Erkekleri utandıran hastalık: Meme büyüklüğü
HELE DE YAZ AYLARINDA PEK ÇOK ERKEĞİ ‘UTANDIRAN’ BU SORUNA YÖNELİK ACIBADEM MASLAK HASTANESİ UZMANLARINDAN PEMBENAR.COM'A ÖZEL ÖNEMLİ UYARILAR, ÖNERİLER…
Sağlıksız beslenme alışkanlıklarından hareketsizliğe dek günümüzde birçok hatalı davranış, erkeklerde meme büyüklüğü sorununun daha sık görülmesine neden oluyor. Hele de yaz aylarında pek çok erkeği ‘utandıran’ bu soruna yönelik Acıbadem Maslak Hastanesi uzmanlarından milliyet.com.tr’ye önemli uyarılar, öneriler…
Günümüzde erkeklerin kapısını sıkça çalar olan jinekomasti ‘meme büyüklüğü’ hele de yaz aylarında çok daha önemli bir sorun haline dönüşüyor. Deniz, güneş, kum üçgeni hemen herkeste heyecan uyandırırken, meme büyüklüğü sorunu yaşayan pek çok erkek için kabusa bile dönüşebiliyor!
Östrojen ve testesteron dengesindeki bozukluklardan kaynaklanan meme dokusu büyüklüğü, çoğu zaman çift taraflı nadiren de tek taraflı olarak meydana gelebiliyor.Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Acıbadem Maslak Hastanesi Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Yazar, dünyada her 18 erkekten 1’inin karşı karşıya olduğu bu sorunun hızla arttığını belirtirken, bu artışta sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hareketsizliğin başı çektiğini vurguluyor.
Günümüzde sanayileşmenin getirmiş olduğu yerleşik şehir hayatı, vakit geçirebilecek, spor yapabilecek alanların şehirlerde kısıtlı olması ve buna bağlı hareket ve fiziksel aktivite azlığı, dengesiz ve yetersiz beslenme alışkanlıkları dajinekomastiye davetiye çıkarıyor.
Fast-food tarzı beslenmeden kaçının
Fast- food tarzı beslenme veglisemik indeksi yüksek karbonhidrattan zengin gıdaların sıkça tüketilmesine bağlı olarak vücutta insülin hormon salınımının arttığını, bunun da vücutta yağ depolanmasına yol açtığını belirten Prof. Dr. Şükrü Yazar “Depolanan yağın belli bir bölümü erkeklerde meme dokusunda yoğunlaşmaktadır.
Ayrıca günlük fiziksel aktivitenin sınırlı olduğu masa başı işlerde çalışmak ve hareketsiz yaşam tarzı depolanan yağın yakılamaması ve biriken yağ oranının giderek artmasıyla sonuçlanmaktadır” diyor.
Yaşa göre jinekomasti
Jinekomastisıklığı yaşamın üç döneminde artış gösteriyor. İlki yenidoğan dönemi. Bu dönemde anneden geçen östrojen hormonunun etkisiyle yenidoğan erkek çocukların yüzde 70’inde jinekomasti görülüyor ama sonrasında tamamen geriliyor.
İkincisi, çocukluktan ergenlik çağına geçişin gözlendiği dönem. Bu dönemde jinekomasti, vücutta östrojen/ testesteron dengesindeki değişimlere bağlı olarak meydana geliyor. Bu yaş grubundaki erkeklerin yüzde 50-60’ındajinekomasti görülüyor.
Bu dönemde gözlenen jinekomasti vakalarının birçoğu kendiliğinden geriliyor. Gerilemeyen olgularda yapılması gereken ergenlik dönemin sonlanmasını (çoğunlukla 18 yaş) beklemek, sonlanmasını takiben iki yıl içerisinde gerileme olmadığı takdirde hastaya cerrahi tedavi önermek oluyor. Üçüncü dönem yaşlılık dönemi olup, elli yaş üzeri erkeklerin yüzde 70’inde jinekomasti gözleniyor.
Kan ve hormon testleri yapılıyor
Jinekomastinin görülme sıklığı, ilerleyen yaşla daha da artıyor. Bu hastalarda gerekli değerlendirmeler yapıldıktan sonra, uygun olanlarda cerrahi tedavi öneriliyor. Op. Dr. Altuğ Altınkaya, hastaların memelerindeki büyüme ve şişmeden rahatsız olduklarını belirtirken, bazen büyümeye, hassasiyet ve ağrının da eşlik edebildiğini söylüyor.
Fiziksel bulgular dışında pek çok hasta yazın denize, havuza girememekten veya dar vücuduna oturan giysiler giyememekten şikayet ederken, jinekomasti hastalarda görsel kaygı ve utanma hissine neden olarak kişinin psikolojisini olumsuz yönde etkileyebiliyor.
Jinekomasti ile başvuran hastada öncelikli olarak jinekomastiye neden olan bir durumun varlığının araştırıldığını belirten Op. Dr. Altuğ Altınkaya, “Kan ve hormon testleri yapılır. Gerekli görülmesi halinde USG, MR veya BT gibi ileri incelemeler gerçekleştirilir. Yapılan incelemeler sonucunda altta yatan bir sebep yoksa cerrahi tedavi önerilir” diyor.
Cerrahide çığır açan yöntemler
Prof. Dr. Şükrü Yazar cerrahi tedavide, büyüyen meme dokusundaki fazla yağ dokusununliposuction yöntemiyle alındığını belirterek, liposuction’daciltte kesi yapılmadığını söylüyor. Liposuctionkanüllerinin gireceği bölgelere küçük delikler açılıyor ve ameliyat sonunda her bir delik tek bir dikiş ile kapatılıyor.
Erkeklerde meme başı altında yerleşim gösteren küçük boyutlarda bir meme bezi bulunduğunu belirten Prof. Dr. Şükrü Yazar “Meme glandında (bezi) büyüme olan hastalarda, liposuction istenilen küçültücü etkiyi oluşturmayabilir. Bu durumda memenin koyu kısmı ile cildin birleşim yerinde yapılan küçük bir kesi ile meme glandı çıkartılır. Meme cildi çok fazla sarkmış, memenin boyutları çok büyümüş hastalarda liposuction cilt fazlalığını gideremeyeceğinden fazla cildin alınması gerekebilir” diyor.
Prof. Dr. Şükrü Yazar son yıllarda jinekomasti tedavisinde çığır açan yöntemlerden birinin Lazer Liposuction yöntemi olduğunu belirtiyor. Bu yöntemde normal liposuctiondan farklı olarak cilt altı dokuya lazer enerjisi veriliyor. Bu sayede memede biriken yağ daha kolay parçalanıyor ve sonrasında klasik liposuction tekniğine uygun olarak dışarıya alınıyor.
Prof. Dr. Şükrü Yzaar “Cildin çok sarkık olduğu veya meme bezinin çok büyük olduğu hastalarda eski yöntemlerde kesi yapıp vücudun belli bölgelerinde iz bırakarak bu fazlalıkları almak gerekirken lazerin ciltte ve meme glandındaki sıkılaştırıcı etkisi sayesinde günümüzde bu gereklilik büyük ölçüde ortadan kalkmaktadır” diyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder