Rivâyet Edilir ki, Kıyâmet Günü Ümmet-i Muhammed’in Âlimlerinden Bir Zât Getirilip, Allahû Teâlâ Hazretlerinin Huzurunda Durdurulur. Allahû Teâlâ Hazretleri, Cebrâil Aleyhisselâm’a Buyurur ki, “Ey Cebrâil! Onun Elinden Tutup, Muhammed’e Götür...”
Cebrâil Aleyhisselâm, Onun Elinden Tutup Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimizin Yanına Götürür. Rasül-u Ekrem, O Sırada Havz-ı Kevser’in Yanında Olup, İnsanlara Bardaklarla Su Dağıtmaktadır. Yanına Getirilen Âlime ise Avucu ile Su Verir. Bunu Gören İnsanlar, “Ey Allah’ın Rasülu! İnsanlara Bardaklarla Su Veriyorsun. Buna ise Avucun ile Su Verdin?” Derler. Rasülullah Aleyhisselâm da, “Evet, Bu Zâta Avucumla Su İçiriyorum. Çünkü İnsanlar Dünyâda Ticaretle Meşgûl iken, Bu İlimle Meşgûl idi...” Buyurur.
Sonra, Sırât Köprüsünden Geçmesi Emrolunur. Sırât Köprüsünün Altında, Ona Birisi, “Ey Filân! Beni Kurtar...” Diye Seslenir. Âlim Ona, “Sen Kimsin?” Diye Sorar. O da, “Ben, Senin Dostlarındanım.” Der. Bunun Üzerine Âlim Olan Zât da Allahû Teâlâ Hazretlerine Niyâz Ederek, “Yâ Rabb! Arkadaşımı Bağışla...” Der. Bunun Üzerine Allahû Teâlâ Hazretleri de, O Kimseyi Âlim Zâtın Yanına Çıkarır.
[Nevâdir-i Kalyubî]