24 Temmuz 2019 Çarşamba

KARACİĞERİN DOSTU " DEVEDİKENİ"...

Devedikeni (Silybum marianum veya Carduus marianus), bileşikgiller (Asteraceae) familyasından bazı dikenli bitkilerin ortak adıdır. Deve kengeli, Meryemana dikeni, Sütlü kengel, Akkız, Deve kengeri, Kengel, Uslu kenger, Şevkülmeryem, Atdikeni, Eşek dikeni, Eşek kömürdeği, Gengel, Karayanrik, Kibbun, Kılıç püskülü olarak da bilinir.
Bu bitki Almanya’da Meryemana’yı andıran bir dinsel sembol olarak görüldüğü için ona bu isim verilmiştir. Kızılderililer ise bu bitkiye Deve Dikeni, Kutsal Diken, Okunmuş Diken olarak adlandırmışlardır.
Vücudu zararlı ve zehirli maddelerden arındırıcı, karaciğer hücrelerinin rejenarasyonu (doku yenileme) konusunda etkili, safra salgılarını arttırıcı, antidepresif özelliklere sahiptir. Bitkinin içerdiği etkin maddeler sayesinde, karaciğer yağlanması durur. Bu anlamda bitki, karaciğeri korur. Hepatit ve sarılık hastalıklarına karşı veya aşırı alkol tüketimi nedeniyle oluşan siroz gibi hastalıklarda devedikeni tohumu çayı etkilidir. Batıdaki eczanelerde, karaciğer tedavisinde Marianon adı ile satılmaktadır.
Meryemana Dikeni Tohumları hemen hemen 2000 yıldır karaciğer problemleriyle ilgili olarak kullanılan bir bitki olup modern araştırmalar ve çalışmalar sonucunda karaciğer hastalıkları üzerine olumlu etkisinin ispatlanmış olması, geleneksel bilgilerin de doğru olabileceğinin çok ilginç bir örneğidir.
Deve Dikeni’nin Faydaları:
Günümüzün oldukça kirlenmiş ortamından en çok etkilenen organ şüphesiz karaciğerimizdir. Çünkü vücudumuzu zararlı maddelerden temizlemeye çalışan en önemli organımızdır.
Karın bölgesinin yağlanması durumunda veya başka nedenlerle karaciğerimiz yağlanabilmektedir. Yağlanan karaciğerin en önemli belirtisi yorgunluktur. (Ultrason ile de tespit edilebilmektedir.)
Kilo alınması ile birlikte karaciğer yağlanması oluştuğunda, bu durum kişide yorgunluk yaratığından hareketleri daha da kısıtlanmakta ve daha fazla kilo alabilmektedir.
Enginar ailesinden bir bitki olan Devedikeni bitkisi, içindeki Slymarin maddesi ile karaciğer için çok yararlıdır. Laboratuar verilerine göre Devedikeni tohumunda milyonda 7000 ila 60000 arasında değişen oranda Silymarin maddesi bulunmaktadır. Bu özellikleri ile;
- Dolaşım faaliyetlerini düzenler.
- Karaciğer hücrelerinin yenilenmesinde önemli rol oynar.
- Karaciğer hastalıklarına bağlı tedavilerde kullanılır.
- Hepatit ve sarılığa iyi gelir.
- Kabızlığa iyi gelir.
- Prostat sorununda kullanılır.
- Sindirim sistemini kuvvetlendirir.
- Vücut direncini arttırır.
- Tohumları safra salgılatır.
- Safra Kesesi hastalıklarının tedavisinde kullanılır.
- Öksürüğü keser.
- Rahim hastalıklarının tedavisinde kullanılır.
- Varisleri giderir.
- İştahı açar.
- Mideyi kuvvetlendirir, hazmı kolaylaştırır ve sindirim sistemi hastalıklarına iyi gelir.
- Ateşi düşürür. Terletir ve vücuda rahatlık verir.
- Kramp çözücüdür.
- Migrene karşı faydalıdır.
- Damar tıkanıklığını önlemeye yardımcı olur.
- Antioksidan etkileri ile cilt ve prostat kanserine karşı koruyucudur.
Deve Dikeni’nin Zararları
Deve dikenini herhangi bir zararı yoktur. Aşırı tüketim halinde ishal yapabilir. İştah açtığı için diyet yapanlar fazla tüketmemelidir.
Reçeteler…
Karaciğer yetersizliği: Bitkinin içeriğindeki silymarin maddesi karaciğer tedavi edicidir. Bu nedenle bitki veya tohumları kaynatılıp soğuk olarak içilebilir. Eğer tatlandırılmak istenirse bir miktar bal kullanılabilir.
Zehirlenmelerde: Deve dikeni kaynatılır süzülerek içilir.
Hepatit (Sarılık): Deve dikeni ayrık otu köküyle beraber kaynatılır soğutulmuş olarak içilir. Tatlandırıcı olarak bir miktar bal kullanılabilir.
Mide güçlendirici: Deve dikeni bitkisinin tohumları ezilerek sirkenin içine atılır. 20 gün bekledikten sonra kullanılabilir.
Ateş düşürücü, idrar arttırıcı, romatizma ağrılarını azaltıcı: 15 g deve dikeni 100 g suda haşlanır ve bu hazırlanan preparattan bir bardak içilerek tedavide kullanılır.
Safra arttırıcı: Bir miktar deve dikeni tohumları suda haşlanır ve elde edilen preparat içilerek kullanılabilir.
Kum dökücü olarak: 25 g halis deve dikeni suyu ile yeteri miktarda badem yağı karıştırılır. Elde edilmiş olan preparat içilir.
- Karaciğer yetersizliği: İçindeki silymarin maddesi dolayısıyla karaciğerin ilacıdır. Deve dikeni ya da tohumları kaynatılıp balla tatlandırılarak soğuk olarak içilmeye devam edilir.
- Zehirlenmelerde: Deve dikeni kaynatılıp balla tatlandırılarak içilir.
- Sıtma: Deve dikeni yalnız başına ya da kınayla beraber kaynatılıp balla tatlandırılarak içilmeye devam edilir.
- İştah açıcı: Deve dikeni kaynatılıp balla tatlandırılarak içilmeye devam edilir.
- Mide güçlendirici: Deve dikeni kaynatılıp balla tatlandırılarak içilmeye devam edilir.
- Hazım kolaylaştırıcı: Deve dikeni kaynatılıp balla tatlandırılarak yemeklerden sonra içilmeye devam edilir.
- Kuvvet verici: Deve dikeni kaynatılıp balla tatlandırılarak içilmeye devam edilir.
Bedenimizi iki kısımda inceleyebiliriz; asidik ortam ve alkali ortam. Kanımızda asidik ortam arttığı zaman kanımız kirlenir. Kanımız kirlenince saçlar dökülür, cilt bozulur. İlk önce kanın temizlenmesi gerekir. Kanı temizlemek için de alkali bitkiler kullanmak gerekir. Dünyanın en alkali sebzesi kırmızı pancar ve enginardır. Bitkilerde ise devedikenidir. Enginar, damar adalelerini güçlendirmede kullanılabilir.
Bugün tıbbın aciz kaldığı karaciğer rahatsızlıklarının ilâcı doğadaki Deve Dikenidir. Bizim yanından geçerken dikkat etmediğimiz bitkilerde bilemediğimiz çok şifalar gizlidir ve boş yere yaratılmadığının, Rabbimiz’in sonsuz ilim ve hikmet sahibi olduğunun açık bir delilidir…
Sıhhatle ve sevgiyle kalın…
-Nazan Basogul
Görüntünün olası içeriği: bitki, çiçek ve doğa

ŞERBETÇİ OTUNUN FAYDALARI NELERDİR?

Şerbetci otu göğüslerin büyümesine yardım eder, birçok kadın tarafından göğüs büyütmek amacıyla kullanılır. Şerbetçi otu kullanımıyla, kadınların vücudunda östrojen hormonunun salgılanmasında artış sağlanır ve bunun sonucunda da göğüslerde büyüme meydana gelir.
Uykusuzluk mu çekiyorsunuz? Uykusuzluktan mu yakınıyorsunuz? Bu şifalı bitki uykusuzluğa da iyi gelir.
Sinirleri yatıştırıcı özelliği vardır.
Gerginlik, sinirlenme hali ve heyecana karşı yatıştırıcı etkisi vardır. Sakinleştiricidir.
İştah arttırıcıdır.
İdrar söktürür, idrarı arttırır.
Hazımsızlığa iyi gelerek sindirimi rahatlatır.
Birçok kanser türüne karşı da fayda sağlar. Prostat kanseri, meme kanseri ve yumurtalık kanseri gibi kanser türlerine fayda sağlar.
Kolesterolü düşürücü özelliği olması da şerbetçi otunun faydaları arasındadır.
Bağırsakları rahatlatır ve mesane enfeksiyonlarına da iyi gelir.
Mide öz suyunu arttırarak sindirime yardım eder. Bir sonraki yazımda buluşmak üzere takipte kalın sağlıcakla kalın Ramazan Aktaş

Görüntünün olası içeriği: bitki, çiçek ve açık hava

Sirke ve sarımsağın mayalanmasıyla yapılan iksir

Şeker hastaları kullanabilir: Yapiskan andiz otu çayini 21 gun tükettiginde şekeri komple gider. Bir bucuk litre suya 1 çorba kaşığı andiz otu koyup 5 - 6 dakika kaynatsin gun icinde onu tuketsin.


Meryem Çelebi

SEDEF HASTALIĞI İÇİN MUCİZE
Ben Ankara'nın bir ilçesinde bir okulda müdür yardımcılığı görevini yapıyorum. Bundan 12 yıl kadar önce, Anadolu'da bir köyde öğretmenlik yaparken, 11 yaşlarında bir öğrencim sedef hastalığına yakalanmıştı. Ben de çocukla ilgilendim. Ve babasıyla birlikte Ankara'da gezmedik hastane, doktor bırakmadık. Çocuk bir türlü iyileşmedi. Hastalık vücudunu tümüyle sarmıştı. Derileri dökülüyordu. Köyün birinde, askerliği sırasında bitkilerle ilaç hazırlayan bir askeri doktorun yanında bulunmuş bir yaşlı adam vardı. Son çare olarak o adama başvurduk, bizim bulunduğumuz köye gelmesini sağladık. Bu yaşlı adam çocuğu görünce, bunun çaresi çok basit dedi. Şaşırdık. Çünkü o güne kadar çocuk için çok büyük miktarlarda para harcanmıştı. Bize köyde, çalı diplerinde bulunan yabani pancar kökü (köyde gavur pancarı da denir) toplamamızı ve bunlardan 5-6 tane getirmemizi istedi. Pancar köklerini un gibi öğüttü ve bu unu yağda kavurdu. Çocuğa banyo yaptırdık ardından. Bu macun gibi maddeyi çocuğun tüm vücuduna sürdü. Bir gün bekleyip, çocuğa yeniden banyo yaptırıldı. Ve yeniden bu macun sürüldü. Ertesi gün de bu işlem bir kez daha tekrarlandı. Tertemiz oldu. O dökülen deriler nereye gitti anlaşılacak gibi değildi. Ve bundan sonra öğrencim sedef hastalığından kurtuldu. Şu anda o öğrencim evli ve çocukları var. Bir daha hiç bu hastalıkla karşılaşmadı. Bu olayı asla aklımdan çıkarmadım. Yakınlarımdan sedefe yakalanan olursa, hiç çekinmeden bu basit çareyi önerdim ve çok başarılı oldu. Çok okunan ve ilgi çeken köşenizde bu basit ilacı yayınlarsanız, size yazan birçok çaresiz kalmış sedef hastasına yardımcı olacağınıza inanıyorum.
(Alıntı)

Merhaba gümüş suyu hakkında bilgi verebilir misiniz aranızda kullanıp yararını gören varsa


TC Ali Tunç Koloidal gümüş, bir sıvı içinde asılı olan küçük gümüş parçacıklarını tarif etmek için kullanılan terimdir. Koloidal gümüş içindeki gümüş parçacıklarının büyüklükleri değişebilir, ancak bazıları çok küçüktürler ki “nanopartiküller” olarak adlandırılırlar. Bu, 100 nm'den küçük ve çıplak gözle görünmez oldukları anlamına gelir. Modern antibiyotikler geliştirilmeden önce, koloidal gümüş çeşitli enfeksiyonlar ve hastalıklar için çok amaçlı bir çare olarak kullanılmıştır. Gümüş suyu son zamanlarda, bazılarında antibiyotikleri veya bakteriyel, viral ve fungal enfeksiyonları tedavi etmek için diğer tıbbi tedavilerin yerini alabileceğini iddia ederek, popülerlik bir canlanma yaşadı.
Gümüş suyunun aynı zamanda en önemli faydalı arasında lyme hastalığı, tüberküloz ve hatta HIV / AIDS gibi hastalıkların tedavi edilmesine yardımcı olabileceği bilinmektedir

Beyin Kanamalarında Hayat Kurtaran Yöntem

Bir araştırmaya göre beyin kanaması geçiren bir hastanın, bu sorun yaşandıktan en geç altı saat içinde ameliyata alınarak kan pıhtısının çıkarılması iyileşme sürecini hızlandırıyor
Yeni bir araştırma, beyin kanaması geçiren bir hastanın beyninde oluşan kan pıhtılaşmasını çıkarmanın hastanın iyileşmesinde önemli bir rol oynadığını ortaya koyuyor.
New England Tıp Dergisi’nde yayınlanan yeni araştırmada, uzmanların beyin kanaması geçirmiş 500 Hollandalı hastayla yaptıkları deneylerin sonuçları açıklandı. Bazı hastaların beynindeki kan pıhtısını çıkarılıp kendilerine damar açıcı ilaçlar verilirken, diğerlerine ise sadece ilaç verildi.
Araştırmacılar daha sonra hastaların "fonksiyonel bağımsızlıkarını," diğer bir deyişle kendilerine nasıl bakabildiklerini izlediler.
Beyin kanaması geçirdikten üç ay sonra, beyinlerinde oluşan kan pıhtısı alınmış hastaların %32’den fazlasının tekrar kendi başlarına yaşayabildikleri görüldü. Bu oran kan pıhtısı alınmamış beyin kanaması hastalarında ise %19 oldu.
Bay Clean olarak da bilinen araştırma, beyin içerisindeki damarların birinde oluşan pıhtılaşmaya dayalı beyin kanamalarına yapılan müdahaleleri inceliyor. Beyin kanaması geçiren hastaların büyük çoğunluğu ya hayatlarını kaybediyor ya da sakat veya felç kalıyor.
Araştırmaya katılan ve müdahaleyle kan pıhtısı beyinlerinden çıkarılmış hastaların hepsi beyin kanaması geçirdikten sonraki ilk altı saat içerisinde ameliyat edildi.
Uzmanlar, beyin kanaması geçiren hastların derhal hastaneye kaldırılmasının hayatta kalma açısından kritik öneme sahip olduğunu söylüyor. Hastalık belirtilerinin başında konuşmada bozukluk, uyuşukluk hissi ve yüzde hislerin kaybolması geliyor.
Açıklanan rapora göre, hastaların onda dokuzu kan pıhtısını çözen TPA adlı ilaçla tedavi edilirken, sadece üçte biri bu tedaviden yarar görmüş.
Son araştırma, beyin kanaması hastaları için kan pıhtısını beyinden çıkaracak ameliyat yöntemlerinin de başka bir seçenek sunabileceğini kanıtlıyor.

SUKEFİRİ... Su Kefiri Yağlanmayı engeller. Yıpranmış dokuları iyileştirir.

Yağlanmayı engeller.
Yıpranmış dokuları iyileştirir.
Yorgunluğu giderici ve strese karşı koruyucu etkisi vardır.
Yüksek tansiyonu düşürücü etkisi vardır.
Kanı temizler,damar sertliğini ve kalp krizi riskini önler.
Hazmı kolaylaştırır.
Uykusuzluğu giderir.
Kilo vermek isteyenler için ideal bir içecektir çünkü kilo aldırmaz.
Saçlarda dökülmeyi azaltır ve kepeklenmeyi önler.
Doğal antibiyotik görevini üstlenir.
Yaşlanmayı geciktirir.
Prostat kanseri ve bağırsak kanseri gibi pek çok kanser tipine karşı koruyucu etkisi vardır.
Kronik depresyona karşı etkilidir.
Vücuttaki uyuşmaları önler.
Böbrek fonksiyonlarını düzenler.
Doğum sonrası hastalıklarda iyileştirici etkisi vardır.
Egzama ve benzeri deri hastalıklarına iyi gelir.