KA’BE-İ MUAZZAMA
Neden bu kadar şerefli, saymak mümkün mü?
Bir bina ki, onun yapılmasını emreden bizzat Hz. Allah…
O emri tebliğ eden ve mimarlığını-mühendisliğini yapan bizzat Cibril (a.s.)…
Onu yapan usta Halîlu’r-Rahman İbrahim (a.s.)…
Yardımcısı-çırağı-kalfası ise, yine onun gibi peygamber olan oğlu İsmail (a.s.)…
Hal böyle olunca; söyleyin, dünyada bundan daha şerefli bir bina olabilir mi?..
Nitekim Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.),
“Muhakkak ki sen, yeryüzünde Allah’ın en hayırlı yerisin. Ve ey Mekke sen, bana Allah’ın en sevimli beldesisin. Eğer o müşrikler beni çıkartmasaydı, senden asla çıkmazdım” deyip Hicret’te Mekke’den öyle ayrılmıştır. (11)
Ve yine buyurmuşlardır ki: “Allahu zû’l-Celâl şu Mekke’yi ve Harem’i bir toprak parçası olarak haşr edecek… ve bu Harem’den yüzleri, ayın bedir olduğu zaman (14’ü) gibi parlayan yetmiş bin kişi haşr edecektir. Onlar cennete hesapsız girecekler ve o yetmiş bin kişiden her biri bir yetmiş bine daha şefaat edecekler. Onların yüzü de bedir gecesindeki ay gibi olacaktır.” (12)
Evet, Allah’ın evi Ka’be’den ve onun bulyunduğu kutlu şehir Mekke’den bahsediyoruz.
Bir mahal ki;
- Âdem aleyhisselâmın dolayısıyla insanlığın toprağı oradan alınmış olsun.
- Âdem’in (a.s.) ve evlatlarının tevbeleri orada kabul edilmiş olsun.
- Bir çok peygamber hassaten Peygamberler Peygamberi orada dünyayı teşrif etmiş olsun.
- Mahşer denen o müthiş âlem de orada kurulacak olsun.
- Dünya’da mahşerin bir misâli ve yegâne tatbikat yeri orası olsun.
- Dördüncü kat semaya Nuh tufanında ref edilmiş (yükseltilmiş) ve meleklerin Ka’be’si Beyt-i Ma’mur ile (Ka’be’nin) manen irtibatı bulunsun.
- Hakkında, bizzat âlemlerin Rabbi tarafından “Ona giren emin olur” (13) buyurulmuş olsun.
Dünyada o mahalden daha şerefli bir yer olabilir mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder