27 Temmuz 2019 Cumartesi

Kabirden kalkınca Bineksiz Kalmamak için…Hazreti Enes ve Hazreti Ali (radıyallahü anhüma) rivayet ettiler: Nebi aleyhisselam buyurdular ki: “Müminler kabirlerinden kalktıkları zaman Rabbül alemiyn meleklere buyurur: Ey meleklerim benim kullarımı yayan götürmeyin. Onları kestikleri kurbanların üzerine bindirin.Çünkü benim kullarım dünyada bineklerle gitmeye alışıktırlar.Onların ilk yaratılmalarında babalarının sulbü onlar için bir binektir.Sonra analarının karnı, sonra meme emerken analarının kucağı sonra babalarının boynu onların bineğidir. Sonra karada at ve katır, denizde gemiler onların merkebidir. Öldükleri zaman din kardeşlerinin boyunları onların bineğidir. Şimdi de kabirlerinden kalktıkları zaman siz onları yürütmeyiniz buyurur. O zaman melekler onlara dünyada kestikleri kurbanları takdim ederler ve onlar da kurbanlarına binerler.”.... : Mekasidu’t-talibiyn Sayfa 365

Görüntünün olası içeriği: açık hava
Müslüman, hür, mukîm ve dînen zengin sayılan erkek ve kadına her sene kurban kesmek vâciptir.
Kurbanı diri olarak hayra vermek veya kurban yerine parasını sadaka vermek câiz değildir. Borcu ödenmez.
Hasan Bozkurt

H.Ş : ‘Belaların en şiddetlisi evvela peygamberlere sonra derecelerine göre evliyaullaha gelir’.

Hasan Bozkurt ------ H.Ş : ‘Belaların en şiddetlisi evvela peygamberlere sonra derecelerine göre evliyaullaha gelir buyurmuşlardır’. Bu hadisi şerifin tefsirinde efendi hazretleri ‘ Kurban Cenabu hakkın kullarına büyük bir imtihanıdır. Bu imtihanların en büyüğünü enbiya-i uzam vermiştir. Bütün nebilerin verdiği imtihanların en muazzamınıda Rasülüllah (s.a.v) efendimiz vermiştir. Nitekim İbrahim (A.s.)mın bu imtihanına mukabil Peygamber (s.a.v) efendimizinde hanedanından 170 kişinin şehid olacagını bilmesi ve bunu kabul etmesi ki bu bir sırrı kader işi olup belki onların makam-ı mahmudda ve maiyyeti Hz. Rasülüllahda olabilmeleri içindir’.Buyurmuşlardır.... (Ziya Songuroğlu Notları)

Kafkas Kartalı Şeyh Şamil hz.leri çok savaşlar kazanıyor, bir ara ruslara esir düşüyor...Ve Mürşidine mektub yazar, esir düştüklerini ruslarla savaşırken hatimleri ( Hatm-i Hacegan ) terk ettiğini söyler. Üstazı : - Ah evladım Şamil, keşke ne yapıp edip , hatimlere devam etmiş olsa idiniz. Hatimlere devam etmiş olsaydınız ruslar sizi asla esir alamazdı..

Fotoğraf açıklaması yok.

ALLAH CC. : “Ebûbekir’in yüzükte kendi adının yazıldığından haberi yoktur, ben yazdırdım. Habibim üzülmesin.”

Hasan Bozkurt ------------- HZ. EBÛBEKİR (R.A.)’İN YÜCE MAKAMI ...........
İmâm Fahreddîn Râzî (r.aleyh) bildiriyor: Bir gün iki cihânın sultânı, insanların ve cinlerin Pey­gamberi, âlemlerin Rabbi’nin sevgilisi Muhammed Mustafa (s.a.v.) Hazretleri’ne bir gümüş yüzü
k hediye getirmişlerdi. Hz. Ebûbekir (r.a.)’e: “Ya Âtik, bu yüzüğü bir kuyumcuya götür, üzerine Lâ İlâhe İllâllâh yazılsın!” buyurdu. Hz. Ebûbekir (r.a.) yüzüğü alıp kuyumcuya götürdü “Bu yüzüğün üzerine Lâ İlâhe İllâllâh Muhammedün Resûlullâh yaz.’’ dedi. Resûlullâh (s.a.v.) böyle emretmemişti, fakat Allâhü Te‘âla’nın ism-î şerîfi ile Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’in ism-i şerîfinin ayrı olmasını uygun görmemişti. Kuyumcu, Hz. Ebûbekir (r.a.)’in söylediği gibi yazdı. Hz. Ebûbekir (r.a.) kuyumcudan yüzüğü alıp Resûlullâh (s.a.v.)’e götürürken Hakk Te‘âla, Cebrail (a.s.)’a: “Çabuk git, Habibi­min yüzüğüne Ebûbekir ismini yaz, çünkü Ebûbekir benim ismim ile Habibimin isminin ayrı olmasını uygun bulmadı. Ben de Habibimin isminden Ebûbekir’in ismini ayırmayı uygun görmedim.” buyurdu. Cebrail (a.s.) derhal yetişip mü­barek yüzük Hz. Ebûbekir (r.a.)’in elinde iken ve haberi yok iken yüzüğe Ebûbekir ismini yazdı. Sonra Hz. Ebûbekir (r.a.) yüzüğü Sultân-ı Enbiyâ (s.a.v.)’e teslim etti. Yüzüğün üzerinde “Lâ İlâhe İllâllâh Muhammedün Resûlullâh, Ebûbekir Sıddîk” yazılı idi. Hz. Ebûbekir (r.a.)’e: “Bu yüzüğün üzerine yalnız “Lâ İlâhe İllâllâh” yazılması söylenmişti. Halbuki fazla ya­zılmış, hikmeti nedir?” diye sordular. Hz. Ebûbekir (r.a.) çok utandı, terledi. Bir cevab vermeden Cebrail (a.s.) gelip Hakk Te‘âla’nın selâmını söyledikten sonra: “Ebûbekir’in yüzükte kendi adının yazıldığından haberi yoktur, ben yazdırdım. Habibim üzülmesin.” buyurduğunu söyledi ve olanları anlattı. Aklı ve ilmi olanlar, buradan Hz. Ebûbekir (r.a.)’in Hakk Te‘âla katındaki mertebesini anlarlar. Ayrıca onun hakkında inen âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerde Hz. Ebûbekir (r.a.)’in aklın almadığı üstünlüğünü göstermektedir. Nitekim camilerde de Allâh (c.c.) ve Resûlü (s.a.v.)’in isimleri ile beraber dört ha­life isimleri de yazılmaktadır. (Şemsüddîn Ahmet Sivasi, Dört Büyük Halife, s.33-34)

Cömertlikte ondan üstünü de yoktur. Bütün malını mülkünü İslâm için harcamış, vefât ederken vasiyetinde, halifeliği müddetince aldığı maaşların, topraklarının satılarak iâde edilmesini istemiş ve geride bir deve, bir köleden başka birşey bırakmamıştır.

Görüntünün olası içeriği: gece, gökyüzü ve açık hava

Hacda her 10 kişiden 8'i böyle dua ediyor

BU ARASTIRILMISTIR
SUNNET OLAN BUDUR
SUNNETE MUHALEFET ETMEK PEYGAMBERIMIZE SAVAS ACMAKTIR
UYGULAYAN UYGULAR KAZANIR
UYGULAMAYAN SEVABINDAN MAHRUM KALIR
BU BIR CEMAATE MÂL EDILEMEZ
BIR HADISI ŞERIFTE
BIR SUNNETI IHYA EDENE 100 SEHIT SEVABI VARDIR BUYURULUYOR
BU BASİT BISEY DEGILDIR
SARIKTA BIR BEZ PARCASIDIR AMMA SARIKLA KILINAN NAMAZ
Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Sarıkla kılınan iki rekat namaz, sarıksız kılınan 70 rekat namazdan daha efdaldir.) [Ebu Nuaym]
Biz bir sünneti ihya etmekten tanitmaktan milleti haberdar etmekten baska niyetimizde yoktur
Buna muhalet etmek soz söylemek nereye varir siz düşünün artik
DUÂDA ELLER NASIL TUTULACAK
---------------------::::::::::::::----------------
DUÂNIN ÂDÂBI ve BİR SÜNNETİN İHYASI
HADİS-İ ŞERİF MEALİ : Eshab-ı Kiramdan İbn-i Abbâs (r.a.) buyurdu : " Efendimiz Hazretleri duâ ettikleri zaman iki ellerini birbirine birleştirirlerdi ve ellerinin içini mübârek yüzlerine mütemâyil kılarlardı. İşte ellerin duâda tutuluş şekli şöyledir ( deyip bizzat ellerini birleştirerek göstermişlerdir...
Duâda Resûlullah (S.A.V.) gözlerini semaya kaldırmazlardı.
Duâda ellerin birleştirerek yapılmasının evla ve efdal olduğuna dair birçok delil vardır. Şöyleki :
1- #Çeşitli ilimlere âid eserler yazmış , İslâm âleminin şarkında garbında pek meşhur olan Huccet'ül-İslam ( İslâmın parlak delil ve yıldızı ) diye anılan İMAM-I GAZÂLİ Hazretlerinin dört ciltlik ölümsüz eserinde yukarıdaki Hadis-i Şerif zikredilmektedir.
(KAYNAKLAR : 1- İhyâ Ulûmü'd-diyn'de . Cilt.1 Sahife 305 Mevzuu: Âdâbü'd-duâ- BULUNDUGU YER: Eski eser Kütüphaneleri ve Arapça kitap bulunduran kitapçılar.2-İhyâü Ulûmü'd-diyn Tercemesi- Tercüme Eden:Ahmed Serdaroğlu(Diyanet İşleri Müfettişi) Eseri Takdim eden : Ahmed Davudoglu,Yayınlayan:Bedir Yayınları CİLT.1 Sahife :880.)
2- #Ayrıca, İmâm Şeyh Hüsâmüddin Hazretleri'nin " Eddürretü'l-Fahireh f î Eşrâti's-sâa " adlı eserinde " Ve min âdâbihi cem'ul-keffeyni inde raf'ihima felâ yüferrikuhüma " (Eller , duâya kalktıgı zaman birleştirmek, aralarını ayırmamak duânın âdâbındandır.) diye geçiyor.
3- #TAHTÂVΠadlı Fıkıh Kitabının 173 ncü sahifesinde : " Duâda elleri zammetmek , yani birleştirmek duânın âdâbındandır. " diye
geçiyor.
4- #MEVZÛÂTÜ'L-ULÛM Tercemesi, Yazarı :Taşköprülüzâde Ahmed Efendi- Baskı Tarihi : 1313 Hicri -İkdam Matbaası - Cilt.2 Sahife 410 da : " Ve dahi lâyık olan oldurki, iki keffini (elini ) bir yere getirip , zamm eyleyip batınlarını ( avuçlarının içini ) vechine mukâbil ( yüzüne karşı ) eyleye. " diye geçmektedir. (5-6/)
#DİĞER DELİLLER :
5- #SAHİH-İ BUHÂRİ'DE ( En muteber hadis kitabı ) Cilt: 4-6 Bab: 14-17 Mevzuu: Kitabü Fezâili'l-Kur'an. Sahife :106 da, şöyle geçmektedir : Hazreti Aişe'den (R.A.) rivâyet olunmuştur. " Nebi ( S.A.V) her gece yatagına geldiği zaman İKİ ELİNİ BİRLEŞTİRİR ,bunlara nefes eder ve İhlas, Felak ve Nas sûrelerini okurdu. Sonra iki eliyle, başından,yüzünden ve vücûdunun ön tarafından başlayarak ( bütün ) vücûdunu sıvazlardı. Bunu üç defa tekrar ederdi. " diye yazzmaktadır.
6- #SAHİH-İ BUHÂRÎ MUHTASARI TECRÎD-İ SARÎH TERCEMESİ'NDE . Cilt.11 Yayınlayan: Diyanet İşleri Başlkanlığı Mevzuu: Peygamberin İhlasa devamı , Sahife 236,bulunan Hadis-i şerif de,
7- #SÜNEN-İ TİRMİZÎ'DE Cilt: 4-5 Bâb: 20-21 Numarası : 3402 , deki Hadis-i Şerif de,
8- #SÜNEN-İ EBÎ DÂVÛD'DA Cilt: 5 Sahife 303, de bulunan Hadis-i Şerif de,
9- #RİYAZU'S- SÂLİHIYN ve TERCEMESİ ( Hadis Kitabı ) Cilt  Numarası :1490 Yayınlayan : D.İ.Başkanlığı.Sahife 61 deki Hadis-i Şerif te, dua edenin iki ellerini birleştirerek duâ etmesi gerektiği beyan edilmektedir.
_________________________________
#ELLERİN_AÇIK_ŞEKİLDE DUA_EDİLMESİNE_DAİR_HİCBİR_SAHİH_KUVVETLİ DELİL_YOKTUR..
(bulan yada gören varsa bize bildirsin)
-------------------------------------
#KİM BENİM BİR SÜNNETİMİ İHYA EDERSE ( DİRİLTİRSE ) , BENİ SEVMİŞ OLUR. KİM DE BENİ SEVERSE CENNETTE BENİMLE BERABER OLUR. " Hadis-i Şerif Sünen-i Tirmizî - İlim-16 -

- Büyük mutasavvıf Bayezid-i Bistamî hazretleri, bir gün tımarhanenin önünden geçiyordu. Tımarhane hizmetçisinin tokmakla bir şeyler dövdüğünü görüp: "-Ne yapıyorsun?" diye sordu. Hizmetçi: "-Burası tımarhanedir. Delilere ilaç yapıyorum." dedi. Bayezid-i Bistamî hazretleri: "-Benim hastalığıma da bir ilaç tavsiye eder misin?" diye sordu. Hizmetçi "-Hastalığını söyle." deyince Beyazid: "-Benim hastalığım günah hastalığı... Çok günah işliyorum." dedi. Hizmetçi: "-Ben günah hastalığından anlamam... Ben delilere ilaç hazırlıyorum." diye cevap verdi. Tam bu sırada tımarhanenin parmaklığının arasından konuşulanları duyan bir deli (!), Bayezid-i Bistamî hazretlerine: "-Gel dede, gel, senin hastalığının çaresini ben söyleyeyim." diye seslendi. Bayezid-i Bistamî hazretleri, delinin yanına sokularak: "-Söyle bakalım, benim derdime çare nedir?" dedi. Deli şu ilacı tavsiye etti: "-Tevbe köküyle istiğfar yaprağını karıştır... Kalp havanında tevhid tokmağı ile döv, insaf eleğinden geçir, göz yaşıyla yoğur, aşk fırınında pişir... Akşam-sabah bol miktarda ye.. O zaman göreceksin, senin hastalığından eser kalmaz!.." dedi. Bu güzel ilacı öğrenen Bayezid hazretleri: "-Hey gidi dünya, hey! Demek seni de deli diye, buraya getirmişler!" deyip oradan ayrıldı. Bu, her devirde günah hastalığına yakalananlara tavsiye olunmaya değer bir ilaçtır.

Görüntünün olası içeriği: yazı