26 Şubat 2022 Cumartesi

🌹🌹🌷FATİHA SÜRESİNİN SIRRI🌷🌹🌹 Resûlullah Efendimiz (s.a.v) buyurdular: “Cebrâil (a.s) bana dedi ki: Allâhü Teâlâ sana selâm söylüyor ve buyuruyor ki: Kul benim huzurumda namaza durup “Allâhu Ekber” dediğinde onunla aramızda bulunan perdeyi kaldırırım.

 

🌹🌹🌷FATİHA SÜRESİNİN SIRRI🌷🌹🌹
Resûlullah Efendimiz (s.a.v) buyurdular:
“Cebrâil (a.s) bana dedi ki: Allâhü Teâlâ sana selâm söylüyor ve buyuruyor ki:
Kul benim huzurumda namaza durup “Allâhu Ekber” dediğinde onunla aramızda bulunan perdeyi kaldırırım.
Kul “elhamdü” dediğinde Allâhü Teâlâ, “Hamd kime mahsustur?” diye sorar, o da “lillâhi” diye cevap verir.
Allâhü Teâlâ, “Allah kimdir?” diye sorunca “Rabbilâlemîn” der. “Alemlerin Rabb’i kimdir?” buyurunca “Errahmânirrahîm” der.
“Rahman ve Rahim kimdir?” diye sorunca “Mâlikiyevmiddîn” der. Bunun üzerine Allâhü Teâlâ,
“Ey kulum, din gününün sahibi benim” der. Kul, “İyyâke na’budu ve iyyâke nesteîn; Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım isteriz” deyince Allâhü Teâlâ, “Ey kulum, mademki yalnız bana kulluk edip yalnız benden yardım istiyorsun, o halde istediğini dile ki sana verilsin” buyurur.
Kul “İhdinâ; bize hidayet et” deyince Allâhü Teâlâ,
“Hangi hidayeti istiyorsun?” buyurur. Kul “Essırâta’l-müstakîm; “Sırât-ı müstekîmi, doğru yolu” deyince Allâhü Teâlâ,
“Hangi yolu istiyorsun?” diye sorar. Kul “Sırâtallezîne en’amte aleyhim” “Kendilerine in’âm ettiğin bahtiyarların yoluna” deyince Allahü Teâlâ:
“Ey meleklerim, siz de şahit olun ki ben bu kulumu, kendilerine nimet verdiğim peygamberler, sıddîklar, şehitler ve salihlerle beraber kıldım” buyurur. Kul,
“Ğayri’l-mağdûbi aleyhim veleddâllîn; Ne o gadap olunanların, ne de sapkınların” deyince Allâhü Teâlâ tekrar meleklere, “Şahit olun ki ben bu kulumu nimet verdiğim kimselerden kıldım, gazaba uğramışlardan ve sapkınlardan eylemedim” buyurur.
Kul “Amin” deyince onunla beraber bütün melekler de “Amin” derler..

Aklınıza, kabiliyetinize, enerjinize güvenmeyin. Yoksa bunlarla baş başa kalırsınız. Gün gelir aklınız yetmez, yakıtınız biter, yanarsınız. İmam-ı Rabbani hazretleri gibi ehl-i sünnet âlimleri çok kuvvetli enerji kaynaklarıdır. Akıllı davranıp, fişi doğru kaynağa takanın, doğru kaynağa bağlananın, ne enerjisi biter, ne de ışık saçması

''Mazlumun dini, dili, ırkı yoktur. İnsanların öldüğü hiç bir dava haklı değildir.'' #Ukrayna

 


MÎRAÇ MUCİZESİ İsrâ Sûresi’nin 1. âyet-i kerîmesi ile bildirilen mucize, Hicret’ten bir yıl önce, Receb-i şerîfin 27. gecesinde olmuştur. Bir kimse, İsrâ’ya yani

 MÎRAÇ MUCİZESİ

İsrâ Sûresi’nin 1. âyet-i kerîmesi ile bildirilen mucize, Hicret’ten bir yıl önce, Receb-i şerîfin 27. gecesinde olmuştur. Bir kimse, İsrâ’ya yani Peygamberimizin (s.a.v.) Mekke-i Mükerreme’den, (Kudüs’teki) Beytü’l-Makdis’e gecenin az bir vaktinde gittiğine inanmazsa kâfir olur. Sahîh hadîslerle meşhur olan, semâlara yükselişini inkâr etse, o kimse bidat ehlinden olur
Cebrâîl aleyhisselâm, Peygamber Efendimizi (s.a.v.), Ümmühânî radıyallâhü anhâ’nın evindeki odasından Kâbe-i Muazzama’ya götürdü, göğsünü yardı ve kalbini yıkayarak Burak’a bindirip Beytü’l-Makdis’e ulaştırdı. Peygamberimiz (s.a.v.), orada peygamberleri ve melekleri gördü. Onlara imamlık edip Sahre’den (Mescid-i Aksâ’daki büyük kayadan) Burak’a veya Cebrâîl (a.s.)’ın kanadına binerek birinci kat semâda Hz. Âdem’i, ikincide Hz. Yahyâ ve Hz. İsa’yı, üçüncüde Hz. Yûsuf’u, dördüncüde Hz. İdrîs’i, beşincide Hz. Hârûn’u, altıncıda Hz. Mûsâ’yı, yedincide Hz. İbrâhim’i (aleyhimüsselam) gördü. Onlarla selamlaşıp konuştuktan sonra Sidretü’l-Müntehâ’ya vardı. Kendisine Beyt-i Ma‘mûr ile Kevser ve Rahmet nehirleri gösterildi.
Oradan Refref’e bindi, huzûr-ı İlâhî’ye varınca “Ettehıyyâtü lillâhi vessalevâtü ve’t-tayyibât” ile Cenâb-ı Hakk’ı övdü. Allâhü Teâlâ tarafından kendisine ikramla “Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullâhi ve berakâtühû” diye hitap olundu. Ve bu selâmın şerefine Peygamberimiz (s.a.v.), ümmetini de dâhil edip “Esselâmü aleynâ ve alâ ıbâdillâhi’s-sâlihîn” buyurdu. Bir gece ve gündüzde elli vakit namaz emrolunmuşken tekrar tekrar yalvararak beş vakte hafifletildi. Geri dönerken bütün dereceleri ile cennetleri ve bütün derekeleri ile de cehennemi gördüler.
Beytü’l-Makdis’e gelip Mekke-i Mükerreme’ye doğru yola çıkınca, Kureyş kervanını gördü. Sabah olunca yaşanan hâdiseleri insanlara haber verdi. Peygamberimize (s.a.v.), Beytü’l-Makdis’ten ve Kureyş kervanının hâlinden suâl ettiler. Sordukları şeylerden birer birer açıkça haber verince, Allâh’ın yardımına mazhar olanlar tasdik ettiler; imandan nasibi olmayanlar ise inkâr ettiler.
(Tefsîr-i Mevâkib, Fazilet Neşriyat.)






Kim olursa olsun gıybetini yapmayın! Kadınlarınız da evlerde gıybet yapmasınlar. Gıybet; içki içmekten, kumardan daha büyük günahtır. Gıybet kanser gibidir, girdiği yer iflah olmaz. Gıybet edene sus diyene 100 şehit sevabı verilecek. Gıybet edenleri susturun

Allahü teâlâ şu altı şeyi çirkin görür:
1- Namazda lüzumsuz hareketi.
2- Verdiğini başa kakmayı.
3- Orucu bozan hareketi.
4- Mezarlıkta gülmeyi.
5- Mescide cünüp girmeyi.
6- Başkasının evinin içine bakmayı

İnsanda nasıl bir kalb gözü var ise, aynı o şe

 İnsanda nasıl bir kalb gözü var ise, aynı o şekilde kalb burnu da vardır. Her günahın kendine has bir pis kokusu mevcuttur. Kalb burnu açık olan insanlar bu kokuları alır ve onun habis kaynağından uzaklaşırlar. Evliya olma yolunda, kalb gözü açılan insana verilen ilk nimetler: Kalb burnunun açılması ve kabir ehli ile konuşabilme nimetleridir. Mürşid-i kâmil olan kişi, bir işkembe temizleyicisi gibidir. Yanına gelen kişileri, günahlarından husule gelen kötü kokularından, pisliklerinden arındırır.

🌹GÜZEL VE BİLİNÇLİ İSİM VERMEK🌹 🌹Aileler çocuklarına Kuran’dan isim koymak isterken ismin anlamına çok dikkat etmeliler. 🌹Kuran’da geçen her kelimenin isim olmayacağı iyi bilinmeli ve ‘bu kelime Kuran’da geçiyor, isim olur” mantığıyla çocuklara verilmemelidir.

 

🌹GÜZEL VE BİLİNÇLİ İSİM VERMEK🌹
🌹Aileler çocuklarına Kuran’dan isim koymak isterken ismin anlamına çok dikkat etmeliler.
🌹Kuran’da geçen her kelimenin isim olmayacağı iyi bilinmeli ve ‘bu kelime Kuran’da geçiyor, isim olur” mantığıyla çocuklara verilmemelidir.
🌹Ayrıca bazı isimlerde sırf söylenişi güzel diye çocuklara konulmamalıdır.
🌹İsimde önemli olan, anlamının güzel olması, yaşadığı toplum ve kültüre yabancı olmamasıdır.
🌹Mesela;
🌹Sanem ismi çocuğa verilmemelidir, çünkü Sanem, ‘put’ demektir,
🌹Samet ismi, ‘hiç kimseye muhtaç olmayan’ demektir. Bu sadece Allah’a mahsus bir durumdur, dolayısıyle isim olarak kullanılamaz.
Aleyna sıkça duyduğumuz bir isim ama anlamı ‘üstümüze bela, sıkıntı aksın’ demektir.
🌹Kezban ismi Kur’an’da geçiyor diye veriliyor. Oysa Kezban ‘yalancı’ demektir.Çocuğa bu ismi koyarsanız, ‘yalancı, yalancı’ diye çağırmak zorunda kalırsınız.
🌹Ayrıca;
Resul, Nebi, Cebrail,Azrail, Mikail, İsrafil isimlerin konulması dinen hoş değildir.
🌹Asiye ‘isyan’ eden anlamına gelir.
🌹Julide Farsça’da dağınık,perişan’ demektir.
🌹İrem ise ‘Cennet bahçesi’ olarak bilinir ama aslinda ‘Allah’ın gazabına uğrayan sahte cennet’ tir.
🌹Bade ismi ‘içki’ demektir.
🌹Hannas ismi ‘şeytanın’ ismidir.
🌹Alara,Rosa, İlayda bunlar İslam isimleri değil ‘gayrimüslim’ isimleridir.
🌹Rumeysa ‘gözü çapaklı kadın’ demektir.
🌹Hüreyre, ‘kedicik’ demektir.
🌹Kayra eski Türk mitolojisinde ‘tanrı’ demektir, Allah’tan başka ilah olmaz. Çocuğa bu tarz isimler konulmamalıdır.
🌹Melis, Yunan mitolojisinde ‘tanrıça’ demektir, şişman ve tembel anlamlarına da gelir.
🌹Ecrin ‘ücret’ anlamına gelir. Bir insan ücret olamaz... (alıntı)
🌹yine bir Hadis-i Şerifte peygamberimiz (s.a.v) buyururlar ki; الاسماء تنزل من السماء مطابقا للمسمى
"İsimler semadan insanların karakterlerine yansıyacak şekilde iner"
🌹Bu sebeple mesela CEMAL yumuşak huylu demek olduğundan istisnalar kaideyi bozmamakla birlikte bu ismin sahibi geçim ehli olur..
🌹Yine CELAL öfkeli anlamında olduğundan bu ismin sahipleri yine kaideler istisnayı bozmamakla birlikte öfkeli olurlar ya da ismin manasının kişiye yansıma ihtimali oldukça yüksektir...
🌹 GECENİZ HAYIRLI MÛBÂREK OlSUN
🥀 🥀