11 Temmuz 2019 Perşembe

- HAYIRLI AKŞAMLAR ......“Kim bir yere oturur ve orada Allâh'ı zikretmezse, Allah'tan ona bir noksanlık vardır. Kim bir yere yatar, orada Allâh'ı zikretmezse, ona Allah'tan bir noksanlık vardır. Kim bir müddet yürür ve bu esnada Allâh'ı zikretmezse, ona Allah'tan bir noksanlık vardır.”(Ebû Dâvud, Sünen, Edeb, 31. )... Bütün sıkıntı, stres ve sapıklıkların temelinde ise, kalb huzûrsuzluğu-tatminsizliği vardır; kalbin tatmini, huzûr ve sükûnu ise, ancak Allâh'ı zikirle mümkündür.

Şeytanın diş geçiremedikleri kimler?
İmamı Azamın hocası İmam Caferi Sadıktan: "İblis (Şeytan) şöyle demiştir: "Beş kişiye benim yapabileceğim bir şey yoktur; onların dışında kalanlar ise benim elimdedirler: Sadık bir niyetle Allah'a sarılan ve bütün işlerinde ona güvenen, tevekkül eden kimse; gece ve gündüzünde Allah'ı çok tesbih (zikir) eden (O'nu sürekli hatırlayan, unutmayan) kimse, kendisi için istediğini mu'min kardeşi için de isteyen kimse; karşılaştığı musibet ve belalar karşısında kendini kaybetmeyen (sabırlı olan) kimse; Allah'ın kendisine kısmet ettiği rızka razı olan ve rızık endişesine kapılmayan kimse." ..(Bihar-ül Envar, C.69, S.378)

On itikaf sevabı kime?
Bir Sahabe-i Kiram -İbn-i Abbas- mescidde itikafta iken başka bir zat ki o zat yeni azat olmuş mahzun, sıkıntılı bir şekilde mescide o Sahabe-i Kiram’ın yanına geliyor.
İtikaftaki Sahabe-i Kiram: “Hayrola, ne oldu? Seni sıkıntılı görüyorum. Neden kederlisin, üzüntülüsün?” diyor.
O da: “Köle idim, yeni azat oldum fakat beni azat eden zata ödeyecek herhangi bir imkanım yok” deyince, Sahabe-i Kiram da o zatın sıkıntısını gidermek için hemen toparlanıp mescidden çıkmak üzere adım atıyor ve “Yürü gidelim” diyor.
O zat da: “Ama sen itikaftasın, herhalde unuttun” deyince o Sahabe-i Kiram: “Hayır, unutmadım! Rasülüllah (s.a.v)’den duydum ki bir Müslüman kardeşinin hacetini giderene 10 itikaf sevabı var buyurdu. Ben burada bir itikaf yapıyorum, halbuki 10 itikaf sevabı alacağım” buyuruyor.
Yine bir Hadis-i Şerif’te Rasülüllah (s.a.v) itikafın ne demek olduğunu beyan için şöyle buyurmuşlar:
“İtikaf yapan bir müslüman kimse ile cehennem arasına 3 hendek açılır. Her bir hendek arası doğu ile batı arası kadardır.” Yani cehennemden o kadar uzaklaşır.
Cenab-ı Hakk inşaAllah muvaffakiyette, bu güzel yolda daim eylesin.
Ahazal Kavmü Tarikan Saube .... ( Onlar Yolun Zorun Seçtiler)

Görüntünün olası içeriği: yazı

-Bilindiği gibi Ayasofya, İstanbul’un fethinde, usûlden olduğu üzere şehrin büyük kilisesi olarak camiye çevrildi. O bakımdan Ayasofya’ya sıradan herhangi bir cami nazarıyla bakamaz, onu asla herhangi bir mescit gibi değerlendiremiyiz. O fethin sembolüdür. En kısa sürede mutlaka açılıp ezan ve namaz hasreti sonlandırılmalı, hüznü sürûra çevrilmelidir. Mü’minler olarak şundan da eminiz ki; bu ibadete kapalılık ve müze hâli sürgit devam etmeyecek! Allah’ın izniyle ibadet-taat, tesbih-tahmid-tekbir-tehlil nidalarıyla inleyeceği, zikir ve tefekkür meclisleriyle ayağa kalkacağı günler yakındır. Sadece vakt-i merhununu beklemektedir. O an geldiğinde ise, buna kimsenin mâni olamaya gücü yetmeyecektir. Yeter ki bizler onu maddi ve manevi bakımdan ihyaya layık mü’minler olabilelim. Unutulmamalıdır ki; Ayasofya’yı yeniden ibadete açıp mânen ihyâ etmek, o pâk ecdadın torunları olarak boynumuzun borcudur. Topyekün millet olarak bu borçla, bu vebâlle hayatiyetimizi daha fazla devam ettiremeyeceğimizin mutlaka şuur ve idrakinde olmalıyız artık.“Allâhümme yâ müfettiha’l-ebvâb, iftah lenâ hayra’l-bâb." ..“Ey (kapalı bütün) kapıları açan Allah'ım! Bizim için de maddî-mânevî hayır kapılarını (ve bâ-husus Ayasofya’nın kapısını) açıver.” Amin...

Görüntünün olası içeriği: yazı ve açık hava



MİLLİ BİR İKTİDAR ARZUMUZ. ZİNA, LUTİLİK VE DOMUZ ETİ YASAK, HER TÜRLÜ HAİNLERE İDAM. VE AYASOFYAYI TEKBİRLERLE İBADETE AÇMAK.

Şanlı Peygamberimiz Efendimiz sav Buyuruyorlar ki : “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, bir mescitte bin veya daha çok insan namaz kılacak, fakat içlerinde hakiki manada bir tek mümin bile bulunmayacak.” ..(Ramuzu’l-Ehadis, Harfu Sin)

“Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) : "Beni gören veya beni göreni gören Müslümana ateş dokunmaz" buyurmuşlardır. [Bkz. Tirmizî, Sünen, Menâkıb, 57, Hadis no: 3858] .....Bir Allah cc. Dostunun Sahabe efendilerimizi tarifi : “Sahâbi: Rasûlullah’ın (s.a.v.) dâire-i imkân ve dâire-i emkine-i külliye’nin tamâmını kendi letâifinden nazar ederek seyr-i sülûkünü bir anda itmâm ettiği kişi, demektir.” [Ali Erol, Hatıratım, s. 84]

Görüntünün olası içeriği: yazı

Hadis-i şerif : Allah için ahiret kardeşliği yapan, ahirette öz kardeşinden daha faydalı yardımları, ondan görür.

Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Allah için ahiret kardeşliği yapan, ahirette öz kardeşinden daha faydalı yardımları, ondan görür. Kim ahiret kardeşini ne kadar çok severse, Allahü teâlâ da, onu o kadar çok sever.) [Ey Oğul İlm.] .. Ahirette kişi hesaba çekilir çok az bir sevaba ihtiyacı var, git yakınlarından az bir sevap al gel denir. kişi önce hanımına gider hesaba çekildim bana az bir sevap lazım sevabından az verirmisin der. eşi ahh bey benim durumum belli değil veremem der. annesine babasına gider onlarda aynı cevabı verir. kişi sevap bulamadan üzgün şekilde mizana doğru gider, yolda ahiret kardeşi (tarikat kardeşi) ne rastlar, ne o kardeşim yüzün solgun ne bu hal deyince, kardeşim eşimden, anne ve babamdan az bir sevap istedim vermediler bende cezamı çekmek üzere cehenneme gidiyorum der. ahiret (tarikat) kardeşi olmaz benimde durumum belli değil amma olsun ne kadar sevap lazım ise al der. cenab-ı hakkın hoşuna gider ben ikinizdende daha cömertim el ele tutuşun cennetime giriniz buyurur.. ahiret (tarikat) kardeşliğimizin kıymetini bilelim. Rabbimiz bizleri son nefeslerimiz dahil ayırmasın.amin..bir sohbetten alıntı

“Hadis-i şerif : ‘Bid'at ehline, Allah için sert bakanın kalbini, Allah Teâlâ imanla doldurur ve korkulardan emin kılar”

Hadis-i Şerif : (Çok dostunuz olsun! Çünkü Rabbiniz kerimdir. Kıyamette dostları arasında, din (tarikat) kardeşlerinin içinde bulunan kuluna azap etmekten haya eder.) [Şir’a]..... bu akşam dostlarımızla çay içelim

Görüntünün olası içeriği: içecek ve iç mekan

Ancak mü’minler kardeştir. Kardeşlik müessesesi yalnızca mü’minler için geçerlidir.

Ancak mü’minler kardeştir. Kardeşlik müessesesi yalnızca mü’minler için geçerlidir. Kâfirlerin, yahudilerin, hıristiyanların, dinsizlerin, ateistlerin arasında kardeşlik yoktur. Bu müessese yalnızca mü’minlerin arasında geçerlidir.

Ehl-i sünnet vel-cemaat itikadındaki bir kişi, bu yolun büyüklerini tanıyan, seven Peygamber efendimize kavuşturan yolu bulmuştur.

- Ehl-i sünnet vel-cemaat itikadındaki bir Müslüman, bu yolun büyüklerini tanıyan, seven, onların yolunda olan bir Müslüman, Peygamber efendimize ulaştıran, Ona kavuşturan yolu bulmuştur. .Bir gün mescitte Bilal-i Habeşi hazretleri oynuyordu. Hazret-i Ömer, (Ya Bilal, burası mescid, ne yapıyorsun, burada oynanır mı?) dedi. Bilal-i Habeşi hazretleri, Resulullahı göstererek, (Buranın sahibi var, sen çık aradan) dedi. Hazret-i Ömer, taaccüp edip, (Ya Resulallah, Bilal mescidin içinde oynuyor) dedi. Peygamber efendimiz onu çağırarak, (Ya Bilal, bu ne hâl, niye oynuyorsun?) diye sordular. (Anam babam sana feda olsun ya Resulallah) dedi, (Bu benim Allahü teâlâya özel teşekkürüm. Allahü teâlâ, her şeyi senin için yarattı, sana her şeyi verdi, sadece bir şeyi vermedi. İşte bu sebepten sevincimden oynuyorum) dedi. Peygamber efendimiz tebessüm buyurup, (O sebep nedir ki ya Bilal, seni sevinçten oynatıyor?) diye sordular. (Anam babam sana feda olsun ya Resulallah, Cenab-ı Hak sana, hidayet verme yetkisi vermedi dedi. Kalbe iman bahşetmeyi sana bıraksaydı, sen önce yakınlarını, bildiklerini, tanıdıklarını hidayete erdirirdin, bu garip Bilal, tâ Habeşistan’da nasıl Müslüman olurdu, onun için oynuyorum) dedi. Peygamber efendimiz yine tebessüm edip, (Oyna ya Bilal!) buyurdular.