1 Ağustos 2019 Perşembe

Propolis Faydalari Saglik tarama cihazi ve tedavi cihazimiz Tum vucudumu sarmisti Ben 5 yil kanserdim Bunlarin vesilesiyle sagligima kavustum Simdi de bunlari insanlara sunuyirum Her isin başı saglik


‎Kestane Ballarım‎ - KARBONAT SAĞLIK 9 saat BİNBİR DERDE DEVA ''CEVİZ YAPRAĞI'' Ceviz Yaprağının Hastalıklarda Şifası Nelerdir? 1) Ceviz yaprağı, taze olarak kullanılabileceği gibi, sonrasında kullanmak üzere de kurutulur. Ceviz hasatından 1 ay kadar önce toplanan yapraklar, bol güneş alan bir yerde kurutularak, diğer kış çayları gibi kullanılmak üzere muhafaza edilir. Ceviz yaprağının, çoğu kişide görülen bağırsak kurtlarını düşürmede etkisi büyüktür. Parazit ve solucan gibi virüslerin vücuttan atılmasını sağlayan ceviz yaprağı, vücudu temizlemektedir. 2) Enerji deposu denilecek nitelikte güç verir: Cevizin kendisi zaten omega-3 ve diğer bazı vitaminler açısından zengin olduğundan vücuda enerji vermektedir. Yaprağı da, en az ceviz kadar faydalıdır. Zinde bir vücut için ceviz yaprağı, kullanım özelliklerine uygun olarak düzenli şekilde tüketilmelidir. 3) Kan şekerini düşürür: Ceviz yaprağı çayının, kan şekerini düşürücü etkisi vardır. 4) İştah açıcı özelliği vardır: Ceviz yaprağı çayı, düzenli kullanıldığında iştahsızlık yaşayanların sorununa çözüm olmaktadır. 5) Herpes hastalığının en büyük düşmanlarındandır: Son zamanlarda, adı sıkça duyulmaya başlanan ve diğer adı uçuk olarak bilinen herpes, ceviz yaprağı ile, kısa bir sürede tedavi edilebilir. 6) Ağız ve diş eti hastalıklarına iyi gelir: Ceviz yaprağı, cevizin içerdiği tüm vitaminleri içermektedir. İltihap önleyici ve ağız sağlığını koruyucu etkisi vardır. Hatta gargara yapıldığında, çeşitli gırtlak hastalıklarını bile önlemekte veya tedavisine yardımcı olmaktadır. 7) Kemikleri güçlendirir: Ceviz yaprağının kemikleri güçlendirme ve kemik hastalıklarını önleme gibi bir etkisi vardır. 8) Kanı temizler: Kan dolaşımını düzenler ve kanı temizler. İçerdiği C ve E vitaminleri ile, bağışıklık sistemini güçlendirerek, zayıf bünyelerin çeşitli hastalıklara yakalanmasını engellemektedir. 9) Kabızlık sorununa iyi gelir: Sindirime yardımcı olarak, kabızlık sorununu giderir. Düzenli çalışan sindirim sistemine bağlı olarak görevlerini tam anlamıyla yerine getiren bir metabolizma, sağlıklı yaşamın temelidir. 10) Kanı durdurma özelliği vardır: Herhangi bir kaza durumunda akan kanı durdurarak,kan kaybını önleyici özelliği vardır. 11) Tüm deri hastalıklarına iyi gelir: Başta egzama, sivilce ve uçuk olmak üzere çeşitli deri hastalıkları, ceviz yaprağı ile doğal ve sağlıklı şekilde tedavi edilebilir. 12) Saçlar için faydalıdır: Ceviz yaprağı, saçları güçlendirir, saç köklerini besler ve dökülmesini engeller. 13) Ayak sağlığı için faydalıdır: Ceviz yaprağı, ayak sağlığını korur, terlemeyi ve aşırı kokuyu önler. 14) Kansere karşı koruyucudur: Ceviz yaprağı, kansere karşı kullanılan alternatif tedavi yöntemlerinden birisidir. Bazı kanser türleri, oluştuğu andan itibaren sinsi ve hızlı bir şekilde ilerleyerek tüm vücuda yayılmakta ve hayati tehlike doğurmaktadır. Ceviz yaprağı, kanser hücrelerinin oluşmasını ve yayılmasını engellemektedir. 15) Hafızayı güçlendirir: Ceviz yaprağı, psikoloji için oldukça faydalıdır. Hafızayı güçlendirir. Beyin gelişimini destekler. Dinlendirici ve sakinleştirici etkisi vardır. 16) Yara ve çatlaklara iyi gelir: Ceviz yaprağı, cilt üzerindeki, değişik yapıda yara ve çatlakların tedavisinde olumlu etkisi bulunan bir bitkidir. 17) Cilt için faydalıdır: Ceviz yaprağı cildi besler, kırşıklıkları önler. Cilde canlılık ve pürüzsüzlük kazandırır. Cildi sıklaştırarak etkili bir görünüm sağlar. Dış görünüm açısından rahatsız edici görünümüde olan çatlakları, düzenli kullanımıyla tedavi eder. 18) Kilo vermede etkilidir: Ceviz yaprağı kilo verdirir mi? diye merak edenler için verilecek cevap; evet ceviz yaprağı kilo verdirmektedir. Metabolizmayı çalıştırıcı etkisiyle ceviz yaprağı kilo vermede ve kilo dengesinin korunmasında etkilidir. 19) Kalp sağlığını korur: Ceviz yaprağı, güçlü vitamin etkisinden dolayı, kalp sağlığını korumakta ve kalp krizi başta olmak üzere çeşitli kalp hastalıklarının oluşma riskini azaltmaktadır. ........................................... ................................................ *Ceviz Yaprağından Çay Nasıl Hazırlanır? Çay hazırlamak için 2 farklı yöntem genel olarak bilinmektedir. – Yarım olarak ya da bir tatlı kaşığı ince kıyılmış ceviz yaprağı, 1 su bardağı ölçeğindeki kaynar su ile birlikte haşlanır. 4 - 5 dakika boyunca demlendirilen su ve yaprak, demleme ardından süzülür. Ardından bu çay gün boyunca 1 veya 2 bardak yudum yudum içilebilir. – Yine yarım olarak veya bir tatlı kaşığı kadar ince kıyılmış ceviz yaprağı, 1 su bardağı ölçeğindeki soğuk suya eklenir. Soğuk su, kaynama derecesine kadar ısıtılır. 2 – 3 dakika boyunca hafif ısıda kaynatılan su, daha sonra süzülür ve içime hazır hale gelir. Günde 2 ya da 3 bardak şeklinde tüketilir. UYARI !!!!!!!: En fazla 10 gün üst üste içebilirsiniz. Ceviz Yaprağı küçük miktarlarda alınırsa hiçbir gerçek yan etkisi yoktur, ancak 7-10 günden daha uzun süre kullanılmamalıdır. Çok miktarda kullanıldığında toksik olabilir. İçerdiği tanen maddesi duyarlı kişilerde bazen mide bulantısı veya kusmaya yol açabilir. Bunun dışında, ceviz yaprağının bilinen bir yan etkisi yoktur.. -NAZAN BAŞOĞUL

Görüntünün olası içeriği: bitki, yiyecek ve doğa









Karbonat sorularnızın cevabı. sodyum bi karbonat
Melek Şirin e500






AYASOFYANIN YIKILAN KUBBESİ, ANCAK RESULULLAH ALEYHİSSELAM’IN MÜBAREK TÜKÜRÜĞÜ ILE TUTTURULABİLMİŞTİ …. Evliya Çelebi'nin "Seyahatnamesi"nde; Ayasofya'nın, Resulullah (SAV) Efendimizin doğum tarihi olan 571 miladi yılında geçirdiği bir depremden bahsedilirken, kubbesinin onarılışı ile ilgili şu ilginç rivayet göze çarpar: "Peygamber (SAV)'ın doğduğu gece vuku bulan zelzeleden; Kisra sarayı, Kızılelma ve Ayasofya'nın kubbesi yıkılmış idi. Bir müddet zaman geçtikten sonra Hızır Aleyhisselamın hatırlatması ile Busra'da ikamet eden üç yüz keşiş, rahib Bahira'nın öncülüğünde Mekke'ye geldiler. O zaman küçük yaşta olan Muhammed Aleyhisselamın ağzından bir miktar tükürük ile, mübarek ellerinin suretini aldılar. Ebu Talib'in el yazısı ile ceylan derisi üzerine resmedilen bu suret, halen bir kutuda saklıdır. Elhasıl Peygamber (SAV)‘in ağız suyundan ve Mekke'nin pak toprağından bir miktar alan papazlar pak toprağıyla beraber 70 deve yükü zemzem alarak İstanbul’a geldiler; Ayasofya’nın yıkık olan kısmını bununla tamir ettiler. Peygamber (SAV)’in Tükürüğü ile yapılan yer, kubbenin kıble cihetinde, otuz iki nakışlı olarak halen bellidir. Bunu bilenler o yere nazar ettiklerinde;'Allahümme salli ala Muhammed!' derler. Zira bu kısım, kubbenin diğer yerlerinden daha parlaktır. Fetihden sonra Fatih ;'Bu kubbe Hazret-i Peygamber (SAV)’in ağız suyu ile ayakta tutuldu! 'diye, ta kubbenin ortasına zincir ile altın bir top asmıştır ki, bunun içi elli Rum kilesi buğday alır. Bu top altında Hızır'ın ara sıra Salih Müslümanlar ile buluştuğunu söylerler." (Evliya Çelebi Seyahatnamesi: cilt.1 , sh.89) Hasan bozkurt.


Mehmet Panaz





Deccal, sol gözü şaşı Sabetaycı bir gizli Yahudidir. Kendisini Müslüman ve Türk olarak gösterir ve Türklerin başına geçer. Aslında buz dağının görünen yüzüdür ve büyük bir teşkilatı vardır. Deccal'in ordusu/teşkilatı da, Müslüman Türklerin idaresini Türk görünerek ele geçiren Sabetaycı derin devlettir. Her kılığa girerler, her yere sızarlar, her kurulu düzeni bozarlar. Onlar, dünyevi ve uhrevi felaketlere gitmeyi kurtuluş olarak gösterecekler. Melhame-i Kübra'ya kadar hz. Mehdi'nin ordusu/teşkilatı onları, onların taktikleri ile, gizlice, harp hileleleri ile, gizli gizli toplanıp güçlenerek, hem sayılarını hem vasıflarını artırarak derinden gelen darbelerle iyice zayıflatacak ve ifşa edecek. Melhame-i Kübra'dan sadece birkaç sene sonra da Mehdi'nin ordusu Sabetaycı derin devleti tamamen yıkacak, son darbeleri de vuracak. Ayasofya'nın ibadete açılması, hz. Mehdi ve talebeleri tarafından yapılan ikinci ve manevi fethin tamamlandığı, Deccal'in ve teşkilatının hükmünü yitirdiği anlamına gelecek.
En doğrusunu Allah bilir ama muhtemelen beş ya da en geç on sene içinde bu fetih gerçekleşecek, Ayasofya açılacak.
Görüntünün olası içeriği: gökyüzü

TESTERON YÜKSELTEN GIDALAR Kabak çekirdeği Kabak çekirdeği prostat bezini genişletir. Bu sayede idrarla ve bazen de cinsel işlevle ilgili sorunlara neden olabilen benign prostat hiperplazisini (BPH) önlemeye yardımcı olabilir. Bazı çalışmalarda kabak çekirdeğinin BPH semptomlarını azalttığı, aşırı tuvalete çıkma rahatsızlığını iyileştirdiği ve yaşam kalitesini arttırdığı görülmüştür. İstiridyeler İstiridyeler testosteronu östrojene dönüştüren enzimi engelleyen bir numaralı çinko kaynağıdır. Yetersizliklerinde testosteron seviyelerinde büyük oranda düşüş görülür. Özellikle yoğun egzersiz yapanlar için istiridyenin içerdiği çinko oldukça önemlidir çünkü yoğun egzersiz testosteronu tüketebilir ve çinko bu seviyeyi normal düzeylerde tutmaya yardımcı olur. Nöroendokrinoloji Mektupları'nda yayınlanan bir çalışmada çinkoyu günlük olarak alan güreşçilerin bir ay boyunca yüksek yoğunluklu antrenmandan sonra testosteron düzeylerini koruduğu görülmüştür. Ispanak Ispanak serbest testosterona bağlanan ve inaktif hale getiren bir protein olan globulin (SHBG) düzeylerini düşüren magnezyum açısından zengindir. Uluslararası Journal of Andrology'de yayınlanan bir çalışmada, magnezyum alımının arttırılmasının serbest testosteron seviyelerinde %24'lük bir artışa neden olduğu görülmüştür. Magnezyum açısından zengin diğer yiyecekler arasında kabak çekirdeği, susam tohumu, pazı ve badem bulunur. Domates Domates, prostat kanseri riskini azalttığı düşünülen bir antioksidan olan likopen açısından oldukça zengindir. Yapılan bazı araştırmalar domateslerin zeytinyağı ile pişirildiğinde likopen emiliminin en yüksek seviyede olduğunu göstermektedir. Ve bu sosa biraz kıyılmış brokoli eklenildiğinde Kanser Araştırmaları Dergisi'nde yayınlanan bir çalışmaya göre tümör büyümelerinin büyük oranda önüne geçildiği bildiriliyor. Kara lahana Kara lahana prostat sağlığını koruyan en iyi K vitamini kaynaklarından biridir. 11.000'den fazla erkekle yapılan bir çalışmada yeterli miktarda K2 vitamini alımının prostat kanseri riskini % 63 düşürdüğü görülmüştür. Nar Prostat spesifik antijeni (PSA) prostat kanseri için önemli bir kan taramasıdır. PSA düzeyleri kısa sürede ikiye katlanan erkeklerde prostat kanserinden ölüm riski daha yüksektir ve narın PSA düzeylerinin yükselmesini yavaşlattığı görülmektedir. Klinik Kanser Araştırmaları Dergisi'nde yayınlanan bir çalışmada günde 1 bardak nar suyu tüketen prostat kanserli erkeklerde ameliyattan veya radyasyondan sonra PSA düzeylerinin iki katına çıkma sürelerinin önemli ölçüde azaldığı belirtilmiştir. Çalışmalar nar ekstrelerinin prostat kanseri hücrelerinin büyümesini yavaşlatabileceğini ve kanser hücrelerinde apoptosise veya hücre ölümüne neden olabileceğini göstermektedir. Uskumru Uskumru vücudun ihtiyaç duyduğu D vitamini için en iyi besin kaynaklarından biridir. Yapılan birçok çalışma D vitaminin testosteron seviyelerini arttırdığı göstermektedir. Avusturya'daki Graz Tıp Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada, güneşte daha fazla zaman harcayan insanların hem D vitamini hem de testosteron düzeylerinin arttığı görülmüştür. Yine yapılan başka bir çalışmada günlük yeteri miktarda D vitamini alan erkeklerde almayanlara oranla ortalama olarak %25 oranında testosteron düzeylerinde artış görülmüştür. Güneş hala en iyi D vitamini kaynağıdır ama yeteri kadar güneş altında zaman geçiremiyorsanız yağlı balıkları tercih edebilirsiniz. Zencefil İnflamasyonu azaltmanın yanı sıra zencefil ayrıca testosteron seviyelerini artırabilir ve cinsel işlevi iyileştirebilir. Uluslararası Üreme Biyomedikal Dergisi'nde yayınlanan bir araştırmada infertilite tedavisi gören erkekler üzerinde yürütülen kontrollü bir çalışmada, araştırmacılar zencefilin sperm DNA fragmantasyon düzeylerini azaltmaya yardımcı olduğunu bulmuşlardır. Hayvanlar üzerinde yapılan yine birçok çalışma zencefil alımından sonra testosteron seviyelerinin neredeyse iki katına çıktığını göstermiştir. Günlük alınan zencefil miktarı arttıkça, testosteron seviyeleri de artmaktadır. Fakat yine de bu durumu insanlar üzerinde kanıtlamak için araştırmalar yetersizdir. Kuşkonmaz Cinsel isteği arttıran besinlerden belki de en bilineni kuşkonmaz içerdiği folik asit, potasyum ve E vitamini ile sporcuların gözdesi. Birçok profesyonel sporcu tarafından ödemi azaltmak ve metabolizmayı hızlandırmak için kullanılan kuşkonmazı ayrıca testosteron seviyenizi doğal olarak arttırmak için kullanabilirsiniz. Siyah üzüm Her gün bir miktar siyah üzüm yiyerek daha aktif spermlere sahip olmak mümkündür. Üzüm kabuğu içerisinde bulunan resveratrol testosteron seviyenizi arttırmayı sağlar. Çin de yapılan bir araştırmaya göre 500mg resveratrol testosteron seviyesini arttırarak spermlere hareketlilik kazandırmak için yeterli oluyor. Yaklaşık olarak 5-10 gram üzüm kabuğu ile bu ihtiyacınızı karşılamanız mümkündür. Daha iyi bir kan akışı daha iyi bir cinsel performans anlamına geliyor. Yatak performansınızı arttırmak için bal tüketmelisiniz. Testosteron seviyesini arttıran boron minerali bakımından zengin bir besin olan bal içerisinde aynı zamanda nitrik oksit de bulunur. Nitrik oksit kan damarlarının genişleterek ereksiyona yardımcı olur. 4 çay kaşığı bal yiyerek, nitrik oksit seviyenizi %50 arttırır.alıntı

İSHALE NE İYİ GELİR
İnsanların yaşantısını olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olan ishalden doğru beslenme ile kurtulmak mümkün. İşte, ishali kesen ve iyi gelen yiyecekler ve diğer çözümler...
İshal durumunda ilk olarak dikkat edilmesi gereken, büyük bir kısmı su olan vücudumuzda, ishale bağlı kaybolan sıvının vücutta yerine konmasıdır. İshal tanısı konmuş olan her kişiye, vücudun hızlı sıvı kaybını dengelemek için normalde verilmesi gerekenden daha fazla sıvı takviyesi yapılmalıdır. Her dışkılama sonrası kişi temiz ve ılık su içmelidir.
Evde kolayca hazırlanacak su ve elektrolit kaybını önleyecek hayat kurtarıcı sıvı karışımı ile ishalden kısa sürede kurulabilirsiniz. Karışım için; 1 litre ılık su içerisine 1 yemekkaşığı toz şeker 1 tatlı kaşığı tuz karıştırılır ve her dışkılamadan sonra yarım su bardağı olarak önerilir.
İshal olan kişilerin kullanması gereken doğru besinler kabuksuz elma, havuç suyu veya taze havuç, muz, pirinç lapası, pirinç çorbası veya pirinç suyu, patates haşlama veya püresi, yoğurt ve ayrandır.
İshale iyi gelen bir diğer yöntem ise limonlu kahve yöntemidir. Bir tatlı kaşığı Türk kahvesinin içerisine birkaç damla limon damlatarak yemeye çalışın. Bu yöntemin ishalinizi kesmede etkili olduğunu göreceksiniz.
Et seven kişiler için ishal süresince iyice haşlanmış olan yağsız dana, tavuk, sığır ve kuzu etleri tavsiye edilebilir. Ayrıca ishal olan kişiler için yemek hazırlanırken, çok az yağ kullanılmalı ve mümkünse ızgara, haşlama ve fırınlama yöntemi ile pişirilen yemekler tercih edilmelidir.
Haşlanmış patates tüketmekte ishal olan kişilere önerilir. İshal olduğunuz zaman patatesi haşlayıp ve tuzlayarak tüketmek ishalinize iyi gelebilir.
İSHAL OLAN KİŞİLERİN UZAK DURMASI GEREKENLER
Enginar, lahana, bürüksel lahanası, yeşil fasulye, kuru bezelye ve yeşilbiber ishal süresince mümkünse tüketilmemelidir.
Kepekli ekmek ve tüm ürünler, diyet bisküviler, çiğ sebzeler, yer fıstığı, ayva, çikolata, yağlı yemekler, kızartmalar, marul ve beyaz lahana ishal bitene kadar tüketilmemelidir.
Asitli olan içeceklerden uzak durmanız gerekmektedir. İshal olduğunuzda asitli içecekler tüketmek yerine daha sağlıklı olan içecekleri tüketmek uzmanlar tarafından tavsiye edilir. Ayrıca, kafein içeren sıvı kahvelerden de uzak durmakta fayda var.
Sindirilmesi zor olduğu için bağırsakların yorulmasına neden olacağından ishal süresince kuruyemişlerden de uzak durulmalıdır.
Böğürtlen, kuru meyveler, üzüm, hurma ve armut ishal tedavisinde sakıncalı olabilecek meyvelerdendir.
LENF VE LENFOMANIN BELİRTİLERİ OKUYUN
Bağışıklık sisteminin enfeksiyonla savaşan hücrelerinde başlayan kanserdir. Bu hücreler lenf düğümlerinde, dalakta, timüste, kemik iliğinde ve vücudun diğer bölümlerinde bulunur. Lenfoma olduğunda, lenfositler değişir ve kontrolden çıkar.
Lenfoma belirtileri, grip veya diğer viral enfeksiyonlar gibi diğer daha az ciddi hastalıklarda görülür. Bu belirtiler genellikle gözden kaçar, ancak daha az ciddi hastalıklar durumunda çok uzun sürmezler. Lenfoma ile, bu belirtiler zamanla devam eder ve bir enfeksiyon veya başka bir hastalık tarafından açıklanamaz.
Üst vücut lenf düğümlerinde ağrısız şişlik, yani boyun, köprücük kemiği bölgesi, koltuk altları veya kasık. (Bir şişmiş lenf nodu normalde enfekte olmuş lenf nodu kadar ağrılı değildir, bu yaygın ve ağrılı olabilir.) Bu kontrol listesi lenfomanın en sık görülen lenf kanseri belirtileri aşağıda yer alıyor:
Soğutucular / sıcaklık değişimleri
Ateş (özellikle geceleri)
Açıklanamayan kilo kaybı
İştah kaybı
Sıra dışı yorgunluk / enerji eksikliği
Kalıcı öksürük
Nefes darlığı
Belirgin bir neden veya döküntü olmadan vücudun her yerinde sürekli kaşıntı
Genel yorgunluk
Büyütülmüş bademcikler
Baş ağrısı
İleri Lenfoma Belirtileri
Daha ileri lenfoma aşağıdaki belirtileri ortaya çıkabilir:
Bazı durumlarda, insanlar alkol aldıktan sonra lenf düğümlerinde ağrı hissederler.
Lenfoma, karın, bağırsak veya mide içinde lenfatik doku içeriyorsa, sıvı, bağırsakların yakınında şişmeye neden olarak birikebilir, bu da karın bölgesinde basınç, ağrı, ishal ve / veya hazımsızlık hissine yol açabilir.
Büyümüş lenf nodülü bazen bir damara (bir kol ya da bacağın şişmesine neden olan) ya da bir sinire (bir kol ya da bacakta ağrı, uyuşma ya da karıncalanmaya neden olan) karşı basılarak diğer semptomlara neden olur.
Bazı insanlar açıklanamayan bel ağrısı geçirir. Bunun sinirlere baskı yapan lenf düğümlerinin genişlemesinden kaynaklanabileceği düşünülmektedir.
Lenfoma ilerledikçe ve kanserli lenfositler lenfatik sistemin ötesine yayıldıkça, vücut enfeksiyonla savaşma yeteneğini kaybeder. Gelişen jeneralize semptomlar influenza, tüberküloz, enfeksiyöz mononükleoz veya diğer kanserler gibi diğer enfeksiyonlarla ilgili belirtilerle karıştırılabilir.alıntı

ÖNCE KARACİĞERİMİZİ TEDAVİ EDELİM BEN HER YIL KARACİĞER BAKIMIMI BU YÖNTEMLE YAPARIM Devedikeni extratı olarak veya devedikeni ve enginar hablarınıda ayrı ayrı alabilirsiniz eczanelerde aktarlarda var marka ve çeşidini siz seçin sabah 2 tane akşam 2 tane için tok için 3 ay devam edin tamamen düzelir. lavanta yağı alın aktardan 5 damla 1 subardağı suya damlatın için 20 gün kadar devam edin bırakın. Enginar çayı için karahindibağ otu ve sinirli otu çayı için 3 ay devam edin yeterli . Vücudunuzdaki zehirleride kilo kilo atmak isterseniz 15 gün 1 tatlı kaşığı kadar 1 su bardağı suya karıştırın krem tartar için portakal veya limonla karaciğeriniz tertemiz olur 15 gün sonra bırakın. Bağarsaklar 2 nci beynimiz karaciğerle çalışır . perhiziniz çok çok önemli ekmek unlu gıdalar yasak tatlılar hazır gıdalar hayvansal gıdaların tümü yasak 6 ay kadar perhiz çok çok önemli sağlığınız için.kendinize değer verin karaciğer sağlıklıysa bağarsaklarda vücudunuzda sağlıklı çalışır yoksa her iki organda atık üretir çöp üretir unutmayalım vücudumuzun sağlığı karaciğerden sorulur vücudumuzda ters giden bir durum varsa ve bi hastalık başlamışsa karaciğerimiz hasta demektir vücudumuz dünyanın en iyi labaratuarıdır hemen tahlillerini hastalıklarla söylüyor unutmayın. Sağlık servettir sağlığınız varsa sizde varsınız Allah ın verdiği sağlıklı bedeni elimizle biz bilinçsizce hasta ediyoruz unutmayalım....saygılar. şifa olsun . Mustafa Ulaş


Mustafa Ulaş
Karbonat soruları sodyum bi karbonat isteyen eczaneden alsın isteyen başka yerden önemli olan sodyum bikarbonat olması

SAĞLIĞIMIZIN MÜTHİŞ ŞİFRELERİ KALP DAMAR SORUNLARIMIZA KESİN ÇÖZÜM VE NEDEN TIKANIYOR KARACİĞERİMİZİN ÖNEMİ OKUYALİM BOŞUNA ÇEKMEYELİM m.ulaş Damar tıkanıklığı için çobançökerten otu çayı alıç çiçeği çayı ve sirkesi kullanın gingo biloba çayı için ceviz yağı için veya yiyin 2 ay devam edin düzelirsiniz ama tekrarlar bir süre sonra Asıl sorunumuz karaciğerimiz filitrelerimiz tıkanınca kalp damar sorunlarımızda başlıyor kanımız vücudumuzda kirli ve yağlı dolaşmaya başlıyor kalp ve kılcal damarlardan tıkanmalar başlıyor giderek kalbin ana damarlarıda tıkanmaya başlıyor baypaslar bir zaman sonrada stendlar başlar takılır sorun büyüyerek devam ediyor damar bozulmaları varisler dolaşım yetmezliği başlıyor kalbi besleyen kılcal damarlarda tıkalı olduğu için kalp yeteri kadar çalışamaz oluyor Çaresi var önce karaciğerimizi temizleyelim onaralım karaciğer tedavisini basitce ve kararlı yapalım devedikeni tohumu enginar tohumu beraber çektirilir sabah akşam 1 rer tatlı kaşığı yemekle alınır karahindibağ otu çayı ve sinirli ot çayı 1 rer su bardağı içilir lavanta çayı içilir 1 su bardağı bunları güne yayın tok için 3 ay devam edin Perhizide var buğdaygiller ürünleri mısır ürünleri tatlı ne varsa hazır gıdalar hayvansal ürünler 3 ay kadar yasaklarımız perhizi tutacaksanız başlayın yoksa hiç başlamayın Rabbim Şafi ismiyle şifa versin tüm hastalara sağlık en büyük servetiniz unutmayın M.ulaş


Mustafa Ulaş
DİZ SIVISI VE KIKIRDAĞIN YENİLENMESİ İÇİN..
Yaradılışımızda vücudun kendi kendini temizleme ve tamir etme özelliği var.
Deri devamlı kendini yeniler, kan, hücreler vs.
Diz kıkırdağı ve sıvısıda.
Doktorların insanı panikleterek diz ameliyatları yapmasına, platin takmasına bakmayın.
Yeterki vücuda katkılı, kimyasal yiyecek,gluten gönderme.
Vücudun yaradılışına ve formatına aykırı gıda sokma.
Vücut sıvısını artıran, vücudu temizleme ve tamirde yardımcı gıdalar alınmalı.
Özellikle dizin kendini yenilemesi ve tamir etmesi için.
DIŞTAN;
Sarı kantaron yağı sür.
Çörek otu yağı sür.
Kuyruk yağı ve siyah çekirdekli üzümü robottan geçir bir gün sar.
Bamyayı az haşla veya çiğ lapa halinde zeytinyağıyla sar.
Zeytinyağı, limon sar.
Lahana haşla dize sar.
Elma sirkesi sür.
Acı kavun suyu ve yağı sür.
BESLENME;
Magnezyum Sülfat.
Zeytinyağı, limon ikilisi iç.
1 ay, çiğ bamya salatası ye.
Kuru dut.
Zerdeçal.
Isırgan tohumlu bal.
Kemik suyu.
1 ay Hibiskus çayı iç.
Kuşburnu çayı.
Akgünlük.
Yumurta kabuğu ve zarı.
Sade madensuyu, meyveliler katkılı.
Diz sorunu, romatizma sıkıntısı olan glutenli beslenmeyecek, buğdaydan yapılan herşeyden uzak duracak.
Ekmek olarak, çavdar tüketecek.
Hamurlu tatlılar, bulgur vs tüketmeyecek.
Ne kadar güzel beslenip, hacamat sülükte yapsan,eğer vücuda gluten giriyorsa dizdeki sıkıntı tekrarlayacak.
Önce girişi durdur.
Gluteni, kimyasalı, katkılıyı kes.
Yukardaki çay vs de kür halinde en az 21 gün yapılmalı.
Yukarda yazan yiyeceklerin herbirinin ayrı faydası var.
Mesela, elma sirkesi dizlerdeki zararlı toksinleri , şişliği giderir, haliyle oksijen de artar.
Magnezyum sülfat kireç eritir, kanı temizler.
Hibiskus çayı, bamya diz sıvısını artırır.
O bölgedeki, toksin, kireç atılmadan o bölgeye yeterli oksijen gitmez ve sıvı da oluşmaz.
O yüzden yukardakilerin hepsini yapmaya çalışalım, yetişmiyorsa beşini bir ay yapalım.
Sonra diğerlerini.
Ama öncelik def-i mefasid de olsun, önce zararlıyı at sonra ekle.
Tabiki burda da bir ay toksin vs atanları yapıp diğer ay sıvı artıranları yapmayacağız, atanlarla birlikte ekleyenleride aynı anda başlayacağız.
İlk evvela hacamat, sülük, M. sülfat, elma sirkesini başladığımız zaman, bamya, hibiskus çayı vs de başlıyoruz.
Dizdeki zararlıları atanlar.
Hacamat, sülük, m. Sülfat, elma sirkesi..
Bu aradada ağır işten, dizi, beli zorlayacak şeylerden kaçınmalı.
Bol istirahat etmeli.
Dualarınızı bekler💖💖

ARDIÇ TOHUMUNUN FAYDALARI Özellikleri : Diüretik / idrar söktürücü, sudofifik / terletici, stomaşik / mideyi kuvvetlendirici, antiseptik / mikrop öldürücü, balgam çıkartıcı tesire sahiptir. Faydaları : Dallarından yapılan merhem deri üzerine sürülerek ovulursa, cilt hastalıklarına iyi gelir. Ardıç terletici bir bitki olduğundan romatizma ve soğuk algınlığına iyi gelir. Kandaki şeker miktarını düşürür. Regl ağrılarını dindirir, kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser. Nefes kokularını giderir. Kansızlığa iyi gelir. İdrar söktürür. Rendelenmiş meyveleri sirke içine konup bekletildikten sonra bir bezle alın üzerine sarılırsa baş ağrılarını giderir. Taze meyvelerin ezilmesiyle elde edilen şurup öksürüğe çok iyi gelir. Taze dallarının çayı zayıflamak için kullanılır. Kanı temizler, bunun için ilk gün 4 tane ardıç meyvesi yenilir. Sonra her gün bir tane artırılarak 12 gün devam edilir. On ikinci günün sonunda birer adet azaltılarak 12 günde böyle yemeye devam edilirse kanı temizler. Nasıl Kullanmalıyız: Hafifce dövülmüş meyvelerinden 1 çoba kaşığı 400 gr. kaynayan suya atılarak su ateşten indirilir. 2 saat demlendirilerek günde 4 defa yemeklerden önce içilir. Yan Tesirleri: Böbrek hastalarına ve hamilelere yasaktır. 6 haftadan fazla kullanılmaz.

ÜLSERATİF KOLİT VE CROHN HASTALIĞI OLANLAR ÜLSERİ OLANLAR HİÇ BİTMEYEN REFLÜ GASTRİTİ ÇÖLYAK DAHİL ÇÖZÜM m.ulaş
Kantaron yağını yemeklerden 1 saat önce 2 yemek kaşığı için üzerine sıcak yakmayacak kadar sıcaklıkta su için 1 saat bişey yiyi içmeyin yemekten önce saf tahin için 1 yemek kaşığı kadar sonra yemeğinizi yiyin yemekten sonrada hiç bişey yiyip içmeyin yatmayın 2 saat kadar
PERHİZİNİZDE VAR
ekmek unlu gıdalar hazır gıdalar hayvansal ürünler asitli gıdalardan uzak durun endüstriel işlem görmüş gıdalardan uzak durun bunlar tamamen yasak 1 yıl kadar
BU HASTALIKLARI TEKRAR YAŞAMAMAK İÇİNDEKARACİĞERİNİZİ ONARIN TEDAVİ EDİN TIKALI FİLİTRELERİ AÇIN ASIL SORUN KARACİĞERİMİZ UNUTMAYALIM sayfamda karaciğer tedavisi tarifi var okuyun. saygılar geçmiş olsun
M.ulaş
Mustafa Ulaş
HORMONLARINIZI DENGELEYİN
Hormon takviyelerine karşı mesafeli olun
Ergenlik dönemindeki gelişimsel bozukluklar, adet düzensizlikleri, infertilite (kısırlık) ve sorunlu menopoz gibi durumlarda kadınlara medikal olarak hormon takviyeleri (doğum kontrol hapları vs.) önerilebiliyor. Elbette ki acil durumlarda hekimlerin önerdiği bu tür ilaçlar çok daha hızlı ve etkili sonuçlar verebiliyor ancak, yapılan araştırmalar yapay olarak alınan hormon takviyelerinin uzun vadede rahim ağzı kanseri, meme kanseri ve benzeri birçok hastalığa neden olabileceğini de ortaya koyuyor. Eğer hormon dengesizliğine bağlı bir sorun yaşıyorsanız, doktorunuzla medikal hormon takviyeleri yerine doğal yöntemleri denemeyi konuşabilirsiniz. Beslenme ve gündelik alışkanlıklarınıza dikkat ederek, bazı doğal yöntemler uygulayarak hormonlarınızı dengelemeniz mümkün olabilir. Ancak ciddi ve acil müdahale gerektiren durumlarda yapay hormon takviyeleri tercih edilmelidir.

Şekerden uzak durun
Şeker tüketimi, hormon dengesini önemli ölçüde etkileyen faktörlerden biri. Düzenli olarak fazla miktarlarda tüketilen şeker, vücudumuzda salgılanan hormonların işlevlerini bozduğu gibi, sağlıklı bir kiloda kalmamızı da engelliyor. Kilo ile ilgili problemler yüzünden hormon dengesinin bozulması da kaçınılmaz olabiliyor. İnsülin, leptin gibi metabolik işlevleri düzenleyen hormonların şeker tüketimi ile bozulması, enerji seviyemizi ve menstrual döngülerimizi de etkiliyor; aynı zamanda enflamasyonu artırarak östrojen ve testosteron dengelerini bozabiliyor. Yediğiniz yemeklerin ve tükettiğiniz içeceklerin mümkün olduğunca az şekerli veya tamamen şekersiz olmasına özen göstermelisiniz.
Bolca sebze tüketin
Sağlıklı beslenme ve kilo kontrolü için sebze tüketmenin önemini biliyoruz ancak özellikle bazı sebzeler, hormon dengesini sağlamak için de oldukça faydalı. Turp, beyaz lahana, kara lahana, brüksel lahanası, karnıbahar, brokoli, roka, tere, kale gibi turpgiller familyasına ait sebzeler, sindirim sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışmasına yardımcı olarak vücuttaki fazla hormonların atılmasına yardımcı olurlar. Özellikle son yıllarda önemini daha iyi anladığımız bağırsak mikrobiyomunun da desteklenmesi, hormonal dengeyi sağlamak adına önemlidir. Turpgillerin içerdiği sülforafan ve indol-3-carbinol adlı maddeler, özellikle östrojen fazlalığı durumunda oldukça etkilidir.

Stresten uzak durun
Kronik stresin pek çok hastalığa neden olduğu bilinen bir gerçek. Aynı zamanda hormon dengesi de strese bağlı salgılanan fazla kortizol hormonundan olumsuz yönde etkilenebiliyor. Psikolojik stres kadar, güçlü diyet ve egzersiz pratiklerinin neden olabildiği fiziksel stres de hormon dengesini etkiler. Düşük karbonhidrat diyetleri, uzun süren oruç ve yoğun egzersiz, vücuttaki stres seviyesini önemli ölçüde artırabilir. Hormonal dengesizlik yaşıyorsanız, bir süreliğine daha hafif diyetler ve yoga, meditasyon gibi pratikler sizin için daha uygun olacaktır. Özellikle düzenli olarak yapılan mediasyon, stres seviyesini azaltmada oldukça etkilidir.

STRESE VE YORGUNLUĞA İYİ GELEN BİTKİ ÇAYLARI
Adaptojenlerin gücünden faydalanın
Ashwaganda, ginseng, maca kökü ve rhodiola gibi bitkisel ürünler, vücudu genel olarak dengeleyen adaptojenlerdir. Ülkemizde henüz yaygın olarak kullanılmıyor olsalar da, yapılan araştırmaların da desteğiyle dünyada gün geçtikçe daha fazla tercih edilen bu ürünlerin, özellikle strese bağlı rahatsızlıkların giderilmesinde oldukça etkili olduğu biliniyor. Stres seviyelerinin dengelenmesi de hormonal sağlık için çok önemli. Bir uzmana danışarak günde ne kadar adaptojen alabileceğinizi öğrenebilir, düzenli kullanım ile hormonal dengenizi adaptojenler ile koruyabilirsiniz.

Bağırsak sağlığınızı önemseyin
Mikrobiyom üzerinde yapılan yeni araştırmalar, bağırsakların ve sindirim sistemindeki bakterilerin bilinenden çok daha önemli olduğunu, hatta bağırsakların adeta ikinci bir beyin gibi işlev gördüğünü ortaya koydu. Birçok metabolik işlevi etkilediği gibi bağırsaklar; kadınlar için en önemli üç hormon olan östrojen, progesteron ve testosteron dengesini de etkiliyor. Gereksiz antibiyotik ilaçlardan ve antibakteriyal ürünlerden kaçının, probiyotik takviyesi alın ve toprakla haşır neşir olarak vücudunuzu sağlıklı bakterilere uygun bir yaşam alanı haline getirin. Aynı zamanda sindirim sisteminin düzenli çalışması için de bol su içmeyi ihmal etmeyin.