 haftalık bir mücadele bekliyordu beni. Bende amatörce attım kendimi savaşa. Dedim ya kilit nokta aslında güzel insanlardı. Çünkü ben, hiç bir zaman kendim için bir şey yapmadım anca sevdiklerim için yaptım her şeyi. Bu savaşa da kendim için girdim sanmayın sakın. Sevdiklerim için girdim, kalbi benim için çarpan, duasında adım geçen herkesi mutlu etmek için. Kalbimde yer edinen, kalbinde yer edindiğim herkes benim için seferber olmuştu onları yüzüstü bırakmamak için girdim işte. Sevilmeyi ne kadar çok sevdiğimi hatırladım sayelerinde. Şimdi beni güçlü buluyorlar ya...
inanır mısınız bilmem ama beni güçlü bulan insanlardan aldım bu gücü. İlkokuldaki spor öğretmenimden, lisedeki sıra arkadaşımdan, evin karşısındaki otopark görevlisinden, karşı sokaktaki telefon tamircisinden aldım. Eklemeden edemeyeceğim; dini inançları pek güçlü olmayan ben, derdini veren Allah'ın gücünü de verdiğini gördüm. İğneden kaçmak için tebeşir tozu yutan ben, nelere gülüp geçmeye başladım.
Başlarda her şey çok pembeydi. Kanserdim (lenfoma) ve iyileşecektim hiç bir detaydan haberim yoktu. Hala gripmişim de 1 yıl sürüp geçecekmiş gibi geliyordu. Binlerce insan, yüzlerce telefon, onlarca ziyaretçi ve her gün aldığım tek bir ilaç 'Lustral' oyalıyordu beni. Salak gibiydim. Etrafımdaki herkesin neden bu kadar mutsuz ve panik halinde olduğunu anlamıyordum, çünkü henüz hiçbir şeyin farkında değildim. Günler geçtikçe ters orantı olmaya başlamıştı. İnsanlar rahatlamıştı, unutmuştu, boşlamıştı; benim paniğim ve mutsuzluğum ise gün geçtikçe artmıştı (6 ay 25gün geçti her gün artmaya devam ediyordu).
En çok gittiğim yer hastane, en çok duyduğum söz 'geçmiş olsun' olmuştu. İleride sayısız sayıda yapılmış olacak olan; damar yolu, kemoterapi, kan sayımı, intretekal, biyopsi gibi gerçekler teker teker değil bir anda yüzüme vurmaya başlamıştı.
Değişmiştim, ben değildim artık. Tenim, kokum, olmayan saçlarım ve gözlerimde ki ışık.
Sosyal hayatımdan, özgür ruhumdan, cinsel güdülerimden ve en acısı benliğimden çok kısa bir zamanda kopmuştum. Artık yegane muhabbetim ve düşündüğüm şey, kanımı hangi hemşirenin alacağı ya da nötrofillerimin ne kadar düşük olduğuydu. Bakmayın böyle yazıldığında okuması kolay oluyor ama böyle yaşaması inanın çok kolay değil. Tabi ki de ilk kanser olan genç ben değilim, keşke son olsam ama eminim ki son da değilim. Ama zor arkadaş. Ne kadar çok sevilseniz de, etrafınızdaki herkes tarafından günün her anı şımartılsanız da bu saatlerde yatağa girdiğinizde, ya da ne bileyim tuvalete girip instagram da gezindiğinizde boğazınız düğümleniyor işte.
Keşkeler,
Belkiler,
Nedenler,
Hayaller.
Pişmanlıklar da en kötüsü. Aklından geçirip yanlış olur, herkes ne der diye düşünüp yapmadığın her şey için 'ah be' diyorsun. Koşarak geri dönmek istiyorsun ama ya bir bardak soğuk su içiyorsun ya da kocaman bir iç çekiyorsun.
Kimseyi üzmek için ya da durumdan şikayet etmek için yazmıyorum bu satırları ama insan paylaşmak istiyor. İnşallah yaşamayın ve anlamayın hiç bir zaman şu yaşadıklarımı ama ne kadar zor olabileceğini bir hayal edin istiyorum arada.
Hayal edin ki şükür edebilin.
Her sabah uyandığınızda başta kendiniz olmak üzere etrafınızdaki herkesi ne kadar çok sevdiğinizi hatırlatın kendinize. Gülecek, şükür edecek sebepler yaratın. Lütfen daha çok gülün! Kendi gücünüzü asla küçümsemeyin. Bu yaşadıklarımın hiç birini yaşamanıza gerek yok gücünüzü görmek, kendinize saygı duymak için.
Kanseri sevmedim, ama bana kendi içimde ki gücü gösterdiği için ona minnettarım.
Neyse siz sadece şükredin, o kadar aslında.
Iris Mercan haberleri">Iris Mercan
irismercan@hotmail.com. alıntıdır içim yandı okudum



NİSAN YAĞMURUNUN BEREKETİ..! (İHMAL ETMEYİN)


⏹ Nisan yağmuru çok şifalıdır. Nitekim bir Hadîs-i Şerifte şöyle buyrulmuştur: 

“Her kim (nisan) yağmur(unun) suyundan bir miktar alır da onun üzerine her biri yetmiş kere olmak üzere Fâtihâ, Âyetü’l-Kürsî, İhlâs, Felak ve Nâs sûreleri okur, sonra yedi gün ardı ardına aç karnına bu sudan içerse, Allâh Teâlâ ondan bedenindeki bütün hastalıkları def’eder ve kendisine isabet eden her türlü derdi onun etinden, kanından, damarlarından ve (sair) tüm uzuvlarından çıkarır”. 

[Ebu’l-Abbâs Şihâbüddîn Ahmed b. Ömer ed-Deyrebî el-Mısrî (v. 1151/1738) Kitâbü’l-Mücerrebât, yyy., s. 119]

🔹Nisan yağmurunun toplanacağı günler, Rumî yılı Nisan ayının 7'sinden, bu ayın sonuna kadardır. Bu yıl (Miladî 2021)Nisan yağmuru toplanacak tarihin başlangıcı; Rumi 7 Nisan 1434/ Miladi 20 Nisan 2021  SALI gününe tekabül ediyor. Dolayısiyle Miladi 20 Nisan 2021  SALI  gününden başlayıp, 13 Mayıs 2021  PERŞEMBE gününe kadar Nisan Yağmur suyu toplanabilir.  Nisan yağmurunu mümkünse teraslara kap koyarak bir yere değmeden direkt gökten gelen yağmurdan toplayıp, okuyup içmek muvafık ve mübârek olur. Nisan yağmur suyuna okunacaklar. Yukardaki hadiste anlatılanların hangi usûl ve tertip üzere okunacağını, Allah dostları / bâtın ulemâsı, bu husustaki diğer rivayetleri de nazar-ı dikkate alarak şöyle tarif edip haber vermişlerdir:

1⃣- 70 Salevât-ı şerife

2⃣- 70 Fâtiha suresi

3⃣- 70 Ayetü’l-Kürsî

4⃣- 70 Legad câeküm… (Tevbe suresinin son iki ayeti)

5⃣- 1 Yâsîn-i Şerif

6⃣- 70 Kâfirun Suresi

7⃣- 70 İhlâs Suresi

8⃣- 70 Felak Suresi

9⃣- 70 Nâs Suresi

🔟- 70 defa Tesbih Duası (Sübhânallahi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber velâ havle velâ kuvvete illa billâhil aliyyilazıym)

1⃣1⃣- 70 Salevât-ı Şerife

🔺Not 1⃣- Okunan salavât, sure, âyet ve tesbihlerin her birerinde 70’den sonra ve Yâsîn-i şerif'teki her ‘mübîn’den sonra suya ‘Huu’ diye nefes edilecek.

🔺Not 2-  7 sabah abdestli aç karnına içilecek.

🔺Not 3- Bunu içen kişinin bedeninden Allah Teala her türlü derdi kaldırır. Ona bütün hastalıktan ve açlıktan âfiyet verir. Gözlere şifâ olur. Ateşi ve göğüs ağrısını giderir, balgamı keser. Faydası sayılamıyacak kadar çoktur.

BİİZNİLLAH..!



Sadece ben ile paylaşılıyor

depresyon LENFLERİNİZDEKİ TÜM SORUNLARINIZI GİDERİN

 












12s 
Sadece ben ile paylaşılıyor
Sadece ben
LENFLERİNİZDEKİ TÜM SORUNLARINIZI GİDERİN. M.ulaş
Sağlığımızın müthiş şifreleri
sağlığımızın müthiş şifreleri sayfamda tüm bilgiler. Yazılarmı paylaşırken ismi silmeden paylaşın ricam bi başka hastayada şifa olsun bilgiler.
Lenflerde sorununuz varsa karahindibağ sinirli ot ve yoğurt otu udi hindi kökü tozu hepsini un gibi çektirin 1 çay kaşığı için 1 su bardağı sıcak suda demlenir sabah akşam aç içilir 1 rer su bardağı posasınıda lenf bezlerinin olduğu yerlere sarın streçleyin 2 saat 2 günde 1 gün yapın sonra çıkarın 20 gün devam edin lenf sorununuzda kalmaz şifa Allah tan kul vesile m.ulaş saygılar şifa Allah tan saygılar m.ulaş



NAMAZ VE İMSAK VAKİTLERİ

Takvimimizdeki namaz vakitleri, fıkhî esaslara göre hesaplanırken arz derecesi (enlem), tûl (boylam), saat dilimi, yükseklik, arazi genişliği gibi birçok astronomik, klimatolojik ve jeolojik unsurlar hesaba dâhil edilmektedir.

Bir yerin namaz vakitlerinin doğru olarak hesaplanabilmesi için “geometrik değerler” değil, fıkhî ölçülere uygun olan “görülen değer” neticeleri esas alınır. Mesela, güneşin doğuş-batışı için ‘geometrik doğuş-batış’ değil, çıplak gözle gözlenebilen ‘görülen doğuş-batış’ asıldır. Sadece geometrik değerlerin hesaplanması ile elde edilen değerler -bunların sapmasına sebep olan pek çok unsurdan dolayı- gerçek değerleri karşılayamamaktadır. Bu sebeple İslâm âlimleri bazı zarûrî tedbirler almışlardır. Bu tedbirlere, düzeltmelere “temkin” adı verilmektedir. Temkin, daha ihtiyatlı olmak için yapılmış bir düzeltme değil, fıkhî olarak yapılması zarûrî bir düzeltmedir. Bu düzeltmelerden sonra ortaya çıkan değerler fıkhî ölçülere uygun hâle gelmiş olur. Binâenaleyh temkinsiz vakitlerin kullanılması mahzurludur.
Enes bin Mâlik (r.a.) rivâyet ediyor: Zeyd bin Sâbit (r.a.) dedi ki: Peygamber Efendimizle (s.a.v.) sahur yaptık. Sonra namaza durdu. Ben, Zeyd’e sordum: “Ezan ile sahur arasında ne kadar vakit vardı?” Zeyd Hazretleri: “Elli âyet okuyacak kadar” buyurdu. (Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarîh Tercümesi’nde, elli âyet okunacak vakit, 18 dakika olarak yazılmıştır; c. 6, s. 268-269) Bundan temkine riâyetin ehemmiyeti anlaşılmaktadır.
Temkin ve diğer ilmî yollarla, sapmaları zarûrî olarak düzeltilmiş vakitler, asırlardan beri İslâm âleminde kullanıldığı gibi Türkiye’de de 1982 yılına kadar -Diyânet dâhil- bütün takvimlerde kullanılmıştır. Fazilet Takvimi, hâlen bunu kullanmaya devam etmektedir. Bu sebeple:
Takvimimizde verilen vakitlere riâyet etmeli,
Namazları vaktin sonuna kadar geciktirmemeli,
Oruca başlarken ve iftar yaparken, takvimimizdeki vakitlere riâyet etmeli,
Sabah namazını ise takvimimizde yazan, “Sabah” vaktinden itibaren kılmalıdır.



HZ.ADEM ALEYHiSSELAM

 HZ.ADEM ALEYHiSSELAM

Adem aleyhisselam kırkbin evladını gördü.
Vefatına yakın oğlu Şit aleyhisselamı çağırdı huzuruna:
- Ya Şit!
- Buyur baba.
- Sana beş vasiyetim var.
- Emret babacığım!
1. Dünyaya gönül bağlama!
2. Bir iş yaparken, sonunun nereye varacağını düşün!
3. Kadın sözüyle hareket etme!
4. Bir işe başladığında, kalbine sıkıntı gelirse o işi yapma!
5. Alnında parlayan “Nur”, ahir zaman Peygamberi Muhammed Mustafa’nın “sallallahü aleyhi ve sellem” nurudur.
Bu Nuru iyi muhafaza et!
Oğlu Şit aleyhisselam;
- Baş üstüne babacığım! dedi.Ve sordu peşinden:
- Babacığım! Muhammed aleyhisselamdan çok bahsediyorsun. Allah katında sen mi kıymetlisin, O mu?
- O kıymetli evladım.
- Neden babacığım?
- Çünkü Cenâb-ı Hak, bana vermediği altı fazileti
Onun ümmetine verdi oğlum.
Şit aleyhisselam merak etti:
- Onlar nedir babacığım?
- Birincisi, Hak teâlâ bir hatamdan dolayı beni Cennetten çıkardı. Onun ümmeti çok günah yapsalar da yine Cennetine alır.
İkincisi, benim hatamı, bütün yer ve gök ehli duydu.
O ümmetin binlerce günahını örter, göstermez.
Üçüncüsü, beni, bir hatam sebebiyle Havva’dan ayırdı.
Onun ümmetini, binlerce günahları olsa da, eşlerinden ayırmaz.
Dördüncüsü, ben üçyüz yıl ağladıktan sonra tövbem kabul olundu. Onlar ise sadece pişman olsalar, affolurlar.
Beşincisi, ben bir hata işlemekle, üzerimden Cennet elbisesi alındı. Onlar, nice günahlar işlese de elbiseleri alınmaz.
Altıncısı, bana, tevbem kabul olunması için Arafat’a gitmem emrolundu.
Onlar ise gönülden pişman olup,
“Affet ya Rabbi!” deseler, Hak teâlâ; “Affettim!” buyurur.
Son olarak; - Ey evladım! Ecelim yaklaştı.
Benden sonra halifem ol!
buyurdu.Ve ruhunu teslim etti.
Adem A.S. Vefat ettiğinde “1.000” yaşındaydı.🌹🌹☘️🌹🌹yarabbi ümmeti Muhammedi bağışla Amin🌹🌹☘️🌹


Bizleri nimetlerine şükreden, takdirine rıza gösteren, belâ ve musibetlere sabreden, korktuklarından emin, umduklarına nail olan bahtiyar kullarından eyle #Allah’ım! Amin.

 




DUA'LARIN KABUL OLDUĞU YER MÜLTEZEM İbn abbas şöyle rivayet etti: Mültezem, med'a {dua yapılan yer} ve Müteavvez {Éllah'a sığınılan yer} Ebu'z zübeyr dedi:

 DUA'LARIN KABUL OLDUĞU YER

MÜLTEZEM
İbn abbas şöyle rivayet etti:
Mültezem,
med'a {dua yapılan yer} ve
Müteavvez {Éllah'a sığınılan yer}
Ebu'z zübeyr dedi:
Burada yani. mültezem'in karşısında dua ettim ve dua'm kabul oldu.
Mücahid'den rivayet:
"İbn abbas'ı mültezem'de istiaze ederken yani Éllah'a sığınırken gördüm"
"Bir müslüman burada durup Éllah'tan bir şey dilerse
Yüce éllah onun dileğini kabul eder."
Amr b.şuayp babasından şöyle dediğini rivayet etti:
"Abdullah b.amr ile beraber kabe'yi tavaf ettik;
Kabe'nin arka tarafına geldiğimiz
Zaman ona:
" istiaze yapmayacaksın?"
dedim. Bunun üzerine abdullah:
"Cehennem ateşinden Éllah'a sığınırım" diyerek istilam yaptı.
Bunu takiben hacer-ül esved ile kapı arasında (mültezem) durdu.
Sonra göğsünü, yüzünü, kollarını ve içleri açık vaziyette ellerini kabe'nin üzerine dayadı ve
Resulullah'ın (s.a.v) aynen bu şekilde yaptığını gördüm" dedi.
"Her kim kabe'ye yapışıp dua ederse dua'sı kabul olunur"
«Adem (a.s) yeryüzüne indiği zaman, Beytullah’ı yedi defa tavaf ettikten sonra kapısına doğru iki rekât namaz kıldı. Sonra Mültezem'e gelerek: “Ey Éllah'ım! Şüphesiz Sen gizli işlerimi de açık işlerimi de bilirsin; benim özrümü kabul et. Kafamda ve kalbimde bulunan her düşünceyi de bilirsin, benim günahlarımı ört. İhtiyacımı bilirsin, bana istediğimi ver. Ey Allah'ım! Senden, kalbime giren iman ve kesin doğru bilgi istiyorum, ta ki bana yalnız Senin yazdıklarının isabet ettiğini bileyim, Senden benim aleyhime verdiğin hükümlere razı olma kudretini de istiyorum
Éllah’ım!" şeklinde Éllah'a duada bulunarak yalvardı.
Yüce Éllah Adem’e şöyle vahyetti: “Ey Adem! Sen bazı dualar yaptın; dualarını kabul ettim. Senin evladından da her kim bu dualarla Bana dua ederse Ben onun keder ve sıkıntılarını gideririm; malını mülkünü başkalarının tecavüzünden korurum; kalbinden fakirliği çıkarırım; zenginliği gözlerinin önüne getiririm; her tüccarın arkasından ona ticaret veririm; dünya ona zelil olarak gelir.” İşte Hz. Adem'in tavafından bu yana bu dua tavafın sünneti olmuştur.»














Sadece ben ile paylaşılıyor