12 Mayıs 2022 Perşembe

Her şeyin yenisi, istenir yalnız dostun eskisi makbuldür. DİYABETE (ŞEKER HASTALIĞINA) KESİN ÇÖZÜM.

 DİYABETE (ŞEKER HASTALIĞINA) KESİN ÇÖZÜM. ***100 gr. Arpa, 100 gr Buğday,100 gr Çörek otu, 100 gr acı çam sakızı harmanlanıp 2 litre suda 10 dk katnatılır. Süzülüp cam şişeye konur. 40 gün her sabah aç karnına bir fincan içilir. Sonraki 3 gün bir gün içilip diğer gün içilmeyecek. Hastalığınıza Geçmiş olsun...***ŞEKER HASTALIĞINA DENENMİŞ KÜR... TİRMİS...

Bazı yörelerde acı bakla,termiye diye adlandırılan bu bitki mısır tanelerine benzer, sabahları aç karnına sadece 3 tane biraz suyla yutacaksınız o kadar. Dikkat edilmesi gereken nokta yer fıstığına allerjisi olanlarda bu allerji yapabilir, günlük 3 tanenin dışına çıkılmaması özellikle tavsiye olunur. Şifa olsun... ***Pazardan kimsenin almadığı iri bamya alıp ipe dizin güneşte kurutun. Toz haline getirip sabah aç karnına bir yemek kaşığı suyla veya istediğiniz sıvıyla yutun. 40 gün uygulayın. 3 Günde yüksek şekeriniz normale döner. Kangren ameliyatıyla uzuv kaybından kurtulursunuz. Uygulamadan ameliyat olmayınız.!

Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. Nahl Suresi 90, Ayet Hayırlı Cumalar



 

SÖYLE SULTANIM RASULÜM NERDE

SELAMA DAHA GÜZELİ İLE KARŞILIK VERMELİ Selam vermek sünnet, selamı almak ise farzdır. Nisâ Sûresi’nin 86. âyet-i celîlesinde -meâlen-: “Ve size bir selam verildiği vakit, hemen ondan daha güzeli ile selamda bulununuz veya onu aynı ile iade ediniz.” buyurulmuştur. Bu âyet-i celîlede selama, ya daha güzeli ile yahut misliyle cevap vermenin lâzım geldiği bildiriliyor. Cevabın daha güzel olması -eğer selam veren yalnızca “selâmün aleyküm” demişse-; “aleyküm selam” denildikten sonra devamına “ve rahmetullâhi” lafzının ilavesiyledir. Eğer selâm veren onu da söyledi ise “ve berekâtühû” ilave edilir. Böyle verilen selam ise, selamın (sevap kazanmak, insanlar arasında sevgiye sebep olmak gibi) faydalarının elde edilmesini ve devam etmesini talep etmektir. Bir zât, Resûlullah Efendimize (s.a.v.) gelerek, “es-selâmü aleyküm” diye selâm verdi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “ve aleykümü’s-selâm ve rahmetullâh” buyurdular. Diğer bir zât, “es-selâmü aleyküm ve rahmetullâhi” diye selâm verdi, ona: “ve aleykümü’s-selâm ve rahmetullâhi ve berekâtüh” buyurdular. Diğer bir zât geldi, “es-selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh” diye selam verdi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “ve aleyküm” (söylediğinizin aynısı -yani Allâh’ın selamı, rahmeti ve bereketi- sizin üzerinize olsun) buyurarak o kimsenin selâmını aldılar. O zât, “Yâ Resûlallâh, niçin bana mukabeleyi diğerlerinden noksan yaptınız?” diye sorunca Fahr-i Âlem Efendimiz (s.a.v.), “Sen bize söyleyecek fazla bir kelâm bırakmadın, ben de sana söylediğinin misliyle mukabelede bulundum.” buyurdular. Gayr-i müslimlerin selamlarını almakta beis yoktur, fakat onlara sadece “Ve aleyküm” demekle iktifa edilmelidir. Zira hadîs-i şerifte “Ehl-i Kitap, size selâm verdiğinde siz de ‘ve aleyküm’ dersiniz.” buyurulmuştur. Selamlaşmada ve diğer husûslarda gayr-ı Müslimlere benzemekten sakınmalıdır. Denilmiştir ki: Hristiyanların selamlaşması eli ağza koyarak, Yahûdîlerinki parmak ile işaret ederek, Mecûsîlerinki eğilerektir. Bu hallerden sakınmalıdır. Zira hadîs-i şerîfte, “Bizden başkasına benzemeye yeltenen, bizden değildir.” buyurulmuştur.