11 Temmuz 2019 Perşembe

-Bilindiği gibi Ayasofya, İstanbul’un fethinde, usûlden olduğu üzere şehrin büyük kilisesi olarak camiye çevrildi. O bakımdan Ayasofya’ya sıradan herhangi bir cami nazarıyla bakamaz, onu asla herhangi bir mescit gibi değerlendiremiyiz. O fethin sembolüdür. En kısa sürede mutlaka açılıp ezan ve namaz hasreti sonlandırılmalı, hüznü sürûra çevrilmelidir. Mü’minler olarak şundan da eminiz ki; bu ibadete kapalılık ve müze hâli sürgit devam etmeyecek! Allah’ın izniyle ibadet-taat, tesbih-tahmid-tekbir-tehlil nidalarıyla inleyeceği, zikir ve tefekkür meclisleriyle ayağa kalkacağı günler yakındır. Sadece vakt-i merhununu beklemektedir. O an geldiğinde ise, buna kimsenin mâni olamaya gücü yetmeyecektir. Yeter ki bizler onu maddi ve manevi bakımdan ihyaya layık mü’minler olabilelim. Unutulmamalıdır ki; Ayasofya’yı yeniden ibadete açıp mânen ihyâ etmek, o pâk ecdadın torunları olarak boynumuzun borcudur. Topyekün millet olarak bu borçla, bu vebâlle hayatiyetimizi daha fazla devam ettiremeyeceğimizin mutlaka şuur ve idrakinde olmalıyız artık.“Allâhümme yâ müfettiha’l-ebvâb, iftah lenâ hayra’l-bâb." ..“Ey (kapalı bütün) kapıları açan Allah'ım! Bizim için de maddî-mânevî hayır kapılarını (ve bâ-husus Ayasofya’nın kapısını) açıver.” Amin...

Görüntünün olası içeriği: yazı ve açık hava



MİLLİ BİR İKTİDAR ARZUMUZ. ZİNA, LUTİLİK VE DOMUZ ETİ YASAK, HER TÜRLÜ HAİNLERE İDAM. VE AYASOFYAYI TEKBİRLERLE İBADETE AÇMAK.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder