25 Ağustos 2019 Pazar

Karaciğerin Görevi Nedir


Karaciğerin görevi nedir, karaciğer insan vücudunda yer alan en büyük organdır. Karın boşluğunun sağ kısmında bulunur ve genelde 1, 5 kg civarında ağırlığa sahiptir. İnsanlarda yaşamı sağlayan bir organdır ve kendi kendini yenilemeye sahip bir organdır. Rengi pembemsi veya kahve tonu arasındadır. Şekil olarak ise üçgen bir şekle sahiptir. Karaciğer yapı itibari ile yumuşak dokuya sahip bir organdır.
Ayrıca Karaciğer günde 1 litre safra salgılamaktadır. Salgılanan safra yağların sindirilmesine neden olur. Karaciğer vücudun ısısını düzenleyen bir organdır ayrıca vücutta oluşan zehirli maddelerin toksinlerinden arınmasını sağlamaktadır.
Karaciğerin görevi nedir sorusuna verilebilecek cevaplardan bir tanesi de karaciğerin vücudun deposu olarak görev yapmasıdır. Kanda fazla bulunan glikozu glikojene dönüştürerek saklar. Karaciğer olmaması durumunda belli bir süre diyaliz yardımı ile yaşam sürdürülür bunun dışında nakil yapılamıyor ise kişi yaşamını sürdüremez.
Karaciğerin görevi nedir?
Vücut ısısını dengelemek ile görevlidir.
Bazı vitaminleri Vücut içerisinde Karaciğer içerisinde depo ederek saklar.
Ayrıca alyuvar yıkımında rol almaktadır.
Yaşlı olan alyuvar hücrelerini yıkar.
Safra ile vücuttaki atıkların atılımını sağlamaktadır.
Bazı endeksiyonlara karşı vücudun bağışıklığını sağlar.
Aynı zamanda protein ve kolesterol sentezinde görev alır.
Kanda bulunan kötü maddelerden arınmasını sağlar mesela alkol, ilaç ve toksit gibi maddeler.
-Vücuttaki yağ sindirimine yardımcı olmaktadır.
-Kan üretimi için gerekli maddeleri üretmektedir.
-Hormonların düzenli olmasını sağlar.
-Kendini yenileyen bir organ olduğu için naklide yapılabilen bir organdır.
(Alıntıdır.)
Fotoğraf açıklaması yok.

Ezan okunurken köpeğin uluması hayra alamettir; şeytanların ve kafir cinlerin kaçışını görmüş olmalarından dolayıdır .

Görüntünün olası içeriği: yazı

Fazlası da azıda zararlı: Vitamin hapları hakkında temel bilgiler

Fazlası da azıda zararlı: Vitamin hapları hakkında temel bilgiler
vitamin-kasik-ilac-hapVitaminlerin sağlıklı bir hayat sürmek için vaz geçilmez besin öğelerinden birisi bu nedenle günümüzde vitaminlerin tedavilerin de bir parçası haline geldi. Vitamin eksikliği gibi fazlalığının da önemli sağlık sorunları yaratabilir“Ancak vitamlerin gereğinden çok alınması da bir çok tehlikeyi de beraberinde getiriyor”
Her ilacın aslında bir zehir olduğunu ve ilacı zehirden ayıran tek özelliğin dozu oldugunu unutmayın. “İnsan için en önemli, en hayati olan su bile gereksiz ve fazla tüketildiğinde önemli sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Günümüz tıbbında vitaminlerin hangi şartlarda tedavi amacı ile hangi şartlarda tedbir amacı ile kullanılacağı bellidir.
Vitamin eksikliğinin hastalıklara yol açabileceği ilk olarak 1896 yılında anlaşılıyor ve şu sonuç ortaya çıkıyor:
• C vitamini eksikliğinde cilt ve dişeti problemleri.
• A vitamini eksikliğinde görme problemleri.
• D vitamini eksikliğinde kemik problemleri.
• B vitamini eksikliğinde cilt ve sinir sistemi problemleri oluşuyor.
• Vejetaryen beslendiği bilinen kişilerde ise, hayvansal gıda tüketmediklerinden dolayı
B12 vitamini eksikliği görülüyor. Bu nedenle vejetaryen beslenmeyi tercih eden kişilere tedbir amaçlı B12 vitaminini öneriliyor.
Vitamin eksikliğinin pek çok nedeni olabilir
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde beslenme problemlerinden kaynaklanan vitamin eksikliklerine pek sık rastlanmıyor. Bununla beraber vitamin eksikliği yalnızca yetersiz beslenmeye bağlı olarak ortaya çıkmıyor. Yaşamımızın değişik dönemlerinde artmış ihtiyacın (bebeklik, gebelik, ergenlik) karşılanamaması, diyabet, böbrek yetmezliği, barsaktan emilim bozukluğuyla seyreden hastalıklar, mide ameliyatları, yoğun alkol kullanımı gibi birçok durumda eksiklikler ortaya çıkabiliyor. Vitamin tedavisi denildiğinde bu risk gruplarına özel tedavi yapılması gerekiyor. Ancak günümüzde doğal besinlerle alınması gereken vitaminler ihtiyaç oluşmadan ilaç olarak rastgele alınıyor.
Fazla alınan A, D, K Vitaminlerine dikkat
Vitaminler kimyasal özelliklerine göre suda eriyen ve yağda eriyen vitaminler olmak üzere iki gruba ayrılıyor. B ve C vitaminleri suda eriyebildiği için vücudumuzda depo edilmesi söz konusu olmuyor. Bu nedenle eksiklikleri yağda eriyen vitaminlere göre daha sık görülüyor. Fazla tüketilmeleri vücutta birikim yapmadığı için çoğu zaman sorun olmazlar.
Yağda eriyen vitaminler (A, D, E, K vitaminleri) fazla alındığında vücutta birikiyor ve kontrolsüz kullanıldığı zaman “hipervitaminoz” denilen vitamin fazlalığına yol açabiliyor. Vitamin eksikliğinin sağlık sorunu olması gibi fazlalığı da sağlık sorunlarına neden olabilir.
Fazla D Vitamini almak kandaki Kalsiyumu arttırıyor
Vitamin kullanımı ile karşılaşılan sorunlar bu ilaçların ilaç gibi değerlendirilmeyip masum ve zararsız sanılmaları gibi yanlış bir kanıdan kaynaklanıyor. Hal böyle olunca doktor önerisi olmadan, kontrolsüz ve bilinçsiz vitamin kullanımı değişik sağlık sorunlarına da yol açabiliyor. Özellikle ihtiyaçtan fazla alındığında vücutta depo edilebilen yağda eriyen vitaminlerin fazlalığına daha sık rastlanıyor. Fazla alınan vitaminler, bazı sağlık sorunlarına yol açabiliyor:
dengeli beslenmeD vitamini fazlalığı kan kalsiyum düzeyinde artmaya ve buna bağlı olarak kas krampları, kalp ritim problemleri, kabızlık gibi sorunların oluşumuna neden oluyor.
A vitamini fazlalığı beyin basıncının artmasına, kas güçsüzlüğüne, baş ağrısına, görme problemlerine yol açıyor.
C vitamininin vücutta depo edilmemesine rağmen idrarla atıldığından bazı böbrek taşlarının oluşmasını sağlıyor.
Son dönemlerde yapılan bilimsel çalışmalar da yüksek dozda kullanılan E ve C vitaminlerinin akciğer kanserinin oluşumunu artırdığını gösteriyor.
Yine yapılan çalışmalarda yüksek doz A, C ve E vitamini kullanmanın mide-barsak, prostat kanserinde kanser gelişimine neden olmasa bile beklenen yaşam süresini kısalttığı, tümörün büyümesine ve ilerlemesine katkı sağladığı gösteriyor.
Doktora danışmadan almayın
Günlük ihtiyaç kadar doğal gıdalardan alınan vitaminlerin herhangi bir soruna yol açmadığı biliniyor. Bu nedenlerden dolayı ihtiyaç gruplar dışında sağlıklı beslenmenin vitamin alımı için yeterli olduğu, ek vitamin ihtiyacının ise doktor tavsiyesine göre planlanmasının gerekliliği vurgulanıyor.
VİTAMİNLER HAKKINDA EK BİLGİ:
D vitamini fazla alındığında: Kalsiyum fazlalığının yanı sıra, D vitamini zehirlenmesine yol açıyor. Artmış D vitamini vücutta fazla kalsiyum emilmesine, dolayısıyla ciddi kalsiyum fazlalılığına neden oluyor. Bu da kalp ve böbrek sağlığı açısından ciddi ve önemli sonuçlar doğuruyor.
A vitamini fazla alındığında: Ciltte koyulaşmaya, pullanmaya, kafa içi basıncının artmasına, şiddetli baş ağrısına, görme sorunlarına neden olabiliyor.
K vitamini fazla alındığında: Kanın pıhtılaşmasına yönelik sorunları ortaya çıkarabiliyor.
HANGİ DÖNEMDE HANGİ VİTAMİN?
Süt çocukluğu dönemi: D Vitamini
Gebelik: Folik asit
Böbrek yetmezliği olanlar ve diyaliz hastaları: Folik asit, D vitamini
Mide ve bağırsak ameliyatı geçirenler: B12 vitamini
Barsaktan emilim problemi ile seyreden hastalıklar: D vitamini, B12
Yoğun alkol kullanımı: B1, B12
Şeker hastaları: B1, B6
Vejetaryen: B12
Fotoğraf açıklaması yok.

ÇOCUĞU OLMAYANLAR SAFRANIN SPERM KÂLİTESİNİ ARTİRMADAKİ ETKİSİ (BİLİMSEL ÇALİSMALAR) Safranın infertil erkeklerde semen parametreleri üzerine etkisi. Heidary M 1 , Vahhabi S , Reza Nejadi J , Delfan B , Birjandi M , Kaviani H , Givrad s . Yazar bilgileri 1 Üroloji Anabilim Dalı, Lorestan Tıp Bilimleri Üniversitesi, Khorramabad, İran. drheidary@yahoo.com Erratum in Urol J. 2009 Winter; 6 (1): 71. Vahhabi, Sepideh [eklendi]. soyut GİRİŞ: Safranın (Crocus sativus) idiyopatik infertiliteli erkeklerde semen analizi sonuçları üzerine etkilerini belirlemek için bu çalışmayı yaptık. MALZEMELER VE YÖNTEMLER: Bu klinik denemede, problemi cerrahi olarak çözülemeyen 52 sigara içmeyen infertil erkek kaydedilmiştir. 3 ay boyunca safranla tedavi edildiler. Safran, 50 mg, içme sütünde çözüldü ve çalışma kursu sırasında haftada 3 kez uygulandı. Semen analizi tedaviden önce ve sonra yapıldı ve sonuçlar karşılaştırıldı. SONUÇLAR: Normal morfolojili spermlerin ortalama yüzdesi, tedaviden önce% 26.50 ± 6.44 idi, bu daha sonra% 33.90 +/-% 10.45'e yükseldi (P <.001). A sınıfı hareketliliğe sahip spermlerin ortalama yüzdesi, tedaviden önce% 5.32 ± 4.57 ve tedaviden sonra% 11.77 ± 6.07 idi (P <.001). B sınıfı ve C hareketleri başlangıçta% 10.09 +/-% 4.20 ve% 19.79 +/-% 9.11 idi; bu, sırasıyla% 17.92 +/- 6.50 (P <.001) ve% 25.35 +/- 10.22 (P <.001) 'e yükseldi. . Sperm sayısında anlamlı bir artış saptanmadı; Ortalama sperm sayısı, başlangıçta 43.45 +/- 31.29 x 106 / mL ve tedavi süresinden sonra 44.92 +/- 28.36x 106 / mL idi (P = .30). SONUÇ: Bir antioksidan olarak safran, infertil erkeklerde sperm morfolojisi ve hareketliliği üzerinde pozitif olarak etkili iken sperm sayısını artırmaz. Safran ve bileşeninin erkek kısırlığının tedavisinde potansiyel rolünü ve etki mekanizmasını açıklamak için daha büyük örneklem büyüklükleri üzerinde daha fazla araştırma yapılması gerektiğine inanıyoruz. PMID: 19101900

Fotoğraf açıklaması yok.

SAYFAMDAKİ BİLGİLERİ DOKTORUNUZA DANIŞMADAN SAKIN KULLANMAYIN SİZDE ARAŞTIRIN BANADA İNANMAYIN ARAŞTIRIN Lütfen M.ulaş


Mustafa Ulaş

YABAN MERSİNİNİN FAYDALARI NELERDİR?
Bir şifalı bitki olarak yabanmersini yüzyıllar boyunca ishal tedavisinde ve dolaşımı güçlendirmek için kullanılmıştır. Yabanmersininin şifalı bir bitki olarak kullanımı görünüşe göre Orta Çağ’ın ilk zamanlarında başlamıştır. Yabanmersini yapraklarından demlenen çay, diyabet tedavisinde kullanılan bir halk ilacıydı. Taze, kurutulmuş ya da ilaç haline getirilmiş meyveler özellikle çocuklarda ishali tedavi etmekte; bulantı, kusma ve mide kramplarında ve bağırsak yolu için tonik olarak kullanılırdı. 1500’lü yıllarda Avrupalı, özellikle Alman, bitki uzmanları idrar yolları enfeksiyonu, mide şikayetleri ve başka rahatsızlıklar için tavsiye ediyorlardı. 18. yüzyılın ve 19. yüzyılın ilk yarısında yaşayan bitki uzmanları yabanmersinini özellikle dizanteri ve ishal tedavisinde kullandılar. İkinci Dünya Savaşı boyunca İngiliz savaş pilotları yabanmersini reçeli yedikten sonra görüş güçlerinde gelişme olduğunu bildirmişlerdi. Bu bilgi araştırmacıların dikkatlerini bu alana yöneltmiştir.
Yabanmersini meyvelerinin içeriğinde antioksidan özellikler gösteren kimyasal bileşenlerin olduğu artık bilinmektedir. Modern bitkisel tıpta yabanmersini meyvelerinin ekstresi birçok kan dolaşımı sorununun, varisli damar, damar sertliği (aterosklerosis) ve toplardamar yetmezliği de dahil olmak üzere, tedavisinde kullanılmaktadır. Meyvenin özleri, belki de bağırsak enfeksiyonuna iyi geldiğinden, ishali tedavi etmek için de kullanılır. Her ne kadar yabanmersininin göze etkileri kesin olarak ortaya konmamış olsa da bazıları yabanmersinini göz sağlığı için kullanır.
NEYE İYİ GELİYOR?
İYİ GELDİĞİ RAHATSIZLIKLAR: Göz sağlığı, Antioksidan, İshal
Yabanmersini uzun bir zamandır yiyecek ve ilaç olarak kullanılmaktadır. Meyvesi tatlı-ekşi hoş tadıyla taze ya da pişirilmiş şekilde yenir. Yabanmersini meyvesinden şurup da yapılır ve ishal ve diğer sindirim sorunları için kullanılır. Bu etkinin nedeni büyük ihtimalle yabanmersininin tannin gibi astrenjan ve iltihap engelleyici özellikleri bulunan maddeleri içermesidir. Almanya’daki sağlık uzmanları kurutulmuş olgun yabanmersini meyvelerini akut ishalin tedavisi için önermektedir. Ancak günümüzdeki araştırmaların çoğu yabanmersini meyvesinin yaşa bağlı hastalıklar üzerindeki etkisini anlamaya yöneliktir.
Yabanmersini meyvesi antosiyanidin, vücutta güçlü antioksidan özellikler gösteren bitki pigmentleri, açısından zengindir. Araştırmacılar bu etkili bileşenin vücudu kalp rahatsızlıkları ve oksidatif stres ve iltihaplanmadan koruduğunu keşfetmişlerdir. Oksidatif stresin, serbest radikallerin ve başka oksidasyon yükseltici moleküllerin düzeyinin artması durumu, yaşla ilişkili ve dejeneratif rahatsızlıklarla ilgisine dair artık daha da fazla kanıt vardır. Oksidatif stresi azaltan birçok meyve ve sebze vardır, ama yabanmersini ve Amerika’daki kuzeni olan çayüzümü bu alanda daha çok ön plana çıkmaktadır. Antosiyanidinin göze özel bir eğilimi var gibi görünür. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar yabanmersini ekstresinin retinayı koruduğunu göstermiştir. Çift kör yöntemiyle ve plasebo kontrollü olarak yapılmış iki küçük çaplı çalışmada deneklerin körlüğe kadar ilerleyebilen ciddi bir rahatsızlık olan retinopati rahatsızlıklarında iyileşme görülmüştür.
Araştırmacılar ayrıca yabanmersininin kalın bağırsak kanseri üzerine olası etkilerini de incelemektedir. İngiltere’deki Leicester Üniversitesi’ne bağlı bilim insanlarının yaptığı çalışmada kolon kanseri olan hastalara 7 gün boyunca yabanmersini ekstresi verilmiş ve tümördeki hücre artışı oranında % 7 oranında azalma görülmüştür. Bu etkinin nedeni, antosiyanidin maddesinin tümörü çevreleyen dokuda bulunan kan damarlarındaki büyümeyi engellemesi olabilir.
NASIL TÜKETİLMELDİR?
TAZE YABANMERSİNİ: Her gün bir tabak taze meyve. Yabanmersini yoksa Amerikan çayüzümü de yenebilir.
ÇAY: 1 çay kaşığı kurutulmuş yabanmersinini 2 bardak suda 20 dakika kadar kaynatın. Süzün. İshal için 3-4 saatte bir yarım bardak için.
EKSTRELER: Doz aralığı günlük 360-600 mg arasındadır, % 25 oranında antosiyanidin standardize edilmiş olur.
YABAN MERSİNİ ŞURUBU: Yarım bardak taze ya da dondurulmuş yabanmersini/çayüzümü karışımını, 1 çay kaşığı limon suyu, 2 yemek kaşığı koyu bal ve 1 tutam öğütülmüş karanfille karıştırın (eğer taze yabanmersini/çayüzümü kullanıyorsanız 2 kaşık su ekleyin). Orta ateşte meyveler koyulaşana kadar kaynatın. Buzdolabında 10 gün kadar tutun. • 2 yemek kaşığı karışımı maden suyuna katarak için. • 2 yemek kaşığı karışımı meyveli yoğurda katın. • Salata sosu için 2 yemek kaşığı karışımı yarım bardak zeytinyağıyla ve bir diş sarımsakla karıştırın. • Krep ya da waffle’ın üzerine dökün.
16. YÜZYILDA DA KULLANILIYORDU
Olgunlaşmış yabanmersini yaprağı ve meyvesi sindirim ve kan dolaşımı sorunları için eskiden beri kullanılan ve artık gelenekselleşmiş bir şifalı bitkidir.
1539 yılı: Alman hekim H. Bock yabanmersininin tıbbi özelliklerini tanımladı.
1597 yılı: Bitki uzmanı H. Gerard, “
EL VE AYAKLARINIZDAKİ NASIRLARINIZDAN KURTULUN
sağlığımızın müthiş şifreleri sayfasında bilgileri m.ulaş
El ve Ayaklarınızdaki nasır için 5 litre yakmayacak kadar sıcak suya 1 su bardağı karbonat koyun eritin nasırlı el veya ayaklarınızı kayun suyun içine 1 saat dursun çıkarın günde 2 sefer sabah akşam 3 gün yapın suyu dökmeyin ısıtın kullanın gidiyor şifa Allah tan m.ulaş

SAĞLIĞIMIZIN MÜTHİŞ ŞİFRELERİ sayfasında tüm bilgiler
LİMONTUZU İLE ZİĞİLLERİNİZDEN ET BENLERİNİZDEN KURTULUN m.ulaş
Limontuzunu hafif ıslatın ziğilin üstüne sürün günde 1 defa 3 gün sürün sadece ziğilin üstüne sürün başka yere sürmeyin yara olur ziğilin üstü bir kaç gün sonra yok olur dikkat edin gözde kullanmayın sakın şifa olsun m.ulaş

KANTARONLA GÖZ MUCİZELERİNE ŞAHİT OLUN


KANTARONLA GÖZ MUCİZELERİNE ŞAHİT OLUN
Kantaron yağıyla göz kuruluğundan göz tansiyonunuzdan gözünüzde kornea sorununuzdan kurtulun katarakt olmayın gözlüklerinizden kurtulun sabah akşam 2 şer damla kantaron yağı damlatın yakar 15 dakika sonra geçer gözünüzü yakıyorsa gözde hasarınız var demektir yakmıyorsa göz sorunuz yok demektir tam bir göz doktoru kantaron yağı. Şifa olsun saygılar
Mustafa Ulaş
Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi ve yakın çekim

MİYOM KİST SORUNLARINIZDAN EBEDİYYEN KURTULUN M.ulaş

MİYOM KİST SORUNLARINIZDAN EBEDİYYEN KURTULUN M.ulaş
Miyom kist hormon bozukluğuna karşı tere tohumu çayı adaçayı civanpercemi çayı aslan pençesi ve hayıt suyu ve çoban çantası çaylarını demleyin sabah akşam için 3 ay kadar karaciğer tedavinizide yapın aynı zamanda
Devedikeni enginar tohumlarını çektirin sabah akşam 1 rer tatlı kaşığı için yemekle karahindibağ sinirli ot çayları için 1 rer su bardağı sabah akşam için kurtulun tüm sorunlarınızdan geçmiş olsun şifa Allah tan saygılar m.ulaş