26 Ağustos 2019 Pazartesi

Hiç düşündünüz mü

KAPİTALİZMİN HASTA ETTİĞİ İNSANLAR
Hiç düşündünüz mü TUZ neden doktor kontrolünde yasak.!!!!
Çünkü bir toplum doğal tuz yerse sağlıklı olur.. 
Bunun için tuz yasak..
Doğal tuz nedir? Zengin sodyum içeren bir mineraldir..
Himalaya tuzu da denilen okyanus tuzu ve kaya tuzu sağlıklı yaşam için çok önemlidir..
Sodyum, yaşam için çok önemli bir mineraldir..
Beyniniz iyi çalışıyorsa muhtemelen kaya tuzu kullanıyorsunuzur..
Uzun ömürlü iseniz, kaya tuzu sayesindedir..
Alzheimer olanların çoğu sodyum eksikliğinden olmuştur..
Unutkanlığın
başlıca sebebi sodyum eksikliğidir..

Resûlullah’ın (s.a.v.) en sevdiği meyve, yaş hurma ve karpuzdu. Her kim hurmayı üç, beş gibi tek adet olarak yerse, ona zarar vermez ve onun için faydalı bir gıda olur. Taze hurmayı kuru hurmayla, yaş üzümü kuru üzümle taze ceviz ve bademi kuruları ile yemek de sünnettir. Karpuz yiyerek bereketlenmelidir. Zira onda Cennet suyundan bir damla vardır. Cennetteki her yiyecekte karpuz lezzeti vardır. Hadîs-i şerîfte: “Karpuz, yiyecektir (açlığı giderir), içecektir (susuzluğu giderir), reyhandır (güzel kokar), çövendir (içi arındırır), mesaneyi ve karnı yıkar.” buyrulmuştur. Karpuz, ağız kokusunu güzelleştirir, baş ağrısını sakinleştirir, gözün görmesini arttırır ve susuzluğu giderir. İştahı açar. Karındaki kurtları öldürür. İnsanın karnından yetmiş hastalığı çıkarır, bunların yerine şifa verir. Midesi hassas olanlar karpuz yerken dikkatli olmalıdır. (Şir'atü'l-İslam)

Görüntünün olası içeriği: yiyecek

Alıntıdır

Alıntıdır
İSRAİL TOHUMLARI İLE YAŞAMAK MI, ÖLMEK Mİ?
DİKKATİNİZİ ÇEKTİYSE GELELİM ASIL KONUYA..
BİZ HİC AKIL ETMEYECEK, BİZ HİÇ DÜŞÜNMEYECEK MİYİZ? BİZİM YERİMİZE BAŞKALARI MI KARAR VERECEK. BU SİSTEME DUR DEME ZAMANI HALA GELMEDİ Mİ?
Nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzun farkında mısınız?
Tarım ve Köy işleri Bakanlığı'nda
115 bin kişi çalışıyor.
30 tane ziraat fakültemiz,
50 tane tarım araştırma enstitümüz,
10 bin işsiz ziraat mühendisimiz var.
Buna rağmen Türkiye tohumda tamamen dışa bağımlı. Tek kelimeyle tohumun patronu ise İsrail.
İsrailli araştırmacıların, genleriyle oynayarak, gül ile limon kokulu domates yetiştirdiğini Şalom Gazetesi'nin internet sayfasından biraz araştırıp okuyabilirsiniz. İstediğiniz şekle sahip domatesleri bile bulabilirsiniz; çekirdeksiz, kalp şeklinde, salatalık şeklinde, dilimli...
Yani genlerle oynama meselesi yüzde yüz doğru.
Gelelim başka doğrulara.
Bu tohumların bir ekimlik olduğunu bilmeyen yok.
Yani İsrail'den bir defa tohum almakla kurtulamıyorsunuz.
Bir gram tohumun fiyatı her dönemde bir gram altına denk oldu.
Üstelik İsrail tohumunu toprağa bir ektin mi artık isteseniz de yerli tohuma dönemiyorsunuz.
Genetik tohum o toprağ a da zarar veriyor. Artık hep bu genetik tohumu kullanmak zorundasınız. 50-70 yıl sonra ise toprak kanserojen maddelerle dolduğu için artık tamamen kullanılmaz hale geliyor.
Buna en güzel örnek:
Türkiye'nin patates deposu olan Niğde ve Nevşehir bölgelerinde yetiştirilen patateslerde kanserojen maddeye rastlandığı için artık patates ekimine izin verilmemesidir.
Yani İsrail tohumu tek başına satmıyor. Tohum alana hastalığı bedava....
Tohumların içine hastalık yerleştiren İsrail bu sayede zirai ilaç satımını da garanti altına almış oluyor.
Bütün bu acı tabloya rağmen Türkiye'de yabancıların menfaatine çalışan bir patent sistemi işletiliyor.
Ne korkunç.
Köylü kendi bahçesinde tohum bırakamayacak.
Yoksa uluslararası mahkemede yargılanacak!
Şu anda dünyada İsrail tohumu kullanma yasası çıkartan ilk ülke işgal altındaki Irak'tır.
İkincisi de biz olacağız.
BU DURUMA SON VERMEK İÇİN HER VATANDAŞIMIZIN ÜZERİNE DÜŞEN GÖREVİ YAPMASI GEREKİYOR. !!!
SOR SORUŞTUR, BOŞ DURMA...
Bu yazıyı da okudunsa ister paylaş ister paylaşma, umrumda değil.
Ama bilip de susmak ortak olmaktır. Bunu bari hatırla...Bu ihanete ortak olanlarla aynı pencereden bile bakma.
Prof.Dr. Kadircan Keski Bora

İnsan aç kaldığında vücut bir günde 360 gram hasta hücreyi yer.

“YÜN” NE BÜYÜK NİMETMİŞ MEĞER
Koyun, deve, keçi tüyleri YÜN ismini alır.
Hakiki yün koyun yünüdür.
Koyun derken de dişi davar anlaşılır. Koç, yani erkek koyun yünü ile dişi arasında fark vardır.
Dişi koyun yününde olan maddî ve mânevî hassalar diğer yünlerde yoktur.
Koyunların üzerine güneş doğmaz.
Namaz vakti uyanırlar.
Koyun beslemek büyük mânevî bir uğurdur.
Bereketdir… Rızkın bollaşmasını mucip olur.
FAYDALARI SAYMAKLA BİTMEZ
1) Koyun yünü sinyal ve radyasyon emicidir.
Evimizde yoğun kullandığımız, cep telefonu, modem, kumanda gibi elektronik cihazların yaydığı radyasyonu emerek vücudumuza zarar vermesine mani olur yün. Bunun için bilhassa yorgan, yastık ve döşeğimizin koyun yününden olmasına itina göstermeliyiz. Çünkü uyuduğumuz zaman boyunca, cep telefonu ve internet cihazları devamlı sinyal alır verir ve radyasyon üretir. Vücudumuz ve bilhassa da beynimiz bu radyasyondan ciddi zarar görür. Eğer uyku setimiz koyun yününden yapılmış ürünlerden oluşuyorsa bu zarar en aza iner.
2) Koyun yünü dinlendiricidir ve rahat uyku sağlar.
Koyun yününden yapılmış yorgan, yastık ve döşekle uyursanız, sabaha dinlenmiş olarak kalkarsınız. Çünkü koyun yünü, vücutta biriken statik negatif enerjiyi alır. Böylece bedenimizde oluşan yorgunluk ve rehavet üzerimizden kalkmış olur.
Aslında gün boyunca koyun yününün dinlendirici etkisinden faydalanabiliriz. Bunun için evlerimizde, iş yerlerimizde, arabalarımızda koyun yününden yapılmış minderler ve postları kullanabiliriz. Koltuğumuzun, kanepemizin üzerine sererek üstüne oturmamız son derece faydalı olacaktır. Bilhassa yerinde uzun süre oturanlar için bu çok faydalı olacaktır. Ofis çalışanları, işi masada olanlar, uzun yol şöförleri bu hususa dikkat etmeliler.
3) Koyun yünü ısıyı dengeleyicidir.
Soğuğu geçirmez. Koyun yününden yapılan ürünler yazın serin, kışın sıcak tutma hususiyetine sahiptir. Çoğumuz yazın sıcaktan dolayı üzerimize yorgan örtmeden uyumaya çalışır. Ancak yorganımız koyun yünündense rahatlıkla üzerimize örtüp uyuyabiliriz. Çünkü yün nefes alıp verme hususiyetine sahiptir. Isıyı tutmaz.
4) Koyun yünü; yağmuru ve suyu çekmez. Dolayısıyla kolay ıslanmaz, ama ortamdaki fazla nemi emer ve rutubet oranını tabii bir şekilde düzenler.
5) Yün yanmaz. Ateşe, aleve karşı dirençli ve dayanıklıdır.
6) Alerjik değildir ve alerjik ortamların oluşmasına fırsat vermez.
7) Koyun yünü uzun ömürlüdür.
😎 Yün terletmez, teri emer, ter yapmaz.
9) Ağrıları alır. Bir çok romatizma ağrılarına iyi gelir.
10) Bit, pire, karınca, akrep, yılan ve bir çok haşarat yüne yanaşamaz.
11) Yüne cinniler yanaşmazlar.
12) Yün elektriği ref eder. Yünden elektrik cereyanı geçmez, yalıtkandır. Çobanlar kepenek içinde yağmurdan, doludan, kardan, her türlü soğuktan müteessir olmadıkları gibi kepenek içinde iken yıldırım isabet etmez.
13) Birçok mikroplar ve hastalık mikropları yünden kaçarlar. Yalnız yün lifleri içinde “güve” mevcuttur. Dışarıdan gelme değildir. Güveyi yok etmek imkânsızdır. Faaliyete geçmemesi için bir petrol mahsulü olan NAFTALİN kullanmak lazımdır. Naftalin kokusunda faaliyet yapamazlar. Umumiyetle sıcak mevsimlerde faaliyete geçerler, soğukta faaliyetleri durur.
NETİCE
Yün çorap, fânile, gömlek giymeli, yün eldiven takmalı…
Yün kuşak muhakkak kullanılmalı.
Kış yaz saf yün kazak.
Saf yün battaniye kullanılmalı…
Yünden başkasına iltifat edilmemeli.
Sağlığınız, sıhhatiniz için pek lâzımdır.
Ruhî ve mânevî hayatımız için de elzemdir.
Sağlıklı, hayırlı uzun ömür dileklerimizle…
***

Yaprak çaylar demlenerek, kök çaylar kaynatılarak tüketilir.

Kantaron gözdeki kataraktı yani perdeyi ortadan kaldırır. Denenmiştir merak etmeyin


Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, yazı

Böbrek taşı dökme ve zayıflama çayı (Avokado Yaprağı Çayı)


Böbrek taşı dökme ve zayıflama çayı (Avokado Yaprağı Çayı)
Avokado Yaprağı; içersinde barındırdığı yağ yakıcı bir antioksidan olan Glutathion sayesinde, hem hücre yaşlanmasını yavaşlatır, hem de kilo verme ve zayıflama amacıyla kullanılmaktadır.
Ayrıca, 5 günlük kullanım sonunda, böbrek taşı, böbrek kumu ve safra taşını dökmeye yardımcı olduğu kanıtlanmıştır.
Çok sayıda meyve ve sebzede bulunmasına rağmen, Avokado yaprağı bünyesinde bol miktarda yer alan antioksidanların, bedensel yaşlanmayı yavaşlattığı ve kansere neden olan anormal hücre üremelerine iyi geldiği gözlenmiştir.
Meyvesi, protein bakımından yeryüzündeki çok sayıda meyveden daha zengin olması yanında, aynı zamanda E vitamini ve mineral deposudur. Bu sayede kalp-damar hastalıklarına önemli faydası bulunmaktadır.
Ayrıca içinde barındırdığı potasyum, çinko, fosfor ve B6 vitamini de kadınların doğurganlığını artırırken, cildin diri bir görünüm kazanmasını sağlar.
Hazırlanışı: Kaynayan bir su bardağı suya, bir tatlı kaşığı kurutulmuş ya da 3 yaprak yeşil avokado yaprağı atılır. Yaklaşık 10 dakika kaynatıldıktan sonra, sıcakken süzülür. Daha sonra yarım saat kadar demlenmeye bırakılır.
Akşam yemeğinden 2-3 saat sonrasında ya da yatmadan önce kullanımı tavsiye edilir. Her 5 gün kullanım sonunda 3 gün ara verilir. Toplamda 20 gün kullanımdan sonra 20 gün kadar ara verilmeli, ayrıca tadını güzelleştirmek için herhangi bir katkı ilave edilmemelidir.
Faydaları:
- Böbrek kumu ve taşı, safra taşı dökülmesinde önemli yardımcıdır.
- Cildin nemlenmesine ve diri görünmesine katkı sağlar.
- Selülitlerin giderilmesine yardımcı olur.
- Kas gevşetici olarak kullanılabilir.
- Tansiyon ve kolestrolün düşürülmesine yardımcı olur.
- Kalp ve damar hastalıklarında şifa kaynağıdır.
- Kabızlık etkisi bulunmaktadır.
- Ayrıca mutluluk hormonu olan seratonin sayesinde insana dinçlik verir ve depresyon uyuşukluğunu üzerinizden atar.
- Demir kaynağı olan Avokado, bağışıklık sistemimizi korur.
- Zararlı toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar.
- Kandaki alkalin dengesini korur ve kırmızı kan hücrelerinin oluşumuna yardımcı olur.

Marşal yardımlarıyla Ege ve Akdeniz bölgemizdeki milyonlarca zeytin ağacımız kökünden sökülerek gemilerle Avrupaya götürüldü.


Bu ağaçlar yandığı zaman kozalakları patlıyarak yanar halde 200 metre uzağa fırlamakta oradaki çam ağaçlarınıda tutuşturmsktadır.
Bugüne kadar kimi gördüysem yetkili yetkisiz,beyinli beyinsiz herkese anlattım
"ABD leri bizim gibi haini bol ülkelerin coğrafyasını çam (ÇIRA) ormanlarıyla dolduruyor,içimizdeki hainlerin sayesinde bir kibrit çakmasıyla 100 savaş uçağının verdiği zararı veriyorlar.
Şimdi soruyorum size devletimiz bu çam ağaçlarının yerine zeytin,ceviz,badem,incir,sakız ağacı dikse hem bu ağaçlar kolay kolay yanmaz hemde köylümüze bir gelir olur.
Halaa çam dikiyoruz bıkıp usanmadan.
Bir tana akıllı yönetici bir tane milli yönetici gelmiyecekmi bu memlekete...
ABD uşakları hala güzel birşey yapıyormuş gibi çam ormanı yapacağız diye kıçlarını yırtıyorlar.
"E-Y TÜRK MİLLETİ ÜLKEME DİKTİĞİNİZ BU ÇAM AĞAÇLARI SAATLİ BOMBADIR.ZEYTİN DİKİN,CEVİZ DİKİN,BADEM DİKİN,ÜRÜNÜ KİMMİ ALACAK KİM ALIRSA ALSIN KÖYLÜMÜZ TOPLASIN FENAMI OLUR.
NE OLUR ÇAM (ÇIRA)DİKMEYİN BU GÜZEL MEMLEKETE,YANIYOR BU GÜZEL COĞRAFYA
YAPMAYIN,ÇAM DİKMEYİN